24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 Ocak 1969 CUMHURİYET a NLa R ÇİISLtLERtlV PARA SARFEDECEKLERt \ E R YOK 23 & Fabrtkamn her yerinde Mao'nun reslmlerl, Mao'nun scrcleri çıkıyordu k&rşımıza... sot manayil fabrikası genlş bir arazinin üzerine knrulmustu... YeşUliklerin arasında esld ve yeni binalar bütün heybetiyle görünüyor, zaman zaman ağır bir koku yavuıyordu etrafa... Muntazam yollann kenannaa Mao'nun sozleriyle süslenmls kırmızı, kocaman levhalar vardı... Sonr», yine O'nun heybetü resinüeri çıkıyordu karsınraa... Hoparlörlerden okunan kınl kitabın parçalan Te nihayet acx bir cıglık gibi duyduğum heyecanlı sesler hiç bitmiyordu:. Kamyonlar, ufak arabalar yük taşıyordu yollarda .. Beyaz maskelı genç tazlar gbrüluyordu sık sık... Fabrikanın eskl binaları belli lü yıllardır hiç tanür edılme ıruştı. Bundan sonra da kımse guzelleştırmeye çalışmayacaktı herhalde!. Çunkü. Çinliler, yapının dışına değıl, içıne onem venyorlard;! . Devnm Komitesi Başkanı Lu Luey ile işçıler bızi karşılarken bir de baktım alkışlıyorlar . KIHI kıtap ellerinde ama, bir aüuş bir alkış'.. Arkad&şlanm «Bizim de aynl şekılde karşılık vermeraiz lâzım» deyınce hep beraber el vurmaya başladık' . Arnavutlukta, Enver Hoca, Halk Meclısıne gırerken alkışlara alkışla mukabele ettığıni valc Genel Müdür Işçiden az ücret alıyor tiyle görmüstüm... Rusya'da da vardı bu âdet.. Demek, Çınhler de yapıyorlarmış' . Yalnız kımın kımi taklit ettığinı bılmıyorum!.. eniş bir salona gırdık önce. Hemen bir «Hoş geldınız» çayı getırdıler masaya . Lu Luey izahat verdı bu arada: Fabrikamız, dedl 19S9 d» kuruldu... Şimdi 2400 işçi ve memur var. Fakat üretim arttıkç» daha fazla alacafıı. Hayat şartlan gün geçtikçe daha iyüe?lyor. Bekâr veya evli herkese 23 yuan mukabili ev veriyoruz.. Ço 6 cuğu olanlar 3 aydan sonr» onlan kreje bırakabiliyorUr... 1 yaşına kad»r baküıyor orada... Sonra zaten okul çağı başlıyor.. Bütün sınıflan olan bir de H k okuJumuz var... Haftada 2 defa iççiler için sincmada film oynatıyoruz'... Ne Iılmleri? Çunkü ben Kantonda hiç sınema gormedım 1 de .. lşçüerih, köylülerin hayatını gösteren dökiımanter filmler tabii:.. O eski Burjuva oyunlannı, aşk maceratarını seyretmek istemiyoruı artık'... 1 haatslıkUn) kimi açlıkt»n Bldftler.. Nihayet baska ülkelerde aramak istedik »»nsımııı... Ben Sıngapura gittım,. Ama baktım ki, orad» ajnı felâket var.. Bir sure dayandım buna.. Nihayet, 9 yıl once, tekrar vaUnıma don düm!.. Şımdı ne ış goruyorsunuı burada? L'staba?ıyım 7. tınıl «st» başı.. Ayda 100 yuan alıyorum» karım da yüzme havurunda çalışıyor, 62 yuan geçıyor eline... Çınde hajat haylı ucuz olduğuna gore, ne yapıyorsunuı bu kadar parayı? 162 juan buyuk paıa.. Ev kırası da >ok gıbi bır şey1.. 11 ve 9 yaşlarında iki oğlum, 7 yasınd» bır kııım >ar. Onları okutuyorum... Cnı\er»iteje de gbnderecetim.. Bısıklet aldım, saat aldım çocuklar». Bankada da para biriktıriyorut» Emperyalistlerden, Revızyonıttlerden nıçin nefret ettıjımızi tim di anlıyor musunuz? Huan Sı Pın mutluluğunu an» latırken dığer ışçıler de dıkkat le konuşmaları dınlıyorlardı.. Anlaşüan, o sadece ıyı bu uıtabaşı değıl; siyasi şuuru vuksek, rejıme ınanmış, komumst yonetıcılerın tuttuğu bır elemandı'.. Aldığı ucret gosterı» yordu bunu!.. Fabnkayı gezerken, adırobaft na Mao'nun resımleri karşılıyor du bızı.. Çelık turbunlerın uzerıne... kazanlara, duvarlara her yere O'nun sozlen yazılmışu.. Bır ara: Singapur'dan gelen Çinli ustabaşı Huan Si Pin <uç Bunlar Çin malı makmtlar çoruğumu okutuyorum> diyordu... mı? dıye sordum.. Hayır, dedi Devrim Komidesın her biri bır tarafa dağılrın subeleri açılmıştı.. Aynca, tesi Başkanı.. Rnslar ktırdn bn nvş, onun da kadenne Sıngapur Çın Halk Cumhurıyeti Ingıhzfabrikayı 10 yıl once:.. lere aıt olan Hongkong'da 5 ban duşmustu.. Fakat yıne de kurSonra, Huan Sı Pın ılâve etti. tulamamıştı açlıktan... Kotu hakanın 200 e yakın ışyerının. 3 sı Ruslar kurdn amma aldatyat şartlan orada da karşısına gorta şırketıvle 8 tıcaret şırketı tılar bizi... Çok paramızı »ldıdıkılmıştı!.. nın sahıbıydı... Bu kanaldan lar... Bozuk çıktı makinalar. Huan Si Pin fıltreli Şanghay Her yerini yenilemek mecburiÇın'e, her yıl 400 ılâ 600 mılyon gıgarasından derın bır nefes vetinde kaldık.» Bir daha onun dolar tutarında dovız gırıyordu.. çektıkten sonra: bonnn yardımı mı?... eksik ol Bis köylüyüz dedi. Anam snn! Şimdi artık kendlmiı vaayda 1 yuan. babam ıse 6 ' uan pıyoruz bvnları.. kazanırdı. Bütün geçinjimizi bu ahrıkayı gezerken, uç çocukY ARIN : parayla »aglaraaraız gerekivorlu. 40 yaslarında Huan S' du.. Hergün ancak bir kaç kasık. Pın adındakı bır ustabaşıvla ta İşçi kızlar neler pirinç tanesiyle, ot viyebilijornıştım.. Yıllarca once, Çın'den duk! En büvük gıdamız ve karkaçıp, uzak dıyarlara «ekmek» anlatıyor? aramaya gıden kalabalık bır aı nımızı sisirip dovuran su idi.. Kardeslerimın çocukları, kimi lenın çocuğujdu. 6 erkek kar \ DiGl Bond MODESTY BLAISE İşçiler günde 8 saat çalışıyor... Bos zamanlannda Başkan Mao'nun eserlenni ohoyorlar . Sonra Fazla mesai yapıp, aynca ücret alabüıyorlar mı? Hayır böyle bir para istemex hiç kimse Çinde... Çıinku, siyasi şuurlan yüksektir!.. hayet fazla çalışmaları gerekiyorsa çalışır, fakat para almazlar... Memlekete hizmet için insan 23 saat daha çalışırsa ne çıkar?.. Üstelik bir levktir bu'... Ban işçilerin yaşanu sartlan füç olabilir Ta 45 çocuk aahibidirler, yahut karüan valışmaz... O zaman onlara 10 yuan, 15 yuan fazla ücret verinz... Bu da ferahlatır kalabahk aileleri Sonra isteyenler ayda 3 yuan ödemek suretiyle bdtün yemeklerini (3 gün) fabrikada yerler. Fakat, siz bilhor musunuz?.. eskiden Çinlilerin günde bir defa bile yemek girmedi nıiğdelerine!. Pekı butun bunlara mukabıl işçiIerLa aylık kazançları nedır^.. En yüksek Ucret 120 yuan, en duşüğu ise 40 yuan... Ortalama 60 yuandır... Çın'm her yennde aşağı yukarj ayni blçü uygulanıyordu. Mesela, Pekın'de 5000 kişının çahştıgı bır tekstü fabnkasında ışçılerın ücretlen de bu kadardı . Ancak, genel mudurün 8010C yuan geçıyordu elme... Kıymetlı ve sı\"asi şuuru üstün ( ' ) ustabaşılar ıse 120 yuan alabılıyorlardı.. Kultur Ihtılâlınden once bunun tamamen aksi bır durum vardı... 8001000 yuan ücret alıyordu genel miıdurler... Mühendısler ve yoneticiler geliyordu sonra... 500 400 300 yuan ücret venlıyordu onlar da.. Fakat 1966 yılından :tıbaren her şey alt ust olmuştu . «Proleterya hâkimıyeti., «Proleterya dlktatorluğu» denilerek, yukannın Ucretı aşağıya ınmiş; aşağınınla ise jrukanya çıkmıştı... r Garth 27 Trffany Jones TIFFAHY JONES konu ve resim: AYHAN BAŞOĞLU BUDIN KOPRUSU İörOE. NASa Tl IS r9 S'PAMİ |CUWAMPAMIMI V öneticilerden biri konuşma" mıza katıldı bu sırada: Kan koca beraber cab> yanlann dunımlan daha iyidir, dedi... tkisinin eline 100120 yuan geçince para biriktirmeye başlarlar... Dogru soylüyordu adam. Çin' ln hıçbır yennde para harcayacak, kazancı tuketecek yer yoktu.. Ne gıyım kuşam için... Ne eğlenmek ıçın, para sarfetmiyordu kimse.. thtılâl oyunlan oynanan balelere, tıyatrolara gitseler, sudan ucuzdu... Bir ınsanın aylık yıyecek masrafı ise 16 yuan olarak hesaplanıyordu.. Artan parayı ne yapıyor i>çiler'. Diki? makinası, blsiklet, «aat ve radyo alıyorlar!.. Hepsmi tamamladılar diyelim Daha daha nereye sarfedebılırler''.. Bankava yatjnrlar^ Memlekete de yararlı olor bn.. Binde 3 faiz verir banka.. tstedikleri zaman çekip ahrlar oradan... Acaba ençok kaç yuan birilstirebılir bır Çınli Bankada?.. Dilediği kadar... Amma, gpnellikle 30003500 ynan büyuk paradır.. Daha fazlasına sahip olanı ben dDyraadım.. Çok kimsenin 10002000 vnaaı oldnIrnnu tahmin ediyornra.. Çınde devlete aıt bankalara halk raebet gostenyordu .. Bu;. uk mağazaların ıçınde, bunla Hıkmet abla, bır gun Atıfet ablaya, sesini alçaltıp. .Sekerun.» demiştı. «Pekı, Taci'lerle Çamlıca'ya gıd'eam dıyorsun, gidelım ama bıze rakılan ıçınp de, başımızı dondurup de ıkımızi birden ş'aparlarsa..» Çocuğun gozünde, ondan ıkı kat açıkgoz olan Atıfet abla. «Pıs korkak şey'. dıye paylamıştı kardeşını. Yanlarında sadece çocuk vardı; dort, bilemedık beş yaşında. Gelgelelım, o gunden sonra Atıfet abla, buyuk bir ilgi ve merak konusuydu çocuk için. Bu içsel dürtüyü kendisi bile unutmua gitmifken, be?altı yıl sonra Antalya'da eline bir fırsat geçiyor, Atıfet Ablanm Istanbul'a gitmesinden yararlanıp, karyolasının yanındaki yüklüğü karıştırıyordu. Ilkağızda bır seycıkler bulamıyor, yükluğun alt tahtalarından bınni oynatıp kaldırınca uıcıkler boncuklar gbrüyor, onları da çekınce, daha altından bir demır kutu, kutunun içmde fotoğraflar, mektuplar çıkıyordu. Mektuplann biri çoyle baslamaktaydı: •Karanlık ufkumun parlak yıldızma!» Mektupların bıri şoyle bitmekteydi: •Dudaklarından bıkmadan emerim. Biraz da göğsunden opturursun, değil mi?» Çocuk, cHıh» ladı içinden. Gece yansıydı. Herkes yatmıştı. Soluğu, evin arkasmdaki yıkıldı yıkılacak buyuk tahta balkonda aldı. Uzun direkleri çurumuî, kımi yerınde bel vermişti. Hala. ağır gövdesiyle, ortasına kadar yürümekten çekinirdi. Çocuğun vücudunda, o zamana kadar böyle ke«inlikle tanımadığı birtakım genlmeler oluyor, sersem aklı, değnekle durtelenen bilardo topu örneği, bir Hümeyra'ya, bır Fahrünnisa'ya, bir Refıka ablaya <ev sahiplerinin çopur ahretliği) gidıp vuruyordu. Ne kı, doğru bir çızgıde uzanarak, Atıfet ablaya hiç degmeden, ilişmeden, hiç dokurvmadan.. Onun hep yakınmdan, uzağuıdan geçerek, yasak bölge gözetırcesıne, bu üç kız arasında mekık dokuyordu sersem akıl. Koşede, akşamüstünden serili kalmıj hasıra otunıp, sırtını duvara dayamıştı. Bahçedeki malta eriği ağacmın dalları arasında yükselen ay goz kamaştınyordu. O gun bugün, hiç o kadar kocaman, o kadar koyu turunç kabuğu renkli, yer yer sanki kan pıhtılı, o kadar dost yüzlü bir ay görmemışti. Beyninm bilinmedık bölgelerinde garip bır ışık dolaşıyor ve onu sonsuzca mutlu kılıyordu. Yaşama açılış, yaşamanın kapalı kapılannı zorlayıj sanki. Bır mutluluk denizıydi bu. Soyunsa da kendını salıverse. sıcak hava üık su kesilir, kulaç ataraktan ay'a kadar çıkar yükselebilirdi. Kulaklanna tath fısıltılar doluyordu. Her çeyi, ama her seyi yapabılecek bir erkek gücündeydı o gece. Saatler geçti. Ay karşıdan çekildı. Sabah oldu, tanyeri ağardı. Hiç uykusu yoktu. Hiç uykusu yoktu, hiç. Oysa, yaşammda ikınci renkli düşü görüyordu: Dallannda parlak, al. iri elmalar sarkan bir bahçeye gırmiş. Ondan başka ortalıkta kımseler yok. Elma ağaçlarına doğru yuruyor. Ağaçlar yavaşça eğilıyor, alçahyorlar. Ona, tath yemışlerını sunacaklar. Arka plânda, kanatlı, beyaz bir at uçuyor. Cennetteymış. Atıfet ablanın Istanbul ddnüsü, aralannda, tersine ışleyen yakınlajmalar, kimi gun sert, kırıcı çekışrneler ba5göstermiş,ti. Bir şeyden iîkillenmi» gibıydı Atıfet abla. Bakışlan soruşturucuydu: «Sen bır şey yaptın, ne yaptın söyle!..» Efkirll olduğu zamanlar vardı onun. Yandan kurulan Sahi" bının Sesi gramofonda alaturka, alafranga plâklar çalardı, ustuste cıgara içerdi. Siyah saten bir entari geçirırdi sırtma; daracık. kolsuz. Içine başka şey giymeden yalnıt onu giyer, koltuğa gömülür, bacak bacak üstüne atar, cıgaranm dumanmı derinden içine çekmeden once, «Gel,» diye buyururdu, «ağız ağza .> Onlar kuşlar gıbi ağız ağza ve onun ağzındaki duman çocuğun ağzında. Bu oyun sonucu boğulur gıbi oksüren çocuk degildi ama, Aüfet abla idı. Kimi gunlerde. entarilerinin birini çıkanr birini giyer, uzun uzadıya boyanır süslenir, entarilerine gore saçlannı ayn tarar düzeltir, dans plâğıru gramofona koyup çocuğun yuzüne bakardı. Onlar ayakta, yurumesini beceremeyen sunnet çocuklan gibi sancıh, paytak paytak, bir ileri bir geri, sallanırlardı. Atıfet abla ba;ını arkaya alarak, boğannda gulücuk kaynaşmalanyla incelerdi çocuğun yüzünü. Yüzunde gbrdüğü her neyse, cocuğu apansız iteler, arkadaki tahta balkona koşardı. Bır işyerinin çalı^an memurlan vardı pencerelerde. Kimi kızararak, kimi sırıtarak selâmlardı Atıfet ablayı. Atıfet abla kıkır kıkır gülerdi. Çocuk arkasından gider, onlan orada öyle görürdü. Bir üstünlük duygusu ile hafife alınısın kırgınlığı karışır, sarmaş dolaş olurdu birbirine. Koşarak merdıvenleri inerdi çocuk. Sokak arkadaşlanyla oyunlara dalar, bütün olayı çarçabuk unutur, ne var ne yok, üstüne sünger çekerdi hepsinın. Kötü düş bozdu, kırdı, tuzla buz etti geçmışi. Kırılmış, parçalanmış. puslu yuzeylerde, çocuk, okuduğu romanlann coşkun dişilerini seyre daldı. Geceleri onlarla birlikte yatağa, gündüzleri onlarla birlıkte helâ aralığına girmelere koyuldu. «Bu son.j demekteydi. «Son» dan umudu kesmek gerekti. Bu arada baba sorardı: Hanım, sen bu yemeği pijirirken taduna, tuzuna hiç bakmadın mı? Baktım, Bey. ^Baktınsa tuzu nerede bunun? Koymayı unutmu^um Bey. Yüzü gözü ekşiyiverirdi babanın: Kadın, hiç yemeğin tuzu unutulur mu? seo unutmazdın. Anne, pek güç durumda kalmışcasına ellerinl ovugturup çocuğa bakar, o bakıçı izleyen babanın başlardı şakakiarı zonklamaya: Ne oldu adam, neden tuz almadın? Anne, Hızır gibi yarduna yetişip: Çocuk işte Bey.. derdi. Ne de olsa daha çocuk. Arkadaşlarıyla gezmeğe çıkroışlar, bıraz eve geç döndü. Bakkal da kapatmi} aksi gibi, aldırtamadım. Mustafa'yı gönderelım de ev sahiplerinden ıstesin, olmaz mı? (Arkası var) Motoriu Araç Satış îlânı Türkîye Kızılay Derneği Genel Merkezinden Etlmesğut merkez depolanmızda bulunan çeşitli durum ve tıpte 17 adet motorlu araç ayn ayn kapalı teklıf vermek suretıyle satılacaktır. Bu araçlara aıt şartnameler Ankara'da Genel Merkezden. îstanbul'da Kızılay tstanbul Müdörlugunden temin edilebilır Ayrıca İzmir. Adana fe Eskişehir Kızılay Şubelerinde şartnameler tetkik edılebüir. Satışa arzedilen araçlar Etimestut Kızılay depolannda mesaî saatlen dahilınde görülebilir. Teklinenn kapalı olarak en geç 10/1/1968 Cuma günü saat 16 00 ya kadar Genel Merkez Muhaberat Servisine verilmesi şarttır. Postada vâki gecikmeler naîan dikkate alınmıyacaktır. Cumhuriyet 20 Taşındık Ankara dan du ıyanın her ta'atına lufthansa ile gıdebıiecek muhterem yoicuianmıza yenı bır hızme» oimak uzere i Ocak 1969 tarıhınden ttıbaren Ataturk Buivan 127 ıkıncı kat a taSinoıgımızı memnunıyetle bıldırırız r Telefon numaralartmız: 12 13 75 ve 12 37 03 Lufthansa Delta C. 007/3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle