Katalog

SAYFA DÖRT ı COIHURtYET: 20 Nisan 197 i \\S1UDW ŞOYİU AHAP Dİ \ H M Libyada pararuz az kalırsa. bir mahalle bakkalına girin. Eğer peynir seviyorsamz benim gibi, biraz Danimarka rokforu, biraz İsviçre gravyeri, biraz Fransız kamanberi, biraz da Bulgar kaşan alm. En iyi undan yapılmış iki somun da ekmek edindiniz mi, karnmız doydu demektir. Bunları almak için bir mahalle bakkalına gırmeniz yeter. Görmesem, böyle bir bolluga inanmazdım. Hani şu bizim mali polis taraiından durmadan basılan Amerikan pazarlarımız var ya... Onların en büyüğü hangisi ise sahibini, Libyaya getirmeü. Adarrnn, aklını kaçırması için bir işportacmın tezgâtundaki mal lan görmesi yeter. Dünyanm her yerinden en pahah mallar, Dunhill pipoları, Du Pont çakmakları. Zenith radyolan neredeyse sokaklarda satılıyor. Bunları bizim pararnıza çevirdiğiniz zaman pahalı buluyorsunuz ama, her şey var. Tüketim toplumu denilen şey her halde bu; ama üretimi yok. Veya sadece petrol üretiyor; o da yetip artıyor. Fert başına düşen milli gelir payı 1500 doları bulmuş. 2.5 • 3 milyar dolarlık petrol satıyorlar. Nüfuslan 1 8 , milyon. Bu pararun 650 milyon dolardan çoğunu ithalâta ayırmışlar. Otomobil, âlet, buzdolabı, giyim eşyası, maden suyu. hattâ İtalyadan dondurma bile ithal ediyorlar. Bir Avrupa ülkesinde bile böyle çarşıpazar düşünemezsiniz. Çünkü herkes istediğini ithal ediyor ve hiç yerli malı yok. Tüccar. mal satın almak için yabancı ülkedeki meslekdaşına yazıyor, ayni zamanda banka aracılığı üe hesap da açtırıyor. Bundan sonra iş. o malın Libyaya teslimine kalmıştır. Öyle döviz kıtlığı falan gibi problemler yok. Üstelik gıda ınaddesi, radyotelevizyon, tanmsularr.a araç. Libya, Türkiye'nin ihracata dönüşü için bir laboratuvardıı!. Herkes herşeyi saiıyor; biz neden kenarda duralım? dermemişler, telgraf adresi için harç ödemekten de vaz geçmişler. Libya'ya mal satmak için en uy^ gun olan durumlardan bir tanesi de, aramızdaki deniz yolunun kısalığı. Yani navlun düşük, seferler de sık olmalı değil mi? Aksine... Tek sefer yapan Kadeş vapu. ru O da Trablus'a uğruyor. Bingazi'ye uğramıyor. Bir daha tekrarlıyalım. Eğer Libya'ya bile mâmul madde satamazsak, fabrikalarımızın çoğunu kapatmalıyız. lç pazarunızı tüke. tim madeleri ile doldurup, Alman. ya'daki işçilerin dövizi ile geçinen sanayi, sajıayi değildir. Uluslarara sı açık bir pazarda rekabete çıkamayan sanayici, olsa olsa bir kapkaççıdır. Müteahhit de gecekondu mimarından öteye gideroez. Libya bir şanstan öteye, bir kader pazarı niteliğindedir Türkiye için'... Japonya ve Çin bile kıtalarötesi na%luna rağmen Libya piyasasmda mal satarken, Türkiye buraya konserve veremiyecek mi? Stok yüzünden buhrana düşen çimento endüstrimiz neden Libya. ya giremesin? Bütün bu sorulann cevabı, hemen harekete geçmektir. 1.8 milyon nüfus, 650 milyon dolarlık mal satın alıyor her yıl. Bunun çoğu tüketim maddesi. Yeni rejim yatırım maddeleri de talep etmeye kalkmma programı yaptığı için, başlayacaklar. Hodri meydan îç pazarın yiğit tüccarları. sanayic'üeri: Sizi sade ce Libya'lı alıcılar değil, Türkiye nin döviz açığını kapatma görevi de bekliyor. Kâr ise alabildiğine bol!... Gözlerimiz üzerinizde, kalbimiz başartnız için çarpıyor. Konuveresim AYHAN BAŞOGLU H TUNADAK1 HAYALET Bu pazarda Türkiyenin de yeri olmalı değil mi? lan gibi hayau maddelerden Türkiye, Libyanın üretimi olgümrük de alınmıyor. nuyan tüketim pazanna hiç de Böylece, ağzımz açık, dük girmemiş değil. kânlann vitrinlerine takılıp kaEt satmışız; ama EtBahk Kuhyorsunuz. Kızıl Çin malı por rumu taahhüt edilen miktarı geselenler, fağfur kâseler, Hindis tirememiş. Üstelik hayvanları cı nesi daha Libyadaydı. tlk güntanda işlenmiş fildişleri. Japon lız bulrouşlar. Şeker satışı da de şöyle bir piyasaya çıktı, 60 otomobüleri, transisîörleri. Fran var; lakat istikrarsız*. bin dolarlık sipariş almış. Hesız parfümleri, İngiliz kumaşAncak yeni yeni bir uyaraş gö yecan içinde yeni siparişlerin pelan, Alman kameraları... Kısaca rülüyor Türk ihracaünda. Özel şinde koşuyor, fiyat teklifleri hası ne aklmıza gelirse... Tereyağı sektöre ait bir dokuma şirketi zırlıyordu. Irlandadan, kumaş İngiltereden, Libya pamuklu kumaş pazarım Bir de devlet sektörü temsilcikahvenin her çesidi her yerden... ele geçirmeye başlamış. Yılda si gördüm Libyada. RastlıyabiÇin çayı mı istersiniz. Seylân 400 450 bin dolarhk Türk pa leceğimz insanlann en yetkililemı. Hind mi? Küçük bir bakkal muklusu satıyorlar. rindendi. Üstelik Arapça da bidükkânına girin... Hikâyesini dinledim... Âdeta Uyordu. Mahm tanıyor, en öTrablus şehrine kaldınm mı zorla gelmiş buraya Türk sana nemlisi de memleketini çok seviyordu. Satmak istediği mal tuyapılacak. Uluslararası ihale a yicisi. Elinde, bizim piyasaya sü tan ise 5(1 milyon Türk lirası ciçıhyor. Bir caddeyi kalcurımla remiyeceği stok mal kalmış. Mec vanndaydı. buren dış pazar aramış. İşte Libyıp milyoner olmak işten değil. Kendisine gündelik 15 dolar O kadar çok paraları var kl, ya ile işe böyle başlamış. Ama harcırah vermişler... Zaten maaartık ihracatın tadım aldıgı için harcamakla bitmiyor; üstelik çoşı da 2500 lira kadar. ğalıyor. Libyarun nakit döviz re Libya pazannı bırakmıyor; üsLibyada orta sımf bir otel zervi şu anda 2,53 milyar do telik her yıl sattığı malın mik 13 14 dolar. Taksi ile 1,5 kilotarı da artıyormuş. lar. Yani Kaddaîi Avrupaya petmetre gitseniz 3 dolar tutuyor. rolü vermekten vazgeçse, en az Ben Libyadayken diğer bir ö Üçüncü sıruf lokantada bir yeüç sene Libya kimseye muhtaç zel sektör kurumunun ihracat mek 23 dolar. bölümü yetkililerinden bir taolmadan dayanır. Bu adam, Libyada peynirekmek yiyip, kötü otelde kalacak. Hep yayan gezecek. Sonra tüccarla ilişki kuracak. devlet yetkilisini görüşmeye dâvet edecek. Eğer bir kahvede çay içirip bu işi başarır da, 50 milyon liralık malı satma safhasma dayanırsa yine mesele bitmiyor. Çünkü yola çıkarken, kendisine mallarm îiyat listesini vermemişler. Sonra pazarhk etme yetkisi yok. Sadece elinde mektuplar var. Bu mektuplarda Libyalı yetkililer Türkiyeye dâvet ediliyor. Gelecekler de, Ankarada pazarlık yapılacak. Bu Türk devletine sabotaidır'.. Bir de özel sektör ihracatçısının memurunu alahm ele. Gündelik harcırahı 30 dolar, 10 dolar da ek masral alıyor. Maaşı eooo lira. Sattığı mal oranında prim alıyor ki. bu da yılhk ortalamada 150 bin lira kadar tutuyor. Ayrıca, iş yapacağı adamlara. yabancı yettalilere «gönül alma» kabilinden hediye vermek yetkisi var. •Tamam deyip, devlet teşekküllerini bırakalım mı bir kenara? Onları kırtasiyecilikten kurtarmak. kâr . prim esasma dayanmak, özel sektör anlayışı ile rekabet eder hale getirmek yçrine kapatalım mı?. YARlN LİB Y A ' D AN T U N VS'A 66 «Selahattin, yarın sabah daha gün atmadan bize gel, siz de gelin eoeuklar, gelin de şu soy şahini arayalun da bulalun. Bir daha böyle bir şahin elimize geçmez. Vay anam vay! Ne sahin bre... Gökyüzünü zaptetti.» Sabahleyin erkenden başta Selahattin. bütün çocuklat Hasanlarm avlusuna gclmişlcr bekliyorlardı. Hasan hemen geldi, kalabalığa katıldı. O gün akşama kadar, her seyi. Keremi. Sadi L'stayı, kurdukları tuzajh unutııp canı gönülden şahini aradılar. Ertcsi gün dc, daha ertesi gün de aradılar, şahini koydunsa bul. l'nıutlarını yitirmiyorlardı. Kaçaıı şahini bir gün nasıl olsa bulacaklardı. Böylcsi soy kuşlar biçhir zaman yitip gittnezlcr, bir giin nasıl olsa geri şelirlerdt. Adana şehrinin ü«tüne yağmjr yaŞıyordu. Karanlık, gökten bir sel boşanırcasına, kızşın saça düşmüş gibi hemen buğu oluveren bir yağmur. YaŞmur yağarlten alanlarda. sokaklarria, taddelerde kimsecikler yoktu. Haydar Ustayla Osmanı yağmur Seyhan kıyıfinda sabah ezamnda yakaladı. Orada kalakalmışlar, ne yapacaklarını. nereye gıdeceklerini bilemiyorlar, Hayriar Usta kızıl sakalını tutamlamış. yeve diz çökmüş kıpırdamadan, gozlerir.i akıp piden suya dikmiş düşünüp duruyordu. YaŞmur başlaymca doğruldu, kemikleri çatırdadı. Yıllarca gece dememis Ründüz dememiş, gençlik yaşJılık dememiş çabalamış, hiç böylesina yorulmamıştı. Günümüz yaklasıyor, diye düşündü Demirciler Ocagmın da günü yaklaşıyor. Bu ocâktan, bu örsten, bu çekiçten, bu süçlü kollardan bir daha kıvılcımlar dünyaya saçümayacak. Bu koca şebrin horozları yok, otmüyor. Köpekleri yok, ürmüvor. Ya telâşlı koşuşuyorlar, ya da durmadan, gürültülü horuldayarak uyuyorlar. Adana şehrinin üstüne karanlık, sel gibi bir yağmur yağıyor. Kirli, boğucu, yağmura, suya benzemeyen, ışıksız... Haydar Usta, Haydar Usta oldu olah ne böyle bir yağmur gormüşlüÇü var, ne de böyle sarı benizli, insanın pörünün içine hiç bakmayan. hep göz. lerini kaçıran, saman altından su yiirüten, ürkek, içi içine sıgmayan. ele avuca gelmeyen, kaypak görünüşlü insanoğlunu tanımışlığı var. Kaşını kalctvnp da ünü büyük Ramazanoğlu bile şöyle dimdik. insan gibi, hilesiz, çocuksu bir kere yüzüme bakamadı, diye düşündü. Her kimi gördümse ürkek karacalar gibi gözlerini saklıyor. Bu soy. bu göz kaçıranlar kavmi iflâh olmaz. Ünü büyük Ramazanoğlu, Paşalar Paşası tsmet, Mustafa Kemnl netseler neyleseler bu soy iflâh olmaz. Atına bindi, Osman önde yagmurlu ı?lak Adana şehrine sürdü. Evleri bi Sıra îhracatta TİFFANY JONES GARTH gU PLAMLA TA^A VOe PCİMÖ AYLÂK MUSA SÖVLEDİ DİMLEMİVOT2 ^ l l f H İ ı l v l l \\1 OWİI[WU%V 1/ Ama "TCyk iacl sektörü, yenj yeni ıhrâcat'a yb'nrien feivkaç istisna. nın dışında ne yantı şimdiye kadar? Ankara'da Ticaret Ataşeliğinde uzun süre bulunan bir Libya'lı yetkili anlattı bana. Ege btflgesindeki birkaç fabrikayı gezmiş ve onlara Libya'ya mal satmalannı teklif etmiş. Aldığı cevap, bu malların ihraç etmek için yapümadığı yolunda olmuş. Montai sanayiî. «Tüketim maddcleri alanmda faaliyet.. Yüzde 200 kâr üe iki yılda bir tesisin amortisrnanmı yapmak tç piyasa nın ne kadav zararlı eğilimi varsa hepsini istismar edip. ekonomiyi bu hale kim getirdi acaba? Simdi ihracata dönmeye çalışıyorlar. Günahlan affettivip, Türkiye'ye eerçekten hiztnet etme devresi galiba başlıyor. Eğpr Almanya'daki Türk emekcüerinin almierir.den sağlanan dövizlerle kurduklan montai tcsisleri ibracata dönehilirse. gecmişi unutmak «••••MlltliMtllllllllllftllMllllltllMlllllllllllllllllllllll* m'.imkün olacak belki. Ve Libya. bu 15e baslamak için rn uveun adımın atılacağı yer. Her şeyi satabiliriz Libya'ya... Yunanistan üıüm suyu. Kıbrıs maden suyu satıyor. Alışılmış ihracat msddelerimizi, keçibojmuzu, 49 tiftik. fmdık, palamut. üzüm, incir gibi mallanmızı Avrupa'nın hazır Tıpkı yeni Kiracüann taşınpazarlarında satmaya devam eriemasmdan ewe! düzene sokulan lim. Ama işe Libya'dan başlayabir apartıman daireSi gibi. lım yeni maddelerde... Russell Stone'dan bir çocuBurass tanm araçlnrı istivor, ğunun dünyaya gelmesi gerçek5\ılama projeleri için büyuk p?.ra ten şaşüacak şeydi... Çünkü ayırmıçlar. Yüda 10 bin mesken dim dıyeceKtı?Gwen, dünyada çocuk sahibi yapacaklar 120 milyon dolara... Budala durumuna düşürüldii. olmalc hevesine kapüan en son Xerede bizim 800900 bin liraya ftünü asla itirat etmiyecek kakadmdan daha sonra gelen bir Behek'te kat satan adı büyük mii. dar gururlu bir kadındı. kadındı. leahhitlerimiz? Libya onlan bekKendl kendine uzun boylu Çocuk belki de evlâtlık olalivor!. Her dükkânda 50 liradan düşünüp. taşmacak, sonunda da rak alınımştı... Bu ihtimalin ak 300 liraya kadar değişen fiyatlarla yamldığma karar vererek mesehma gelmesiyle içünin biraz ?atılan meşhur Türk ayakkabılaru İeyt kapatacaktı. îahatlaması bir oldu nedense .. mn yapıcıları.. Birleşiniz: Libya'da Yol üstündeki lokallerden biHiç hesapta bulunmıyan böyayakkabı yapılmıyor. Ithal malı ayakkabının fiyatı da 12 dolardan rine girdim. Niyetim hem bir le bir olayı kocasına duyurmak başlıyor. Libya parasma girecek kahve içmek, hem de yaptığıra ta faydamn zerresi yoktu... Çun bir konfeksiyoncunun dolar miltelefon konuşsıası üstunde dekü Gwen, asıl maksadımı bilyoneri olması işten değil!. Herbirinlemesine düşünmekti. miyordu. Kocasını idama mahrinin 100 çe.şit marifeti olan 88 mar. İçin için gülüyordum... Anket kum ettirmek için benim bir ka buzdolabının yapımcıian neve araştırma bahanesiyle bilme takım ipuçlan peşinde koşturedesiniz? Libya açık pazar. diğim şeyleri öğrenme fikri nağumu nereden ve nasıl akıl esıl olmuştu da aklıma geliverdebilirdi?.. Türkiye için Libya pazarı hem mişti. Hârika bir buluştu bu hir ihracat imtihan salonudur, bem Böylesi çok daha iyiydi taçünkü... Amerikan halkı bu çede Afrika'nin diğer ülkelerîne gişit teşebbüslen öteden beri o biî. riş kspısı devaliiasyondan sonraki lumlu karşılamış, sorulan sualdurum da. Türk ihracatçısı için lerin tümüne de özel bir zevk efsiz bir şart varatmıştır. Fiyatladuyaraktan cevap vermişti... En New York Genel Kütüphanerımız. Avrupa malları ile rekabet budala, en saçma sonılan bile sinde yaptığım sıkı bir araştıredebilir. milletin ciddiye alması şaşılama sonucu Russell J. Stone h a i cak şeydi. kında etrafh bir fik.ir edinebilecektim. «Ticaret Dünyası» 1Gwen, aramızda geçen telefon konuşmasından kocası Stone'a simli bir dergide fotoğrafım bahsedecek miydi acaba?bulmuştum nihayet. Teknik bir Ama oturarak olmaz bu iş. Bu noktayı ısrarla kurcaladergiydi bu... Satıcı lirmalarla Libya'lı tüccar parası hazır oldım. Hayır... Büyük bir ihtîalıcı firmalar arasında irtîbat dueu için malı ayağında istiyor. malle lâfını bile etmiyecekti. kurmak amacı ile vaymlamyorTütündeki. fındıktaki gibi FOB Kesinlikle emindim... Çünkü şa du. satış olmaz. C.t.F. çahşılmah. yet Stone. bana karşı böylesiSabık kanmla yaptıîım teleSonra, iş yapmak isteyenler Lib. ne korkunç bir tuzak hazırlafon konuşmasından öğrendigiya'ya gelip alıcı ile temas etmeli. mışsa. karısma durumu açmış, Ne var ki. Londra'yı New YorVu. me göre Stone üç 51I kadar önonu da suçu kendisiyle paylasBonn'u. Paris'i ticaret ataşeleri ile ce satış müdürlüğüne terfl et> maya teşvik etmis olamazdı. dolduran Ticaret Bakanlığı, Libmişti. Bu vesileyle ilgili dergiGwen cinayetlerden tamamiy> rün ondan bahsetmek zahmetiya'ya bir tanesini de fazla bulle habersiz bulunduğuna göre muş. Eskisi ayrılınca yenisini gönne katlandığı. büyük bir ihtibenim basit bir hileye başvuramalle fotoerafıns da yayınladıgı rak kendisiyle konuştuğumu komuhakkaktı. OO K IOR casına ne diye anlatsındı?... Aradığımı bvılmak için tomar Hem ne diyebilirdi alt tarafı?.. tomar mecmua kanştırmak zoTarık Z. Ktrbakan Bugün. adamın biri telefon etrunda kalacaktim. ti... Mükâlemenin sonuna doğOert. Saç ve /.ührevt Hastaru bu adamın ilk kocam Aleks Kütüphane araştırmalan öaüklan Mütehassıaı tstiklâ) olduğunu sezinledim... Fakat se kımından çok becerikliyimdir. Cad Parmakkapı No: 68 •sinleyinceye kadar da sorduğu Mesleğim icabı bu iş: tasavvur TEL: 44 10 73 bir sürü suale de cevap mı ver edilemivecek kadar süratle ya le yüzlerinl ka|)amış, gözlennı kaçı. rıyorlar. Insanıarın yüzlerir.e bakamı» yorlar Çnk suçları var Elleriyle yüzlerinı kapamı^lar. Caddeden Hursit Bev Reçiyordu. ince kaddi, soylulnfcunu yitirmis, titreyen adımUrla... Koltuğunda bir sürü kitap. Hursit Rey kitaplar yazıyordn. Kerem Alı onu eördü, ÇaÇırmak istedi. Merak etmisti. îörük kocası bir tuhat 3damdı. acaba ondan ne istiyordn? Dimdik b c deninin altında. kızıl siiçlü sakalınm her tflinde bir ^aresizlık. hir kpder. bir agıt pır pır cderekten ne istivordn acaba? «Hursit Rey, Hursit Bev . » Bütün Adana Kerem .Miyi tanırdı. Herke«!a hir sıcak. insahca. sevgî dolo hir dostlugu vardı. Hurşit Bey durdu, Keremi gördü, yüıü ışıdı: «Ne 0 Kerem Ali?» «Gel hele Bev, gel hele hir kfthvemiıi iç.» Ilurşit Bev dündii. Keremin dükkânına dofru aeır, dü«iinceli vürüdü. Kerem yor çösterdl. Çıra^ını kahve Mn Itnstnrdu. Sevinctrn iri eöhe^ini hoplattı. OöhpSi hıvıktarı, iri sövdesiv. le. büyük nası. sayçılı eiizlerivİF sevinçlr güldü. Sanra yüzü hirrtpn kedcrlenin sordn: «Sana,» dedi. «kncaman. bir v'nar gibt. kırmızı sakal. belki VÜT. yasında bir Törük kocası gönderdim dün. Merak pUim. Bir acavip adama benzivordu. Senden ne istiyordu. Allahını seversen?» «Sen mi ffönderdin onn bana?» diye sordn Hursit Bey. «Cok, eok enteresan. Hiç sorma, daha Ramazann&iu Rpvliî'i durnvor sanıyor. Beni d? bn koca Adananın sahihi sanıyordu. Çok ço;c entpresan Kerem Ali. çok. Bir kılıç yapmıs. otuı yılda.» «Gordiim.» dpdi Kprem Mi. «Hayran kaldım bu kocanın cllerinin h\iı>eriot«Bu ç^ğda bftyle bir k»\ıcı kimse«h>er yapâröaı. dtiU ım 8*y?» «Kimse. kimse yaffamai.» <S#4i Hâftit Bey. «Terynzünde artık. dünyanın hiç bir yerinde böyle bir kılıç vaptlsmaz.» «Ne istiyordu?» «Bu kılıcı bana verip, yerlpşeceklfri bir toprak parcası istivordu. Çok sıkısmışlar. Bitiyorlar 'Sörükler. Rir kans topraja can atıyorlar ama. ellerine îeçmiyor.» «Ne olacak?» diye sordu Kerem Ali. «Ne olacak ba adamlaraı böyle selsebil tükenip gidecekler mi?» «Bizim eihi.» dedi Hursit Bey. «Onlar bizimle birlikte bitti.» «Si2 bitmedinn.» dtdt Kerem Ali. «Köküniizü bir yerden çıkarsalar, baska bir toprakta boy atıyorsunux. Kendinize başka bir toprak buluyorsunnz.» Kahveler Reldi. Karsılıklı birer cıçara d,ı yakın icmeje basladılar. Komısmuyorlar. karsılıklı düsünüvorlardı. Hurşit Bey derehevler. böyle sovlu aileler üstünr çok düşünmüş, çok okumus. çok ögrenmişti. * (Arkssı var) OLTJM CIKMAZI Yazan. L. BLOCK pıyor ve sabırsızlığm. sıkıntımn zerresine kaptınnıyorunı kendimi. Kitap, dergi, gazete, ansiklopedi... önümde dağlar misali basıh kâğıt olsa bile asla yütnıyorum. İşte bu sayede sadece iki saatlüc bir çaba sonucu aradığımı bulmuştum. Bir makale, bir de fotoğral. Makale bütün bir sayfayı işgal ediyordu... Fotoğrat da yazınm üst köşesine gbmülmüstü. Sakaîsız, bıyıksız bir çeh1e... Pınl pınl. Bataşlannda samiınî bir açıklık, dudaKlarmda tatü blr tebessüm... Saçlaı büyült Dir ltina ile taranmış. TıK naz tiplerden biri olmalıydı... İçkilerden birayı tercib eden, bol yemeK yiyen... Bana kıyasla daha yaşh görünüyordu ve çok daha zengin. Koca degiştırmekle Gwen'in çok şeyler kazandıgınj düşünmek zonında kaldım. Makaleyi acele etmeksizin okudum. Russell J. Stone'un bu terfiden sonra omuzlanna ağır ve'sorumlu bir vük aldıgı belirtüiyordu. îndiana'da doğmuş, öğrenimini de Purdue'da tamam lamış. öncs PittsbuTg'ta çalışmış. sonra Chicaso'da. daha sonra da California'ya geçmiş. Meslek faaliyetlerini sıralayan satırlar arasmda bence çok onemli bir nokta vardı. Evaneeiine Grant'm öldürülmesine benim de ağır hapse mahkum olduğum tarihe rastlayan yılîar» da Stone. özel bir görevle bağh bulunduğu firmanın New York şubesine gönderilmiş, bir süre orada çalışmı'tı. Makalede belirtildiğine gnre bu özel görev üçbeş ay devam etmişti. • (Arkan var) Bazı sartlar