29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 HAZİRAN 1990 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU Meteorotoji Genel Müdüriüğü'rv den ataıan Mgiye göre yurdun ku- 2By kesimteri parçalı buluthı, Trak- ya, Marmara, Karadenız, İç ve Do- ğu Anadolu'nun kuzeyı ile Kuzey Ege'nin ıç kesımlen sağanak ve gök gürültûlü sağanak yağışlı, öteki yerler az bulutlu ve açık ge- çecek. HAVA SICAKLIĞI: Yağış alan yerterde azalacak, öteki ye r - lerde değışmeyecek. RÜZGAR Kuzey ve batj yönlerden hafif, ara razdan 3-5 kuvyetınde. saatte 10-21 denız mılı hızia ese- sıra orta kuvvette, yağış anında cek. VAN GÖLÛ'NDE HAVA: Parçalı ve az bulutlu geçe- yer yer kuvvetJice esecek. DENIZ- cek. Rûzgâr gûney ve batı yönlerden hafif, ara sıra orta LERDE RÛZGÂR: Güney Ege ve kuvvette esecek. Göl küçük dalgalı olacak. Akdeniz'de günbaösı ve lodos, -rr ^ r s öteki denizlerimizde yıldız ve poy- "4ı?" 5 * ^ M M l J TURKIYE'DE BUGUN DUNYA'DA BUGUN fctana Mapazan Mtyaman Afyon Antera Antakya AnUya Artvm Ayöın Baiuesr Bılecık Bmgöl BıTSs Botu Burea ÇanaMale Çonıiı Oenzt A 34° 16° Diyartatar A 24° 16° Edime A 33° 17° Kncan Y 25° 9°Enwum Y 23° e°EsWşetiit A 29° 14° Gaaamep A 3O°21°Sresijn A 35° 19° Sûmüşliane Y •* 2 2 ° 1 2 ° H * * i B A 32° 16° IsparB A A 26° 10° Wa*U A A 25°10°bmır A A 29° 12° K « A 21° 5°Kasömonu Y Y 24° 11° Kaysen A 26° 13° KııMare» A 24° 16° Knfi Y 25° 12° Kûtatıya A 29° 16° Malatya 33°14°Mansa 25° 15° K.Man* 20°11°Mefsm 20° 6°Mu#a 25°14°Muf 31°16°WJ<1« 25°15°(Mtt ZPVVta 22°Kr>S«nsaı 27°13°Sltt 23°WSinop 30°«°Snas 23° 6°WbnüO 2*>11° fctam 24°12°imce« 26° io» Yazgat 30» 13° ZonguM* A-açık a-t>ulotki frgünes» ton S-saJ Y-yafenurtu BUEMSCA SOLDAN SAĞA: 1/ Pazarlama. 2/ Er- zurum'un bir ilçesi... Bir tiyatro oyuncusu- nun, seyircilerin duya- cağı biçimde ama sanki diğer oyuncular duymuyormuş gibi düşünmesi ya da ko- nuşması. 3/ Şama- nizm'in din adamlan- na verilen ad... Eski Yunan tiyatrosunda sahneye verilen ad. 4/ Bir yüzey ölçüsü biri- mi... Düşüncesizce her işe atılan. 5/ Yaş ya da mevki bakımrndan küçük birin- den büyüğe karşı yazılı ya da sözlü ola- rak bildirilen isteİc. 6/ Gidilen yol üze- rinde olmayan... Evrensel alıcı olan kan grubu. 7/ Ordu'nun bir ilçesi... Göz- leri görraeyen. 8/ Şen, rahat... Eskiden okullarda çocuklan çalıştırmakla gö- revli kimse. 9/ Azerbaycan halk ede- biyatında ve Doğu Anadolu'da, konu- sunu gündelik yaşamdan alan gülme- ceii hikâyelere verilen ad. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir tür çok kokulu kahve... TUzak. 2/ Tehlike işareti... Yünden dövülerek yapılan kalın ve kaba kumaş. 3/ Müslüman ülkelerde oturan Yunan asıllı kimse... Sıva ya da boyadan önce vurulan kat. 4/ Kripton eleraentinin simgesi... Çarşılarda aynı işi yapan esnafın bulunduğu bölüm. 5/ Kutsal emanetlerin saklandığı ya da bir ola- yın anısına yapılmış Hint kökenli anıt. 6/ Azarlama, serzeniş... Kuzu sesi. 7/ Aitınkökii de denilen kustumcu bir kök... Sarp bölgede ku- rulmuş Kafkas dağ köylerine verilen ad. 8/ Ekmek... Hindistan ve Sri Lanka'da yaşayan bir halk. 9/ Kumtaşı... Yavaş, ağır. 60 YBL ÖNCE CumhuriYe( Nezle aşısı 17 HAZİRAN 1930 Nezle mikrobunun Amerika'da keşfedildiği yazılmıştı. Dr. Osman Şerafettin Bey dün bu hususta bir muharririmize şu izahatı venniştir: " — Nezleyi iki kısma ayırmak icap der. Bunun birisi malûm olan, herkesin düçaı olduğu nezlediı ki bir hafta kadar devam eder. Burun tıkanır. Evvelâ tnühati, sonra cerahatli bir akıntı gelir ve nibayet tekıaı şeffaf bir akıntı ile zail olur. Ekseriyetle soğuğun burun muhatı uzerine tesiri neticesi olarak orada muhtelif mikropların üremesinden müetevellittir. Bu nezlenin dahi mikrobik olduğuna burun zarında bulunan bir çok mikropların üremesi ile husule girdiğine tıp tamamile kanidir. Şimdiye kadar buna karşı bir ası mevcut degildir. Bu muhtelif mikroplardan bir a$ı yapılmasının ihtimali vardır. Ikinci nevi nezle ise yazın husule gelir. Ekseriyetle çiçekkrde bulunan tozların tesiri ile hasıl olur. Gayet Müz'içtir. Hasta aksınr ve mütemadiyen burun akar. Tebdili hava edince bu nezle zail olur. Hangi tozdan, hangi maddenin zerratından husule gelmiş ise bu zerratı suda hallederek vücude zerketmek suretile hastaya bir aşı yapüır. Bu aşı Amerika'da pek çok taammüm etmiştir. Maamafıh "papton" şınngası ile dahi bu netice elde edilebilir." 30 Y1L ÖNCE Cumhuriyet Adnan Menderes 17 HAZİRAN 1960 Sâkıt Başbakan Adnan Menderes, tutuklu bulunduğu Yassıada'da dün saat 10 sulannda sinir krizleri geçirmiş ve odasında müşahade altına alınmıştır. Derhal tedavisi yapılan Menderes'in odasında bundan böyle devamlı olarak asabiye mütehassısı askeri hekimlerin nöbet tutmasına karar verilmiştir. Ad»»« tfade edildiğine göre Menderes esasen, Yassıada'ya nakledildiği günden beri çok dalgm ve düşüncdi bir halde bulunmakta ve çok az uyumakta idi. Kendisine tatbik edilen teskin edici ilâçlar sayesinde sabık Başbakan dün öğleden sonra biıkaç saat uyuyabilmiştir. Bu krizlere sebep olarak, daha önceleri kendisine verilen gazetelere ilgi göstenneyen Menderes'in evvelki akşam bazı gazeteleri okumuş olması gösterilmektedir. Bilindiği gibi evvelki günkü gazetelerde MiUi Birh'k Komitesi tarafından yayınlanan ve içinde siyasi mahkemelerin onaylanması ile ilgiü hükumler bulunan Geçici Anayasa'ya dair haberler yer almaktaydı. Tabancı üsler Sflflhsızlanma konferansımn bugünkü oturumunda Fransa, Ingiltere ve Polonya delegeleri söz almışlardır. Fransa delegesi Jules Moch, Sovyet delegesinin kontrol ile ilgili bazı esaslar üzerinde menfi bir tavır takındığını esefle belirtmiştir. İngiltere delegesi David Ormsby Gore da yabancı memleketlerdeki üsler meselesi üzerinde durarak, Sovyetlerin bu meseleyi ele alış şeklinin iyi olmadıgını söylemiş, tam mânasiyle yabancı üsleTİe milli üsleri birbirinden ayırt etmenin güç olacağını, Sovyetlerin yabancı üst anlayışının coğrafi ve siyasi durumlan hesaba katmadığı gibi, askeri ve stratejik bakımlardan da bir mana tasımadığım söylemiştir. £erın cjüzeUiâiıu •/ kifiiyacakrınn [ H J K 1 llfll\TI GEÇEN Kazı kazan 17 HAZİRAN 1989 Milli Piyango Idaresi, ismi "hemen kazan" olan yeni bir ovun başlatıyor. Üstü kazınarak oynanacak olan "kupon'Mar, bin liradan satjşa sunulurken en fazla vereceği ikramiye 150 milyon ile 200 milyon lira arasında olacak. Thotnas Delarue adlı bir Ingiliz firmasıyla anlaşan Milli Piyango Idaresi, Hollanda'dan 100 ton ağırlığında, S TIR dolusu, 100 milyon adet "hemen kazan" kuponu getirtiyor. Kuponlar, Milli Piyango bayıleriyle birlikte bakkal ve süpermarketlerde de satılabilecek. Devlet 100 milyar lira toplayacağı "hemen kazan' oyununun yaklaşık yüzde 50'sini iştirakçilere dağıtacak. Batıda "talih oyunlannın en pratik olanı" diye nitelenen "kazı kazan" kuponlarının çok kısa zamanda tüm yurtta yaygınlaşacağı, bu yolla Maliye*nin önümüzdeki aydan itibaren milyarlarca liralık ek bir kazanç elde edecegi bıldiriliyor. A 31° 15° Y 22° 16° A 24° 10° A 23° 15° A 22° 15° A 29° 11° Y 26° 11° A 21° 6° A 24° 11° Y 23° 16° TAKTISMA Açıklama Emekli Korgeneral Saym Fanık Göventürk- ün, rahmetli Sayın Osman Köksal'dan naklen dile getirdiği husus şöyledir: 1. Konya'da 2. Ordu Knrmay Yar Başkanı bulunduğu sırada Kur. Alb. Sayın Keoan Ev- re«, 1961 yılı ağustosunda kıta hizmeti için Mns'taki Piyade Alay Komutanlığı'na atan- mıstı. Saym Evren; bu atamanın Silahlı Kov- vetler Birliği (rahmetli Talat Aydemir cunU- sı) tarafından yapıldığı ve kendisini emekli edecekleri kanısına vararak Muş'a gitmemek ve 42 sayıh yasadan yararlanarak emekli ol- mak istediğini ve bu arada arkamdan dediko- du yapan bir general hakkında bilgi vermek ve yardım istemek için bana geldi. Durumu tartıştık ve birükte yemek yedik. Sayın Kenan SAMİ KÜÇÜK Evren emekli olmaktan vazgeçti ve Muş'a gitti. 2. Sayın Evren'i ziyaret konusuna gelince; böyle bir ziyaret isteğim hiçbir zaman olma- mıştır. Rahmetli Köksal'ın böyle bir isteği ol- mussa ona arkadaşhk eden kimse ben değil başka birisi olması gerekir. Fazla Söze Ne Haeet? tnsan faktörüne, insan haklarına, çağdaşlaşmaya ve tabii ki demokrasiye son derece "önem veren" hükümet yetkilileri, bu son yılda aileye ve kadına da son derece önem vermektedir. Nihayet son yıllarda Tiirkiye'nin de günde- mine giren ve sorgulanan kadın haklan, ka- djn sorunları konusu artık TRTye de çok cid- di ve anlamb bir şekilde girmiş bulunuyor. tnsan faktörüne, insan haklanna, çağdaş- laşmaya ve tabii ki demokrasiye son derece "öoem veren" hükümet yetkilileri, bu son yıl- da aileye ve kadına da son derece önem ver- mektedir. öyle bir önera ki hani derler ya; 'gözlü de göriir gözsöz de" işte tam altının çi- zileceği bir önem. Bu kadar işin arasında üni- versite bünyesinde Psikolojik Danışma Mer- keıi gibi bir unite oluşturarak Aile Danışma Merkezleri ve koskocaman güçlü (maddi ve manevi) bir vakıf kurarak Törk kadınlannı göclendinne'yi hedefliyor. Televizyonun 1. Ka- naunda yayma giren ve Aile BakaıüığYnın des- tegiyle hazırlanan "Ynva" gibi bir dizi ile bü- tün dünyası evi ve mahallesi olan, dinine sa- dık bir koca, saçını evi ve çocuklan için sü- pürge etmiş, kendine ait hiçbir yaşam biçimi olmayan, ağzı var dili yok bir anne, eş tipi ve okuyan sorunsuz delikanlı ve gene okuyan kü- çük kadın tipi. Gençliğinden, yaşından dola- yı sorun yaşamayan bir genç kız ve en önem- lisi cinsiyete dayalı rollerin yaşandiğı tipik bir aile. Her hafta hadislerle başlayıp ailede ya- şayan bireylerin "Yarabbi şiikür"leri ile biten muhteşem bir dizi. 6/5/1990 günü akşamı TRTde bir açıkotu- rum. O ne... Konu hayret verici: "Kadın hak- lan". Tabii konuşmacılar da çok özenle seçil- miş. Bu konuda ülkedeki tek yetkili ağızlar. Dahiyat Fakultesi'ndeki konuşmacıları es ge- çiyorum. Ancak Sn. Semra Özal tarihi bir açıklama yaptı. Atarürk'ün çok güzel, ancak pratiğe geçememiş sözlerini diğer konuşmacı bayanla yanşırcasına sıraladılar. Sonuç da ol- dukça iyiydi. Semra Hanım, "Tnrklye'de ka- dın soranu ve haklan diye bir şey yok. Kadm erkeklerie esit konumdadır" dedi. Doğrudur. Vakıf toplantılannı beş yüdızlı otellerde ya- pan, yemekti, sazlı, sözlü olan bu toplantûa- ra katılan kadmlar (Papatyalar) nasıl olma- yan bir şeye var der ki? Yüzlerce imam nikâhlı kadını nikâh masa- sına götiırerek ve şahitliğini yaparak resmi ni- kâh yaptırdıysa, televizyona program olsun di- ye kumaları ekrana getirdiyse ve eşitligi de en güzel bir biçimde bayram sabahlan kocasının elini öptüğünü söyleyerek kanıtlıyorsa, kadın sorunu olabilir mi? Sayın Semra Özal açıkla- dı: "Sakın miltetin hazurann bozmak için or- taya çıkan akımlara uymayın, onlann kadın sonınu vardır demekrine kulak asmayın. On- lar anarşist feministlerdir, dikkatii olnn"... Zaten, Sayın Targut Özal da genç kızlara tavsiyelerde bulunmuyor mu? (Günaydın 6/5/1990) Üniversiteye giremeyen kızlara "Evlenin" diyerek. Ne yapacaksımz üniversi- teye gidip? Zengin akıllı uysal kocalar bulun, bir an önce evinizin kadını olun. Ülkemizin en yetkili iki ağzı bunları söylcr- ken daha fazla söze hacet var mı? UĞUR İLHAN İsUnbul Güle güle Yankee ABD-SOVYET zirvesinin Tûrkiye'ye etkılerî Bir bakanın ağzından Tûrkiye'deki ABD ûs ve askeriennın akıbeti ıı Olüm mahkûmları I I Onlarca mahkûm kanser, şeker, kalp, felç, böbrek ya da astım hastası. Çeşıtlı gerekçelerie tedavilerı geciktrihyor, cezaevlerinde ölüme terk ediliyor. Rengârenk geiKİik Arabeskçiler, bağımsız entelektûeiler, rockerlar, metalciler, acidçiler... Ve tabii eski alışkanlıkları sûrdürenler, mesela bitırimler... Kim ne giyer, ne dinler, ne yer, cınsel yaşamını nasıl sûsler?.. NOKTA'NIN KAMUOYU ARAŞTIRMAS! "DEVLET YATAK ODALARINDAN CIKSIN"Zinanın suç sayılması insan haklarının, özel yasamın ihlali." Fatma Girik: "AT'ye girmek için mücadele ettiğimiz günlerde, böylesine çağdısı yasalar insanlarımız için yûzkızartıcı." Meral Konrat: "Böyle ilkel bir yasa yüzünden kişilik haklarıma, özel hayatıma tecavüz edildi." Hüseyin Hatemi: "Uygulama ikiyüzlü. TCK çok mantıksız. Zina meşm sayılamaz, ama bugünkü baskınlar anlamsız." Prof. Sulhi Tekinay: "Devlet ilkel intikam duygularına alet olmamalı." II Kürf bir Türk Halkın Emek Partısı'nin kurucularından Ahmet Türk, partisini ve amaçlarını anlath. '"Hoca" namh komiser Bir karakol, mahallesiyle nasıl karakolluk olur? Içki yasağı ve turistik bazı çözümler. Sahte Mualla'lar Ünlü ressam Fıkret Mualla'nın tabloları üzenne kım ne diyor? Ulusiararası boyuta ulaşan Fıkret Mualla sahtecıliğı üzerine görüşler... • Bir zamanlar hippilerin düslerini gerçeklBStirmeye geldikleri cennetti Goa. Bugûn kûcûk bir azınlığın eenrretl. Çarpıcı fotoğraflarla Goalı balıkçılar. • Club Çtıe Guvera, Lazis Kartallan'na karçı... İtalyaniann ortak Mkınu futbol, ulusal Urtiği tehdit ediyot • Enis Balur, Nokta'nın sonılarıııı ymıtladı. "Günümuz yazarlannın yazınsal kaygıları yok. Bu insanlara TV'de bir saat konutma imkanı verilse, kağıdı-kalemi bırakıp ycmaktan vazgeçerler." HAFTALIK HABER DERGİSİ Ankara ve Istanbul'da doğalgaz DİNAMİTİN USTÜNDEYİZKazanlar, bacalar ve şetete standartlara uygun değil. Eski kazanlann kullanılması yanlış! Yenisini yapacak teknoloji yok. Uzmanlar felaket bekliyor: Kazan patiarsa apartman, gaz borudan soarsa mahalle uçar! Türkiye doğakjaza hazırlıkstz yakalandı. YetkiHler: "Korkuyoruz, işin ciddiyeti ancak İsim isim kaymakamların siyasat kimliği. • SHP'NİN KÜRT RAPORU. Basına sızdırılması yasaklanan görüşmeler • İSLAMIN ÜNLÜ KİTABI MARİFETNAME'DEN: Cinse! organlann dili. • ALEVİLİK BİLDİRGESİ ALMANYA'DA TARTIŞILDI: imzalayanlar savunamadı. • ihracatta darboğaz, iç pazara dönûç kurtancak rm? • Hasan Yalçm, "Kürt'e reform" paketıni analiz ettı • Olağanüstü Hai Böigesi'nde zorta pansc çabştmlan iççiler • HEP Genel Başkam Fertmı Işıklar m ılk roportafi: "Mutabakat teslımıyettır' • tçişleri Bakanı Aksu'nun dedesi değü, buyük amcası sürgünmüş! • Turan Dursun Islam'da yatan geleneğını tartışıyor • SoıyaHst Soi 1 Uaytsı değertefldirdi: Taksim mi, uretimi durdurmak mr? • Sûper Zırveye karşı Arap Zırvesi • SP Genel Sekreteri için yüzteree avukat • Italya 90 da a Oünya sûrprizi. AJNKARA NOTLARI MUST4FA EKMEKÇİ Tanilli'nin Gülay'a Mektubu (1) Gülay Beceren, 1 Mayıs'ı kutlamak istedıği ıçın o gün kur- şunla yaralandı, felç oldu. Bugüne dek bir buçuk aydan çok geç- ti. Gülay'ı yaşama kazandırmak için kampanyalar açıldı; İnsan Hakları Derneği Vakfı, olayia çok yakından ılgiliydi. Kafamda şu vardı: Benim diyeceklerimden çok, Prof. Server Tanilli'nin di- yecekieri önemliydi. Kendisi gibi yaralanmış, felç olmuş bir genç kıza neler söyleyecek, ne öğüt verecekti? Tanilli, oiay ilk kendi- sine ulaştığında, ilk sorusu "Elleri çalışıyor mu? Elleri sağlam mı?" olmuştu. Elleri sağlamsa sorun yoktu. Server Tanilli'ye bir gün sormuşlar: — Neden arada bir herkes gibi Cumhuriyet'te yazmıyorsu- nuz? diye. O karşılık vermiş: — Yazıyorum ya, ben Ekmekçi'nin köşesinde yazıyorum! Tanilli'yi aradım telefonla, Gülay'a bir iletisi olup olmadıgını sordum. — Gülay'a mektup yazıyorum, sana yollayacağım! dedi. Gü- lay'a mektubuyia birlikte, bana da şu küçük notu geldi: "Sevgilı Ekmekçi, Sen telefon ettiğinde Gülay Beceren'e mektup kaleme almak- taydım. Onu bitirdim ve sana yolluyorum. Yollarda kaybolma- sın diye senin aracılığını rica edeceğim. Bizzat götürsen pek güzel olur. Mektup sahibinin iznini aidıktan sonra, yayımlamakta elbette serbestsin. Doğrusu yayımlamanı da isterim. Sadece gecikmeden ve kısaltmaya falan da gitmeden; çün- kü mektup bir bütünü oluşturuyor. Elbet, yanlışsız da çıkmalı. Yanaklarından öperim aziz dostum. Ortak dostlara selâmlar, sevgiler. Not: Bu mektubu alır almaz -akşam saat 9'dan sonra olmak üzere-, bana "aldım" diye haber verirsen, pek sevineceğim. Şim- diden teşekkürler. - Server Tanilli" Tanilli'nin Gülay'a mektubu, 1 Haziran 1990 tarihini taşıyor- du. Benim elime ise 12 haziran salı günü geçti. Gülay'ı, 13 ha- ziran çarşamba günü, yeni yerinde bulabildim. Çapa Acil Servısi'nden, Bahçelievler'deki, Bakırköy Fizik Tedavi, Reha- bilitasyon Merkezi'ne nakledılmişti. Orada bulmam güç olma- dı. Refik Durbaş'ın, Gülay'la güzel söyleşisini okumuştum; İlk kez konuşuyordum. Tanilli'nin mektubunu göndereceğimi bil- dirdim. İzni olursa yayımlayacağımı söyledim. "Tabii" dedi. Ta- nilli'nin mektubu uzunca. Onu, iki yazıda yayımiayabileceğim. Söyle diyor Tanilli: "Sevgili Gülay, Sana, biraz gecikerek yazıyorum. Elimde olmayan nedenler- le oldu bu. Yoksa, daha ilk günden, çoğu insan gibi benim de seninle ilgili gelişmeleri yakından izlediğimi söylemeye gerek yok. Bugün, bir fırsat düşürüp şu birkaç satırı karalamak istiyo- rum, sana söyleyeceklerim de var bu arada. Mektubumun hemen başında, senin yaşam akışını değiştiren- lere olan tiksintimi yeniden belirtmeliyim. 1 Mayıs'ta kurşunlan- dın. 1 Mayıs, işçinin ve emekçinin bayramı; bütün uygar dünya bunu böyle kabul ediyor. Bu uygar geleneği, 1980 öncesinde biz de uygular olmuştuk. Nevarki, 12 Eylül'ün o kapkara faşıst rejimi, toplumumuzda her güzel şeyi yıkıp çığnerken, buna da son verdi. Bugünkü rejim ise, o yasağı sürdürüyor; sürdürüyor, çünkü bugünkü rejim, o faşizmin sivil kısve altında bir devamı- dır; 12 Eylül'ün beş kişilik çetesinin, ülkenin başına musallat ettiği bir başka çete, bir başka çıkar şebekesidir; onun kadar özgürlük ve demokrasi düşmanı olup, tepeden tırnağa gerici- dir. Tûrkiye'ye demokrasi geldiği yalanını dünyaya ilan edip du- rurken. 1 Mayıs'ta da insanları -acımasızca- kurşunlatabilmek- tedir. Başka her kanrt bir yana, yalnız şu senin içinde bulundu- ğun durum, ülkemizde demokrasi olmadığının, ya da ne mene bir demokrasi olduğunun yeterli bir işaretidir. Onlar utanmasa da, bu gerçeği yeniden belirtmiş olalım. Olayın arkasından, senin sorununa resmi bir ilgiyi -her şeye karşın- bekledim de doğrusu. Örnegin, benim başıma gelen olay- da, o zamanki Ecevıt hükümetı derhal ilgilenmiş ve beni, reha- bilitasyon için devlet hesabına İngiltere'ye göndermişti hemen. Ecevit'in o jestini hıç unutmam; ne de olsa hümanist adam, in- san sevgisi var içinde. Bildiğim kadanyla, seninle, şu ana de- ğin resmi olarak ılgilenılmiş değil. Belki, "oh oldu" diye geçirmişterdir içlerinden. Kafa dunyalan gibi, iç dünyaları da yok- sul insanlar. Hem sana ayıracakları parayla Kur'an kursları aç- mak varken, niye yapsınlar; Kimbilir şu anda kaç resmi kişi, devlet kesesinden hacca gitmenın hesabı içindedir, para lazım! Bütün bu iğrenç şeyleri biliyorsun, o yüzden uzatmayayım. Ancak fütur getirme! Hakkın olan ilgiyi bizler gösterecegiz sa- na ve seni hareket bağımsıziığına kavuşturuncaya değin, ya- nında, yanı başında olacağız..." Server Tanilli'nin mektubunun kalan bölümünü, öğütlerini ge- lecek yazıda vereceğim. BOĞAZİÇİ ÛNİVERSİTESİ YABANCI DİLLER YÖKSEKOKULU İNGİLİZCE YAZ KURSU 6 Ağustos 1990 ve 1 Eylül 1990 tarihleri arasında 60 saatlik yoğun bir yaz kursu açılacaktır. Kurslar haftada beş gün, sabahlan 9.30-12.30 saatleri arasında verilecektir. Kayıtlar 18 Haziran - 23 Temmuz 1990 tarihleri arasında yapılacaktır. Adaylara müracaat ettikleri gün seviye sınavı verilecektir. Adres: Boğaziçi Ünrversitesi, Güney Kampus Yabancı Diller Yüksekokulu Binası MARMARA ÛNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ NİHAD SAYAR YAYIN VE YARDIM VAKFI YAZ DÖNEMİ İNGİLİZCE KURSLARI Programı aşağıda sunulmuştur GENEL İNGİLİZCE: Genel katılıma açık, hafta ıçi-hafta soruı prog- ramları YOĞUN KURSLAR: Orta-hse hazırlık sınıftan ve yetişkinler için iki ayrı program. ÇEVİRİ: iktısat, Işletme, Malıye ve Bankacılık. CONVERSADON: İngilizce konuşma becerisini geliştirmeye yone- lik. Bılgı için başvuru: Dekan Sekreterliği Telefon: 575 16 58 Adres: Ressam Namık İsmaii Sk. No: 1 Bahçelievler/İST. Hafta içı: 09.00-18.00 Hafta Sonu 09.00-12.00 Son Başvuru Tarıhı 30 HAZİRAN 1990 MtLIİ PRODÜKTtVtTE MERKEZTNE SEVAVLA ELEMAN ALINACAKT1R Merkezimizin danifmınfak çahjmalannda görevtendirilmek üzere, aşa- |KU belirtücn iki konuda, sınavla sözieşmdi uzman alınacaktır: 1) Fınımman yOnedmi ve özelliUe maliyet muhascbesi, 2) Norm kadıo ve i} değeriendirme, Suıav için bafvuracak adaytann: a) EndOstri MOhendisKgi veya Ifletme daüanndan birinde yükjefc öj- rcoisıleriııi t»m«ıwi»tniy olmalan, b) Bir Batı dittni iyi deıecede bUmderi, c) Yukanda belirtilen uzmankk «lanlanııdaıı biriyle UgSi olarak en az' 4 yıl if lecrttbesine sahip bulunmalan laıttır. Smava girecekkrin en feç 22 Haziran 1990 Cuma ak$anuna kadar Milli Prodûktivite Merkezi Geübolu Sokak No: S KavaUıdere / ANKARA •drenne mezuniyet bdgelerinin fotokopileriyle birlikte jahsen bafvur- malan gerekmektedir. PTT araaüiıyla yapılacak bafvuruiar dikkate alın- mayacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle