Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 ARALIK1992CUMARTESİ
12 DIZIYAZI
RUSYA'DA
NELER
OLUYOR?
GÖNÜL PULTAR
19 Ağustos 1991'de muhafazakârlann So>yetlcr Birliği L)e> let Haşkanı Mihail Gorbaeov "a karşı > aptığı darbe, demokrasi y anlılarının askerlere karşı koymasıyla tarihin çöplüğûndeki yerini aldı.
Rusya'da komünizm tarihe kanştı, ama iş başmdakilerin hepsi eski Komünist Partisi üyesi
Tiiııı iktidareskikomünistlere-ı-
R
us>a, bugünlerde
manşctlerden inmi-
yor. Eğer Yeltsın-
Gorbaçov çekişmesi
yoksa. Yeltsin-eski
Komünist Partisi çe-
kişmesi var. Öte yandan Tacıkıstan'da
patlak veren. daha doğrusuTılızlenme-
si aylar öncesine dayandığı halde bu
sıralarda kaygı verici bır yön almış
olan gclişme isc sonuçta gözlcn gene
Moskova'ya çcviriyor. Tacikistan
olaylan iki soruy u akla getiriyor ya da
canlı tutuyor. Bir. Rusya'da komü-
nistler geri gelır mı? İki. Bağjmsız Dev-
letler Topluluğu (BDT) yeni baştan
bazı ülkelen ctkisı altına alıp, bir tür
eski Sovyetler Birliği'ne dönüşür mü?
R^usya'da hemen hemen
hiçbir şeyin değişmemiş
olduğu öne sürülebilir. Bugün
komünizm resmen bitmiş. ama
başta Başkan Boris Yeltsin
olmak üzere hemen hemen
bütün yöneticiler, şimdiki
"ikbal'lerini Komünist
Partisi'nde çalışıp
yükselmelerine borçlular. Eski
kadrolann olduğu gibi
işbaşında kalmış olmalan, ilk
akla gelebileceği gibi, sadece
eski düşünce ve yasalara
bağlılığı sürdürmüyor. Bir
yerde, asıl sakınca, yenilikten
yana olan eski kadrolann
varhğı. Buinsanlann
formasyonlanyla özlemleri
arasmda dağlar kadar fark var.
Çok az gözlemci ya da yorumcunun
bu sorulan kısaca "evef ya da 'hayır'
diye yanıtlayabilecek kadar gözüpek
olduğu sanılıyor.
Gorbaçov içinsaat, 19 Ağustos 1991'deki darbe girişimindedurdu. \ezaman Rusya FederasyonuBaşkanı Boris Yeltsin ınıenineçaüşmayabaşladı.
\an da yıkıp Batının ta kendisine vcr-
leştırmış olduğu görülüyor. Sanata
olan saygı "cengaver' Doğu ülkelerin-
de belki de hiçbir zaman esemeyccek
bır hava varatmış. Ünlü yaratıalann
evlerini müzeye dönüştürme konusun-
da gösterilen vefanın boyutlan. örne-
ğin Moskova'da. değerli tiyatro sanat-
çılannın evlenni de kapsayacak kadar
geniş tutulmuş. Hatta bu anlayışın içi-
ne Tolstoy'un romanlannda sözünii
ettiğı bınaîardahi gıriyor. Müze olma-
sa bile. gezen tunsti, kuşkusuz değişik
duygulara sürüklemeye yetiyor.
lojinın ılkeleriyle komünist rejım uy-
gulamasının tüm çağnşımlan bır
>ana. Rus toplumu. yıllar yılı 'devlet
mı birey içın. birey mı devlet ıçin' so-
runsalı konusunda Doğulu toplumla-
nn yeğlediği "Tabii ki birey yüce dev-
let için" eğilimı ile yoğrulmuş.
şıklık yaratmış. Gorbaçov kansız bır
şekılde kendılığınden ıktıdardan aynl-
mış, yasa açısından ayru rejimin parça-
sı, öğesi olan Yeltsin kalmış. Bir başka
deyışle. kimi konuda-köktenci nitelik-
te değişikliğin yanı sıra yetmiş küsur
yıldır oluşmuş statüko süregelmekte.
L.usya Federasyonu'nda bugün
durum her türlü olasılığı akla getirebi-
lecek karmaşıklıkta. Her şeyden önce
Rus toplumunun kendisf çelişki dolu
özelliklere sahip.
B
B'ir yandan tümüyle Batılı. Bol-
:şoy Tiyatrosu"na. Moskova'nın eski
* ve ycni ıkı sirkıne. çeşıtli müzelenne gi-
dildıği zaman. bizlerin "Deli", Batılıla-
nn "Ulu" diye bildiğı Petro'nun. Rusla-
ra sadece 'Batı"ya pencere' açmakla
kalmamış. pencerenin bulunduğu du-
>una karşılık. Rusya'da 'büke-
medığin elı öp' zihniyetıy le şekillenmiş
Doğulu bır toplum var. Rus Devrimı
tam olarak neyi gerçekleştırdı. ne ge-
tirdi. ne götürdü? Czerinde çok yazılıp
çizildiğı gibi bundan sonra da, belkı de
asıl bundan sonra çok tartışılacak bir
konu. Ancak şu bir gerçek kı Amen-
kan Devnmi ıle Fransız Devrimi'nin
birbirinin tdmamlayıcısı olarak Batı-
da kay ıtsız şartsız yerleştıımiş olduğu
'bıreyin egemenhği'. Rusya'da en
azından Ağustos 1991"e kadar. başat
olmamış bır kavram. Komünist ideo-
'u görüş açısmın sonucu olarak.
Doğulu toplumlarda. yasal belirsizlik
yaratan. kısmen korkunun, sindiril-
mişhğin payı olan, tanımlaması güç
bır şekjlde. 'büyüğe saygı" vardır. Ör-
neğin İngiltere'de kraliyet son bulsa
herhalde bugünkü Başbakan John
Majoryerinde kalmaz. Kendisi seçim-
le gelmış olsa bile gıden sıstemin par-
çası olarak aynlması gerekir. Kımse
de İngilız ulusunu. saygısızlık ya da
nankörlükle suçlamayı aklına bile ge-
tirmez. Oysa bir türlü Doğulu özellik-
lennden kurtulamayan Türkiye'de
bızler. özellikle 12 Nİart ve 12 Eylül
ara rejimleri sırasında yasal belirsizlik-
lençok yaşadık. İşte böylesıne yasala-
nn nerede başlayıp nerede bittiğinin
belli olmayışı. bugünkü Rusya'da her
alanda sınırsız bır belirsizlik \e kan-
H..atta daha da ileriye giderek
Rusya'da hemen hemen hiçbir şeyın
değişmemiş olduğu öne sürülebilir.
Bugün komünizm resmen bitmiş, ama
başta Başkan Boris Yeltsin olmak
üzere hemen hemen bütün yöneticiler.
şimdiki "ikbarierini Komünist Par-
tisi'nde çalışıp yükselmelerine borçlu-
lar. Eski kadrolann olduğu gibi işba-
şında kalmış olmalan. ılk akla gelebi-
leceği gibi, sadece eski düşünce ve
yasalara bağlılığı sürdürmüyor. Hat-
ta, kimi "aparaçik'm başvurduğu ufak
pasif direniş' de en önemli sorun değil.
Bir yerde, asıl sakınca, yenilikten yana
olan eski kadrolann varlığı. Bu insan-
lann formasyonlanyla özlemlen ara-
smda dağlar kadar fark var. Bu da
yapmak ıstediklen ıle yapabıldıklen
arasında uçurum yaratıyor.
X eksin içtenlikle demokrasi yan-
lısı olabilir. Aynca Ağustos 1991'de
darbecilere karşı çıktığı zaman gerçek-
ten kelleyi koltuğa almış yürekli bir
insan olduğu muhakkak. Ancak uy-
gulamada hiçbir zaman demokrasiyi
ve asıl önemlısi, Rusya Federasyonu'-
nu yeniden inşa etmesi beklenilen 'ser-
best ekonomi'yı yaşamamış. Zaten ne
olduğunu da bilmiyor.
VJörüntü açısından. Rusya Fede-
rasyonu'nda. neredeyse her şey eskisi
gibi. Komünist rejimin arması ve sem-
bolü "orak-çekiç" işareti. her yerde ol-
duğu gibi duruyor. Lenin'in resmi ve
heykeli hiçbir yerde kaldınlmamış. Es-
kisi gibi anıt-mezanna huşu içinde gi-
np çıkmak gerekıyor. Yine her tarafta
ızbandut gibi sivil polisler hazır ve na-
zır. Örneklerin sonu gelmez.
zVncak çelişki şurada ki aynı za-
manda 'serbesî ekonomi' adı altında,
kimi konularda ve kimi alanlarda. her
tûrlû rezalete olanak tanınıyor,
SÜRECEK
ÇALIŞANLAREV SORULARI/SORÜNLARI / YILMAZ ŞİPAL
'Oğluma Ödenen Aylık Kesildi'
S
y
SOVU: Ben ve eşjm, TC Emekü Sandığı'na tabi gö-
revlerden emekli olduktan çok kısa bir süre sonra eşi-
mi kaybettim ve biz anne-oğul kaidık.
Eşimin vefatı üzerine emekli maaşının %50"si ba-
na %25'i de oğluma bağlandı.
Oğlumun yükseköğreniınini bitirmesi üzerine, oğ-
luma ödenen aylık kesildi. Ondan kesikn aylığın
benim avlığıma eklenmesi ve bana %75 üzerinden
dul aylığı bağlanması gerekmez miydi? T.S.
YA.NIT: Dul ve yetimlere bağlanacak aykklann
oranlan. 5434 sayılı TC Emekli Sandığı Yasası'nın
68. maddesı ıle beHrlenmiştir. Bu belırleme de:
Ölen eşin almakta olduğu ya da abnaya hak ka-
zanıpda henüz bağlanmamış emekli aylığının:
"a) Dul kan veya koca için %5O"si,"ayhk alan yetimi bu-
lunmayan dul eşlerine %75'i.
b) Çocuklarla ana veya babanın her biri için %25'i oranın-
dabağlanır.
Ölenın aylığa müstehak bir dul kan veya kocası iie bir yeti-
mi bulunması halinde. dul kan veya kocaya %60. yetimıne
%30 oranı uygulanır.
Bu aylık bağlama oranlan, TC Emekli Sandığı'ndan ken-
di adına emekli aylığı almayanlar için geçerlıdir.
Emekli Sandığı Yasası'nın 68. maddesi, 3166 sayılı y asa ile
değiştinlmış vc dul erkek eşlerin de dul ayhğından yararlan-
malan sağlanmıştır.
"Emekli, adı malullük. vazife malullüğü aylığı alan veya
iştirakçi olan dul eşe %50 oranında dul aylığıbağlanarak
ödenır."
Emekli Sandığı'ndan emekli aylığı almanız nedeniyle dul
aylığı oranı. %50 olarak belırlenmiştir.
0
o70 oranı. Emekli Sandığı'ndan kendi adına emekli aylı-
ğı almayanlar için geçerlidir. (92/74*55)
'Evliliklesonbulan çalışma süresi9
C Bir iktisadi kamu kurumunda si»ortalı işci olarak ça-
lışmakta iken evlendiğim için işten ayrıldım.
Bir süre sonra ekonomik şartların zoriaması sebe-
bi\le yeniden aynı kuruma. yine işci olarak girdim.
Bu yıl, bir kadın sigortalı olarak 20 yıllık süremi
doldurdum ve emekli okiunı.
Çalıştığun kamu kunıluşu, kıdcm taznünatunı he-
saplarken evlenmeden önceki 5 yıllık çaltşmamı göz
önüne almadı. Bana böy lece aynı kurumda çalıştığım
sürelerden 5 yıilık bolümünün tazminatı ödenmedi.
Kendi isteğimle ayrıimış otmamı gerekçe olarak öne
siirdiiler.
Ben, bu konuda ne yapabilirim ve bu 5 yılın tazmi-
natını alabilir mivim? ıj j_
YANIT: \ argıtay 9 Hukuk Dairesi'nin 19.11.1988 gün.
1986 9328 esas ve İ988 10428 sayılı karan. "Kadın ışçinin
cvvelcc evlcnmesı sebebıyle sona eren hizmelinin, emeklilik
ile biıcn son hı/metı ile bırlcştirilmesı gerektiği" yönündedır.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 19.11.1988 gün. 1988,9328
esas ve 1988/10428 sayılı karan, "Kadın işçinin evvelce e,v-
lenmesi sebebiyle sona eren hizmetinin, emeklilik ile biten
son hızmeti ile birleştırilmesi gerektiği" yönündedir.
(*)"(..) Davacı 1.3.1965 ve 2.9.1968 tarihlen arasında ge-
çen hizmelinin ondan sonra başlayıp 28.3.1985 tarihine ka-
darki hizmeti ile birleştirilip ona göre kıdem tazminatı hesa-
bınm yapılmasını ve aradaki farkın tahsilıni istemiştir.
Gerçekten davaa 1.3.1965 tarihinden 2.9.1968 tarihine
kadar çalışmış ve bu tanhten önce 21.6.1 %8 tanhinde evlen-
miş ve kocasının çalışmasına muvafakat etmemesı sebebıyle
ailevi sebepleri ileri sürerek istifa etmişür. Kıdem tazminatı
ıçınde değerlendirilmesinı ıstcdıği hizmet süresi de bu süre
olmaktadır. Bu maddi olay ış kanununun 23.10.1980 tan-
hinde 2320 sayılı kanunla değiştirilen 14üncü maddesindeki
"... veya kadının evlendiği tanhten itibaren bir yıl içinde ken-
di arzusu ile ış ilışkisini sona erdırmesi" halinde kıdem tazmi-
natına hak kazanacağmı hükme bağlamış ve aynı maddenin
5'inci fıkrasında evvelce bu maddeye göre kıdem tazminatını
gcrektirecek hizmetlenn 4'üncü fıkra uyannca birleştirilebi-
leceğını kabul edcn hükmü ile değerlendirilecek olursa dava-
cının evvelce evlenmesi sebebi ile sona eren hizmetinin
emeklilik ile biten son hizmeti ile birleştirilmcsi gerekir.(...)"
Yargıtay'ın bu karan, evlenme nedeniyle ve kendi isteği ile
ışinden aynlan kadın işçinin. evlenmeden önceki çahşma sü-
relerinin de kıdem tazminatmda göz önüne alınması gerekti-
ği görüşündedir. (*) Kaynak: Yasa Hukuk Dergisi. Man
1987.sayfa414,174
POLITIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
YasaklarDOnyası...
Yıllar var ki televtzyonda görmediğimiz Rahmi Saltuk
geçende ekranda hem çaldı hem söyledi. Ne kıyamet
koptu, ne yer yerinden oynadı Oysa yıllar var ki görün-
mez güçler Rahmi Saltuk'a ekranı haram etmişlerdi.
Sanatçı için ekran doyulmaz bir besindir. Bir sanatçı ek-
randa gorünmedı mi, ne kaseti çalar ne konserleri olur.
Dahası.görünmedi mi. unutulur bile... Onun içinsanatçı-
lar sık sık ekranda gorünürler. Adına ekran denilen bü-
yülu kutuda gorünmedı mi, adı sanı unutulur. Rahmi
Saltuk içın de böyle oldu. Sanki bir süngerle ekrandan
adı sanı silinivermışti. O gün, bugün yok oluvermişti.
Anadolu'ya çıkıp konserler versın diyeceksiniz. Yerel
yönetimler ağızbirliği etmişler, dinletileri yasaklamış-
lardı. Rahmi, elinde sazı, her dinletiden yüzgeri dönü-
yordu. Devletle uğraşmak zordur Hele bu terörlü gün-
lerde başedilemez.
Rahmi Saltuk'u, yırmi yılı aşkın bir süre var, "Kalem"
gunlerinden tanırım. Elinde sazı gelir, bir köşeye oturur,
vakti saati geldı mi gecenın içinde çalar, söylerdi. O yıl-
lar "Kalem" epeyce rağbetteydi, kimler söylemezdi.
Başta ustalarm ustası Ruhi Su... Sonra Âşık Veysel..
Kendi besteleriyle ünlü Âşık Mahzuni... Her iki âşık, Vey-
sel'le Mahzuni, Fikret Otyam'ın tekelinde gibiydi; yanın-
dan ayrılmazlar, sözünden çıkmazlardı. Kırşehirli Hacı
Taşan'ın da uğradığı olurdu' "Kendim ettim, kendım bul-
dum". Bohem Fransız şairlerini avucunun içi gibi bilen,
onları Türkçe söylüyormuşçasına söyleten Erdoğan Al-
kan da elinde sazı, görünürdü. Dediğim gibi Erdoğan
Alkan, daha çok kendi türkülerini çalar söylerdi. Bir "Ka-
ram" çığırırdı ki akan sular durur, esen yeller kesilirdi.
TRT, Kalemin arka sokağındaydı, bir binaya sığışırdı,
böyle genişleyip bir azman olmamıştı. Yönetici dostlar
sık sık gelirlerdi. Hemen her şeye yasak daha konma-
mıştı. TRT, kendinı arıyor, yansızJığını bulmaya çalışı-
yordu. Geçende ölen eski genel müdür Adnan Oztrak
yansız olmak ıçin titizlenryordu. Bizde yasak, serbestlik
de adamına göre... Yönetim kurulunda Behçet Kemal
Çağlar, Melih Cevdet Anday, Refik Ahmet Sevengil gibi
dostlar vardı. Yeni doğmuş, henüz emekleyen yönetimi
yumuşatmaya çalışıyorlardı. Televizyon nedir, nasıl iş-
ler, nasıl tarafsız olur, yeniden yeniye öğreniliyordu.
Biz televizyona radyodan geliyorduk. Radyoda hangi
sıkıntıları çekmişsek televizyonda da çekecektik. Siya-
setçiler, vaktiyle adları anılmıyor, seyrek anılıyor diye
radyodan yakınırlardı. Şimdi az görünüyor ya da görün-
müyor diye yakınıyorlar. Radyo gibi televizyon da dert
olmuştu. Yirmi yıl önce böyle de şimdi nasıl? Şimdi de
bolca görünmelerine karşın siyasetçiler her fırsatta tele-
vizyondan yakınmıyorlar mı?
"Ben az görundüm, sen çok göründün" kavgası etmi-
yorlar mı? Eski başbakan yeni başbakanı eleştirmiyor
mu?
Rahmi Saltuk'a yıllardır konmuş olan yasak ekranda
göründüğüne göre kalkmış oluyor. Yasağı ve bu yasa-
ğın kalkmış olduğunu belirtmek ısteyen Erkan Yolaç,
soruyu ınce ve nazik bir biçime sokarak şöyle soruyor:
' Artık, bundan sonra yeni konserler vereceksiniz de-
ğil mi?
"Önümüzdeki günlerde yeni konserlerim olacak."
Böylece yıllardır görünmemenin gerekçesi anlatılmış
oluyor. Yıllardır Ruhı Su'yu söyletmediler, Âşık Mah-
zurtl'yi söyletmediler de ne oldu? Düşünüyorum da, ya-
saklarla geçen zamana acıyorum. Nice sanatçılânmız
bu yasaklar yüzünden halktan koptu, hatk da sanatçıdan
uzak kaldı. Bugün yasaklann çoğu kalktı. Ama korkusu
daha kalkmadı Çoğu yöneticiler yasak varmış gibi dav-
ranıyorlar.
Biz geçen çeyrek yüzyıla nasıl bakıyorsak, şimdi bize
de öyle bakıyorlar Yasaklar cumhuriyeti...
BULMACA
SOLDAN SAĞA
1/ Sabahattin Ali'nin bir ..
Lİvkü kıtabı. 2) Bir gıda
maddesi... Batmış gemi- 2
len askıya almak işınde o
kullamlun büyük duba.
3) Oıomobillenn çekış ve 4
hızını ayarlamaya yara- c
yandişhlerdüzenı.. Üstü
kapalı olarak anlatma. 4) 6
Marmara Denizi'nde bır j
ada. 5) Söylcnce... Nike-
lin sımgesi. 6) Eskiden 8
Türke yabancı olan kim- Q
^elere ve topluluklara.
1 2 3
jzclliklc Arap ve İranlılara verilen
jd... Kan. eş. 7) Bir renk... Kala-
vın simgesi... Toprağın nemı. 8)
Denızlenn çekilmesiyle oluşan ve
vurılanmaya elverişli olan bölge.
9) Üye... Genellıkle sevecen ve hü-
ziinlü bir konu ışleyen küçük lirik
şiir.
YL KARIDA^ AŞAĞIYA
1) Kemal Tahir'ın bir romanı. 2)
Anadolu'da kurulmuş eski bir uy-
garlık.. Deniz kıyısında dalga
aşındıımasıyla oluşmuş sarp ve yüksek yer. 3) Bır sınav şekli...
Radyumun sımgesi. 4) Altınkökü de denilen kusturucu bir
kök.. Bir nota. 5) Don Kişot'un atının adı. 6) Manganezin sim-
gesi... Yeni... Yabancı. 7) Organik bileşiklerin bileşimine giren
karbon ve hidrojen atomlar grubu... Birelektrik devresinde bel-
lı bir değışim mevdana getirmeye yarayan araç. 8) Ad belirtile-
rekyapıian. 9)Kullanılmayahazırpara... Matematiktekullanı-
lan sabit bırsayı.
YÜKŞEKÖĞRETÎM KURULU
ÖĞRENÇİ ŞEÇME \T YERLESTİRME
MERKEZİ (ÖSYM) BAŞKANLIGI'NDAN
3843 savılı vasa gereğince ikinci öğretim vapmak üzere açüan yûkse-
köğretim programlanna başvurmak isteyen adayiann dikkatine:
1 1992-199? öğretim yılında, 3843 sayılı kanun gereğince ikinci
oğretım vapacak olan yukseköğretim programlanna merken yerleş-
tırme ışlemlen, Öğrena Sectne ve Yerleştirme Merkezı (ÖSYM) tara-
fındanyapılacaktır.
2.1992-1993 öğretim yılındaraerkezıyerleştirme ile öğrenci alacak
ikinci öğretim programlanna, 1992 Öğrena Secme ve Yerleştirme Sı-
navına (1992-ÖSYS) giren ve geçerli puanı bulanan adaylardan bu
sınavın sonuçlanna gore merkezd yerleştirme ıle hiçbir yükseköğretim
programına yerleşmemış (açıköğreüm hariç) veya 1992 yılında ÖSS
sonucu ve öze! yetenek sınavı ile öğrenci alan yûkseköğreüm prog-
ramlanna kayıt hakkı kazanmamış olanlar başvurabileoeklerdir.
3. İkinci öğretime başvurmak isteyen adaylar başvurma kılavuzu
ve başvurma formunu. 21-30 Aralık 1992 tarihlerinde. kendilerine
bildinlecek banka hesabına 25.000 (yirmi beşbin) TL başvurma üc-
retı yatırarak il veya ilçe Mılli Eğıtirn Müdurlüğu yetkililerinden aJa-
caklardır Adaylar. kılavuzda belirtılen esaslara uygun olarak doldu-
racaklan başvurma formlanru bu süre içinde il veya ilçe Milli Eğjtim
Müdürlüğü yetkılılenne teslim edeceklerdir.
4. 1992-1993 öğretim vılında ikinci öğretim yapacak olan vükse-
köğretım programlanna merken yerleştirme işkmleri, 1992 Öğrena
Seçme ve Yerleştirme Sınavı Kılavoızu ve 1992-ÖSYS tkinci Basa-
mak Kılavuzunda belırtilen esaslara göre yapılacaktır. Bu yerleştirme
ışlemlerinde 1992-ÖSYS puanlan kullanılacakür.
5. 1992-1993 öğretim yılında ikinci öğretim yapacak olan yükse-
köğretim programlannın kontcnjan ve koşulkn. yerleştinlen adayia-
nn yükseköğretim programlanna kayıt ve bu programlarda oğreti-
min başlama lanhleri. öğrencilerin ödevecekleri öğrenım ücretleri vb.
ıle ılgjli avnntıh bilgı 1992-ÖSYS îkincı öğretime Başvurma Kıla-
vuzu'nda yer alacaktır.
6. Posta ile merkezımize göndenlen başvurma formlan işleme alın-
mayacaktır
ÖSYM BAŞKANLIĞI
Basın- 47737