20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA DÖRT: ıCUMHTJRİYET: :17 Nisan 1971 A MM»*t»n trenle îstanbul'a giderken öğrencilerimden bir kurmay subay kompartmana geldi. Konuşmayı memleketin durumuna geürerek bir ihtilâl lüzumundan söz etti. Istanbul'a gittiğun zaman evime gelenler de oldu. Harb Akademisini zlyaret ettiğim zsman da öğretmenlerden iki aîbay ve bir binbaşı beni kahve içmek için bahçeye davet ettüer. Bunlann söyledlklerl de öncekllerin aynı ldi. Ben bunlara dlyordum kf, tarlh boyunca askeri Ihtilâllerin Çogu iyi netice vermemiştir. Memleketin demokrasiyo flıtiyacı vardır. Bu rejimin kapısından da girmiş bulunuyoruz. Sabırlı olmanızı tavsiye ederim. Bir yandan da bunların Demokrat Parti'nin propagandalanna kapılıp kapılmadıklarmı lnceliyordum. Sonunda tarafsız olduklanna, hiçbir tesire kapılmadıklarına kanaat getirdim. Nitekim seçimlerden sonra Adnan Menderes'e askeri örgüt ile bir ilişki kurup kurmadıklarını sorduğumda yemin ederek böyle bir harekette bulunmadıklannı acık ladx. Gelibolu'da îkinci Kolordu Komutanı iken bes kurmay subay geldl. Bunlara bir savaş halinde Ankara Istanbul treni bombalanarak işlemez hale gelir se, Marmara Denizi kıyılanndan Istanbul ve Trakya'nın nasıl besleneeeği görevi verilmişti. îlgili komutanlarla da görüşeceklerdi. Benim bu konudaki fikrimi de aldılar. Akşam yemefinden sonra bu kuruldan üç albay benamle özel konuşma ricasında bulundu. Orduerinin bir odasına çekildik. Biraz görüştükten sonra, bana güvenerek bir ihtilâl örgütünün yetkili üyeleri olduklannı açıkladılar. T«şkilât çok kuvvet li idi. Milli Emniyetten bile üyeleri ve bütün ordu ve kolordu merkezlerinde şubeleri vardı. Generallerden de örgüte katılanlar vardı. O zaman Tümgeneral olan Rahmetli Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel için, üye olmadı fakat destekliyeceğinı söyledi, dediler. Bazı yayınlarda daha sonra ifade edildiğine göre bugünkü Cumhurbaşkanımız Sa ihtilâlci subaylar yın Cevdet Sunay'm da adı geçiyorsa da o zaman kendisi hakkında bana bir şey söylememişlerdi. İtiraz EN DURUMTJ enine boyuna inceledikten sonra ihtilâlin durdurulması gerektiğini söy ledim. Konuşmam on dakika sürdü. «İhtilâlin Içyüzü. adlı kitaba akseden özet şöyledir, size aynen okuyayım: «Çok yanlış hükümlere saplanmışsımz. Sırf bir ihtimale dayanarak askeri müdahalede bulunulur mu? Millet böyle bir şeyi destekler ve beniraser rai? Dünya ne der? A n » seçim düşündüğünüz gibi saynmeşru cereyan ederse o zaman vasat do B gar. O zaman yapılacak mfidahale miUetin meşru saydığı ve takdir ettifi bir hareket olur. Çocuklar olmaz, bekleyin. L'ygun görülen bu tavsiyeyi Teskilât da kabul etti. îhtilâl gerek tiği zaman Teskilâtın başında Fahri Belen bulunacaktı.» Size diğer bir belgeden de söz edeyim: Bir C.I.A. ajamnın hazırladığı raporda şunlar yazılıdır: «Dürüst olmayan seçimleri önlemek amacı ile bir örgüt kurulmuş, Demokrat Partiye yakınlığı ile bilinen Korgeneral Fahri Belen'e basvurulmuştur. Belen, 1950 seçimleri yapılıp sonuç alınıncaya kadar harekete geçmeyi sakıncalı bulmuştur. Demokrat Parti, yüksek rütbeli subayları kendi safına almaya çalışıyordu. Belen, 1950'de Celâl Bayar'la gizli bir görüşme den sonra D.P.ye (rirmeyi kabul etti.» (Devrim, 30 Aralık 1969 i Bu görüşte yanlışlıklar vardır. Askeri örgütün Demokrat Parti ile ilişkisi olmadığı gibi seçimler kazanıldıktan sonra da Menderes, ordu ile ilişki kurulmadıfını yemin ederek söylemişti. Benim de seçime girmeye hiç nivetim yoktu. Bolu, Maraş, Çanakkale D.P. teşkilâtmdan mektuplar •alıyordum. Buralardan heyetler de geliyordu. Bu müracaat tufanı karşısında seçimlere girmeye karar verdim. Celâl Bayar'ın, Büyükdere'de benimle konuşması, Bolu Partililerinin kendisini zorlamasından sonra olmuştur. İktidara geldikten sonra, ordn ile hiç bir şekilde ilişki kurmadı|ına dair yemin eden yaptığı yurt gezilerinden biri sırasında halka hitap ederken... Oysa ki Budist memleketlere Yunanhlardan da fazla yardım ediliyordu. Stratejinin dini imanı yoktur. Bu tutum, Türkiye'nin Atlantik Cephesınde Uçüncü derecede ver almasından ileri geliyordu. Bunu genç kurmaylar pekâlâ biliyorlardı. Yardım yetersiz, bütçe cılız, bu yüzden de ordu bakımsızdı Celâl Bayar da hâIIIHNIIIII inill Menderes, BAŞOGLU 11TUNADAKIHAYAIET VAE4MIM ABaM/V^S Bu açıklamayı yapmaktan maksadım, Ittihat ve Terakki tecrübesinden sonra Türk Ordu sunun yaptığı direnmelerde particilik kokusu olmadıgıru göstermek içindir. Ordu, bir partinr.ı âleti haline gelirse o memtekette demokrasiden eser kalmaz. tıralarmda bunu şöyle ifade etmiştır: «tldeki imkânlar ordunun ihtiyaçları karşısında bir fındık gibi kahyordu.» Bizim buna karşı diyeceğimiz $udur: Niçin yanm milyonluk ordu bulundurmayı kabul ettiniz niçin bu ihtiyacın yerine getirilmesi için dayatmadınız? Niçin dış yardımı istemiyenleri karınca gibi ezeceğiz, dediniz? Siz ne llll I I YARIN: verseler ona şâkir, ne kılsalar ona şâd durumunda idiniz. Ame rika verilenl de kesmesin diye onun gözünün içine bakıyordunuz. Ş İ D D ET POLİTİKASI D.P. ve Ordu ?' EMOKRAT Parti iktidara geldikten sonra ordu beş yıl sâkin kaldı. Bununla beraber parti kurucuları, ordunun înönü'ye bağlı olduğunu sanarak kuşku içinde idiler. Bu çok yersiz bir kuşku idi. Daha ilk günlerde üç generalin tnönü'yü ziyaret etmesi sinirleri bozdu. Bir askeri darbeden korkuluyor du. Kuruculara Kabinede. aslâ böyle bir ihtimal olmadıgını açıkladım. Son söz olarak: « Bu arkadaşlar. üstleri bir kenara atılarak tnönü tarafından nrgeneralliğe yükseltilen kişilerdir. tnönü'yü ziyaret etmeleri, ona karşı olan şükran bor cnnu yerine getirmekten başka bir şey değildir. Bunlar. ihtilâlri karakterde değillerdir. Bu iktidara da sadakat göstereceklerdir» dedim, nitekim öyle de oldu. lllllllllllllllllnilllllllMIIIIIII S»i.L6BV(e TAMAMMÜÜJM. D 't A 63 EFSANESi Kaymakam : «Bunlar ne? Neden bn kadar önemli bn ç»dır? Kntsal mı?» diye sordn. «Bizim Beylik emanetleri.» dedi yerin dibine geçercene Süleymsn Kâhya. «Çok eski. Horasandan bu yana getiririz. Kimse dokunmaı bunlara.» Komutan da, Kaymakam da gfilflyorlardı. Süleyman Kâhya da onlara katılıp gülümsedi. Dışarıya çıktılar. Törükler çadırlarını sökmüşler, develere yüklüyorlardı. Kamışlık derin, uzun bir dere boyun. ca, geniş bir yol boyunca büklüğe kadar gidiyor, büklüğün yakınlarında kamışlık bir alana yayılıyor, bir orman gibi oluyordu. Karaçaltlardan, cilpirtilerden kahntılar. Bir iki tane de kars ağacı... Ötede, uzakta. gün batıda Anavarza kayahklan, Anavarza kayalıklannda yı. kık örenlerde yılanların, bir de cinlerin, bir de perilerin Padişahlan... Anavarza kayalıklannda kocaman kartallar, şahinler, doğanlar, atmacalar. Her bir kartal bir uçak kadar kocaman. Kartallarm ölümsüz padişahlan da burada oturur. Yür kartal büyüklüğündf. Uçamaz. Kanatları demirdendir. Yüz kartal, belki de beş yüz kartal padişahın demir kanatlarmın, gövdesinin altma girerler, canı isteyince, onu bütün Çukurovanın, Binboğa dağlannın. büyük dünyanın üstünde uçururlar. Bir ay, iki ay, bin yıl... Sonra getirirler onu sarayına koyarlar. Kartalların şahı çok akıllıdır. Kartal şahının tükrüğü çaresi bulunmayan dertle. re devadır. Ulu Çukurovada bir kuçücük şahin. Ne olacak yani... Kartal şahının sarayı öyle sarpta, öyle yücededir ki, onun sarayına kimsecikler varamaz. Bir kişi, ancak bir kişi çıkabilmiş o saraya, o da Gülenoğlu Hacı. Kartal şahının gözlerine bakınca bayılmış düşmüş. Öteki kartallar da gelmişler baygın adamı alıp aşağıya düze indirmişler, yere usulca incitmeden koymuşlar. DİŞİ BOND TİFFANY JONES Bü SIZ&DA i SIGOA J GARTH ever, GEÇGV YfL FA21A &İZ OAUATSlUIH GEÇİZİP BlB • TA ARCİDİA SMİTH'I SKOTIAHD VASP'A GİDİP MU Uif &ILAU SIU V£MEK PRİHOIS PE BU Bİeİ.8&i OfJâ.. AYLÂK MUSA Demokrat Parti îktidanmn Atatürk devrimlerinden tâvizler vermesi. orduda huzursuzluk ya ratmaya başladı. Parti, adını tasıdığı demokratik reümden de uzaklaşır oldu. Eskiden mevcut olan antidemokratik kanunlara yeniteri ekleadi. ,.. • .• . » *• « Bir kurucular diktası başladı Iktidarm iki kongresinde kuruHasan, doğru, diye düşündü. £ f t an şahtnl Kecular saltanatma son vermek isreme vermekten caydı. Şahin burada kalırsa, bir da tedik. tleri sürdügumüz tekliflealıştirırlarsa. her giin, her gün kuş yakalarlardı. Ke. re kongrenin çogunlugu iltifat remse şahini alıp götürecekti. Ne bir daha şahini, ettiği halde birtakım hilelere ne de bir daha Keremi göreceklerdi. Bir daha... Şabaşvurarak baştaki ekip kendini hin kaçırılmca Onbaşı da kıyameti koparıp bütün kurtarabildi. Fakat birçok değer çofukları dayaktan gerirmeyecek miydi? Şahin hırli kişiler haysiyet divanı giyotisızlarını mahpusa atmayacak mıydı? Çoruklardan ninden geçirildiler. Verilen takbir çocuk Selahattine kurulan tuzağı. dayağa daya. rirlerin başmda imzam bulunnamayıp Onbaşıya soylemeyecek miydi? Hasanın dugu için hakkımda büyük bir yıizü karardı, olduğu yerde durdu. Yüzü andan ana suç icadına çalısıldı. Bu gavretdcğişiyor, bir ışılıyor, bir kapanıyordu. Kerem gel. ler de boşa çıktığı gibi, Meclidi gözünün önüne... Sahin için süründükleri... Anasının, babasının cayır çayır yanışı... Sabahtan besin beni başkanlığa getirmek ri kamış kökünün içine sığınmış. yüreği ağzında, istemesi, Bolulu hemşerilerimin dokuz doğurarak sahinini bekleyişi... Kereme çok Menderes'i protestolan sonuacıdı. cunda kurucuların iltifatîarı ile karşılaştık. Politika böyledir. •Yok, yok Selahattin, dedem dcr ki şahinler tor Politikacı bükemedigi eli sıkar. olmazlar. Onlar alışkın kuşlardır. kaçmazlar. gidcr 67 Eylül olayımn esrar pergerisin geri gelir insanın koluna konarlar. Ne güdesi henüz çözülmemiştir. Partı zel. Şimdi şu şahin gidecek. havalanacak. ta yücegrubunda, hükümetin de sorumlere. yıldızların yanına çıkacak. oradan kocaman lu oldufunu ve çekilmesi gereksarı kanatlı güzel, güzel bir kuşu kapacak, bize getiğini ileri sürdüğüm zaman, Hasan önde kamışlığa dofrn yüröyor. elinde tirecek.» Basbakan Menderes. «Fahri Be = şahini. ikircik içinde Selahattin de arkasından geSelahattin yalvardı: len. fırsattan faydalanarak ete Jı IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHI •IIIIIIIIIIHIIIIIIIIIIIII (Arkası var) ğine topladığı taşları hükümete savurmaya başladı» demişti. Kastamonu Milletvekili Muzaffer Bey. buna güzel bir cevap verdl. Ne yazık ki hükümetin sorumlulugu üzerinde fazla durulmadı. Ne yönden bakılırsa ba 46 kılsm 67 Eylül çirkin bir olaydır. Yine ordu. halk ile karşı • Şu sayın mister Russell J. karşıya getirilmis, hükümetten Stone gözaltmda tutulmağa değer halka ateş açmak emrini alan bir tip... Fakat ondan önce diğer birkaç general görevinden aüniki kişinin durumunu daha kontmış, bu hfcreket de orduda yanrol etmek zorundayım.» kılar bırakmıştır. « Kim meselâ?...» Türk Ordusunun, Çarlık dev« Meselâ Gwen'in benimle ev şüphelendiğim kimselerde bunu • Ben de değilim ama bütün rinde olduğu ve müstemîekeleraramak zahmetine katlamyorum.» lenmeden önceki sevgilisi... Sen sorumlulugu bir hamlede omuzde görüldügu eibi silâhsız topBu noktada bir sigara daha vak onu tanımazsın herhalde . Sonra larıma yüklediler işte . Olmayaluluklara ateş etmiyecegi artık mak zorunluğunu duymuştum. eski bir meslekdaşım... Onu gabilir.. Araştırmak. ayrıntıların kesin olarak bilinmelidir. Top« Zindanda herifin biriyle taruş yet iyi tanıyorsun... Warren Hayüstünde israrla durmak. inanmak lantı ve Gösteri Kanununa, datım. Müebbet hapise mahkumdu. den'den ne haber?...» zorundayım.• ( ğılmayan silâhsız toplulukîara Cinayetten sanık olarak... Tab• Hayden mi dedin?... Çok j» « Onun şu sıralarda New Yort ateş etmek hükmü eklendiği zamin edebilir misin durup dururkacısın...» ta bulundugundan bile şüphehman, Mecliste. böyle bir hareken elini kana niçin buladığını?...» « Ben beş yıldan beri şaka yim .. Bir seri konferan? vermek ket iktidann başını yer, dedim etmesini unurhnn Doug.» « Hayır...» için dış gozive çıkaeaktı Yanılöyle de oldu. « Warren Hayden böyle blr şe « Günün birinde oHırmuş »n mıyorsam Peru'ya gitmesı gereye ne diye lüzum görsün?... Du yakın arkadaşı ile kumar oynamış kiyordu.» rup dururken mi?...» ve kaybeüniş. Ertesi gün düşün • En kestirme yoldan sonumüş taşınmış, arkadaşının hile ya • Ben hapise prdikten sonra ca varmak ancak ihiimallenn tüparak kazandığı kanısma kapılFakültenin dekanı oldu değil münü kontrol etmekle mümkı'in mış... Biraz daha döşünmüş... mi?» olacaktır Onun ve diğerlprinın TLANTİK Paktının uygula« Evet... Hadiseden birkaç ay Kesinlikle kanaat getirmiş. Hep durumunu teker teker incelevema tarzından da ordu mem aynı şeyi kafasında evirip çevisonra... Ama...» ceğim . Aksi halde vakamı kur nun degildi. Bütün Türk Or• Aması maması yok bunun rerekten iki gün daha beklemiş... tnramam Can pazarı bu Doue.. dusunu seferde bir Amerikalı Sonra bir tabanca tedariklemiş Doug... Ben hapise girdikten sonŞaka değil Beni anlamağa çaKorgeneral idare edecekti. Bu arkadaşma ra dekan oldu mu olmadı mı bu kendine... Kalkmış lışmalısın » da Türkiye'nin bir oyalama. vagitmiş, kurşunların tümünü sura adam?...» • Haklısın Aleks • kit kazanma alam olarak seçiltına boşaltmış...» « Olmasma oldu... Fakat bu mesinden ileri geliyordu. Beş Oldusıım verde dnŞrularak al• Anhyamıyorum ne demek açıdan nereye varrnak istediğini vüz bin kişilik bir ordu buluntımdaki iskemleyi seri ittim Bıristediğini?...» anlıyamıyorum...» durmak ve bu kuvvetin hepsini birimize söyleverek lâf rla kal« Bırak da bitireyim... Kumar « Kaatillerin bir kısmı buna VATO emrine vermek de kabui mamışt» arttk Ben öcrenmrk kıyasla çok daha azı için cinayet sırasında kaç para kaybetmiş der edilmişti. sin bu adam?,.. Şöyle ortalam» istediğimi öârpnmistim n da bilişlemiştir.» Beş yüz bin kişilik bir barış bir rakam söyle... Cinayetle sodiklerini acıklamısti AvrilahüırDoug"un gözleri kocaman koca ordusu, Türkiye için fazla değilnuçlandığına göre korkunç bir dik Daha fazla oturup onu îeman açılmışü: dir. Fakat bu orduyu ayakta tutrakam olması lâzım değil mi budirgin etmenin anlam^ vokMı « Yani şunu demek istiyorsun mak için en az on milyar liraya nun?...» sen... Hayden. Fakülteye dekan « Gidiyorum...» divp mırıl ihtiyaç vardır. Yardım bu oran« Herhalde ... olabilmek amacı ile bir bıçak sadandım «Kahveye ve en«iprd;âin da olmadıgı glbi Yunalılara da« Hayır . Sadece on yedi bu tın aldı ve...» nezskete tesekkiîrler ?îen o'ma ha fazla yardım ediliyordu. Bu çuk liradan ibaret...» « Niye olmasm?... Bu dünsaydın RU«.«P11 Stnne'un ismini ög durumu Mecliste birkaç kere a Susmuş ve gözlerimi yummusyada her şey mümkün...» renemivecektim belki He . çıkladım. Dışişleri Komisyonuntum... Tann ya da tabiat... însan « Amma yaptın Aleks...» da Fuat Köprülüden sordum. Kapıy» kadar benimlf heraher lar hangi kanaldan yaradılmışsa « Hay Alah kahretsin..» diye O, bu durumu Yunanlılann, geldi: yaradılmış... Ama berbat yaratılHristiyan olmalanna bağladı. bağırmaktan kendimi alamadım.» ,« Su parayn hâ!â ihtiyacın mış... •Netice itfbariyle bir tahrik unsuvarsa verebilirim Avırdıeım kö « Evet Doug... Topu topu on ru mu değil mi? .. Sen bundan ha şede diıruyor . • yedi buçuk lira... Oysa bir faber ver bana... Beni uzaktan, yaDahiliye Miitehassısı • Evet Lârım olacak . külte dekanlığı on yedi buçuk li kından tanıyanlann tümü, en sıkj DOKTOK Gerci param bitmiş deeildi sma radan çok daha değerli olsa gefıkı dostlarım dahil, durup durursüratle tükeneceğinden emindirtı. rek... ken iki defa cinayet işlediğime DOUR hemen içeri koştu Yirinandılar mı inanmadılar mı? « Sen ne dersen de... Bu milik vp onluk Hir tom.ır banknot Tahrik unsuru aramak gereğini Lâleli • Mesihpaşa Caddesl yöndeki ömekleri istedigin kadar la döndü: NO. 12 '/) bile duymaksızm inandılar tabü. da çogalt... Warren Hayden yara «İki vi\/ riolar rlemıştin... Tel: 27 88 40 ft Buna mukabil ben yine de Insafdıhş itibariyle böyle haltlar kat?te sana iki yüz dolar.. » !ı davranjyor, »uçlamadan önce rıştıracak bir tip değil ..» (Arkası rar) liyordu. Suskun, düşüncell, tetikteki çocuklar dalmışlar, hiç konuşmuyorlardı. Selahattin korkuyor, çekiniyor, ikircikleniyordu. O yürüdükçe adımları onu geri geri cekivordu. Ya şahini uçar da, gider de geriye dönmezse? Sa gider, döner de gelirken kuşu kapıp getirmezse... Tor şahin bu, tor! Tor !>ahinler nasıl alıştırılır? Selahattin ne şahin görtnüştü bu zamana kadar, ne de şahin alıştırmıştı. Bu şahin kaçarsa. diye düşündü Selahattin, babam bir Yörük değil mi. memleketi sarp kayalarda, şahinler yurdunda değil mi, bu şahin kaçarsa birisirıi daha, onunu. on beşini daha getirir .. Gena dc ioi eotıirmiiyordu. Şu elindeki şahin güzel bir şahindi. Keskin gözleri vardı. Her bir sözii anlıvor, her bir soze insan gözleri gibi gözleriyle karşılık veriyordu. >Ha«an.> dedi. «azıcık dursana.» Hasan durdu. Selahattin onun yanına gelince: •Bu şahin tor şahin, babam dedi ki... Tor. alışkın olmayan şahinleri hırakırsanız giderler de gelnıezler, dedi. Bir tek şahin geçti elimize onu da kaçırmayalım. Bu şahini alıştıralım. seninle ikimis her giin ava rıkar, kuş yakalatır, o kuşları da kcbap eder yeriz, her gün. her gün... Ya şahin şimdl B<r»r*ı «u i ı m a n a kamUkta.uu» ba*"n alıc, giderse, ne yaparız?» OLUM ÇIKMAZI Yazan : t. BlOCfC Atlantik Pakfı A Mustafa ÖZDİLER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle