25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 DIŞ HABERLER 6 HAZİRAN 1990 SOVYETLER BtRLİĞt Kırgızistan'da çatışmaKırgız-özbek çatışmasına güvenlik güçlerinin müdahalesi sonucundall kişi öldü, 200 kişi yaralandı. Cumhuriyette olağanüstü durum ve sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Dış Haberier Servisi — Sovyetler Birli- ği'nin Orta Asya cumhuriyetlerinden Kır- gızistan'da, Özbeklerle Kırgızlar arasında toprak tartışması yüzünden çıkan çatışma- larda 11 kişi öldü, 200 kişi yaralandı. Kırgı- zistan Yüksek Sovyeti, olaylann meydana geldiği Oş kentinde, olağanüstü dururn ve sokağa çıkma yasağı ilan etti. Sovyct Interfaks Ajansf run haberine gö- re.özbeklerin hak iddia ettiği topraklarda Kırgızlann konut yapmaya başlamalannın Ozerine cumhuriyette gerginleşen hava, Öz- beklerin önceki akşam bir protesto göste- risi düzenlemeleriyle, patlama noktasına geldi. Kırgızlann kullandıklan topraklann kendilerine ait olduğunu ve iade edilmesi- ni istcyen on bin özbek, önceki akşam Oş kentinde bir gösteri yaptı. Hükümet ve Ko- münist Pani yetkililerinin göstericileri ya- tıştırrna çabalanna karşın olaylar büyüye- rek 1500 kişilik bir Kırgız gnıbuyla catış- maya dönüştü. Güvenlik güçlerinin çatış- mayı önlemek için havaya ateş açmalannın üzerine özbeklerifı, kente dağılarak evlere ve işyerlerine saldırdıklan bildiriliyor. In- terfaks'm haberine göre binalan tahrip ede- rek ateşe veren Özbekler, tçişleri Bakanlı- ğı binasına da saldırma girişiminde bulun- dular. Çatışmalar sırasında 6 kişinin öldü- ğu, 21'i güvenlik görevlisi olmak üzere 200 kişinin yaralandığı duyunıldu. Sovyet resmi haber ajansı TASS, ölü ve yaralı sayısı hakkında bilgi vermedi, ancak olaylardan sonra en az 51 kişinin tutuklan- dığını bildirdi. TASS'ın haberine göre, Oş kenti ve çevresinde olağanüstü durum ilan edilerek bölgenin yönetimi Kjrgızıstan İçiş- leri Bakanı Tümgeneral Viktor Gonçarev'e verildi. Çatışmalarm tamamen bastınlma- sına karşın, durumun gergınliğini konıdu- ğu bölgede gece sokağa çıkma yasağı uy- gulanıyor. Kırgızlar ile özbekler arasındaki anlaş- mazlık cumhuriyette konut sorununun önemli bovutlarda olmasından kaynakla- nıyor. Orta Asya'nın en büyük ipekli do- THE INDEPENDENT. Türkmenistan patlamaya hazırThe Independent gazetesine göre, ŞSCB'nin en yoksul cumhuriyetlerinden olan Türkmenistan, en yüksek çocuk ölüm oramna sahip. Dış Haberler Servisi — Çocuk ölümü oranırun yüksekliği Sovyetler Birliği'nin Türkmenistan Cumhuriyeti'ne de Gorba- çov'un glasnost fırtınasının ulaşmasma ne- den olacak. The Independent gazetesinden Rupert Conmell'in bir haberinde, Türk- men toplumunu bir arada tutan kalabalık aile unsurunun ortadan kalkmasının, hal- kın karakteristik özelliği olan 'sabrı' taşı- racağına dikkat çekiliyor. Cornwell, Türkmenistan'ın Aşkabad kentinde cmuhuriyetin dışlanmış yazarla- nndan Akmnhammed Velsapar'la göruş- müş. öğıendikleri oldukça ilginç: Orta As- ya'daki Sovyet cumhuriyetinden geçen yıl doğan her bin çocuktan 55'rbir yaşına gel- meden ölmüş. Cumhuriyetin kuzey eyaleti Taşoz'da bu oran binde 64'e fırlıyor. Ne- deni akciğer ve bağırsak hastalıklan ile bes- lenme bozukluğu. Bu yüksek ölüm oranı, şimdiye kadar resmi olmayan hiçbir siyasi organizasyonun kayda geçmediği Türkme- nistan'da önemli değişikliklere neden ola- bilecek. Yedi-sekiz çocuk sahibi olmanın aormal karşılandığı bu cumhuriyette, ai- lelerin alıştıkları düzeni sürdürememeleri seslerini çıkannalarıyla sonuçlanabilecek. Hazar Denizi, Afganistan ve Iran arası- na sıkışmış Türkmenistan'ın doğa açısından da şansı ters dönüyor. Arazüerinin yüzde 80'i çöl, ekilebilir araziler, vaha, nehir ve kanal boyunca uzanan dar kesimlerde bu- lunuyor. Yerleşik duzene geçen göçmen Türkmenlerde doğum oranı hızla artıyor. Bu cumhuriyette doğum kontrolünün ne ol- duğunu bilenlerin sayısı bir elin parmakla- nnı gecmiyor. Türkmenistan'da sağlık koşullarının dü- zeyi de oldukça düşük. Topraklarının ve- rimli olmamasuıa rağmen, Moskova'nın zorlaması ile komşuları Tacıkistan ve Öz- bekistan'dan kişi başma iki kat daha fazla pamuk üretiyor. lçilecek su altın kadar de- ğerli. Çünkü su kaynaklan rutrat ve pis ar- tıklarla kirlenmiş durumda. Pamuk tarla- larını sulamak için nehir yataklannın de- ğiştirilmesi, Aral denizinin kurumasına yol açmış. Gölün kuruyan bölgelerinden gelen uçan toz bulutları Türkmen çiftliklerinin yansının aşın tuzlanmasına neden olmuş. Türkmenistan'ın 3.5 milyonluk nüfusu- nun üçte biri ayda 75 dolar ya da daha azı- nı kazanıyor. Sovyetler Birliği'nde fakirlik sının son olarak 90 ruble olarak saptanmış- tı. Kırsal kesimde bir çiftçinin aylık kazancı geçen yıl 111 rubleden 107 rubleye düştü. Işsizlik oranı yüzde 10. Her beş evin sade- ce birinde sıcak su var. Üçünde ise kanali- zasyon altyapısı bulunmuyor. Nüfus artışı yüzde 2.5 oranında yılda seyrederken, ev sahibi olmak isteyenlerin oluşturdukları kuyruklar uzuyor. Yukanda sözü edilen tüm veriler, bir mu- halifın ağzmdan dökulmüyor. Mayıs ayı or- tasında yapılan Türkmenistan Komünist Partisi'nin 24. kongresinde birinci sekreteri Saparmurad Niyazov'un açıklamalannda yer alıyor. Ancak Niyazov'un dile getirme- digi çocuk ölüm oranlarını, Akmuhammed Velsapar Rupert Cornwell'e aktarmış. Velsapar, haftalık dergi Moscow News' ta "Sorunlanmm dile getirmezsek, onlar- dan kurtnlamayız" diye yazmış. Bu görü- şü nedeni ile de yerel parti teşkilatından çı- kanlmış, yerel basını kötüye kuüanmakla suçlanmış. Cornovvell, Velsapar'ın bu gö- rüşlerini yarım yüzyıl önce dile getirmiş ol- saydı, daha ağır şekilde cezalandırılmaktan kurtulamayacağına dikkat çekiyor. Yazar "Türkmenistan'ın banşını ve huzunmu bo- zanlara yardım etmekle" suçlamyor. KA2AKISTAN ÛZBEKISTAN-^l ^ ~ TACIKIS1AN ^ KIRGIZİSTAN ?*]#*& y CIN kuma fabrikasının bulunduğu bölgedeki toprak üzerinde Özbeklerin hak iddia etme- sine karşın Kırgızlann bölgede konut ya- pımına girişmesi, iki grup arasındaki iliş- kileri gerginleştirmişti. özbek azınlık, Kır- gızistan'daki nüfusun yüzde 30'unu oluş- turuyor. Önceki akşam meydana gelen ça- tışmalar üzerine Kırgız hükümetinin anlaş- mazlığı çözmek üzere bir komisyon oluş- turduğu bildirildi. Interfaks Ajansı'nın Kırgızistan muha- biri, olağanüstü durum ilanına karşın dün de her iki taraftan sayıları birkaç yüze ula- şan gruplann çatışmaya devam ettiklerini, ölü sayısının ll'e yükseldiğini bildirdi. Sovyetler'in resmi haber ajansı TASS, KİMLİK KARTI / KIRGIZİSTAN Nüfusu: 3 milyon 967 bin (1985) Yüzölçümü: 198 bin 500 km 2 . Başkenti: Frunze Cretimi: Büyükbaş hayvancılık, at yetiştiriciliği, tütün, pamuk Endüstri: Makine, kimya. olaylann üzerinden yaklaşık 20 saat gectik- ten sonra yayımladığı aynntüı bir haberde, Oş kentinin.merkezinde çeşitli araçlann ya- kılmasına, bazı dükkânların yağmalanma- sına ve binalann tahrip edilmesine yol acan çatışmalar sırasında, Kırgızistan Içişleri Ba- kanhğı'run Oş kentindeki temsilciliğinin de işgal edilmek istendiğini, ancak görevli gü- venlik kuvvetlerinin bu girişimi engelledik- lerini duyurdu. Ajans, çatışmalardan sonra ilan edilen olağanüstü durum çerçevesinde, Oş kenti ve çevresinde gece sokağa çıkma yasağı uy- gulamasına başlandığını, kentte askeri bir- liklerin devriye gezdiğini ve kente giriş çı- kıslann denetim altında tutulduğunu belirt- ti. GORBAÇOVLAR ÜLKELERİNE DONDÜ - Başkan Gorbacov'la eşi Raisa, dün ABD'- den aynlarak iilkelerine döndüler. Gorbaçov.ABD'de son durağı olan San Frandsco'da Güney Kore Devlet Başkanı Roh Tae-VVoo ile görüştü. MihaiTie Raisa, San Francisco'da da diğer keatlerde olduğu gibi Amerikalılar tarafından coşku ile karşüaodı. E ALMANYA 'Birleşme' konusu SPD'yi karıştırdı DtLEK ZAPTÇIOĞLU BERLİN — F.Alman sosyal demokra- sisi, birleşmenin arifesinde zor gunler ge- çiriyor. Sosyal Demokrat Parti SPD, bir yandan Almanya'mn birleşmesi sürecinde hükümetin politikasıyla uyuşmak zorunda kalırken öte yandan "ana muhalefet partisi" rolünü sürdürmeye çalışıyör. Bir- birini dışlayan bu iki konumu nasıl bağdaş- tıracağı, SPD yönetimini şu sıralar en çok meşgul eden konu. Her şey 26 mayısta başladı. Haftalık "Der Spicgel" dergisinin Hamburg'daki merkez bürosunda pazartesi günü dağıtımı yapılacak olan derginin son rötuşlan yapı- lıyordu. Bu arada ajanslara onceden haber yollanmış, "Spiegel'in yeni sayısında SPD başbakan adayı Oscar Lafontaine'le bir söyleşinin yer aldığı ve söyleşide Lafontai- Dc'in iki Almanya arasında imzalanan dev- let anlasmasına karşı çıkügı" bildirilmışti. Dergıye telefon edip söyleşinin metnini iki gün önce ediııen gazeteler, haberi manşete çektiler: "SPD'nin başbakan adayı Lafoataine, birleşmeye karşı çıkıyor." Federal Alman- ya'da 2 aralıkta yapılması beklenen genel seçimlerde SPD'nin Kohl'e karşı çıkarttığı aday Oscar Lafontaine, geçen ay geçirdiği suikast girişiminden sonra istirahate çekil- mişti. Parti çaltşmalanna katılmayan La- fontaine'in görtişlerini basına açıklaması, partililer arasında büyük rahatsızlığa yol aç- tı. Rahatsızlığın temelinde ise politikacının basına demeç vermesınden çok, verdiği de- mecin içeriği yatıyordu. Lafontaine kısaca şöyle diyordu: "Devlet anlaşması cerçevesinde Deutscbe Mark'ın 1 temmuzdan itibaren Demoknı- tik Almanya'mn para birimi haline getiril- mesi çok yanlış bir karardır. Bunun sonu- cunda D.Almanya'da kitlesel işsizlik mey- dana gelecektir. Ekonomik, sosyal ve hu- kuksal birlik 1 temmu/da >iırurlüğe girse bile ülkenin doğusuyla batısı arasındaki re- fah uçurumu ortadan kalkmayacaklır." Daha yavaş birleşme Lafontaine kısacası Başbakan Helmut Kohl'ün "adl birleşme" politikasını eleş- tiriyor. "Daha yavaş ve daha dengeli bir birleşme" öneriyordu. Lafontaine'in ken- di partisine önerisi ise biraz kanşıktı. 18 mayısta Bonn'da iki Alman devleti- nin maliye bakanlarınca imzalanan "dev- let anlaşması"nın 2 temmuzda yürürlüğe girmesi için önce Federal Alman meclisin- den (Bundestag), sonra da bir Ust anaya- sal mercii olarak Federal Konsey'den (Bun- desrat) geçmesi gerekiyordu. Ana munale- fet partisi konumundaki SPD, Yeşiller'in oylanyla beraber bile anlaşmanın meclis- ten geçmesini engelleyemezdi. Anlaşma mecliste hükümet partilerinin oylanyla na- sılsa kabul edilecekti. Lafontaine'in önerisine göre SPD anlas- maya zaten azınlıkta olduğu mecliste "ha- yır" demeli, eyalet hükümetlerinin yer al- dığı ve bu yüzden çoğunluğu elinde tuttu- ğu konseyde ise "evet" diyerek geçmesini sağlamalıydı. Bu "ikili taktik" sonuçta SPD'ye "do- laylı mahalefet" olanağını verecekti. Al- manya'mn birleşmesi gibi ulusal bir konu- Sosyal Demokrat Parti'nin başbakan adayı Oscar Lafontaine'nin 1 temmuzda gerçekleşecek parasal birime karşı çıkmasının partide yol açtığı huzursuzluk sürüyor. Lafontaine'nin tutumu SPD'nin bölünmesine yol açtı. da hükümetin kuymğuna takılıp "birieşme- ye evet" demek zorunda kalan SPD, böy- lece hiç olmazsa mecliste muhalefet yapa- bilecekti. En önemlisi ileride (işsizlik gibi) birleşmenin yarattığı sorunlar gerçekten patlak verdiğinde SPD, "Biz o zaman söy- lememiş miydik?" diyerek sorumluluğu Kohl hükumetine yükleyebilecekti. Son tah- lilde konseyde "evet" diyerek de "ulusal davaya hıyanet etmemiş" olacaktı. Sosyal demokratlar, başbakan adaylan- nın bu görüşlerini başından öğrendiler ve kendi içlerinde bölündüler. Küçük bir azın- lık Lafontaine'in "hızlı birleşmeye ve pa- ra birligine hayır" tezini desteklerken bü- yük çoğunluk bu "ikili politikaya" karşı çıktı. özellikle aynı anlaşmaya mecliste "hayır", konseyde "evet" oyu verme öne- risi tepki uyandırdı. "Bir şeye ya her yer- de evet denilir ya da her yerde hayır" di- yen partililer, Lafontaine'i açıkça "köylü kumazlıgı" ile suçladılar. Basın ise muhafazakârından liberaline kadar Lafontaine'i top ateşine tuttu. "La- fontaine nereye?", "Yanlış zamanda yan- hş bir adam" gibi mansetlerle Lafontaine'in "ulusal davayı parti politikalanna alet etmesi" eleştirildi. Sonunda kendi başbakan adayının öne- risine cephe alroayı yanlış addeden SPD Yönetim Kurulu bir karar alarak "Devlet Anlaşması'na tam karşı olmadıklannı, ama ancak bazı degişikliklerden sonra onav ve- rebileceklerini" açıkladı. Kohl ise hemen ardından "anlaşmamn hiçbir koşulda de- giştirilmeyecegini" beyan etti. İNGİLTERE Thatcher Ermenistan'a gidiyor EDİP EMÎL ÖYMEN LONDRA — Başbakan Margaret Thate- \>tr, 7-10 haziran tarihleri arasında Sovyet- ler Birliği'ne yapacağı ziyaret sırasında Er- menistan Cumhuriyeti'ne de uğrayacak. Thatcher, 1988 depreminde meydana gelen hasan onarrna çahşmalarma malı yardını- da bulunan tngiltere hükümeti ve Ingiliz halkının bağışlanyla inşa edilen bir okulu hizmete açacak. Başbakan Thatcher'ın Sovyetler Birliği ziyareti çerçevesinde Ermenistan'a da uğ- raması, geçtiğimiz hafta Ermeni milliyet- çiler ile Sovyet güvenlik kuvvetleri arasın- da çıkan çatışmalann ertesine rastlıyor. Eri- van'daki olaylarda en az 22 kişi ölmüştü. Ingıltere Dışişleri Bakanlığı, çatışma ve ölümlerden duyulan üzıintüyu dile getirdi. Ancak "konuyu biiyütmedi." Başbakan Thatcher, Sovyetler Birliği'nin " i ç sonınlanna" anlayışla yaklaşıyor ve Dev- let Başkanı Gorbaçov'a mümkün olduğu kadar destek vermekten yana olduğunu be- lirtiyor. Thatcher'm Sovyetler Birliği'ne ya- pacağı ziyaret, Ingiliz halkının Ermeniler'e duyduğu geleneksel yakınlığı bir kere da- ha gösterme fırsatı da verecek. HABERLERIN DEVAMI Sürpriz (Baştarafı 1. Sayfada) rüşmeden sonra yaptığı açıklama- da teklifi kabul ettiğini belirterek zirvenin "önkoşulsuz" olarak temmuzda gerçekleşeceğini söyle- di. Avrupa Konseyi Adalet Bakan- lan Konferansı'na katılan Yuna- nistan Başbakan Yardımcı ve Ada- let Bakanı Atanassios Kanelopu- kts, Miçotakis'in görüşme öneri- sini dun Yıldınm Akbulut'a ilet- ti. Başbakan Akbulut, konferan- sın açılışını yaptıktan sonra Yuna- nistan Başbakan Yardımcısı ve Adalet Bakanı'm kabul ederek bir süre görüştü. Yarım saate yakın suren görüşmeden sonra gazeteci- lerin sorularıru yamtlayan Akbu- lut, önce görüşmenin nezaket zi- yareti niteliğinde olduğunu söyle- di. Ancak bir gazetenin "Mitso- takis'den gelen mesajın içerigini acıklar mısınız?'" şekündeki soru- suna Akbulut şu karsılığı verdi: "Mitsotakis kendi yardıması ve adalet bakanını Tiirkiye ile iyi iliş- kiler içinde olma arzusunu bize iletmek üzere göndermiş bulunu- yoriar. Adalet bakanlan toplannsı da banun için bir vesile telakki edilmiş. Tiirkiye ile Yunanistan arasında dostlağun, iyi ilişkilerin peldştirflmesi için görüşmelere ha- ar oldaklannı, varsa problenıle- rin gorüşmeler suretiyle hallinden yana olduklannı belirtliler ve ay- nca temmuzda yapılacak NATO zirvesinde de benimle görüşmek istediğini söykdiler. Biz de mese- lelerin görüşmeler yoluyla hallin- de yana olduğumuzu, Tiirkiye ile Yananistan arasında dostane iliş- kilerin siirdürulmesinde iki ülke- nin yararlan bulunduğunu, bizirn politikamızın da aynı şekildf ol- dugunu ve temmuzda yapılacak NATO toplanbsında Mitsotakis- le görüşebilecegimi kendilerine bildirdim." Başbakan Yıldınm Akbulut, NATO zirvesinde gerçekleşecek görüşmenin temmuzda önkoşul- suz ve gündemsiz olacağı konu- sunda her iki tarafın da görüş bir- liği içinde olduklannı kaydetti. Akbulut görüşme önerisinin Yu- nan tarafından geldiğini de özel- likle vurguladı. PKK ile 3 ayrı yerde çatışma megaiJ J * 5 FATİH M.YILMardin'in Mazıdağı ve Idil, Van'ın Çatak ilçesinde çıkan 3 ayrı çatışmada 3 korucu öldü, 4 PKK'lı terörist ölü eîe geçirildi. SHP Muş îl Başkanı Sırrı Sakik'in sahibi olduğu Zengök Oteli dün sabaha karşı bombalandı. Siirt'in Şırnak ilçesinde gazeteci Kasım Kadirhan'ın özel tim polislerince dövülmesi üzerine Olağanüstü Hal Bölge Valisi Kozakçıoğlu, soruşturma açtı ve tim görevlilerinin yerlerinı değiştirdi. ADANA (Cumhuriyei Güney ta gazeteci Kasım Kadirhan özel tlleri Biirosu) — Mardin Mazıda- ğı ve ldil ile Van'ın Çatak ilçesin- de PKK'lı teröristierle güvenlik güçleri arasında çıkan üç ayrı ça- tışmada 4 PKK'lı ölü olarak ele geçirildi, 3 köy korucusu öldü. Kahramanraaraş'ın Pazarcık ilçe- sinde bir kamyon şoförünü öldür- dükleri bildirilen PKK'lı terörist- ler, Erzurum'da da Şenkaya ilçe- sine baskın düzenleyerek bir res- mi aracı yaktılar. Muş'ta SHP İl Başkanı Sun Şakık'ın sahibi ol- duğu otelin bahçesine tahrip gü- cü yüksek patlayıcı atıldı. Şırnak'- tim polislerince dövüldü. Olay üzerine Olağanüstü Hal Bölge Va- lisi Hayri Kozakçıoğlu üç tim go- revlisini Şırnak'taki görevlerinden alarak soruşturma açtırdı. Ağn'- nın Doğubeyazıt ilçesine bağlı Çiftlik köyünün ilkokulu da tero- ristlerce yakıldı. Olağanüstü Hal Bölge Valili- ği'nden yapılan açıklamaya gore Merdin'in Mazıdağı ilçesinin Eroğlu-Atlıca bölgesinde önceki gece 23.00 sıralaruıda köy koru- culanyla PKK'lı teröristler arasın- da çatışma çıkması üzerine olay yerine takviye güvenlik güçleri gonderildi. Çatışmada bir terörist ölu olarak ele geçirilirken henuz kimliğı öğrenilemeyen bir köy ko- . nıcusu da yaşamını yitirdi. Mardin'in ldil ilçesinin Bostanlı köyünün Cehennem Deresi mev- kiinde de güvenlik güçleriyle PKK'lı teröristler arasında çatış- ma çıktı. Olayda iki terörist ölü olarak ele geçirildi. Van'ın Çatak ilçesinin Andiçen köyü Musa Dağı mevkiinde ise önceki gün 15.00 sıralarında gü- venlik guçleriyle köy koruculan bir grup terörist ile karşılaşü. Çı- kan silahb çatışmada, bir terörist ölu olarak ele geçirilirken kimlik- leri henuz öğrenilemeyen 2 köy korucusu oldürüldü. Kahramanmaraş'ın Pazarcık il- çesinde PKK'lı oldukları bildiri- len 4 kişinin Ali Aksoy, adlı kam- yon şoförünü otomatik silahlar- la öldurdükleri bildirildi. SHP Muş îl Başkanı Sırn Sa- kik'in sahibi olduğu Zengök Ote- Sokak dergisiniıı davası başladı İstanbul Haber Servisi — Ya- yın hayatına son veren haftalık Sokak dergisi Yazı tşleri Müdü- rü Tuğrul Eryılmaz, Tayfun Gö- nül ve avukat Zeki Okçuoglu'- nun, yayın yohıyla halkı askerlik- ten soğutmak, komünizm ve bo- lücu propaganda yapmaktan yar- gılanmalanna başlandı. Sanıklar- dan zorunlu askerliğe karşı kanı- panya başlatan Tayfun Gönül'ün katılmadıgı duruşmada, Eryılmaz ve Okçuoğlu suçlamaları reddet- ti. İstanbul 2 No'lu DGM'deki dünkü duruşmada sanıklar, der- ginin 3. sayısında yer alan Tayfun Gönül'ün "Askerliğe Karşı Savaş Açan Adamdan: Neredesiniz?", Avukat Okçuoğlu'nun "Lozan Antlaşması'na Göre Kürtçe Mev- lit Kürtçe Televizyon" ve "Ben Hfllâ Komiinistim, Küçük (k) tle Komünizm" başhklı yazılar nede- niyle suçlandılar. Yazı lşleri Mü- dürü Eryılmaz, dava konusu ya- zılarda suç unsuru görmediğini belirterek suçlamalan kabul etme- di. Avukat Zeki Okçuoğlu da Kürtlerin Lozan Antlaşmasından doğan haklannı anlatarak Türki- ye Cumhuriyeti Devleti Yunanis- tan'da Lozan Antlaşması'na da- yanarak Türk azınlığın hakkını nasıl aradıysa ben de Kürtler için aynı şeyi yapmaya çalıştım" de- di. Kürtlerin Lozan Antlaşraası'- ndan kaynaklanan haklarının arastınlmasını isteyen Okçuoğlu, eğer bu yapılmazsa araştırmanın yapılması için anlaşmaya taraf ul- kelere başvurulacağını söyledi. Kürt olduğunu ve Türklere de saygıh olduğunu belirten Okçuoğ- lu, sonınların hukuksal çerçeve- de çözümlenmesi gerektiğine de dikkat çekti. Sorgulardan sonra görüşü so- rulan Mahkeme Savcıa Fezvi Yıl- maz sanıklardan Okçuoğlu'nun sorgusu sırasında bölücülük pro- pagandası yaptığım ileri sürerek tutuklanmasım istedi. Savunma avukatlan ve Okçuoğlu ise bu is- teme karşı çıktılar. Okçuoğlu tutuklanması istemı- ne karşı, "Ben mahkemeye say- gılıyım. Propaganda kastım yok. iddia makamının tutuklanma is- teğini yerinde bulmuyorum. İddia makamının bu tutumu ve anlayı- şı, sorunlan cebirle halletmek is- teyenlerin bir devamıdır. Sulh ile savunmamı yaptım, kavga istemi- yorum" diye konuştu. Mahkeme ise Okçuoğlu'nun tu- tuklanma istemini reddederken sanıklardan Tayfun Gönül'ün sorgusunun yapılması için duruş- mayı ileri bir tarihe bıraktı. Dava konusu yazıların dergide yayımlanması sonrasında DGM savcılanndan Cevat Özel tarafın- dan hazırlanan iddianameye gö- re Tayfun Gönül'ün TCK'nın 155. maddesine aykırılıktan 2 ay- dan 2 yıla kadar, Zeki Okçuoğ- lu'nun TCK'nm 142/3-6. madde- sine aykırılıktan 7.5 ile 15 yıla ka- dar, Yazı tşleri Mudürü Tuğrul Eryılmaz'ın da dava konusu ya- zıların tumunden sorumlu tutula- rak 30 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları isteniyor. li, dün sabaha karşı saat 02.30'da bombalandı. Dış duvarın dibinde duran demir camekânın içerisine yerleştirilen tahrip gücü yüksek bombanın patlaması sonucu du- varın bir bölümü yıkıldı, oteün ve çevre binalann camlan kırıldı ve otelin içinde de büyük ölçüde tah- ribat oldu. Gazeteci dövüldü Gazeteci Kasım Kadirhan, özel tim polislerince dövüldü. Olayın üzerine Olağanüstü Hal Bölge Valisi Hayri Kozakçıof lu Kadir- han'ı döven üç timgörevüsmi Şır- nak'taki görevlerinden alarak haklarında soruşturma açtırdı. Dun sabah 10.00 sıralarında meydana gelen olayda Kadirhan'- ın gazeteler bayilği yaptığı işyeri- ne gelen Şırnak'ta görevli üç özel tim polisi, Nokta dergisini oku- yup tekrar iade etmek istediklerini söylediler. Kadirhan'ın gazete da- ğıtım şirketinin kuralları gereğin- ce bunun olanaksız olduğunu soy- lemesi üzerine giden özel tim po- lisleri, aradan beş dakika geçtik- ten sonra tekrar geldiler. Bu kez Kasım Kadirhan'ı araçlanna alan polisler, kent dışına çıkardılar. Çevrede kimsenin olmadığı bir yerde tim görevlilerince dövülen Kasım Kadirhan'ın aldığı darbe- lerle dişinin kırıldığı bildirildi. Kadirhan, daha sonra özel tim görevlilerince yaralı olarak geti- rildiği Şırnak'ta savcılığa başvu- rarak özel tim görevlisi polisler hakkında davact oldu. Bu arada olay Olağanüstü Hal Bölge Vali- liği'ne de intikal ettirildi. Bunun üzerine Olağanüstü Hal Bölge Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Kadır- han'ı döven üç tim görevlisi hak- kında soruşturma açarak derhal görev yerlerini değiştirerek Siirt'e aldırdı. Olaydan büyük üzüntü duyduğun belirten Kozakçıoğlu, "Kasım-Kadirhan gazeteci oldu- ğu için değil, olayın biçimi üzücüdür" dedi. FATİH M.YILMAZ Avnıpa Konseyi Adalet Bakan- lan Konferansı'nda, konsey tara- fından çağnhnayan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de "delegasyon" düzeyinde temsil edildi. Adalet Bakanlığı bulunma- dığı için aynı statüdeki KKTC Cumhuriyet Başsavcısı Akın Sait, konsey sekretaryası ve konferan- sa katılan ülke delegasyonlannın bilgisi dışmda, Türkiyefnin verdi- ği "statü" ile toplantılara katıldı. KKTC Cumhuriyet Başsavcısı Akın Sait, Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'nun "davetlisi" olarak Türkiye'ye geldiğini ve toplantılara katıldığını bildirdi. Sait'e toplan- tılarda eşlik eden KKTC İstanbul Başkonsolosu Miinir Muhtaroğlu da konferansı izlediklerinden, Türkiye"nin dışmda hiçbir ulkenin haberdar olmadığını söyledi. KKTC "delegasyonu"nun, açı- lış sırasında basına aynlan bölüm- de diğer ülke delegasyonlarından uzakta oturduklan dikkat çekti. Konsey sekretaryası ve toplantıya katılan ülkeler, her ne kadar kon- sey davetlisi olmayan ve delegas- yonda yeri bulunmayan hiçbir kimsenin toplantıları izleyemeye- ceğinı söylüyorlarsa da KKTC de- legasyonu, "Adalet Bakanı Oltan Sunguriu'nun himayesinde" bu yasağı delmişti. Adalet Bakanı Sungurlu ise KKTC delegasyonunun konsey toplantılarına katılması konusun- da, hiç de endişeli görünmüyordu. Sungurlu'ya KKTC'nin böyle bir toplantıda nasıl temsil edildiğini sorduğumuzda, "Bu toplantılara katılacak ülkeleri, konsey genel sekreterligi beürier. Ancak KKTC delegasyonunu biz kendimiz ça- ğırdık. Şu ana kadar da hiçbir re- aksiyon gelmedi" dedi. Sungurlu, "Hangi statnde katılıyoriar, ille- gal delegasyon mu yarathnız" so- rumuza, "Statüleri yok tabü. Sta- tüierini biz verdik. Kimsenin de haberi yok" yanıtını verdi. Sungurlu'yla bu konuşma yapı- lırken Avrupa Konseyi Adalet Ba- kanlan Konferansı'run ikinci otu- rumu başhyordu. KKTC "delegas- yonu" toplantı salonunda Adalet Bakanı Oltan Sungurlu tarafından belirlenen gözlerden uzak yerlerini almıştı. Ancak toplantının başla- masından hemen sonra, KKTC delegasyonu, salonu terk ediyor ve gerekçe olarak "bir randevulannı" gösteriyorlardı. 6 Avrupa'ya yeni hukuk Nüfus huviyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. ARAP BÖREKÇİ (Baştarafı 1. Sayfada) dırım Akbulut, Türkiye'nin Av- rupa'daki örgütlenmeler içinde yer aldığını, tüm uluslararası an- İaşmalara imza koyduğunu ve ço- ğulcu demokrasi yolundaki tüm çalışmalara katıldığını söyledi. Akbulut, konferansın ortak hu- kuk anlayışının, yeni bir Avrupa kurulmasında büyük bir önem ta- şıyacağım anlattı. "Avrupa'nın yeniden yapılanmasının sağlam temdlere dayandınlmasının ortak hukuk anlayışının da oluşmasına baglı olduguııa inanıyorum" de- di. Akbulut dünyada çok kısa za- manda sosyal ve hukuk sistemini baştan aşağı değiştirebilen tek ul- kenin Türkiye olduğunu söyledi. Avrupa Konseyi Genel Sekre- teri Catherine Lalumiere konuş- masında bir Avrupa hukuk saha- sının oluşturulmasının gerekh'liği üzerinde durdu ve Doğu Avrupa ülkelerinin hukuk konusunda çok çeşitli ve değişik ihtiyaçları bulun- duğunu kaydetti. Lalumiere, Do- ğu Avrupa ülkelerinin bir hukuk devleti kurmak zorunda oldukla- nnı ve sosyal düzenlemelere ihti- yaçlarının bulunduğunu belirtti. İflas sözlesmesi Avrupa Adalet Bakanlan 17. Konferansı'nda uluslararası iflas hakkındaki Avrupa Sozleşmesi imzaya açıldı. İflas olaylarının uluslararası etkilerini içeren söz- leşmeye ilk irazayı, Türkiye adı- na Adalet Bakanı Oltan Sungur- lu attı. Sözleşme daha sonra Yu- nanistan, Federal Almanya, Luk- semburg ve Fransa adalet bakan- lan tarafından imzalandı. KKTC Çalıntı tahvilde ipucu yok i İZZET RIZA YALIN " ; LEFKOŞA — Londra'da "The '. BankOfEngland" adlı bankanın2 mayısta çalındığı bildirilen 272mil- yon sterlin tutanndaki 86adet tah- vilinin KKTC'de ele geçirilmesi KKTC'de yoğun spekülasyonlara yol açtı. Olayın ortaya çıkanlma- smdan sonra tutuklanan 37 yaşm- daki Eray Bullici daha sonra Kıb- ns'ı terk etmemesi şartıyla serbest bırakıldı. Bir süre önce "bazı kişilerin sa- nayiciyeticarikuruluşlangezerek . Kıbns'a yakında Londra'dan bol miktardadöviz getirerek düşük fa- izli kredi verecekleri" yolundaki söylentiler yoğunluk kazanırken, "tahvillerin bir bölümünün bir ' banka aracılığıyla KKTÇ'den J Türkiye'ye ulaştırılarak Ingiltere1 den bozdurulraak istenmesi üzeri- ne ilk ipuçlanmn ele geçirilmiş - olabileceği" belirtiliyor. • Olay, lOgünönceKKTCpoüsin- * ce Lefkoşa'da ortaya çıkanldı. tn- giliz polisinin, KKTC Londra tem- silciliğı nezdindeçalıntı tahvillerin bazüannınKKTC'debulunabilece- ğine ilişkin duyurusu üzerine, KKTC polisince başlatılan sonış- turma scuıundauzun yıllar Ingilte- re'de oturan, Lefkoşalı olduğu sap- „ tanan Eray Bullici adlı Kıbrısb Türk tutuklandı. Sık sık Lofkoşa - Londra arasında seyahat eden sa- nık Bullici'nin kardeş ve babasının pansiyonculuk yaptıklan, Deveci- ler Ham'yla park yerlerini çalıştır- dıkları bildirildi. Bullici'nin ne iş yaptığı öğrenilemedi. Lefkoşa polisinden edinilen bil- giyegöre, Londra'da bankalannyo- ğun olduğu City bölgesinde birgö- revlinin çantasından çalınan 350 • milyar TL değerindeki 86 hisse se- nedi, söz konusu sanığın özel ban- ka kasasında bulundu. îngiliz yetkililerin duyurusu üze- rine, Türk bankaları da uyanlmış- ü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle