Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 25 HAZİRAN 1990
Ğ U R M U M C UKAZIM KARABEKIR ANLATIYOE
Karabekir, yeni birsavaşınfelaket getireceğini; M Kemal, Ismet ve FevziPaşaların ise askeri harekâtyanlısı olduklannı yazar
Ingiltere'yle Musul gerginliği— 1 6 -
Lozan Antlaşması'nda Musul
sorunu çözüme bağlanmamıştı.
Göruşmelerin uzaması uzerine ls-
met Paşa, bu konunun Türkiye ve
Ingiltere arasında çözülmesini
önermiş; bu önerisi de taraflarca
benimsenmişti. (53).
Musul konusundaki ilk görüş-
me 19 Mayıs 1924 günü htanbuU
da yapıldı.
"Haliç Konfennsı" diye bilinen
bu konferanstan sonuç alınama-
dı. tngilizler, Süleymaniye, Kerkük
ve Musul kentlerini Türkiye'ye bı-
rakmak istemiyor; Turk dele-
gasyonu başkanı Fethi Bey de Mu-
sul ili nüfusunun Türk ve Kürtler-
den oluştuğunu ileri sürerek Türk
tezinde direniyordu.
tngilizler, Musul dışında ayrıca
Nasturi (54) Hıristiyanlan nede-
niyle de Hakkâri ilini de istemek-
teydiler.
Sorun, Haliç Konferansı'nda
çözülemedi. Çözülemeyince konu
tngüizler tarafından Milletler Ce-
miyeti'ne götürüldü. Milletler Ce-
miyeti, 30 Eylül 1924 günü bir ko-
misyon kurarak konunun bu ko-
misyonca incelenmesi karannı
verdi. Komisyon düzenlediği ra-
porda Musul'un Irak'ta "tngiliz
"manda yönetimine" 25 yıl daha
uzatılarak Kürtlere özerklik veril-
mesi koşuluyla bırakılması, bu ol-
mazsa, Musul'un Irak'a devredil-
mesi gönişü benimsenmişti.
Türkiye bu raponı tanımayaca-
ğını ilan etti.
Milletler Cemiyeti'nde konuşan
Dışişleri Bakanı Tevfık Rüştü
(Aıas), Ingüizlerin Musul'daki
Kürtleri ilerde Türkiye aleyhine
kuUanacaklannı söyledı.
Tam bu günlerde Şeyh Sait is-
yanı patlak verdi. 23 Temmuz
1924 günü tstanbul'dan Mr. Hen-
derson tngilizler Başbakanı Mac-
Donald'a gönderdiği gizli yazıda,
Doğu'daki Kurtlerin yerel örgüt-
ler kurarak harekete geçmek üze-
re olduklan ve Kürtlere temas için
bir yetkilinin tstanbul'a gönderil-
diği bildiriliyordu.
Şeyh Sait'in oğlu Ali Rıza da
Ingilizlerin desteğini sağlamak
üzere Tebriz'deki tngiliz Konsolos-
luğu'na başvurmuştur.
Şeyh Sait ayaklanması 1925 yı-
lı ortalarında bastırılabildi. (55)
Türkiye, 1925 yılı eylülünde
Milletlerarası Adalet Divanı'na
başvurdu. Diplomatik görüşme-
lerden sonra gerek Divan ve gerek-
se Milletler Cemiyeti Meclisi, ka-
rarlannı vermişlerdi:
Musul Irak'a bağlanacaktı.
16 Aralık 1925 günu Milletler
Cemiyeti Meclisi karan verilmiş;
Musul Türkiye'nin elinden kaç-
mıştı. Türkiye, bu karara karşı
tepki gösterdi. Aynca Sovyetler"-
le de 17 Aralık 1925 günü Dost-
luk ve Tarafsızlık Antlaşması inı-
zaladı.
5 Haziran 1926 günü Türkiye,
Irak ve tngiltere ile imzaladığı 'sı-
nır ve iyi komşulıık antlaşması"
Ue Musul'u terk etmişti.
tşte M. Kemal ile Karabekir'in
konuşmaları Musul sorununun
tartışıldığı günlere rastlar.
Türkiye Musul'u diplomatik
yoüarla alamazsa askeri yoUa aJa-
caktır. M. Kemal bu askeri sefer
için de Karabekir'i görevlendirme-
yi uygun görmektedir.
Yeniden Karabekir'in anılarma
dönelim:
"Musul meselesinin siyasi yol-
dan hal olunamayacağı Fethi Bey-
in tekrar tekrar beyan ettJği Haliç
Konferansı'nda tngiliz delegeleri-
nhı sözJerinden anlaşıüyordu. Da-
ha Qk sözde:
— Musul krahvet hükümeti için
pek lazımdır diye ilk ve son söz-
İerini söylemişlerdi.
Fethi Beyin
— Bizim cnmhnriyet büküme-
timiz için de pek lazımdır» tarzuı-
dald cevabına yine aynı cevabı ver-
misler.
Gazi, Fethi Bey'i dinledikçe dü-
şünceye dalıyordu. Bilraem hila-
feti lağvetmekte aceie ettigini söy-
ledikçe hak mı veriyordu? Yoksa
benüz kuvvetini muhafaza eden
askeri mantıkla, işi kuvvetie ueti-
celendinneyi mi diişunıiyordu?."
Musul'u alıversene
Karabekir, yakjn arkadaşı İsmet
Paşa ile sık sık görüşür. Bir görtiş-
melerinde İsmet Paşa birden bire:
"Kâzım, Musul boş... şnnu iş-
gal ediversene" der.
Karabekir, tsmet Paşa'ya şu ya-
mtı verir:
"Bu hareket İngiüzlere karşı
Uansu bir harp demek olur. Ora-
dald kıtalan, az da olsa tayyare
kuvretleri üstündur. Kısa bir za-
manda takviye edebilirler. Sevk
oiunacak kuvvetlerimizin orada
dahi muvaffakiyetlerini ümit et-
mem. Fakat işin tehUkeU dhedi bu
hareketin tnginzlerin bütiin sahil-
lerimize de faaliyete geçmelerine
mucip olur. tşin daha felakefli ci-
hedi de Ermeoi ve Yunan ordula-
nyla yapamadıgını, bu sefer Su-
riye'den Fransızlarla ve tzmir'den
de ttaryanlarla yapmaya kaDoşma-
sıdır. tzmir Harp Oyunu'nda ttal-
yanlara böyle bir hareket misal
olarak yaptınldıgı halde şimdi
onu, fiilen tatbikini görmek isti-
yorsonuz. Yunanistan bile derhal
şarki Trakya'yı işgale can atacak-
ör. Bu surette tarihi haceletten
(ntanmadan) kurtulmak isteyecek-
tir. Nitekim tzmir Harp Oyunu'n-
da bu hareket de hesaba kaulmış-
ü. Bundan başka cihan efkân
•mumiyesinde Türklerin her fır-
satta harbe atüdıklan şekli goste-
receginden, siyasi ve askeri düze-
nimiz ve neticede Musul ugruna
kazandığımız istiklalimiz de teb-
likeye düşer.
Lozan Muhadesi'ni siz yapüıuz;
(sureti müslühanede) hal olunaca-
ğını, hal olunmazsa Cemivet Ak-
vam Meclisi'nce hal olunacağını
ve askeri hareket yapılmayacağını
siz imzanızla kabul ettiniz. Bu
sulh muhadesini Büyük Millet
Meclisi kabul etti. Reisicumhnr
M. Kemal Paşa da tasdik etti.
Bana geçen gun M. Kemal Pa-
şa da boyle bir teklifte bulundu-
gu zaman, ona da uzun uzadıya
bu mütalaalanmı arz etmiştim.
da mühiın teküflerim vardır. Bn
Kürtlerie de tehlikeii işler yapabi-
Urler. Bunlann Istilüal Harbimiz-
de pek başkaldımıamalan, bizzat
aldıgım esaslı tedbirlerie beraber,
küçüklügümden tanıdıgım o mu-
hit a h a n Harbi'nde de emrimde
bulundnğundan ve beni yakından
lanımatanndgndır MÜtaiCkcde de
baaa karşı mütaraatkar kaldılar.
Onlara karşı şahsi itimad da ted-
birier kadar tesirli olur. Ne dahi-
liye ve ne de Milli Müdafaa veka-
letleri onlarla bilerek meşgul de-
gillerdir. Hölasa askeri muvaffa-
kiyet ümit etmiyoram. tç ve dış si-
yasi vaziyetlerin felaketli bir şeki-
le jürüklenecegine ise hiç şiıphe
etmiyoram. Mnstafa Kemal Pa-
Pasa hakkındaki yargüanru şöy-
le anlatır:
"tşte şimdi tam millerJn rahat
ederek medeniyet yolunda hız ala-
cagı bir sırada, yeni hadiseleri ko-
tay buidugundan mı yoksa M. Ke-
mal Paşa'nın kuvvetli iradesine,
artık oturdugu makamın da afl-
fuzu eklenerek yeniden daha kud-
retti bir cazibe yapbğıııdan mı ne-
dir, bana karşı mühim hadiseler-
de yan çizmeye baştadıgı gibi uznn
sure çene calarak söyledigim şu
Musul hareketini önlemek hak-
kındaki mutalaalann da pek no-
şuna gitmedi. Gösterdigi tavırdan
ve kelime ile miitalaalaruna cevap
vermeyişinden bunu anladım.
tsmet Paşa, mıiteessir göıündü
da göriisöldüğü ve karartaştınldı-
ğmda geçen misallere bakarak ka-
narjm vardı."
Karabekir, karannı vermiştir:
Askerlikten ayrılmak!
"Şu halde bizlere tutulacak bi-
ricik dogru yol Meclis'teki milli
vazifelerimizi ele almak ve bu'su-
rette gerek cihana ve gerekse kendi
miUetimize karşı Büyük Millet
Medisi'nin sesini duyurmak ve
kndretini göstermek kalıyordu. Bn
surette cumhuri\etin sağlam suret-
te kurnlmuş olmasını ve layıklık
esasından aykın tasavvurlann ön-
lenmesini temin edebilirdik.
Orduda kalarak o kuvvetle bu
işleri gormek, ordtıyu siyasetie ug-
raş&rmak, onun birlik ruhnnu
şifre aldım:
tngUizlerie bir harp ihtimali
mevcut oldugundan hemen Anka-
ra'ya hareketim emrolunuyordu.
9 ekimde öğle vaktJ treole ha-
reket ettim. U'de Ankara'ya var-
dım, Fevzi Paşa'yı ziyareümde ve-
hameti ögrendim.
Şoyleki:
Nasturi çeteleri asayişi bozuyor-
muş. Bunun için bir piyade ve sü-
vari fırkasıyla tediplerine başlan-
dığını, bir piyade fırkası da ihti-
yat olarak o mıntıkada hazırlan-
dıgını, tngilizlerin statu battını ge-
çerek tayyarelerie kıtaianmıza hü-
cum ettiklerini. Siıvari fırkasından
da bazı zayiatlanm da oldnğunn
ve tngilizler, hareketi durdnrmaz-
tebdit harekfin olsa bu kadar bü-
yuk bir kuvvete lüzum göriilunce
kumandanlaruuza işin başmda
haber vermek ve hatta onlann
mütalaalannı dahi sormak yerin-
de olurdu. fikrindeyim. tngilizle-
rin ultimatom verince telaşa dü-
şerek acele cağırmanız daha hoş
bir vaziyet dogurmuş degüdir. Ba-
na itimatsızlıgın bu halde apaçık
deiUidir.
Fevzi Paşa, buna verecek cevap
bulamadı. 'ttimadımız olmasa sizi
terfi ettirmezdik" gibi bir garibe
savurdu.
Ben:
— Paşam, hangi terfiden bah-
sediyorsunuz. lsriklal Harbi içeri-
sindeki Garp Cephesi'nde ikişer
Mustafa Kemal, tsmet tnönü ve Kâzım Paşa (Özalp) Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden çıkıyorlar. Kâzım Karabekir de ordu müfettişliği görevini bırakıp millelvekilliğine dönmeye karar vermiştir.
M
usul sorunu, Lozan Antlaşması'nda çözüme
kavuşmamıştır. Karabekir'e göre Türkiye
Musul'u diplomatik yollarla alamazsa askeri
yolla alacaktır. Mustafa Kemal ve İsmet
Paşa'nın düşüncesi budur. Oysa Karabekir askeri harekâta
karşıdır. Musul için yapılacak bir savaşın Türkiye'yi yıkıma
sürükleyeceği kanısındadır. Mustafa Kemal ve ismet Paşa,
Kâzım Karabekir'in bu işi üstlenmesini isterler. Karabekir
kesin olarak vazife kabul etmeyeceğini bildirir ve askerlikten
ayrılmaya karar verir.
K
arabekir, anılarında Fevzi Paşa'yla konuşmasını
aktarır. Fevzi Paşa Musul konusunda 'İcap
ederse yeni bir harbi göze aldık. Musul bizimdir.
Harben almak için Gazi ısrar ediyor, hükümet
de aynı fikirde' der. Karabekir Doğu gezisinden dönen
Mustafa Kemal'e 'Paşam, netice felaket olur' der. Mustafa
Kemal ise 'TBMM'yi acele topladık. Söz milletindir' şeklinde
karşılık verir. Karabekir 'Evet, sözmilletin, kabul' diye
yazar anılarında. Ali Fuat Paşa ve Rauf Bey'le birlikte yeni
bir parti kurmaya karar vermiştir.
Siz, hükümet reisi sıfaüyla onun
böyle bir arznsuna karşı sulh mu-
hadesinio 3. maddesini okuyarak
benim serdettiğim tarzda mıitalaa
beyan edeceginize Musul'u işgale
etmeye kalkıyorsunnz."
Karabekir görev
kabul etmiyor
Karabekir, savaştan yana değil-
dir. Musul için yapılacak bir sa-
vaşm Türkiye'yi yıkuna sürükle-
yeceği kamsındadır.
Paşa, arulanna o gün İsmet Pa-
şa'ya şu kaygılanru da bildirdiği-
ni yazar:
"Öteden beri tmadiye ve Çöme-
lek civarındaki koylerde (Londra
Baspiskoposu mürahhası) namıy-
la tngiliz misyonerieri Nasturile-
ri aleyhimize yetişürmişler ve teş-
kilatlandırmışlardır. Bunlar daha
bize çok zorluklar çıkarabilirler.
Bundan başka Kürtlük islahı için
ilk tedbirier dahi alınmamıştır. Bu
hususta benim muhtelif zamanlar-
şa'ya da söyledim:
Siz Musul'u belki hilafeti lagv-
da acele etmeyerek herhangi bir
şekilde almaya belki muvaffak
olurdunuz, fakat Şark işlerini bi-
rinci derecede idare eden bir ar-a
kjMinşıniT sıfaüyla bana haber ver-
meden bir emrivald j'aptımz. Şim-
di bu işi devlet adamlanna yakış-
mayacak tarzda ve hem de işi be-
nim başıma dolayarak hal yoluna
gidiyorsunuz. Ben, katti olarak
vazife kabul etmem. Size de tav-
siyem, bu uçuruma milleü sürek-
lemeyin, imzaladığımz Lozan Mu-
hadesf nin 3. maddesini tekrar tek-
rar okuyun ve M. Kemal Paşa'ya
da okutun. Bu işi, benden ziyade
sizin birİDCi derecede göreceginiz
bir istir."
Karabekir, anılannın bu bölü-
münde tsmet Paşa'nın kendisini
her zaman cankulagı ile dinledi-
ğini, ancak bu görüşlerini anlatır-
ken tedirgin olduğunu anlatır.
Kâzım Paşa, en yakın dostu İsmet
ve uznn boyhı sustn. Bu halde mü-
saadesini isteyerek aynldım.
4 Mayıs Ramazan Bayramı'mn
ilk günü idi. Reisicumhur Gazi
Mustafa Paşa'yı herkes gibi ben
de Çankaya Köşkü'nde tebrik et-
tim. Erkânı Harbiye L'mnmiye
Reisi ve Mndaffai MilUye Vekili^
ni de makamlannda tebrik ettim.
Bugün Fevzi Paşa, beni Etllk'te
aşagı tncirlik mevkiindeki koş-
kümde iadeyi zdyarete geldi.
Fevzi Paşa'ya tsmet Paşa'nın
bana Musul'u almayı teklif ettigi-
ni, bunun daha önce de Gazi ta-
rafından yapıldıgını anlattım.
Hayret etti ve bana şu cevabı verdi:
— Tuhaf şey! Berum böyle bir
şeyden haberim yok. Bir harekât
yapüacağı konusunda benimle bir
şey görüşmemişlerdi.
Bu cevaba benim hayretim da-
ha büyük oldu.
Çttnkü her askeri ve siyasi bü-
yük mühim işler bu iiçler arasın-
bozmak gibi tehlikesine yakın ta-
rihimizde kendimiz de şatıit oldu-
gumaz facialan tekrar ettinnek
olurdu."
lngilizler kuşkulandı
Karabekir, Istanbul'un kurtuluş
gününde Milli Savunma Bakanı
Kâzım Paşa (özalp) ile Pera Pa-
las Oteli'nde görüşür. Bakan, In-
giliz uçaklannın sınırlanmızda as-
keri birlikleriraize saldırdıklannı
söyler.
Ve şu uyanyı yaptığım yazar:
"Durup dururken bunun vaki
olamayacagını, tngflizlerin herhal-
de bir şeyden kuşkulanmış olabi-
lecegini... bir harbe sebebiyet ver-
menin felaket olacağını söyledim.
Kâzım Paşa fazla bir şey bilmi-
yor görundu. Ve Fethi Bey'in Ce-
miyeti Akvam nezdinde teşebbus-
te bulundugunu söyledi.
8 Ekimde Erkânı Harbiye
Uraumiye Reisi Fevzi Paşa'dan bir
sak ilanı harp edecekleri hakkın-
da ultimatom verdiklerini. vaziye-
tin bir harbe gitmek ihtimalini
Fevzi Paşa anlarb.
Kendilerine şunu sordnm:
— Ordnlara hareketi daha ön-
ce neden bildirmediniz?
tngilizler, ultimatom vermeden
sahiUerimize saknnşta bulunsalar-
dı Ege sahiUerini teftiş halindey-
ken çürük gambotlarla ben dahi
fed vaziyete düşecekmişim.
Fevzi Paşa:
— Dahili bir meselemiz oldnğu
için daba once haber vermeye lü-
zum görmedik.
Ben:
— Ne diyorsunuz Paşam? Me-
selenin bir Musul hareketi oldu-
gunu hâla bir ordu müfettişinden
gizlemek istiyorsunuz. Bu işe be-
ni tayin etmek arznsuna karşı ver-
digim manuki cevapları da bili-
yorsunuz demek. Ben bu hareki-
tın aleyhindeyim diye bu işi ben-
den sakladımz. Mesele dahili bir
açer derece terfilerinize karşılık
ben yalnız Kars'ın zabn uzerine fe-
riküğe terfi olundum. Fakat ben
Cihan Harbi içinde livalığa harp
meydanında terfi etmiştim. Ve bu
müddeti de doldurduğum için
yapüğınız terfii benim için müka-
faat saymak haksızlıktır. Bugün
asgari muddeti çoktan doldnrdu-
gum ve yıllardan beri ordu komn-
tanı olduğum halde terfi ettinne-
mekiiginiz de bana karşı haksız
olarak itimat gostermediginize bir
deüldir. Bilmekte hakkım olan iş-
ler de lekerriir edip durmaktadır.
Halk bitkin halde
Fakat bugün için yapılacak şey
tngilizlerle harbin onunü almak-
Or.Her tarafta her yeri gezdim. Ve
halkla her yerde tamas da ettim.
Halk bitkin baldedir. Elinde avu-
cunda bir şey kalmamıştır. Sekiz
yıldır süriıp gitmekte olan harp,
milleti uzun bir sulh zamanına
müstahak kdnuştır. Musul'u yeni-
den harp ile almaya fralkmak ye-
niden vatanıraızı ve milletimizi,
perişan edecek ve belki de felaket
uçurumuna sürükleyecektir. tngi-
lizler bu sefer, geçen yıl Izmir'de
vapürdığınız harp ojıınundaki en-
dişeleri tahakkuk ettirecek yani
ttalyanlan üzerimize saldırtacak
ve kendisi de fiilen harbe girişe-
cektir. Fransızlar da tstiklal Har-
bimizde uğradıklan muvafakiyet-
dTİigip intiltamını almak için o za-
man elde edemedikleri bedeflere
yünıyeceklerdir.
Fevzi Paşa:
— İcap ederse yeni bir harbi de
göze aldık. Mnsnl bizimdir. Ma-
dem ki sulhen vermiyoriar Har-
ben almak için Gazi ısrar ediyor.
Hükümet de bu fikirde. Bizim
muvaffak olacagımıza şüphe yok.
tcap ederse Musul degil daha
uzaklara da gideriz.
Ben:
— Demek, tzmir Harp Oyu-
nu'nda İtalyanlann Ege sabinerine
çtlunası esasında yani harp oyun-
lan kaidelerine uygun olmayarak
mavi - kırmızı yerine apaçık ttal-
yanlan düşman göstermeniz, ica-
bında bunu göze almış olduguno-
zu ilan için bir gösteriş mi idi? Pa-
şam, siyasi hatalar ust üste yapıl-
mışür.
Birincisi, Musul işi Lozan Kon-
feransı'nda hal olunmayarak son-
radan sulhen hal kabul edilmiş ve
nihayet ise Cemiyeti Akvam'ın ha-
kemligi ile karar verilecegi tespit
olunmuştur.
tkincisi, hüafetJn lagvında acele
edilerek bu müessese bavadan git-
miştir."
Karabekir, Musul'un işgali ve
Ingilizlerin yenilmesiyle M. Ke-
mal'ın imparatorluğunu ilan ede-
ceği kanısındadır.
Bu kuşkusunu Fevzi Paşa'ya da
anlatır.
Fevzi Paşa, "Bizim vazifemiz
hükümetin emrine itaattır" der.
Karabekir, Fevzi Paşa'mn Di-
yarbakır'daki Kolordu Komutanı
Cafer Tayyar Paşa'ya (Eğilmez)
verdiği son emri de öğrenir. Bu
son emir şöyledir:
"İcap ederse eşkıyayı Londra-
ya kadar takip edeceğiz".
Günlerden 18 ekimdir.
Mustafa Kemal, Doğu gezisin-
den Ankara'ya dönmektedir. Ka-
rabekir, M. Kemal Paşa'yı Ayrancı
sırtlannda karşılar. k
M. Kemal, Karabekir'i görua-
ce arabasını durdurur. Arabada
İsmet Paşa da vardır.
Karabekir, M. Kemal Paşa'ya:
— Paşa hazretJeri, bir harp teh-
likesi karşısında oldugumuzu ve
zatı samilerine dahi arz ettiğim
mutalaalaruna rağmen Musul ha-
rekâtına başlamamn buna sebep
olduğunu ögrendim. Paşam, ne-
tice felaket olur.
Mustafa Kemal, Karabekir'in
sözünü keserek şunları söylen
— Büyuk Millet Medisi'ni acde
topladık. Söz milletindir!
Karabekir, bu konuşmadan
sonra günlüğune şu notlan düşer:
"Artık karanmı vermiştim. Söz
milletindir; söz mületin, kabul!"
Karabekir, dört gün önce de
Milli Savunma Bakanlığı bütün
kolordulara gizli bir emir yolla-
mıştır:
1643 sayıh emirde, ordu müfet-
tişlerinin bakanhktan izinsiz gezi-
lere çıkmamalan gereği bildiri-
liyordu.
Karabekir, M Fuat Paşa ve Ra-
uf Bey'le de konuşmuş ve karar-
lannı vermişlerdi.
Parti kuracaklardı!
Şu satırlar Karabekir'indir:
"Harp feiakeünin onune ancak
Büyuk Millet Mecnsi'nde bir blok
bjdinde görünebttirsek durabiliriz.
Esasen cumhuriyetin kökleşmesi
için icabında bir parti bafinde çık-
maya da karar vemüş bnlnnnyor-
dnk."
Yarın:
Terakkiperver
Cnmhnriyet Fırkası
(53)— Klirkçüoğlu ömer, Türk - tn-
giliz üişkileri, (1919-1926) Ank.SBD
yay.S:287
(54)— Süryani papazlanndan Nas-
torisun tarafından kurduğu Nastur
mezhebma bağlı Hıristiyanlar Musul
sorunu görttşulürken ba^layan ve 12-18
Eylul 1924 tarihlen arasında süren
Nasturi ayaklanması 7 Kolordu Ko-
mutanı Cafer Tayyar Pasa'mn komu-
tasındakı birlikler tarafından bastınl-
mıştır.
(55)— Şeyh Sait, hilafetin kalduılma-
sından sonra, "Islamın Kurtler ile
Turkler arasında tek bağ olduğu" bi-
çâninde konuştuğu tngiliz Dışişleri Ba-
kanhğı'nın 24 Şubat 1925 tarihli ve 154
sayıh gizli bıldırgesınde yazılıdır. bkz.
Şımşir Bilal, tngiliz belgelerıyle Tiir-
kıye'de Kurt sorunu. Dısişlen Bakanlı-
ğı yay. 1975 s.21; Şeyh Sait isyanı hak-
kında aynca bkz. Cemal Behçet, Şeyh
Sait tsyanı, Sel Yay. 1955. Toker Me-
tin, Şeyh Sait İsyanı, Akis Yay. 1968.
Genelkurmay Başkanlığı Harp Ta-
nhı Dairesi'nce 1972 yılmda yayımla-
nan Türkiye Cumhurıyeti'nde Ayak-
lanmalar (1924-1938) başuklı kitap Ge-
nelkurmay Başkanlığı tarafından top-
lattuıldığından bu konuda bu kitaba
herhangi bir yollama yapamadık,
Türkiye Cumhuriyetı tarihinin bu bö-
lumünu okumak yasaktır!.
(56) Cafer Tayyar Eğilmez,
1878-1958 yıllan arasuıda yaşadı. Kur-
tuluş Savaşı'nda Irakya cephesindeki
birliklere kumanda etti. 1920'de Yu-
nanlılara esir düştü. 7. Kolordu Komu-
tanı olarak Diyarbakır'da görev yap-
tı. 1 ve 2. dönem TBMM'sinde Edir-
ne Milletvekih... Terakkiperver Cum-
hurıyet Fırkası'ıun da kunıculanndan-
dır. tzmir suikastı nedenıyle de Istik-
lal Mahkemesi'noe yargılanan General
Eğilmez, Karabekir'in en yakın dost-
lanndandı.