19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DORT Cunihufiyet CUMHURIYET FOTOÖflABER Kanncalar üzerine bir faniezi Nihayet hepsi baş tuvaieti! Mizahçılar, oknyacuîannı eglen «Jirebilmek için, ya olmamış bii şey söylerler veya muayyen hâdi «eler arasında benz?rlikler veya tenaknzlar Unrarlar. Gördâğtinüz, degişik tariîılerde ve 3 syrı ıklimden gelen 3 resim, bizce benzerliklerinden dolavı enteresandır. Sij istereeniz «Tenaknz» deytniı. Insan Böceklari hi; uzun müddet v* dikkatlt seyrettiniz mi? Ya güzeldirler. ya tuhaftırlar, ya kabadırlar, ya mânasızdırlar veya güliinçtürler Tabiatiyle biziın noktaı nazanmızdan. Davraniîlan esrarengizdir, fakat umumiyetle mantıkidir. Böcekler üzerinde sabırla hazırlanan tetkik kitaplan, şimdiye kadar yazılmış bütün biyograü ve hatt ralardan çok fazla enteresandır. sııidlr ? neticesint varacağız, Aynı •sastan hareket ettiğimiz takdirde, kendimiz yapabileceğimiz bir eşyajn, meselâ bir elektrik ütüsünü on binlerce kilometre uzaklardan getirttiğİTnize göre, öyleyse biz insan lar da zeki değiliz. Ustelik yiyecek stokuna asla uîasmıyormuş intibaını vermesine rağmen gerçeği bulup meydar.a çıkararak birinci yolu tercih etmekle, karıncaiar miistesna bir zekâ eseri göstermişlerdir. Bir llmi Konferans Kendicizl insan soyunu inceleraeğe hasretmiş bir karınca yerine koyunuz. Insaniarın zeki olup olmadıklannı keşfetmeğe azmetmişsiniz. Soyunuzun asırlardır bilip tatbik ettiği bir husus ta, yuvaların iktisadî şartlarma uygun gelecek oranda erkek veya dişi çocuk üretmektir, yani coğalmayı kontrol edebilmektir. Hattâ komşu soyunuz anlar böyle bir işi daha iyi becermektedirler. Dolayısıyla eğer soyunuzun yeni bir Kıraliçeye, daha fazla askere veya daha az hastabakıcıya, iakat daha fazla duvarcıya ve marangoza ihtiyacı varsa, çocuklara czel gıda rejimleri tatbik etmek suretiy'.e böyle neticelere ulaşabilirsiniz. Siz bütün buniarı, bir kannca olarak zekâ eseri sayarsınız. yısıyla sizin (örüsünflzt katıi dığını belirttl ve dedi ki: «Biz kanncalar •• »nlar, en barbarlanmız zehirii kanncalar ve esekarılırı da dahil olmak üzere, statik kanun'arını milyonlarca senedir bilmekteyiz. O kadar hazmetmisizdir ki, statik kanunları üzerinde düşünmemize bile hacet kalmamıştır, zira bir insiyak olarak sinir sistemimize dahil etmişizdir însanlar ise, bunlar için uzun uzun plânlar ve hesaplar yap maktadırlar. Üstelik kendi vü cutlannda âletler meydana getirmek hassasından bile mahrumdurlar ve yerlerine aynı işi görebilmek için gayetle çirkin şekillere sahip demir, tahta ve taş parçalan kullanmaktadırlar.» Itiraz EORSAHALİL Çardakh konak M tstanbnlmı tarlhlndekl megbnr zabıta vak'alan  Ynkandakiler, medenl Batı Dünyasımıı baş tuvaletlerinden 2 «rnektir. Sağdaki Parisli kuvaför ROGER PASQUIER tarafından yaratılmıçtır ve Frangız aktrisi DANX SAVAL tarafından teshir cnilmektedir. Pasquier, eaerinin adına, «Aî PİLOTU» adıru vermistir. Sözüm ona, feza seyyabı hanıralarca kullanılacaktır. Soldaki ise, Londra'd» anane taalinc eeiirilmege çalıgılan senelik ÜÇCNCÜ KtMES HAYVANLARI TÜTLERÎ SAPKA FESTÎVALİ'nden alınmıstır. t'znn islmli ve CAFE ROYAL'da tertiplenen feslivalde teşhir edilen sapkalar, lınumen küroes hayvanlarının ttiylerinden Jmal edilmiştir. Manken MAUKEEN OL1VER'in teshir ettitri sapka. maeesseın bir tavuktan ibarettir. Oliver. seyircilere bir oyun oynamak iein «rarin sapka&uıı »pangız kaldırdıtı zaman. altıntlan sabici bir yumarta çıkraıştır. Resme ilisik olarak eSnderilen izahstta bahis konnsu edilmivor ama, geyireiler mnhakk&k oyuna bir havlı, hpm < e kaiıla kstıla cülmuslerdir. < Alttaldler ise, eaki bir Ingiliz sömürgesl olan gimdikl baeımsız Afrika devletl cerl kalmıs Gana'dan eönderilmistir. ÎNGİLTERE KIRALİÇESÎ ELİZABETH II ile kocası EDÎNBURG DÜKÜ. « r i d e bıraktıgımız ayıa sonunda Gana'yı resmen ziyaret etmisler ve orada bir hafta kalmıslardır. Kesnıî ziyaret süresinde, Gana' nın cencâverligi ile mesbar ASHANTÎ KABİLESl'ni de ziyaret etmUierdir. Ashanti Kabilesinln siyahî ve iptidaî mensupları. Ingiliz Hükfimdan ve esinin te*rifleri dolavısivle maazzam hazırlıklar yaprnıslardir. Kesimler. Asbantilerin. hera de berbere fritmeden. keııdi cevklerine cöre asîl mlsatirleri «eretine hazırladıkları 3 bas tnvaletini aksettirmektedir. Çehreler bir tnrafa bırakılıp sadeee ba* tnvaletleri naıarı itibars alındıiı takdirde, zevk bakımındsn medenî ve beyaz AvruDaıunraı,voksa siyah ve eeri kalmu Afrikanın mı üstün olduiu, dojfcrusu nuinakasa kaldırır r Kanncalar zeki midirler? însanlan karıncalarla mukayese eder de, «însanlar karıncalardan zeki midirler?» sualini sorarsak. cevap, kesin bir «Hayır» dır. Kanncalann zekl kudretini ölçmeyi hedef tutan denerr.elerden biri »öyle yapılraıştır: Lâboratuvarlarda hazırlar.an »un'î karınca yuvalanndan biri, bir cara kavanozun içir.e kapatılmıştır. Sun'l yuva. yegâne yiyecek »tokundac sadsce 2 yolla irtibatlandırılmak suretiyle ayınlmıştır Yollardan bir tanesi, yiyecek stokuna asla ulajamıyormuç intibaını verecek şekilde defalarca bükülmüş uzun bir tel parçasıdır. Ikincisi çok daha kısa ve basittir; fakat üzerinde derin bir uçurum bulunmaktadır. Kanncalann i kinci yoldan istifade edebilmelerinin tek çaresi, derin uçurumu köprülemektir. Bunu kolayhkla yapabi'.meleri için de ağzı kapah cam kavanozun içine bir miktar kum kon muştur. Kanncalar köprü kur mamışlar ve uzun yolu tercih etmiçlerdir. Tecrübeyi yapan dünyaca maruf Ingiliz böcek âlimi Dr. S. H. Skaife. böylece, kanncaların zeki olmadığı neticesine varmıştır. Halbuki biz, onların »adece ya çok tembel veya muhafazakâr oldukları [ BUCAHTAN Almanlar, hoş bır şey icat etti ler. Tutunursa, evlerimiz yakında, renk rer.k plâstıklerden yağmur J luklar giyecekler. Bu plâstiklerin ' . her biri bir renk. Yanyana getiri lince, evin yüzü palyaçoya dönü ' yor. Araa neşeli bir şey. *** Günümüzde bir çok otomobil kazaiarının seöebi, lâstiğin birdenb're patiamasıdır. Patlamaz lâîtik icat edilene kadar bu çeşıt kaza ları onliyecek bir çare bulundu Tekerleklere bağlanacak bir mi cicik âle!, lâstik delinip de içindeki hava basmcı azalır azalmaz, bir çıghk kopararak, şoföre tehlikeyı haber veriyor ve fren yapıp duracak ksdar zaman kazandınyor. ^sıııııııiMiıııııııııtııtıınıııııııır^ := Kadm gözü ile | 1 Bir söz 1 Bır söz var. Agu gıbı. U>' = kunun kâbusu, beynin kurdu. = Elbette siz de bilirsinız Gun de kaç kere can alacakmış = ça«ma dıkilir karşısına insa ^ nın . «öde parayı». ödiyemezsen çocuk okula ^ gidemez. Hastana bakamazsın Isınamazsın. Doyama?, doyu = ramazsın. Aç kalırsın. çıplak ^ kalırsın, sokakta kalırsın = Hepsini bilirsin. Öde ama = neyle? Nasıl? Bir bozuk eko ş nomi çarkımn kurbanısın.Ya ^ şatan neyin varsa kopar bir = bir. Susuz kalmış ota döner = sin. Bir gün, gözün arkada g: dersin şu dünyadan. Geride = *#* umutlanr. kahr. Suçsuz umut ların. Bır ocak tütsün diye Dünyada en fazla chlt hayvanı çırpınmıştın. Çoluk çocuğa = olan memleket, Ingilteredir. Atla bakscaktın. Bir iki ınsanın = rmın, köpeklerinin, kedilerinin ve yüzünü güldürecektın. Bir ~ kafes kuşlarının sayısı 8 milyon. * işe yarıyacaktın. Belki de da E *** ha boy atamamış İ3tidatlann = Film artisti Mariı Shell, neden 1STANBUL vardı. Bir şeyler yaratacaktın ^ zevksiz giyiniyonnuş, bilir misibu çorakhkta. Ama ödiyemi E 7.27 Açılış ve program 7.30 niz? Çünkü, renkleri yanlıs görme Artik kayak deyince, hatuTnıza karla yordun iste. E Sabah plâklan 8.00 Haberler hsstalığı varmış. örtülü alabildiğine uzanan bembeyaz 8.15 Şarkı'.ar 8.30 Ünlü soBu çile şehirli dediğınin çi E yamaçlarm gelmesi şart değiL Zira uzım ismi PVC rümuzu ile kısal*** lesi. Köylü, çokluk «söz»=; listler 8.00 Kapanış. Çocuğuna ninni söylemekten u tılan bir maddenin külarmdan örülen halılar da aynı işi yapmakta, 11.57 Açıhş ve program 12.00 ün anlamını bile kavrıyama • ş sanan bir Amerikalı anne, bu işin ka>"pak bir zemin meydana getinnektedir. Yukarıdaki fotoğraf LondraŞarkılar (Gülizar Ersel) 12.30 dan göçüp gidiyor. ~ çaresini bulmuş: Kocasınm elek da, Philbeach Hall'da açılan Kuru Skl Mektebinde alınmiîtır. Burada Ve demokrasi... Koalisyon.. E | öğle melodileri 13.00 Türkütrikli traş makinesini bebeğinin ya istiyenler, bir kış sayfiyesine gitmeden kayakçılığın ana prensiplerinl Partiler... E , ier (Selâhattin Erorhan) 13.15 tagının içine yerleştirmiş. Makine1 Haberler 13.30 Şarkılar (SafiNEYYtRE r öğrenebilmektedirler. Bizim Anadolumuzda da, yaz mevsiminde sanin vızıltısı, ninni yerine geçiyorye Aylâ) 14.00 Konser saati man yığınlarının üzerinde kızak yapan köylü çocuklanna rastlanır. muş. 14.30 Klâsik Türk müziği 15.00 Kapanış. 16.57 Açılış ve program 17.00 Türkü ve oyun havalan 17.20 Esnaf ve sanatkârlar ıaati JANE'İN KIZI 5 17.30 Radyo Erkekler Fasıl Heyeti 18.00 Çeşitli stüdyolardan 18.40 Günün plâklanndan 18.45 Haberler 19.00 Şarkılar TÖN ZEKA4rN! l t (Necdet Cici) 19.30 Olaylar ve yankılan 19.45 Çeşitli müzik 20.15 Şarkılar (Muzaffer Birtan) 20.45 Şundan bundan (Eşref Şefik) 21.00 Viyclonsel sololan 21.15 Eğitim saati 2130 Şarkılar (Sabite Tur Gülerman) 22.00 Hafif müzik 22^0 Ayırı konseri (Brahms «Senfoni») 23.00 Haberler 23.15 Dans müziği ve hafif şarkılar 23.40 Gece melodileri 23.55 Program 24.00 Kapanıs. İSTANBUL İL BADTOSU (3S5 M. • 778 Kc/ı) 17^8 Programlar 18.00 Çeşitli orkestralar 18.45 Sevilen eserler 19^0 Yemek müziği 20.00 Benny Gooclman Orkestrası 20.15 Plâklar arasında 20.45 Müzik albümü 21.00 Tecrübe için, her iki cin.v ten de muayyen ıayıda insan alarak bir yuvaya (köy veya kasabaya) hapsettiniz. Yuvada yiyecek çok azdır ve dolayısıyia daha az sayıda dişiye (anneler) ve daha çok sayıda erkeğe (gıda maddeleri müstahsiü) ihtiyaç vardır. Tecrübe devresinin hitamında gördünüz ki. insanlar böyle bir neticeye ulaçabilmekten ftcizdirler. Tefrik gözetmeden ve iktisadî şartlanna uygun olmıyacak şekilde çoğalmışlardır. Hiç bir ieka etnaresi gösterememe:eri dolayısıyla insan türünün «homo sapiens» seklinde isimlendirilnr.efinin fahiş bir hata olduğu neticesine varan bir tebliğ hazırlayıp, an ve kannca bilginlerir katıldıkları bir ilmi kongrene okııdunuz. Gtnç üvelerin tecrübesirı; hürmet ettikleri yaslı bir ba'ansı olan tlmt Kongre Baskanı, sizin noktai nazarınız karşısmda fikir yürütmek istiyenin bulunup bulunmadığını sordu. Insanîarın mesken inşaatı metodlan üzerinde araştırmalar yapmakta bulunan bir kannca yüksek mühendis 5oz alarak kendisinin de aynı neticeye varmış olması dola DAHA NELER? Genç uşağın iddiası kuru bir lâl gibi anlatırken Cevriye buz gibi tan ibaret değildi, elinde efendisi bir ter döküyor, tiril tiril titriyornin el yazısı ve mührü ile bir kâğıt du. Ve içinden, «meğer biz de kı. vardı, zengin tüccar, menkul ve mi kaldırrmyj, kalkmışız..» dıyorgayrimer.kul bütün serveîini ev du. Nihayet Deli Bekir Ağa deli lâtlığı Deli Bckire bıraktığını yaz lâkabına yakışır müthiş bir kahkamıştı. Kadı efendi hemen bütün ha attı: Türbe Çarşısı esnafını mahkeme Ey esirci Cevriye Hatun! dedı, ye çağırmıştı; bu adamlar, «Rah ben kecdimi yeryüzünde bir esi metünin bu deli Bekiri evlât edin gelmez, kazıklık, çergellik, ayağın diginden haberimiz yoktur» dedi dan asılıp ciğeri ağzmdan söküleler. Hat+â bir kaçı da, «bizden bir cek bir haydut bilirken meğer beni şey gizlemezdi.. Hammal Bekire dahi pençesine geçirecekler varmış acıdığım. bir hoşça cilveli garip be.. Şimdı inkâra mecal yoktur. mahbuptur diye yanına aldığını, Bana getirdiğin kız da. oğlan da ama evlât edinrnek şcyle dursun, ayaklarıma kapanarak itirafta bubilâkis bir gün, «gel demesi kolay, lunmuşlardır. Piyâle ve Şivekâr git demesi güç. şu hamal oğlanın ile beni iğfal edip Yenikapıda bir bakışlannı hiç beğenmem. dediği saraya kaidırmak i.ner imişsiniz.. Müteakiben söz alan an bini biliriz..» demişlerdi. Fakat ma doğru mudur'. yolog, söyle konutu: hut kâğırîı gördüklerinde hiç biri Cevriye. «Aman.. hay.. hay hay» inkâr etmemiş: «Insanların zekâdan tadiyerek düştü bayıldı... Nasıl hamamen müstağni bulundukla Yazı da mühür de merhumun yılmasın ki, on bır yaşında ciaâa nnı ileri sürmek, gerçekleri çıkan ve Dağlar Delisi Osman gibi dur! diye tasdik etmi?lerdi. inkâr olur. Benim müsahedeDârendeH hamal bir kâğıt par bir haydudu zincire vurup inim lerime göre, nasıl karıncaiar ÇESI ile efendisinin bütün mal ve inim inlete n bir adam kendi hasüt ihüyaçları için yaprak bimülkünün üstüne geçip oturuver yatına kasdedenlere neler yapmazti lürüleri yetiştiriyorlarsa, nıiçtı. Hacının dört karısı vardı. dı. Belki de diri diri fırına attırıp insanlar da kendi süt ihtiBekir bunların da en körpesini, karşılarında çubufe içerdi. yaçları için inek sürüleri yehenüz 13 yaşında su zambagı miHatun, şakakları çiçek suyu ile tiştirn«t ktedirler, nasıl kannsali bir Çerkez kızı, gidecek yeri uvularak kendine getinldi. Deli calar gıda maddeleri temini yoktur diye konskta alrkoymuş, Bekir mütebessim, mültefit: için gübreli arazide ziraat yaöbür üçünün de koltuklarına boh Sana dokunmam, korkma... pıyorlarsa, insanlar da aynı çcîarını verip kapı'dışarı ediver. Yoksa seni afağıdaki Osmanı n yametodu kullanmaktadırlar. mişti. nında zinc>re vururdum, karsıma Bunlar birer zekâ işaTeti deAslında ise mahut kâğıt, Hacının i alıp muhabbet ve sohbet etr.ıezdim. ğil de nedir?» Meram'daki bağ evirde uşak Deli I Benden sana ve seriklerine zarar Sizin de bir kannca âiim oBekirin hançeri altında yazılmış, i gelmez. Ama size ve bana düşen larak hazır bulunduğunuz ilyazılıp mühürlendikten bir dakika . de bundan böyle elele vermektir. mi konferans bu minval üzesonra da Hacı Efendi, zeberdest ı Bilır misin ki zamanı evâilde LPVS re devam etti gitti. Daha sonuşağınm pençesinde, baş: bir şilte adındaki kırk haramibaşı Horasan 1 ra söz alan delege'.p; . t a n n . a'îma sokuimak suretiyle boğul padişahı olmuştur ümittir ki bır calar ve arılarmki kadar üsmustu. îşini bitiren alçak delikan gün ben de bu diyarı Ruma padıtün olır.amakla beraber, inlı şüphe uyandıracak en küçük şah olurum ve Senin Forsa Haül sanlann bazı ku;!ar seviyebir iz bırakmamış, ve facia oda AğanırîaVeziriâzam yaparım. Dün sinde sanat eserleri meydana sına girecek olanları rikkate düşü. yada olmaz olmaz... tmdi bana can getirebildikleri üzerinde durrecek bir de sahne tertip etmişti: kulagını ver.. dedi. Cevriye de Deli Bekirin ayakdular. Toplantmın son hatij Yere seccadeyi sermiş ve zengin bi, mesai arkadaçlarını hisleihtiyan üstüne oturtmuştu, efendi larına kapandı: Söyle Ağam.. dedi, bundan rinden si5Trılarak daha tarafgece tehaccüd namazını kılmış, başı sız ve salim bir şekilde düsecdei rahmanda teslimi ruh etmış, böyle ben de senin câriyen, kuluşünmeğe davet etti «Belki ya cümleye böyle ölüm nasip ola de num... nılıyoruzdur, insanlar zeni'.ecekti. Şimdi ben genin Yenikapıda ki ki olabilirler» seklinde toparSonra «oluğu o gece bulunması o saraya gitmek isterim!. layıcı bir konuşma yaptı ve Esirci Cevriye Deli Bekirin yügereken değirmende almıştı. Efençunian ilâve etti: dir.in ölüm haberi değirmene er züne hayran hayran bakıyordu Osadık uşak bir «Şahsî müşahedelerimtesi akş?m gelmişti, Deli Bekir, nun nazarında den edindiğim bilgiye göre, «Ah babacığım.. vah babacığım • kahramandı. Ne yapacağmı, ne söydiye kendİ!=ini yerden yere vur. liyecegini şaşırdı: Gideiim Ağa Hazretleri. diyemuş, mintanının yakasmı, göğsünü tıarçalamış, sonra da solugu Kadı bildi. Efendinin huzurunda alarak gös Forsa Halil Ağa bundan böyterdiği vasiyetname ile evlSt bı le benim oğlum yerindedir. Su raknıada r ö!en hacının ber.degânı kadar yıldanberi öyle bir yigit anı hayretler içinde bırakmıştı. rsrdım. Gökte aradığımı yerrie Kara Hüsam Efendinin namus buldum.. Sen dahi benim dünya kâr, sadık ve vefakâr ujağı Deii ve ihiret kızımsın... Estagfurullah Ağam, ben seBekir buna benzer hayal mah?ulü vakaları zincirleme dizerek esir nin kulun câriyenim... Deli Bekir esirci Cevriyeyi büsci Cevriyeye kendisinı müthiş bir insanlar, sosyal böcek toplucâni, korkunç bir kaatil olarak bütün »aşırttı; hemen mevzuu deluk'srının binlerce milyon gö«termiş idi. Artık bır Karun ha ğiştirip: seneciir alâTneti farikası »ayızinesine sahipti, Istanbula geleli üç Bre Cevriye . dedi, Hint di«alan harb muessesesine sahipsene oluyordu. Şehri şehire muaz rından Istanbula hazine getirir bir tirler.» zam bir batakhane kıırmak için elçı varmış, duydunuz mu?. Bu yaratıkların zekâsı da gelmişti. Bu iş için en uyyeun yer Cevrıye artık yalan, inkâr yolnihayet insanlar gibi mahdut olarak da son zamantarda Akbı lanna sapamazdı: olduğundan, ilmi konferans yıktaki bu Çardaklı konağı seç Duyduk Efendim Ağam.. rterii. yuvalar arasındaki kavgalamişti ve miriye ait olan bu konağı Duydunuz ama senin For«a nn beynin mevcudiyetinin kiralamaya da muvaffak olmuştu. Halil Ağan o hazineyi ele seçirpispatı sayılabileceği tezinin Konağı tutar tutmaz da pençesine mez, am a benim nasihatlarımla ittifakla kabul edümesini mü f heme üç otuzunda Fıtnat Hanım âmil olursa o hazine bizimdir, bilmu n teakip dağıldı. Pultanla bir Kırım şehzadesi olan mış olasınız. tşte şu gunden, şu =sSecâat Giray Han düşmüştü. Şaki atten tezi yoktur, gidip Forsa HaDağlardelisi Osrnana gelmce, dağ lil Ağa oğlumu görrr.ek gerek'ir. larda, derbendlerde gömülü hazi Şimdi benden sana izin var, gıt, neler sahibi bu haydudun îzmit o Halil Ağa oğluma benden selâm taraflarında sıkıştırıldığını öğre. gotür, bu gece ezan ile yatsı ara«ı nen Deli Bekir Derinceje bir ka ben Yenikapı Sarayında olurum yık göndermiş ve haydudu kaçırEsirci Cevriye Çardaklı Konakmak bahanesiyle ağına düşürüp tan nasıl çıktı? Yolda neler düşünÇardaklı konağın mahzeninde zin dü? Ne etrafını görüyor, ne geçtiKonçerto 21.27 Sazların sohcire vurmuştu. ği yolu biliyordu, Yenikapıya ayak beti ve hafif müzik 24.00 KaHacı Ağa buniarı gayet tabil bir alışkanlığı ile gitti. panış. eda ile, dereden tepeden lohbet (Arka«ı var) ANKARA 6.57 Açılış ve günün programlan 7.00 Günaydın 7.20 Hafif müzik 7.30 Haberler 7.45 Bu sabahm sarkılan 8.15 Sabah melodileri 8.45 Sevim Erdi'den şarkılar 9.00 Ev kadınının not defteri 9.45 Türküler 10.00 Kapanış. 11.57 Açılış ve programlar 12.00 Hafif melodiler 12.30 Gül Batu'dan şarkılar 13.00 Haberler 13.15 Küçük konser 13.45 Aliye Akkılıç'tan türküler 14.00 Chris Connor ve Johnny Mathis 14.30 Esen Altan'dan şarkılar 15.00 Kapanış. 18.57 Açılış ve programlar 17.00 încesazdan Hicaz Faslı 17.30 Trafiğe dikkat 17.35 Xavier Cugat Orkestrası 18.00 Sizin için 18.35 Yurttan sesler 19.00 Haberler 19.15 Yaşadığımız günler 19^5 Hafif müzik 19.30 Olaylar ve yankıları 19.45 Süheyl Denizci ve Arkadaşlan 20.00 Çocuklarla başbaşa 20.05 Mediha Fidan' dan «arkılar 20.20 Çeşitli melodiler 20.35 Cevdet Bolvadin' den şarkılar 21.00 Haftanın senfonik konseri 2150 Los Espanoles Topluluğu 22.15 Solmaz Teğmen'den şarkılar 22.45 Haberler 23.00 Gece konseri 23.30 Dans müziği 24.00 Kapanış. Görültücü öğrenciier Şişli'den Hüseyin Tnrgnt yazı. yor: Cumartesi günleri, ıaat 13 den sonra Tünelden kalkan otobüslere binen öğrenciler, öteki yolculan fazlasiyle rahatsız edecek kadar bağırarak konuştuklanndan herkes tarafından ayıplanmaktadırlar. Hele içlerinden bir tanesinin Avusturya Sen Jorj üsesi öğrencilerinden şişmanca ve gözlüklü bir öğrencinin davranışları, bütün ter biye sınırlannı aşmaktadır Gittiği okula göre varlıklı ve iyi bir aileye mensup olması gereken bu öğrenciain otobüste ve umumt yer lerde ne türlü davranması gerektiğinin öğretilmesi, gerek bizler. gerek kendisi için iyi oiur kanaatindeyim. lerin ailelerinin dikkatini önemle çekerim. CEVABIMIZ: Alt alta koymak ftrsatını bulduğumuz bu iki mektup. bugünkü gençliğimizin, parlak bir portresıni çizmektedir. Mektuplarda anlatılanlar, hemen her gün otobüslerde, vapurlarda gözlerimizle gör düğümüz, kulaklarımızla işittiğirniz olaylardır. Hem velilerin, hem okullann dikkatini önemle çekeriz. Teknik Okul öğrencilerinin isteği tstanbnl'dan Coşkun yazıyor: Yıldız Teknik Okulu öğrencilerinden önemli bir kısmımız. Cağaloğlundan okulumuza gidip gelmekteyiz. Buradan geçen 24 numaralı otobüs, seyrek olup, vaktin de geçmemektedir. Geçtiği zamanlar da dolu olduğundan çoğu zaman durmamaktadır. Ayrıca Cağaloğlundan kalkan 56 numaralı otobüsün saati de 7,50 olup bizım için erkendir. Bunun kalkış saatini 8,20 yapmak için bir yıl önce yaptığımız teşebbüse müspet bir cevap almıştık, ama değişen bir şey yok. Her sabah derslerimize bir ıaat geç girmek zorunda kalıyoruz. Sirkeci ve Eminönündeki arkadaşlar da bu durumdadır. CEVABIMIZ: Cagaloğlu ile Esentepe arasında işliyen 56 numaralı otobüs. Esentepedeki Gazeteciler mahallesi sakinlerini işlerine yetiştirecek şekilde ayarlanmıştır. Cagaloğljndan 7,50 de kalkan bu otobüs 8 20 de Esentepeye varmakta ve oradan aldığı yolculan, 9 9,10 arasında işlerine yetiştirmektedir. Bu bakımdan bu hattın bu bıricık otobüsünün saatlerinin değişebıleceğini sanmıyoruz. 1 £. T T tdaresi, ancak bu hatta fazladan bir ikinci otobüs koymakln Teknik Okul öğrencilerinin i^teğını yerin» getirebilir. Resimli Koman: 36 MEL'UN KIZ Çizen: YVES SAYOL Çeviren: Mazhar KÜNT llllllimillllllMIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIfMMlllllIIIIIIMItlllllllllIMII'llllalMIII «Kızını dövmiyen dizini döver!» Mellier tnasasının başına gcçerek çekmeccvi açtı ve iki tabanca çıkardı. ödii patlıvan Rouvenat lordn: Bunlan neden çıkardııı? Hiç jandarmalarT bekliynrum. Ne zanneltîn? Adi bir hırsız gibi, bir kaatil sibi beni yakp.!amalarını mı bekliyecegiın? Gelsinler... Ancak cesedimle karsılasırlar. . llk defa olarak Mellier itiras etmedı Ne? Anlamadım? Kendini mi öldüreceksin? Canım seni kim tevkif etmiye ge ve başını elleri arasına aldı. Ronvenat oda lecek? Gören olmadı ki Peki o alçak dan çiktı, asaŞı indi ve kendini kurt avcısı kızım ne yspacak? Muhakkak ki beni ele Rcnaud'un karşısında buldu. Biçare adaro verecek. Olamaı. Hakkı da yok dcŞil: son derece yorgundu. O da berbat bir gece eecirmiiti. Edmond'uıı son sözlerini tntadostunn nldürdüm. Intikam alacak. Ba na bak Jacques kızım koğabilirsin ama o rak icahını yapmış ve St. İreıı ntelindckı Uisıtları alnuştı... (Arkası var nu bo.şuna tahkir eîme... AtM5xfi Mecidiyeköy'den Irfan Keleplr yazıyor: Şehreminindeki Gureba hastaneline gitmek üzere 7.40 raddelerinde Mecidiyeköyünden geçen ve YENİ TİYATRO: Her flln eaat 18 de ve Curnartesi, Pazar 15.30 da tKTÎDAR, Ber (Un »aat 21 de: HESAPTA BU YOKIU; Tel: 44 04 09 Levent'ten gelen 51 numaralı otobüsa bindim. Otobüs ağzına kadar FATtH TİYATBOİO: Saat 15.30da OÇÜNCÜ SELİM (Temsü gundolu İdi. Otobüsün «ağ tarafında, leri: Cumartesi ve Pazar) Her gün saat 21 de: BtR KATCK DEVRİLDİ T«lefon: 22 01 71 34 ıırayı kız öğrenciler işgal etmekte idi. Otobıiste çıt yoktu. BilKADIKÖY T Î Y A T R O S Ü : Her gece II de ve Cuznartcal Pacar 13.30 da 8ATILIK EV, Telefon: 3« 06 82. dik yolcular, görgü kaidelerine riayet ederek aralarında fısıltı haÜSKÜDAR BÖLÜMÜ: Her gün aast 21 <*• v« Ctunartesi • Pazar linde konuşuyorlardı. Yalnız bu 15.30 da ÇÖPÇATAN. kız öğrenciler, evlerinde ya da kırOPERA (ŞAN StPÎEMASINDAl: Her pereembe u a t »1.15 t e : LA TRAVİATA, Telefon: 48 87 92 da imiş gibi yüksek ve lâubali bir sesle konuşuyor, gülüşüyor, birBÎTE TtYATROSU: PARA İSTEME BENDEN Her ak»am saat birleriyle sakalaşıyorlardı. Bu hal, 21.13 te, Cnmartesi, Pazar hariç hergün tenzilâtlı matine 13 de. bu kız öğrencilerin kafile halinde İSTAKBUL TtYATROSD Pazatesi geceleri hariç her geee ve indikleri Altıncıdaire durağına kaçarşamba, cumartesi. pazar 15 te matine (KÖPEK KIRPICISI) dar sürdü. Lise öğrencisi, kuvvetValnız pazartesi geceleri ve her gün saat 6 de (ŞÖMÎNEDFKt CESET) li bir ihtimal ile Avusturya lisesi KCÇÜK 8AHNE: TAŞHA KIZI Pazartesi Sah Çarşamba; HEPİöğrencisi olmalan lâzım gelen bu •MtZ PARtSTE Perçembe Cuma Cumartesi Pazar, Matlneler 17 de kız öğrencilerin sarfettikleri sözsuareler 21 deair. TeJ: 49 56 52 ler arasında yüz kızartıcı olanlan ORALOCLU TİYATROSU: Pazart»*! dışınd» her gece 21.15 te. da vardı. O saatlerde kızları otorumartesl, Pazar matlne 15 te. ÜYÜYAV PHENİES Tel: 49 49 35. •••••••••••ıllıııııılıllllllllıllllllllllıııııııııı: büsle okula giden bu kız öğrenci
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle