26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA İKİ tCUMHÜRÎTET 18 Şubat 1971 n Başbakanı bir kenara koysak ds, ve dolayısiyle, boyun» onnn yarattığı polemik unsurlardan 4)labildiği kadar knrtulsak da, Türkiyemize, tarihin objektif kosullannm gittikçe zorunlu kıldıgı modern radikalinn ve onun problemleri Ue uğraşsak diyorus. Ama olmnyor. tşin açıkçası olmas ds... CSddî bir is yap. m»k için modem radikalinni de, elbet tarihin koşullan ama, Türkiye ortanu içinde ele alacaksınız. Türkiye nedir? U^ urldye denince akla ne geliyor? •• Modern biçimi ile kapitalist • emperya* Uzmin ucuz kaynak ve ilk maddeler politika, sına uğramaktan hâlâ knrtulamamış, yagma. edilmekte olan bir ülke akla geliyor. Sonra, gene bu raodenı biçimi ile düşünülmesi gereken kapitalist emperyalirmin açık paran olmava hattâ mutlakıyetçi sultanlar zanMnındakinden daha da koyu ve bağlayıci olarak heveslendirilmiş, ithalâtçılığa lorlanmıs, b8ylece borçlanmada ünü dünyayı sarmıs olan bir borçluluk ekonomisi ve dolayısiyle onun müflls portresi akla geliyor. Daha sonra da nükleer silâh gelişmelerinl ve fttzeler aşamalannı bile geride bırakacak elektronik savaş yöntemlerinin gerçekleşmeye hasladığı bir dünTada, Sayın General Madan. ofclu'nun söylediği üzere, dağlar arastnda sıkışıp kalması ihtiraali de olan, ağw kitleleri ve modern anlamında konvansiyonel bile olamıyan teçhizatı ile Rftie bn kapitalist • anperyalizmin ileri karakolu akla geliyor. r Demirel'in law And Order hYasa ve DüzenProf. Bahri SAVCI Onnn için bugünkü Türkiyeyi ele aknca, onu Demirel'inden soyarak inceleme olası değildir. öyle ki, kendisi yarın öbürgün çekip gidecektir, fakat onun beş yülık becerileri (? !) ile bugünkü durnmuna düşmüs olan Türldyeyi, gene de, ondan soyntlayarak ele alıp düşünemiyeceğiz uzun zaman .. azumzın başlığmda iki Ingilizce sSzcük var. Hem de bir başlıkta böyle tki yabancı sözcük kullamşımız biraz fanteziye kaçıyor. Oysa ki, hem bn sütunlann, hem birim mizacımızın, hem de Türkiyemizin dururaunnn böyle tantezilere dayanasüıfı (tahammülül yok. Fakat r.e yapalım. Demirelimiz Londrada çıkan bir gazeteye bir demeç döktürmüş. Batıdan aktardığımız bazi düşünceleri. asıllartndaki tüm yanlışları ile birlikte çünkü bunlar aslında da bazı bağlarla baflanmazsa yan. lıs olurlar çirkin bir karikatür haline (etirerek onlara satmış. Onun demecini yayınlayan gazete, Ingiltercde düşün • dnygu • kfiltfir • bflim alanında seçkinler arasına girmişlerin gazetesi olarak tamnır. Oraya, kolay kolay bir şey sa. tılmaz. Satılacak şey ciddî ve yanlışsız olmaIıdır. Aksi halde bu, tereciye tereyi biraı dejenere ederek ve biraz da arasına yerli wpsaman kanstırarak satma garipliğini göstermek olur. îşte biz, bu yar.Iışlığı ve garipliği belirtmek üzere bu başlığı koyduk. yasalann yanl yasa ve düzen prensipinin muteber ve meşru olabilmesi için, bunun da sınırlanması gerekir. Hele bükümet tedbirleri, eylenüeri, tasarruflan mnhakkak sınırtanmahoır. # Düzenin kornyucusn olan yasalaTİa bmv lara dayanarak almacak yönetimsel tedbirle. rin bağlı kalacağı bu sınırlar dapek özet olarak şöyle gösterüebilir: A Yasalar ve onlann nygulanması leln> dtki tedbirler; tüm insanlara ve tüm kurnmlara zarar getiremez; insanların ve Jrurnmlann hayatını bnzamaz, insanlar ve kurumlar »rasındaki eşitliği kıramaz. O Bu koşullarla bağlı olduğu zaman bile, düzen ve yasa tedbirleri ancak ve ancak «kesin bir zorunluluk» ortaya çıktı^ı zaman «ünsbilir, ancak o zaman muteber olur. % Kesin zorunluluk da su iki kurall gerektirir: Ahnacak kanunsal ya da yönetimsel te4*bir ancak «reel bir tehdidi kaldıncı» nitelikte ohnalıdır; tedbir, valnız burjuvacı çıkarlann korunması yönünde değîl. tüm demokratik yapının somut olarak korunması yönünde olmalıdır. Böyle olmazsa, demokrasi yoktur ortada . Tersine. siddeti ve anarsiyi kaldırma bahanesiyle ortaya çıkmış bir hükün et şiddeti vardır. Bu da direnci çajprır. Işte bizim Demirel'in demeç döktürdütü, Timcs fazetesinin okunduğu Batı ülkelerinde düzen ve onun yasa ile korunması böyle turallarla baflanmıştır. Mzhn demokrasimizde, artık snç sayilacakmıs. Bu fiilleri en üstün siyasal düşünceleri her gun ele alan bir İngiliz gazetesine «SUÇJ> olarak gösterdiğiniz zaman tngilizler buna jülerler: «Hem demokrasl, hem de bunlar suç ha?.. Hem bunlar yasak edilecek, hem de insanın temel haklan bozulmatnış kalacak ha?..» diye. Bn suç ioadının «değişen sartlara uygun tedbirler» olarak gösterilmesine artık çülemezler de... Bu onlann sense of humour"nna (espriden anlama) zevklerine sığmaz. Sonra, sayısı pek az olan Marksist ve Maoist ile, normaJ olarak, nasıl bsşa çıkamayıp, yeni bir yasa ve düzen tedbirine başvurduğrunuzu hiç anhyamazlar. bu pek az kisinin demdkrastmlzl ve maddeten hanıri reel bir tehlike ile, nasıl tehdit edebileceğini kavnyamazlar: Hyde Park'da 70.000 sol öğrencinin, bunun Londradaki Amerikan elçiliçi önünde toplanan 8.000 Maocu bölümünün bile, tngiltere demokrasisini değil, hükümetini bile sarsamadığını gören bir İnpiliz, bizim DemireVin iddiasıru anlıyamaz. Ama meşhur tngiliz fendi yornmculnğu ile «bu tedbirlerde Türk Başbakanının bir fendi var her halde» der ve bu fendin de demokrasiye yöneltilmiş bir fend olduğu kanısma saplanır. Başbakanın Türkiyede «demolcratllt düzenimizden yararlanarak bizl komünist sisteme sürükieme» cereyanlannı önleme iddiasım da; bu iddia, kendi batıl ve beceriksiz siyasetini ancak komünizm allerjisini kullanmaya dmyatarak ayakta kalmzk isteyen bir siyasetçinin RÖrüşü oldııçıjnıı bilmezse, gene karrayamaz. O zaman da, hükmünü, gene demokrasimiz aleyhine vermiş olur: «Bunların deraokrasüerinde iş yok ki, böyle payandacüığa sapıyorlar» der. 22 Şubat'taki toplantı «Devrim» dergisi, Millî Güvenlik Knrnlo'nnn »on toplantı. sında Paşaların nasıl oynpa getirildiğini yazıyor. Toplantı devam ederken Dışişleri Bakanı Çaglayangil bir fikir ileri sürmüş: « Cumhurbaşkanhğı, Ordu ve tktidar. Üç güç var. Bunlar beraber mi? Bunu bilellm. Beraberlerse fiklrlerini bir bildiriyle ortaya koysunlar.» Stınay, bn fikri nygnn bolup destekleylne« Çaîlayangfl: « İşte Seyfi öztürk, bir bildiri hazırlamı» bile... Bu bildl. riyi okuyahm...> Ve biraı degisiklikle bildiri piyasaya çıkmış. Bildlrl (n«nle aykın olarak) M.G.K. Genel Sekreteri Orgeneral Emin Alpkaya tarafından kamnoyuna iletilince, politikacının dilekleri uniformanın dilinden açıklanmıs oldn. Simdi !2 Snbat tarihinde Gttvenlik Knnılıı'non yeni Mr toplantısı var. Pasalar. politikacının oynnanda gene ters kepçeye jelecekler midirî sonısu merak konusudnr. Biz Steden berl Türk Ordnsunun Atatürkçfl, «evrimei, antiemperyalist niteliSine çüveniriz. Türk Ordusn, özfl ve tarihi bakımından komprador sınıfının ordusn olamaz; Güney Amerikadaki gibi gerici ve tntncn darbelerin aracı ve vnmcu gü«* ne olamaz. Oıdn içinde elbette çesitli biçimlerde dflsünen çevreler ve kişiler vardır. Şn ya da bn kimsenin ldşilieinde beliren herhanri bir düşflncenin tüm ordnya maledilmesi yanlıstır; ve Silâhlı Knvvetler dinamik gücünün devrimei doğmltusn, «anttempervali«t. tam bagımsız, Atatürk Türkivesi» nin güvencesidir. Ne var ki. bn güvenceye ragmen. ordunnn yüksek kaâemelerine do|ru tırmanan snbaylar, içinden kolay çıkılamaz bir çelismerle karsılasıyorlar. Ordu üst kademesinin bifimlenmesinde s5z sahihi olan iktldardır. Ve lster istemeı, yflksek paşaların kaderinde tntncn iktidann aiırlıfı bissedümektedir. Bnnnn ranısıra Millî Güvenlik Knrnlnnda politikacı asker yanyana karar vermek zornndadır. Başka deylsle. pasalar, M.G.K.'da politîka vapmak sornndadıriar. Bo dnrnm, askerieri bilmeaikleri bir ara7İde savas vermek zorunda bırakıyor. Ç4nkü aakeTİ oknliardan baslıvarak, snbaylar sn ilkeyle yetiştirilmektedir: Asker politikaya kansntaz \ Ve subay bn kosnllarda yetistirildikten sonra general olnnca politikaya kansmak sornnda bıraVtılmaktadır. O «aman da eger Szei bir yetenegi yoksa cirkin politikacının oynnlanna dflsmesi olatan sayıimaiıdır. Hele Atatürkçülügtt yobaz» kızmak ve komuniste Sfkelenmek biçiminde anlavıp. layik kapltalistin yanına Hilen yüksek pasalann, içine düştüklerl politik rirdapta çesitli bnnalımlara düsmeleri ve yollannı bnlmak için harli zahmet çekmeleri tabiîdir. Gerçekte bngün Türk toplumu hızlı bir olnş içindedir. 196"' ta ordo 21 Mıyıs Devrimlni yspmıs, ardından Anayasa milletçe onaylanmıstır. 1971> kadar 10 yıl içinde bn Anayasa'nın hançi emri yerine getîrilmistır? Ne toprak reformu yapılmıştır, ne orman . Layiklik iikesl ayaklar altında çiinenmis: milli devlet kumlvsUn gelistirileceiine. ekonomlnin bSkim tepeleri yabancı sermayeye teslim edilmlş: yiiksek öjrenim bile üçkâîıtcı kspitaliste emanet edilmlstir. Toplnmnn tnrocn knvvetleri 10 yıidan beri iktidardadır. Bnnlar, reformlan engelledikleri için toplnmda patlamalar baslamıstır. ögrencl, kövlü ve isçi eylemleri hızianmıstir. B5vle zamanlarda sivasî iktidar ordnyn imdada cafırmaktadır. KBylüler atanın topraklannı Işgal ettiler mi, eelsin ordn.. tsçiler eyleme geçtiler ml. gelsin ordn.. ögrenciler baskaldırdılar mı, eelsin ordu SıkıyBnetime kadar varan hir ölçüvle askeri kendi kosntnnda knllanmak isteyen Adalet Partisi iktidan; şimdi de, Giivenlik Knmlnndaki Paşalarin kisiliiinde ordnyn kendi amaline ortak etme manevrasını çevirmektedîr. Pasalar, bn manevrayı bosa çıkarmahaırlar. Hem kendi klsilikleri, hem tarihî gSrevleri, hem Anayasa bn davranısı dngörmektedir. Gerçekte tntnlaeak yol, aydınlık ve açık yasa yoiudnr; 1 Ordn politikacının yanıno» degil, Anayasamn devrimci dogrnltnsnnda bninnnr. î Günlflk politikamn difinda Kemallst ldeolojlnin lçinde bninnnr. Maas ynkseltmek için Anayasa degiştiren bir lekeli iktidann lornmun» ortak olmak akıl kârı degildir Çünkü fiilen Demirel ile bütünlesme 1I> öyle bir Türkiyeyi de, son beş yıl için" * de. daha önceki kırk yüdakinden faıla bopçlandırma becerisini göstermis olan Demirel'den daha iyi kim sembolize edebilir ki? Modern radikalizmin, taritıin objektif koçullan içinden süıüle süzüle gelen verilerini Türkiyede göğüsleyen bütün gerici geleneksel arkaik taşlann hangisini bir elestiri için kaldırsanız, altında, masoncular soka|inın bansçı (? \\ gülüsü ile. birim Demirel'i bulursunuz. Çünkü 1965 den sonraki Tiirldyemiz, modern radikalizm güçlerir.in ülkeye ve bilime dayalı düsünsei gelişimi dışindald yönü ile, bu Başbakan ile tıpkılaşmıstır, onunla özdeşleşmiş ve bütünleşmiştlr. Sonuc T ngilizler «yasa ve düzen» formulünü an' cak bazı koşullarla, kurallarla ba^lı olunca kavrıyabilirler. Bu koşulların ve kurallann da maddi, somut, reel, kesin zorunlukları deyimleyen ciddî delillere dayanması gereğini ileri sürerlcr. Demirel'in bn ciddiyeti vermiyen, havada kalan hattâ onlar için komik sayılacak olan delillere dayalı demecinin bir tngiliz gazetesinde çıkması kendisinin son sanssızlıjp olmuştnr. ((Yasa ve düzenyy in de sınırları # Rer ne kadar bu düzeni kornmak için bir tedbir olarak yasalar da gerekirse de, bu Once bir takım filller saymıştır ki, bunlftr artık bir Batı demokrasisi gibl olan (? !) O ysa ki. bizim Demirel neler söylemiş? kalkmıs neler ÜNDEN • • ... UNE Böyle bir mecbuiyetimiz yok! Gazetelerde kısa fakat anlamı uzun bir haber: Almanya, turist pasaportn ile giden isçileri iade etti. îade sebebi haklı, çünkü Almanya kendi sınırlan içinde yasıyan kaçak çalısan, veya hiç oalısmıyan, isçllerimize bile çeşitli müracaatlanmıza rağmen ekmek kazanma olanağını tammadı.. Bundan sonra elini kolunu sallıyarak Almanyaya gidenlere izin verir ml? Hem bu vatandaşlar niye gidiyorlar, Almanyaya? Çünkü hâlâ ve hâlâ önlerine düşüp, işinizi yapacagım, diye bunlann tarlasını, evini sattınp dolandıranlar var... Hâlâ ve hâlâ hükümet bu yarayı gördüğü, bu acıyı duydugu halde bu derde hir deva bulamamaktadır. *** Zemzem sulannda kolibasili çıkmış, bir hacıda da kolera mikrobu bulnnmuş! Hiç lâmı ciml yok, biz, kolera salgınının Türkiye ve Suudi Arabistanda kökü kazınmadıkca hacca izin vermiyecektik. . Hükümet neden bu İse (hayır) diyemedi, neden bütün bir toplumun hayatını tehlikeye sokmanın riskini göze ' aldı, bnnu anlamak zordnr. Oy dalaveresi diyeceksiniz!. Ortalıgı kolera sardıgı zaman Blülerin. hastalıktan korkanlann, bnnnn acısını çekecek olanların menfi düşünceleri oyları etkilemiyecek mi? Cevahı basit: Allah kerim, o tehlike İle karsıtasmca halka ne sövliyeceğimizi ancal; o zaman düsünürüz. Hem bize oy verecek olanlara (takdiri ilâhidir) dedik mi? akan sular durur. Neden iktidara gelenler bu kadv akılsızca oy zebunu#oluyorlar, bunn anlamak güçtür. neden hükümet bu yarayı gördüğü, bn acıyı duydugu halde bu derde deva bulamamaktadır? *** Hükümet makinesinin her civatası ayn oymıyor, bn ctvatanm ilkini iktidar gevşetti .. «Bu mraılekette Müslümanım demek günah mı?» diye layikliği yerinden oynatan hareketlerin karşısında Demirel sessiz kaldı, tecrübesiz bir politikacı olduğu için bir vida gevşeyince, diğerlerinin nasıl birblrini kovalıyacağını bilmiynrdu. Nurculuk aldı yürüdü, «Esselâmunaleyküm» parolasiyle gerici, Atatürk düsmanı partiler Anayasaya aykın olarak kuruldu. köylerde abâni sarık meydana çıktı, bu sarıklar ve takkp]er Ankarada Kızılaya kadar uzandı, kanun mannn dinlemiyer.lcr. kalpakla gezmeye başladılar . (Aman oy kaybederiz!) korkıısuyla Demirel bütün bunlara göz ynmdn, bizzat takke giyip namaza durdu. şimdi bugünkü iktidar layikliği sakız gibi çiğneye çigneye çürütmeye çalışan bn zümreye dalkavuklnk ettiği halde; o onun verdiği imkânlarla. ona vermeyi düsündüğü dozla yetinmedi. tekkeler açıp tarlkatlar serbestçe harekete geçti. Ve biz göre göre ortaçağa doğnı yol aldık. Şimdi bu hal karşısında soruyoruz, neden hükümet bn yarayı gördüğü, bn acıyı duydugu halde bu derde bir deva bulamamaktadır? *** Devlete güven kaimaymca, ne memur çalışır, ne yüksek meınur karar verir, ne Meclis isabetle görev yapar, ne de kaza kuvvetinden kannr.ların sıkı sıkıva tatbikini istiyehilirsiniz!. Birbiri ardına banka soyulmasmm ve kritik fizellik taşıyan suçlann faillerinin bir türlü bulmunamasmın neder.i de işte bu devlet dokusunun yoğunluğunu kaybetmiş olmasında yatar. Demokrat Parti iktidara gelmek üzere iken. Demokrat Parti mensuplan suç işlerler, fakat onlan eenellikle kaza kuvveti himaye ederdi. Sonra Demokratlar isi azittıklan zaman mekanizma tersine islemeye başladı. Bıısrün de herkes açıkoa görüvor ki kaza knvveti kendî mihvpri dısmda işlemektedir. Ama sahit suçluyu tanımamıs, ama profesör kendisine hakaret edeni görmemiş, ama dekan kendine göre düşür.düğii bir yarına yatınm yapıyormns.. Falan da falan.. Şimdi bn hal karşısında soruyoruz. neden hükümet bu yarayı gördüğü, bn acıyı duydugu halde bu derde bîr deva bulamamaktadır? **# Bn bile bile, göre göre dertlere zebun olmak yok mu? işte cümlemizin felâketinin sebebi buradadjr. Buraya sıralavacafımız dertleri de hesaba katalım: Emeklüik meselesi bir dert oldu, devlet iktisadi teşekküllerinin zararları dert oldu, ünrversite '•eformu dert oldu, toprak reformu, personel reformu dert oldu. Vatanperverlik derde deva mıiamayanm knsurunn Idrâk edip (ben bn işin hakkından gelemiyorum. gelsin başkası yapsın!) demektir. Evet doğru. milletin oyu ile iktidara gelmek bir haktır ama .. o hakkı kullanamayınca millete iade etmek de milli çıkarlara uyan bir başka haktır. Millet bana oy verdi, diye milleti perişan etmek gibi bir mecburiyetimiz oUnasa gerektir. ÜRK Yurttaşlar Yasası (Medenî Kanunu) ile ülkemizdefferçekleştirilensosyal devrim, uluorta ve gelişigüzel bir darramşuı eseri olmayıp, öteki uluslann bu alanda geçirmiş olduğu tarihsel evrimin incelenmesinden sonra kararlaştırüan bilimsel bir davranışın sonucudur..' Yurttaşlar Yasasmın, gerekçesinin son bö i lümleri bu ttoktalani şöyle aydınlatıyor: T MEDENÎ KAHÜHUMUI45 YÂŞIHDA Yozon: Gfd. Prof, Dr, H, V. VEliDEDEOĞLU Almanya, Fransa ve İsvicre örneMeri Medenî hukuk devriminin bilimsel yönü örgütu eski hareketsiz ve urmırsamazlığmı sürdürüp gitmektedir. Aydmlanmızın sayısı, 45 yıl ön« cesine oranla çoğaldı. Atatürk'ün elinde bu aydınlar kadrosu bulunsaydı, onlardan her birini birer (Mahmut Esat) olarak yetistirirdi. Atatürk'ten sonra gelenler İse, takttnyeli teknokratlar ve takkeli basyekiller yetistirmışlerdır ^f^ ~~ "**•<£ v • ••••••••••••••••••••••••••••••••>» AÇIKLAMA Türkiye P.T.T. liler Sendikası Genel Başlcanı Cenglz Kızıi sencer'den aldığımız bir telgrafU, 16/2/1971 de yayınlanan Cihat Baban'ın «Telefona zam namuslu bir hareket olmaz» başlüdı yazınm P.T.T. camiasında üzünttiyle karşılancUğı belirtilmekte, tefcrtfk imkânsızlıklan ve nedenlerinl düşünmeden sorumlulufu memurlara yüklementa dofru oltnadığı, TUrlc P.T.T. cilerinin görevlerini ciddiyetle, namus ve leragatle yaptıklan ileri sürülmektedir. Kızılsencer, «Tflrk toplumu P.T.T. liye lâyık olan sevgi ve serapatiyi göstermekte ve kendlsine dfisen vazileyi yapmaktaaır» demektedir. .Alman Yurttaşlar Tasasınm uygulanmasmdan once Almanya, hukuk kurallan bakunmdan, merkezde Bizansın (1500) yü önce mey dana getirilmis Roma tüzesine bağh idi. Bu tüzeye. bir de ukısal tüzenin ulusal ve bölgesel metinleri katıhyordu. Doğuda ve kuzeyde, Roma tüzcsi ile bölgesel me tirilerin karısımı olarak. Prusya tüzesi vardı. Geri kalan yerletde Fransız tüzesi yürürlükte idi. Alman halkmın % 33'ü Roma tüzesine, V 43'ü Prusya tüzesine, « o A T'si Saksonya tüzesine, V 17'si « Fransız tüzesine bagh idi. Alman Yurttaşlar Yasasınm uygulanmasmdan önce Alman tüze dili, Lâtince, Fransızca, Yunanca ve bölgesel Alman dillerinde idi. Bavyera'da yalnız evlenme sözleşmesi konusunda 7080 yöntem vardı. Yargıcm bu metinlerin ayn ayn hfipsinden haberi olmasına olanak yoktu. Alman Yurttaşlar Yasasının yayınlanmasmdan önce Almanya'da bir adamın herhangi bir olayda hangi kunıla bağh olacağını bilmesi olanaksızdı. Alman tü ze bilginleri bu binbir çefit ve f f V " 3 ^ yoktur ki. Yasalann yüzyıllardan aktanlmış tuzeden; 1 1 H a m a c l herhangi bir gelenek Olkelerini Yurttaşlar Yasası ile bir ••ve görenek veya yalnız vic atüımda kurtardılar ve bütün Aldanla ilgili olması gereken din ku manya için tek bir Yurttaşlar Ya. ralları değil, siyasal, sosyal, iktisası (Medenî Kanun} yaptüar. Ya sadî ve ulusal birliğin her ne pasa 3 Temrnuz 1896'da yayınlandı haya olursa olsun sağlanması ve ve Yasama Meclisincetoptanka yerine getirilmesidir. Çafdaş uybul edildi. Gelenekçilere g3re Al garlığa bağh devletlerin ilk belirman Yurttaşlar Yasasıtesarısıpek gin niteliği, din ile dünyayı ayn kummsal ve uygulama yönünden görmektedir. Bunun tersi, Devledeğersiz sayddı. Oysa inceleme so tin benlmsediği din ilkelerinl kanucunda bu yasadan kendileri de bul etmeyen kimselerin vicdanlabir tek ilkeyi oynatmak olanağını nnın baskı altında rutulması ohır. göremediler. Çağdas devlet görüşü, bunu kabul edemez. Devlet gözunde din, fffC r a n s u ^orttaşlar Tasası I İ P da bir devrim ürünüdür. O vicdanlarda kaldıkça saygıdeğer ve dokunulmazdır. Dinin kural o" • da eski Inıralları, gelenek larak yasalara girmesi, tarihin akı ve görenekleri çiğneyerek yeni il keler koydu. Sınıf ve toprak ayn şı içinde, çoğunlukla taçlı devlet calıklannın kaldınlması ve aile başkanlannm, zorbalann. güçlüle tüzesinin Kilisenin elinden alm rin keyif ve isteklerini dovurma aracı olması sonucunu doğurmusması, bu yasanın belli baslı yenitur. Çağdas devlet dini dünyaliklerinden oldu. Yurttaşlar Yasa dan ayırmakla. Insanlığı tarihin suıın yaymlanmasından önce Fran sa, bölgesel ve yazılı ve birbirin bu kanlı belâsından kurtarmış ve den çok başka törelerle yönetili dlne gerçek ve sonsaz bir taht oyordu; güneyde Roma zamanın lan vicdanı özfülemiitir. Özellikdan kalma, kuzeyde Cermen kay le çeşitli dinlere bağh uyruklan naklanndan gelme lcurallar bulu bulunan devletlerde tek bir yasanuyordu. Ayrıca, yurttas üişkile nın bütün toplurnda uygulanma olanagrnı kazanabilmesi için burinde her bölgenin kendine 5zgü kurallan vardı. Fransız devrimi nun dinle ilisMsini kesmesi, ulunin çürük inanışlara indirilmiş yı sal egemenlik için de, bir zonmlacı bir vuruşu olan Yurttaşlar luktur. Çünkü yasalar dlne daYasası, bütün eskilikleri sildi ve yalı olursa, vicdan özgürlütunü yerine yeni ilke ve kurallar koy kabtıl zorunda bulunan devlete, çe du. Fransız Yurttaslar Yasasınm şitli dinlere bağlı uyruklan için ay (Medenî Kanunu'ntm) en çetio n ayn yasa yapmak düşer. Bu dudüsmanı, Kilise olmuştu. Çünku rum çağdas devlet îçin temel ilke bu yasa Katolikliğin jnırttaş ilis olan siyasal, toplumsal ve ulusal kilerindeki. Szellikle aile tüzesinbirliğe hepten aykındrr. deki, egemenliğini kaldınyordu. «Hatırlamak gerekir M, Devle•tsvlçre'nin, Yurttaslar Yasası tin yalnız uyTuklariyle degil, yayayımlanmadsn önce, kantonlan bancılarla da ütekisi vardır. Bu nm sayısınca yasalan vardı. îsviç durumda, onlar için de kapitülâs re Yurttaslar Yasası, türlü gele yon adı altında ayncalık lcuralnek ve görenekleri içine alan bu lan kabul etmek zonmluğu <3oyasalann hepsinl birden yürürlük ğar. Lozan Antlasması ile kaldmten kaldırdı ve yerlerine, bambas lan kapitülasyonlann ülkçmizde ka, tek btr Yurttaslar Yasan (Me. alıkoriTJİması Içln yabancılar taderü Kanun) koydu. rahndan Uerl •drülen gerekçs • | M u üç büyük hareket, bütün I I K yaganu ölü geleneklere bağ ••••lamak isteyen (Tarihsel O. kiüVun son kesin bozgunu oldu. Bu ömekleri vermekle güdülen amaç, ramanın gereklerine ve uygar lığın isterlerine göre uluslann ge. lenek ve göreneklerinder» bir atılımda nasıl aynldıklarını ve bu ajTÜışın sanüdığı gibi zarar ve tehlike değil, büjük yararlar doğurduğunu canlı olarak göstermektir. Yaşamın gereklerine uymayan gelenek ve göreneklerde direnmektir ki, uluslar için telâket doğurucu olur. Bu saydığ'.mız yasalarda temel ilke, din Ue dlvletin kesin olarak ayrılığıdır. Isviçre, Almanya, Fransa; siyasal ve ulusal birliklerini, iktisadi ve sosyal kurtıoluş ve gelişmelerini, Yurttaşlar Yasalarını yayınlamakla pekiştirmi? ve güçlendirmişlerdir. Bu varoluş zorunluk'.arı karşısmda eski geleneklerin, DÖlgesel ve ahşılmış kurallann ve dinsel a. lışkanlıkların sürdürülmesi bu ül kelerin hiç birinde, hattâ îsvicre gibi karnuoyunun en geniş ölçüde egemen olduğu bir ülkede bile istenmemiş, istenememistir, hatıılara gelmemiştir. TSDt eserlennde, insatılıgı yok lobnaktan yalnız soayal ve dft•şünsel ilerlemelerin kurtarabi leceği gSrüşünü savunan, fakat Bi Yavrumuzun dtlnyaya gelişinde yakın ilgi, şefkat rinci Dünya Savaşından sonra ve ve emefcini esirgcmiyen. ZEYNEPKÂMİL HastahRnesi özellikle Ikinci Dünya Savası «ıBaştabibi Sayın rasındaki yazılarında insanoğlunun, dış yöre değisimlerine uvaDoktor nin en önemli yönü, bu nokta ol rak kendisini yıkrmdan kurtarma mustur. yeteneğinden umutsuzİMga düçmüs in başka, Fatih Sultan görünen ünlü Ingiliz yazan H. G. Mehmet çağından, son zamanlara Wells, 1920'de yayımlanan ve bideğin müslümanlar dışındaki uy zim Millî Eğitim Bakanlığınm göile yardımcüanna te^ekkürlerimi sıınmayı borç bilirim, ruklara uygulanan aynk kuralla revlendirdiği bir kurulca «Cihan Alâeddln BİLGt rm nedeni, özellikle bu din duru Tarihinin Uımımi Hatlan» bsşhğı mu olmustur. Oysa, yeni Türk ile Türkçe'ye de çevrilen bir kiYurttaşlar Yasası tasarısınuı ha tabmda, ilk Dünya Savasmın neCumhuriyet 1409 îirlanışı üzeTİne ülkemizde bulu denleri sırasmda. «Alman halkı«•uııııınnnnmnHUUiMMunmHMi nan azuüıklar, Lozan Antlasması nın her gün milli marslanndaki nin kendilerine tanıdığı haklardan (Deutschland über alles) yani (Al vazgeçtiklerini Adalet Bakanlığma manya her şeve üstündüri nakara bildirmişlerdir. tını dinleye dinleye mütaassıp ve 15/2/1971 Pazartesi günü Levent'te bir trafik kakaba bir milliyetçilik doğrultustmda yetiştirümesi» olaynnı da belirzası neticesi genç yaşta hayata gozlerini yuman çok tir. Emperyalizmin iktisad! çıkarkıymetli varlığımı2 larının körüklediği bu psikoloiik nedenin, savaşın çıkmasuıda elbet te büyük payi vardır. Bizim Tflrk halkı ise son 25 yüdır'vine emcer. cenaze töreninde büyuk yardımlan olan tş Bankalanyalizm çıkarlarma kendi çıkarlan | f U enileşrae tarihimizde değer nın bütun kademelerinde çahşan, saj'ın mesaî arkanı bağlamı; hainlerin adamlan ta •I W taşıyan bir olaydan «ura rafından onbinlerce Kur'an kurdaşlanna. çelenk göndermek lütfunda bulunan bütün ' cıkta sözetmek isteriz. Âli sunda «din milliyetten üstündür» teşekküllere, bühassa cenaze törenine iştirak ederek Paşa, Fransız Yurttaşlar Yasası sloganı ile Atatürk ve devrim dfiş acılanmızı paylaşan, e§, dost ve yakmlanmıza teşeknın, Türkiye için, olduğu gibi, ka manlıgı dojSruîtusunda eğitilmekkürü borç büiriz. bulünü vaktiyle Sultan Aziz'e ö tedir. Takunyah genç teknokrat nermiş, ancak Cevdet Paşa'nın işe ve takkeli genç oolitikacı bu egiÎBRAHİM KÖSEOGLr kanşmasiyle bu büyük girişim so !••«•• • • •• • • timin yüksek öğrenime yansıyan nuea ulaşamayarak, yerine Mecel Cumhuriyet 1408 zihniyetinin doğal Crünleridir. Ale konulmuştur. Zaten bütün kay tatürk devrirni. üstyapı aydınlığıgısı kişisel çıkarlannı sağlamak onm altyapıyı ısıklandırması ve lan ve ikiyüzlülüğü Uke edinen bSylece ulusal özgüriük ve baSaltanat yönetimi, ulusun gerçek gımsızlığın korunması doğrultuyararımn gereklerini gözönüne a sunda yürümüştür. Temelsiz delarak karar veremezdi. mokrasimiz ise. kişisel özgürlüğün halkı aldatma doğrulrusunda eelis .Çağımızm uygar uluslara taru mistir. Birkaç kendini bilmezin so dığı bütün haklan uygar dünyadan bağsız koşulsuz isteTken, h\ı kak çıŞlıklarmı gören Genel Kurmav Başkanı bu gerçeği göremehaklann gerektirdiği uy^garlık 6dev lerini de Türk Ulusu yeni YurtSağhk Yardım Sandıgı Polikliniginde saat 91250 taşlar Yasası ile kendi eliyle kenarasmda çalıştınlmak uzere vizite esas:na göre sözleş°denî Kanunun gerekceslnde disine yüklemiş bulunuyor. Bu ya meli olarak iç hastalıkları mütehassısı hekim alınagördünüz: O zamanın Ossa Tasarısmın taşıdığı anlamlarcaktır. manhlıktan henüz kopmus odan birisi de budur. Türk Ulusuİsteklilerin tafsüâtü biyoğrafüerini büdirir düeknun yüksek temsilcisi olan Bü lan geri ortammda ne kadar yüyük Meclisin uygun görmesine ve rekli devrimci imişiz: o ramana o. çelerini PTT Sağlık Yardım Sandıgı Müdürlüğüne ranla bugünkü ileri teknik ortamonayma sunulan Türk Yurttaşlar vermeleri duyurulur. (Basm: A. 574311131/1398) da ne denli çeri zihnivetliyiz! Yasası (Meden! Kanun) tasansı yürürlüğe girdiği gün Ulusumuz, Medenî Kanunun ellinci yılma onüç yüzyüın kendisini çevrele benim vetişirj vetişrneyecefim bel yen bozuk inanış ve karmasıklıkla li deeildir. Belli olan bir şey varrmdan kurtulmus, eski uygarlığın sa, Türkive'de, her ne pahava oEmniyet Sandıgına borçlu Saliha Buzen kapüannl kapayıp dirilik ve gür lursa olsun. çağdaş kosullariyle varislerlne ilânen tebliğ luk getiren çağdas uygarlığın içi birlikte, layik ve sosyal hukuk ne ginnis bulunacaktır. Adalet Ba sisteminl sürdürmeye kararlı dev Dosya No: 69/2262 kanlıfı bu Yasayı hazırlamakla rimci bir gençlik kusa|ınTn vetişSaliha Buzcu saglıgında Hacı Veli Buzcu üe müşDevrim ve tarih karşısmda ulusal miş olmasıdir Tiirkiyenin gelecetereken mutarassınfı bulunduğu Kadıköy Osmanağa görevini yerine getirdiğinden ve Si, onlann uygariık ve baSımsızmahallesi, Vahap Bey sokağında 21 No. lu apartmaTürk ülusumın gerçek yararlanaı lık savasmdaki vüreklilîk ve azam 4/46 hisssine isabet eden birinci kat 3 No. lu dile getirmis olduğundan şüphe et mine baJHıdır. dairesini Sandığımız Kadıköy Şubesine İPA. 7336 hememek+edir.» Adalet Bakanı: Mah sap No. lu borç senediyle birinci derecede ipotek göstnnt Esat (Bozkort). S O N BURHANETTİN ÜSTÜNEL T EŞEKKÜR Devrim ve tarih karşısında Mustafa İNCE'nin İç Hastalıkları Mütehassısı Hekim Alınacaktır PTT Genel Müdürlüğünden N Utanbul Emniyel Şandığından: yük ve çok Snemli bir yeri olan bu gerekçe burada bltti. Slmdl. aradan 45 yıl gectikten sonra , Atatürk'ün arkadası tsmet Pasa dahll bir politikacı çıksm da, dintn devlet işlerine kansması nı, bn gerekçede oldugn gibi bir «bela> ve Şeriat Hukuku'no da «Onfiç yüzyıllık bozuk manis ve karma<fiklık> diye nlteleyebnsm de görelhn! Bütün vicdanlara tahakküm etmek isteyen kara kuvvet, yıllardan beri verüen tâvlzler le. gelise gellse Anayasa'daVd açık yasaga rağmen siyasal parti ler halinde örgütlenmiçtir. Bunun karsmnda Btekl partiler ve küçük iıüs&alan Üo Türk adalet T DOKTOR (I Opr. Ürolof ürk devrim tarihinde çok bü Sonuc «^«^«^^»^^pâiP \ Süreyya ATAMAL |! 8ıras«lrQer 89/3 '' Telf. ! 44 17 44 X A K 81 M Mustafa Özdiler T Baodrm »imm«T rlea otanor. Caddaal Mo. U MıMMı OOftOI tererek 5/6/1968 tarihinde birbirlerine müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak 20.000. lira istikraz etmişlerdi. Borç vadesinde ödenmediginden 3202 sayılı kanuna tevfikan borçlular hakkmda kanunl takibe geçilmiş ve borçlulardan Saliha Buzcu'nun vefat ettiği anlaşılrruştır. Mezkur kanunun 45. nci maddesi vefat halinde tebliğatın borçlu varislerine gazete ile ilânen yapümasım ftmirdir. s 30/9/1970 tarihinde yapılan hesaba nazaran faizi ile birlikte 21.142. liraya baliğ olan işbu borcun birbuçuk ay içinde ödenmesi lazımdır. Borç bu müddet içinde de ödenmezse Sandıpa ipotekli gayrimenkul mevzuu kanun hükömlerine göre satışa çıkanlacaktır. Bu dhetler alftkadarlarca bilinip ona göre hareket edilmek ve mirasçjann herbirine ayn ayrı ihbarname tebliği makamına kaim olmak flzere ilân oliımır .(Basın:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle