20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OOKT PBOF. NİMBÜS'ün MACERALABI: CUMHURÎYET 8 Kisan 1956 ŞEH1K HVATKOLAJtJ DRAM KISM1: Gizll oturum Saygıiı Yoema; Turkceii: Orhan Akbal, Orhan Veli Kanık; YENİ TİYATRO Halanm Mirası Yazan: Curt Goetz; türkçesi: Türkis Noyan; İSTANBUL BÖLÜMÜ: Hanımlar Terzihanesl (Yazan: Georges Feydeau; türkçesi: Mahmud Yesari). Tehlikelerden tehlike beğen Ölüleri şerle yâdediniz Pek orijinal bir dava Nana'nın fendi Arkada kalan isfim Teehizat tam olmalı birinci sahtfeslnde koskocaman bir Gazetenin bu yaz gazozsuz kalmak tehlikesinde.»başlık: «Şehir Cezayire kaçmldu gibi baslıklar. siyasi toplanh hatiblcrinin yanısıra, kafalanmızın değilse de, gözlerimizin meşgalesi arasına girdi. Fransız polisinin kanaatine göre. çıplak dansöz. reklâm olsun diye. nıuvakkat bir müddet için. kendi kendine ortadan yok olmuştur. İhtimal doğrudur. Buna benzer bir vak'acık da. altı yedi ay evveL benim başımdaii geeti. Hilton otelinin açılmasına gelen sinema artistlerinden biri, durup dururken ve gayet ciddî: tkl gün için benJ bir yere kapatır mısın? demişli. Keııdisini eskiden tanıdığım için. hâlâ, bekâr oldugumu zannettiğini düsündüm. Tereddüdümden, o da bunu anlamı> olmalı ki: Öyle değil. diye devam etti, nereye gittiğimi kimse bilmez. polis de bulamaz, gazeteler yazar, sotıra ben çıkar jrelirim. O artisti İzmire, Efes lıarabelerine gönderip renkli resimlerini çektirmek suretile idare ettikti. Ma»mafih. eğer Fransız polisinin tahmini doğru çıkarsa. Amerikalı güzel artistiıı İstanbulda yapamadığını. bizinı Nana Pariste yapmağa muvaffak olmus demektir. Aferin ona. *** KÜÇÜK SAHNE SEVGİLİ GÖLGE (Lombre Cnere) Yazan: Jacques Deval: Çeviren Mebrure Alevok. Nereye gidîyorsıuıuz? Bato'ya! Yazan: Burhan FELEK S alahaddin ile Sabahaddin kardeş değil. arkadaj idiler; ama kardeşten Ueri idiler. Günün birinde bir fırsat çıktı. Turizm Kurumunun bir ucuz seyahat prograrmnı okudular. Ağabey be! Gidelim ju meret memlekete. Bunu Sabahaddin söyledi. Sabahaddin sinema yıldızlarının resiralerini yatak odasımn duvarına mıhlayanlardandı. Çocuğun en büyük merakı eldiven giymekti; ama, nerede ğördü ise sağ elini çıplak tutar, onun eldiveniıü, sol eline alırdı. Bu hale girdi mi keyfine payan yoktu. Kendini böyle tek eli eldivenli olarak çok asil sanırdı. Mektebde iken fransızca okuyamamiîü. Fiillere, hele sözlerin bu dilde dijili erkekli o luşuna bir türlü aklı ermemiştl. Iiseye kadar çıkamadığı orta okulda arkadaşlarma: İnek dişidir anhyorum ama »ka lem» neden dişi de «hokka» erkek oluyor. «Güneş» neden disi de «ay» erkek.. aklım ermiyor, diye derd yanardı. Bu yüzden de döndü. Döndü.. ba§ı döndü. Mektebi bıraktı. Bir elektrikçinin yanına çıraklığa verdiler. Bir gün ccreyana kapıldı. Az kalsın ölecekti. AnneEİ: İstemem. Bir tek evlâdım var. Onu da alettirik alacak, dedi. Oradan da çıktı. tstanbulun meşhur bir şekercisinin fabrikasına girdi çıktı hesabını tutsun diye kâtib verdiler. Bir kaç ay kadar çalıjtı. Sonra fazla şeker yemekten midesi bozuldu. Has talandı. Oradan da çıktı. Bir tiyatroya bilet koçanı saymak ijile girdi. Bir demet bilet kayboldu. Sabahaddınin üstüııe attılar. Saf çocuk derdini kimseye anlatamadı, oradan da uğrattüar. Ne ise askerliğini yaptı. Terhisten sonra enistesinin kamyon işine kâtib olarak aldılar. O i?i becerdi. Nekliyatçılığı öğrendi. Eline bir kaç para geçmeğe başladı.. para biriktirdi. Kendi hesabına bir kamyon aldı. onunla geçinmeğe ba?ladı. Işte biz onu bu halde bulduk. Teyrem «bana bir kustüyü yasükla bir yumuşak battaniye getirin» demedi miydi? Ben farkında değilim. Sen de vardın yahu! Yoktum... Haa! Haklısın.. Hüsnü amcam vardı.. Kadın rica etti. «Nolur! Bana kuştüyü bir yastık getirin. Buradakiler tavukçu tüyü.. Hep diken diken adama batıyor. Battaniyeler de vüzümü dalıyor.» dedi. Ben de söz verdim... Aptal.. neden önce düjünmedin. Şimdi tren kalkacak. Beş dakkada alırız. I Ben mesuliyet kabul etmem. Sen çıkarsan. çık! Ama yann vapur Marsilyadan kalkacak. Öyle ise Marsilyadan alınz. Yarın pazar, dükkânlar kapa hdır. Yolculuk Sabahaddinin şaşmssı, Vah vah vah! Gördün mü? Salâhaddinin uğrajması ile geçti. O Kuzum, paran var mı? tellerde sıkıntı çektiler.. yollarda Beş yüz frank 0 kadar var. yanlışlıklara uğradılar.. ama gezdi Ulan deli misin Beş yüz frangs ler, tozdular... En son merhale olan battaniye alınır mı? Pariste üç gün kaldılar. Sabahaddin Sabahaddin boynunu büktü.. köşe Konkord meydanındaki dikili tajı ye büzüldü, oturdu... görünce... Tren kalktı... Bir kaç saat sonra Ağabey bunun da tohumunu bi Dijon'a geldiler. Tren durdu. Az son zim Sultanahmeddekinden mi almij ra bir takım adamların rıhtımda ufak lar? diye tuhaflık bile etti. kıt'ada yastıklar sattıklanm görer Son günlerde paralan bitmişti. Sabahaddin: Eifel kulesine çıkmak lâzım geldi. Ağabey, ağabey! Bak nedir on Asansör biletini epeyce pahalı gördü lar? ler. Salâhaddin adaıru çağırdı.. Tran Merdiveni yok mu? diye sor sızca: dular... Kaça? diye sordu... Fransular güldüler: Yirmi beş frank.. Döndü Sabs Var... Buyurun |U tarafta.. haddine: Birinci kata kadar çıktılar.. Salâ Yirmi beş frankmiî... haddin: Aman ağabey Alalım altı la Ben burada kalacagım, dedi. ne.. ne eder, yüz elli frank. Sabahaddin: Altı tane aldılar, parayı verdiler. Ben çıkanm.. dedi Ve yoluna Arkadan başka birisinin battaniye sat devam etti.. tığı görülüyordu. İki saat sonra tepede yorgunluktan Ona da sordular: uyumus halde buldular. Uyandı, diz Elli frank.. dedi. leri tutnıuyordu. Asansöre bedavaİki de battaniye aldılar.. parayı koydular. Aşağı indirdiler.. Salâhad verdiler . Salâhaddin... din: Gece yatarız bunlann üstüne. Ulan »ptallığın manası var mı? battaniyeleri de çekeriz sırtımıza.. Yok. ağabey.. ben yeni yeni göBaktın ki.. çıkamıyorsun iön geri. Ağabey.. çıktığım kadar da ine rürmek isterim. Hatırın gönıün kalceğim yerde o kadar daha çıkarım.. jmasın. Istersen sen de aL. dedi. Sadedim. Oldu bir kere. Kasıklarım lâhaddin ısrar etmedi. Tren kalktı. Geceyi çok fena geöyle agrıyor ki... Bir defasında da metroda yeraltı çirdiler. Başkaları da geldi kompartımana.. Uzanacak değil oturacak yer güç bulunuyordu. Nihayet 12 saatlik yolculuktan sonra Marsilyaya vardılar. Uuku sersemi bir hamal çağırdılar, valizlerini verdiler. Herif uzaklaşırken seslendiler... Yastıkları. battaniyeleri de verdiler. Hamal şaşaladı. Vapura bindiler.. Sabahaddin memnundu... Hayat be ağabey, hayat! Şu vapura bak be!. Yaşasın vallahi... Ha, ağabey... Ayakyolunda bir sapa basacak oldum.. az kalsın helâyı su basıyordu. Kedir 0? Sifon. sifon... Çömleği temizlemek için.. Sen bilir bilmez yerlere el sürme... Ama öğrenmeli değil miyim? Ben sana öğretirim. Aman ağabey.. Öyle ise şu duşa girelim.. ben evden çıkarken yıkanamadım. Patlama yahu! Daha Ahırkapıdan uzaklaşmadan ne oluyorsun? Aptessiz yola çıkmak uğursuzluktur derler de... Hele biraz gidelim de.. Ben «ana gösteririm duşu... ! I I Telâşlanmaym.. efendi bilâder. Ne bileyim ben. Avrupa jurada burnumuzun di Kimi aroorsunuz? dedi. binde.. Amerika denizaşın.. Aman kardeşim. Kurban olayım. Yani meselâ Adalar gibi mi? Ben arkadaşı kaybettim. Oteli yalnız Evet ama daha uzak... bulamam. Tabii uzak olacak. Artık orasını Ne olur canım.. korkmaym! biliriz. O kadsr da enayi değiliz. Burda adam kayboloor? Atma!. Söyle bakayım. Mısır Kaybolmaz ama kardeşim. Biz Avropapda mı. Amerikada mı? bu gece fıareket ediyoruz. Treni ka Or.u bilmiyecek ne var ağabey.. çırdım mı ben hapı yutarım. Ne ise. Pariste çahşmakta olan bir Mısır Aferikada. K=y diliri eşek arısı sokfun.. Af Ermen hemşeri Sabahaddini Klisi taraflanndaki oteline kadar götürdürika desene şuna! Benim dilim dönmez de, Aferi Salâhaddin de biraz sonra döndü. Ulan başıma belâ oldun be! Neka derim. Bir defa bu yüzden İzzet Bey bana iki tesoil vermişti.. Ama dir bu aptallığın.. ne diye arkamdan gelmedin? dOzeltemedim gene.. İlânı okuyunca Salâhaddine baş Aman ağabey.. ölüyordum valvurdu. lahi korkudan. Allah razı olsun o Ağabsy gidelim be! Nolursun Ermeni imdadıma yetişti. Yoksa ben Polisler birbirlerine baktılar.. gidelim.. hapı yuttumdu. Ne memleketler icad ettiler.. di Benim param yok kuzum. Neden dikkat etmedin? ye de dünyanm siyasî haritasmı çi Ağabey ben sana borç para bu Bir kadın vardı da . Fistanı zenleri ayıbladılar. Halbuki bizimlur"um. vücuduna çok yapışmıştı. Bu kadın kiler Kadıköylü olduğu için Salâhad Akılbya bak!. Borç para ben de terlemez mi? diye bakarken gözüm din, kasabanın aklmda kalmış olan bulurum. dalmış. Bir de baktım ki.. sen ortalar çok eski ismini vermişti.. Polise özür Dedi ama Salâhaddinin de aklı da yoksun! Başladım feryada... dilediler... Karakoldan çıkarken Saysttı. Seyahat çok avantajlı idi. Rezil olduk be!. bahaddin: O zamankr az buçuk döviz de veri Korkma ağabey.. beni soranlara.. Tuh be! Hem iki yüz elli frank yorlardı. Sabahaddin biriktirdiği 1000 Aferikalıyım. dedim.. paramız boşa gitt. Keşke üstünde yalirayı bu işe koydu. Salâhaddin de Miskin herif.. taydık.. canım yanmazdı.. diye hao sırada bir otomobil işi yaparak 800 O akşam trene bindiler. Tabil ikin j yıflandı. lira komisyon kıvırdı. Gittiler. İkinci ci mevki.. bütün diğer yolcular da Vapura binmeden evvel Sabahadmevki iki kişilik bir kamara tuttu yerleştiler... Bizmkiler. ötekilerden din: lar. ayn br kompartımsna düşmüşlerdi. Salâhaddin ağabey.. Sana bir şey Sevahat yaı mevsiminde olduğu Tam bu sırada Sabahaddln: rica edeceğim.. Sakın bu hikâyeyi için hafif givindiler. Hafif valizler al Eyvah, dedi.. tuh! Nasıl da unut vapurda pasaparnla etme! Sonra âlem dılar. Zaten ne alabilirlerdi ki... tuk... alay eder,, dedi. Filvaki Salâhaddin Sabahsddin san pekan taklidi el N» o? Bir sey ml unuttun? vapurda kimseye söylemedj ama İsjjdivenlerini almayı unutmadı. Yahu! Hatırlamıyor musun? tanbulda rastgelene anlattı. Bunlar nereye gidecek? diye sordu... Sabahaddin. tektük bildiği fransızca kelimelerden birini kullanarak: Batoya, Batoya! diye vapura gideceğini anlattı. Herif dik dik baktıktan sonra, eşyaları, yastıkları ve Salâhaddin öyle değildi. Biraz Gabattaniyeleri elarabasına yükledi... latasarayda okumuş olduğundan kıHem sürüyor. hem etrafına bakıyorrık dökük fransızca konuşurdu. Yadu. Nihayet bir polis gördü, ona işabancı seyyahlara halı, bakır çakır ret etti. Bizim çocuklar da arabanın eibi şeyler.eline geçerse antikalar satardı. Hattâ yeni mücedded antika treni birbirlerini kaybettiler... Ope arkasında idiler. Polis yaklaştı. Halar yapan birile de ortak olduğu için ra istasyonuna inmişlerdi. Orası biraz mal bir şeyler söyledi. Memur biFatih zamanma aid bakır ve pirinç | kalabahk bir yer... Sabahaddin halk zimkileri aldı. istasyonun polis karakoluna götürdü... Sordular: mangal, güğüm, bakraç, şamdan gibi arasmda Salâhaddini kaybedin.e Demiryolunun yastıklarını nereşeyler yaptırıp sattığı olurdu. Bu başladı bağırmağa... ye götürüyorsunuz? Salâhaddin. suarada kullarulmi} otomobil, sintma Salâhaddin ağabey.. Salâhaddin i ali Sabahaddine tercüme etti. Çünkü makinesi ve fotograf gibi avadanlık ağabey... yastıkların sahibi o idi. sattığı da olurdu. Bunları yapabilen Herkes gülüyordu... Sabahaddinin Sabahaddin: bir adama lâzım olduğu kadar açık aldırdığı yok.. bağınyor. Neden Demiryolunun oluyormuş gözdü. Salâhaddin ağabey... Neredesin yahu!. Sen de gördün. Biz bunları Bu iki çocuk her gün buluşurlar. istasyondaki adamdan psra ile aldık. Ya beraber sinemaya giderler, ya bir be?. Salâhaddin: dedi. Salâhaddin tercüme etti. kahvede otururlar.. maçlan birlikte Peşimi bırakroa! diye tenbih etSabahaddin bir taraftan: seyredfrler. birbirlerinden ayrılmaz Söylesene! Teyzeme hediye gölardı. İşte Turizm Kurumunun seya tiği için kalabahk halk arasında gihati ilân edildiği zaman bu iki arka deceği istikameti levhalarla tayin e türüyorum. Ticaret için değil. derek ilerlerken Sabahaddin geliyor Salâhaddin onu da tercüme etti. daş bu durumda idiler. Sabahaddinin bütün merskı bir kere mu diye arkasma bakmamışü. Bine Polisler gülmeğe başladılar.. ve Sacekleri trenin peronuna geldiği za lâhaddine: Türkiyeden dışarı çıkmaktı. man gördü ki Sabahaddin yok. O yasüklarla, battaniyeler ge Ağabey.. Ah 5u Avrupaya bir Hay Allah cezasını versin. aptal 'ceyi trende geçireceklere kiralandığıgitsem.. ağabey! Avrupa da Amerikaherif! diye geri döndü. Geldiği yolu ru bilmiyor musunuz? Yolcular sadan uzak mı? Ulan sen ortamektebde okuma tersine tekrarlıyordu. Gelgelelim.. bahleyin kompartımanı terkederken Sabahaddinden eser yok. Çünkü ba bunları bırakırlar. Siz nerelisiniz? dın mı? Salâhaddinin aklına geldi: birisi yanına sokuidu. Okuduk ağabey ama muharebe ğırırken Biz Halkidonyalıyız, dedi. ler oldu.. belki hududlar değismistir. Türkçe: Çünkü şi$elere kapsül bulunamıyormuş. Gazozculannıız yerli kapsüllerle işi idare edeceklermiş ama. o imalâtlıaneler de lüzumlu teneke ve mantan dışarıdan getirtfmiyorlarmış. \e, böylece, buyurun size yenl bir mesele. Mesele de lâf mı. başlıbaşma bir tehlike, bir felâket. bir âfct: Gazozsuzluk âfeti. Zannedersiniz ki, vatandaşın sıhhati için mutlaka bulunması icab eden bir gıda maddesi, yahud. ölmemek için alınması zarurî bir ilâç. Hayır. Hiçbiri değil. Gazoz bu. Doğru dürüst susuzluğu bile eidermez. Daha ziyade çoluk çocuğun eğlence Eski asırlardanberi Türk kadınla ı da bu sırada taammüme başlamıs vasıtası. Biz çocukken hllyell şiselerde satıhrdı. İcmek için değ)l de. şişeyi kınp. ağzındaki bilye ile oynamak rının kıyafetleri güzel ve zarifti. Sı ü (2). İstanbul hanımlarmın ferace için alırdık. ] nıflarına göre pek süslü olan ev kı i ve yaşmak giymekteki ısrarları ve bu Ba'an düşünüjorum da. sevimli Adnan Menderesin ! yafetlerine mukabil sokakta sade gi yüzden çıkan hâdiseler üzerine II. galiba hakkı var. Galiba. sahiden refah içindeyiz. j Abdülhamid, Serasker Gazi Osman yinirlerdi. Çok şiikür. baksanıza. gazozsuzluğun dahi tehlikeFerace ve yasrnaktan ibaret olan Paşadan Zaptiye Nezaretine salâbetli addedüdiği bir devre eriştik. bu sokak kıyafetleri kadınlan birer j bir zatın getirilmesini istemiş ve *** umacı haline lokmaz, bilâkis onlara i Serasker de buraya yaşlı. itimada yollarını ve etraflarını rahatça gör ! şayan Hafız Paşa adında bir zatı ta ölüleri şerle yâdediniz mek imkânını verirdi. yin etmişti. Hafız Paşa. nizamları, 15, 16. asırlarda İstanbul kadınları kimsenin gönlünü kırmadan tatbik JIAıilevefta Stalin Yoldaşın başına geienleri okuyor uzun etekli, uzun kollu feraceler gi etmeğe başlamış. İstanbulda bu yüz " • musunuz? Meğer bu kızıl lider. vatan haini inıtşArkada kalan istim yerler, başlarına kenarları islemeli den sevilmiş, ferace ve yaşmak da alçak adanımış. korkakmış, kalleşmiş, asker kaçağı imiş, velhasıl. bir sürü mıs mıs da, mıs mıs.. 1bir örrü koyarlardı. Bazan bu örtu azalmaya başlamıştı. Artık sokak pvoprusunu isterseniz, ben işi çoktan hallolundu bitti Bizim bildiğimiz, eski diktatörlüklerde . ayım.ık bir lerin üstüne icabında buruna kadar kıyafetleri çarşafa inkılâb etmiş bu"^ zannediyordum. Meğer meşhur •elektrikli tren belâ idi. Kimiıı kiminle dost olduğunu kimse bılmezdi. muammflsi» devam cdiyormuş. indirilebilen birer peçe taktıklan da lunuyor. Ferace ve yaşmak yalnız Mese'â. Hıtler yakın arkada$ı Röm'ü kendi elüe oHiürolurdu. lîir Fransi7 şirketinin yaptığı trenler bir türlü islikayıklar ve arabalarda giyiliyordü. Mııssnliııı. damadı Kont Ciano'yu idam ettırdi yemediği için. hakem sıfatile. İtalyadan ve Almanyadan Bu baş tuvaletleri 17. asırdan itiba du (3). Atılaşıiıyor ki, şimdiki diktatörlüklerde, yasmak nıütehassıslar getiriimis. Bunlar uzun müddettenberl ren yaşmak sekline girmis, kadın Çarşaf İstanbula Suriye ve Iraktan kadar, eceli mev'udile, ölmek de bir derd. Lşte bedtetkiklerrfe bulunur. dururlarmış. yüzleri biraz daha kapatılmıştı. Yas gelmişti. İlk çarşaf (car) denilen etebaht Slalın'in akıbeti. Nihayet heklenen raporu hazırlayıp vermişler Varmak beyaz gaz bezinden bir baş ör ği yakasma merbut olan çarşaflardı. Adan. hayatı boyunca. bir Moskof sefi olarak. diıdıkl.irı ııetice Mevrud elektrik tâkati bu rrenlerin istüsüydü. Aynı kumaştsn burun üs Bunların üstüne Bürgü isminde yal ginleıi elinde tuttu. Milii matemler içinde öldü, renazesi leme*i'ıe kâfi değildir. 1 tüne kadar bir örtü daha konulur, nız gözleri meydanda gösteren pe ıııillî mcrasimlerle kaldınldı. Gordiınüz mü. açılan esrar perdesinin arkasmdakl jbu suretle yalnız gözler meydanda çeler konurdu. Bu daha ziyade orta Geleelelim. ne cibilliyetsiz bir herif olduğu •taakıl ermr7 hakiknti? Tevekkeli değil. neredeyse scnesl j kalırdı. Gene bu asırda beyaz baş ve fakir smıf kadmların kıyifeti idi. rih bu ya!ı ancak şimdi şimdi meydana çıkıyor. oluyor. ray» bakarız tamam. teli yoklarız mükemmel, I örtüleri üstüne, siyah bir peçe kul Cardan sonra pelerinli çarşaflar giHâdisenin Rusyadaki akisleri bilinmez. Fakat bu ittekerleklev yağlı. lokomntifler aliyülâlâ, dlrekler sağ! lanıldığı da olur ve bu peçe daha yilmeğe başlanmıştı. Bunlarda etek hamlar. po>. bıyıklı ihtiyan bize, bayağ, sevimli röslam. ama. hınzır tren bir türlü işlemez. i ziyade erkek meclislerinde yüze in ve pelerin ayrı ayn idi. Bunların da ternıese başladı. Gel mütehassıs, git mütehassıs. komisyon. içtima, dirilirdi (1). kollan vardı. Orta halliler. ihtiyar*** tetklk. tnlıkik. en sonda. lşte hakikat: Cereyan kâfl lar tarafından giyilen çarşaflar (tor18. asırda Igtanbul kadınları pek şık feraceler giymeğe ve başlanna ba çarşaf) ismini alırdı. Bunların e Pek orijinal bir dava F.\Teiâ kravat ahp. sonra o kravata uygun elbiıe (kefere avratlanru taklid ederek aca tekleri gayet bol ve ayaklara kadar japtıran adamlara döndük. merikaya «garabetler diyan» derler ama, hiç şüphe yib şekiller vermeye) başlamışlardı. uzundu. Ve etekler uçkurla bağlaAnlaşılaıı. treni işletebilmek için, şimdi, yeni bir yok, birçok bakımlardaıı. Türkiye. Yeni Dünyadan Bu yakalan geniş, önleri açık fera nırdı. Pelerinler de el üstlerine kaclcktrk fabrika«ı kurmak lâzım gelecek. celer ve türlü baş tuvaletleri yüzün dar inerdi. Bu çarşafların yüz kıs ileridedir. Hafta içinde bunun çiçeği burnunda bir mlsalile karşılaştık. den sıkı tedbirler aünır, böyle gi mına dört köşe, siyah ve sık delikli Beyoğlıı sokaklarında. daimi olarak, bir sürü muTeehizat tam olmalı yimlerin men'ine çalışılırdı. 1722 de bir peçe konulurdu. Bu sokak kıyahahbet tellâlı (Refi Cevad Ulunay üstadımızın tâbirini | çıkarılan bir hükümde (bazı yara feti İstanbulun asırlardır görmediği kullanmağa bizim terbiyemiz müsaid değildir) işbaşınK.fi. İstanbulu tefrl^ için bir helikopter ^sriyormu^ maz kadmların sokaklarda halkı id ve tanımadığı yeni bir kıyafetti. da bulunuı. Ahlâk zabıtası. bunlarla mücadele edecek. Ona binecek de. şehri yukandan görecek. Yüksek sınıfa mensub hanımlar. Faknt kanunda. nizamda. maddede kâfi sarahat yok. lâl maksadile süslenip gezmelerO Bu İstanbul şehrinin teftiş işi başlıbaşına bir tpe»etenkid olunuyor ve 'büyük yakalı gene kızlar çarşafta da zarif modalar Ne yapsınlar? Tutmuşlar. adamlan veya kadınları ledir. Öyle. yalnız bir tek hellkoptcrle filân olmaz. feraceler, üç değermiden yalnız ye ortaya koymuşlardı. Pelerinler dir «fıızuli caddr Ugali» nden dolayı yakalayıp ceza kesMeselâ. uskumru ve palamut vaziyetlerini tetkik meniler, kalın şerîdli elbiseler) me seklere kadar kısalmış. eteKİer ım misler. llani. işportacılar filân gibi. için lıiı denizaltı. yerin dibine doğru yükselen (!) insaanediliyordu. Böyle sokağa çıkanların pir. yandan yırtmaçlı. şalvar üslubŞimdi. muhabbet tellâilan. kendilerinden haksız tı nKihallindr görmek İçin köstehekimsl bir âlet. Elmaferace vakalan ve serpuşları yol üs larında dikilmeğe başlanmıştı. Pe yere ceza aldığı için. ahlâk zabıtasını nıahkemeye verda£ı ve Tcrkos bendlerinde kullanılmak üzere hlr takım ründe yırtılacak ve bu harekette ıs çeler de ince tüller halin» gelmiş, ba mişler. dalgır elhiüesi. acele vak'alarda şehrln muayyen Mr rar edecekler olursa, îstanbuldan sü zan iki ince tülden biri baş üstüne İstcr misiniz. bir de davayı kazansınlar da, beledinnkliüiııa yetisebilmek için. yılan fribi yiirüyen husust kaldırılıp, diğeri yüze indirilir ol yedcn paralan çatır ratır geri alsınlar. rüleceklerdi. lip b!r otomobil. velhâsil bunlara benzer daha bir rok İste o zaman, 140 milyon Amerikahnın. ömürlerinteciıiz.it lâzımdır. Fakat bu emirler hayatın akışına muştu. Son devirleri ise tül. başın de bclki de ilk dcfa, ağızlan hir karış açık kalır. \oksa Vali ne yapsın? karşı koyamamış, kadınlar yaşadık bir süsünü teskil ediyordu. *** tşte görüyorsunuz. koca şehir bir türlü, mües«ir bir Asırlarca İstanbul kadmlannın lan devirlerin modalarından. veni teftis edllemiyor. kıyafetlerinden vazgeçememişlerdi yüzlerini (billur yaşmak) lar arka Nana'nın fendi sından seyredenler. siyah peçelerden Avrupayla temasın arttığı ve garb 3 âdetlerinin, usullerinin memlekele rahatsız olmuslar ve bu çarşaf peçe denberi. gazetelerimizin bas «edirlerinde yer alıdaha geniş ölçüde girdiği 19. asırda kıyafetine karşı (Rüyundan at nikabı Görsünler yor. Nana kayboldu.. «Nana intihar mı etti?» "Nana kıyafetlerde süratli defişiklikler olâfitabı) muş. şalvann yerini üç peşli entariler almış. feraceler de türlü kesim şarkısını çıkarmışlardı. ACI BİR KAYIB Çarşaflar kumaşlanna göre de dolerde biçilip, ağır harçlarla dikilmeğe başlamıştı. İstanbulda zengin hanım kuma çarşaf ipekli çarşaf diye isim Vüzeradan Abdürrahman Samı Pasa mektebTefî muaLhafidi, e«ki lar peşli feraceler giyinip, billur lendilirdi. Torba carşaflgr daha zîyaîimlerinden yaşmak tutunurlar. orta smıf ve fa de dokumadan yapılırdı. Vücııdleri ve yiizü saklıyan bu si kir kadınlar da top yaşmaklar kulMEHMED ZİYAEDDİN yah çarşaflar altmda bazı gizii teşeblanırlardı. KOCAMEMİ büslere de girisiürdi. V. Muradı tekFakat feracelerin ve yaşmakların rar tahta çıkarmak istiyenier. iki erHakkın rahmetine kavusmuştur. Cena7esi dünkü c u m a n n ! günü ikindi fazla modaya uydurulması. ve o vak keğe çarşaf givdirip CıraŞan Sarayıvakti ehibba ve dostları tarafından te göre (açık, saçık) hissi veren kı na göndermişlerdi. Bunlar tevkif ekaldırıiarak naınazı Valide Camiinde yafetlere girilmesi üzerine 1870 yı dilmis ve bundan sonra da çarşafa eda edildikten sonra Merkezefendi ail« lında yeni bir nizam konulmuş (ince ka>sı bir vehim uyanmıştı. kabristanma defnediimiştir. Allah rahyaşmak kullanmak ve açık renk fePariste. Londrada basılan Jonrürkv jı a^ıııoii n. uııaJUlldri v e atytJl rcllH. I c ~ ' " " " vcıouaıı » vjıll U r f I rfit\ eylesin. nesriv race giymek meni olunmuştu. Bu şea t ı da İstanbula. Selânığe, mtm leketin diser yerlerine giz'ice soku kilde sokakta görülenlerin feracel.'rinin yakası yırtılacak ve sahibinin ba lur ve bunlar ekseriya kadmlar ta rafından çarşaf altmda gizlenerek şına geçirilecekti. bazi pvlere dağıtıiırdı. Bu emir üzerine Zaptiye Nezareti II. Mesnıtivete kadar saray kadınaçık renk ve kısa ferace giyen ha ları arabalaria dışarı çıktıkça daima nımların sokak ortalarında feracele yasmak. ferace giyerlerdi. Mesruri rini yırttırmaya baslamış ve bu yüz i yetin ilânından sonra çarşaf sarsva den bazı hâdiseler de çıkmıştı. Bu j da eirmiş ve sultanlar. saraya menhâdiseler münasebetile halk arasında, | sub kadınlar sehre çarşafla çıkar rlSefer her 15 günde bir tekrarlanacaktır. (Feracemin al yakast teftişler muslardır. Yalnız bayramlarda. hü Korent kanalmdan geçen hat, seferi vurdu makası) kümdarların resmi kabullerinde ?on diye bir şarkı da söylenir olmuştu. zamamlara kadar saraym resmî ka y mî ka kısaltmaktadır. Bu sıkı tedbirlere rağm^n ferace ve dm kıyafeti gene yaşmak ve ferace yaşmak zarafeti devam ediyar, ara idi. balarda. kayıklarda nice şık hanım<V I. Ahmed albümündeki tninyaI lar, erkek gönüllerini yerinden oynai tıp duruyordu. Bu devirde bu zarif tür Basdad köskü kürübhanesi nıımara 408. hanımlara söylenmiş şarkılardan bi1 <Yı Sermed Muhtar Alus, Resimii ri de: (İskelede hazır kayık İnce yaf Tarih mecmuasmın 5 inci "ildindoVi \ i makla bu cuma seyre çık Pembe makalesinde yaşmak ve pecenin 1SP9 (3942) tarihli bir irade ile şehirlilere ya=?V martinden ferace pek de fik Zne edilip yalnız sarav kadınlarma inhiSOLDAN SAĞA: I yaşmakla bu cuma teyre çık,) sar sar ertirildiği ve tstanbulda carsp.fm 1 Ses ve »az sanatkârları için eser kısıydı. hazır'.ıyan. 2 Belirtiler (eski usul bu tarihten itibaren görülmege ba çoŞuH. bir edat. 3 Eski YunanistanII. Abdülhamidin cülusunun ilk landışını yazmaktadır. daki musiki âletlerinden, elbisede kaç yıllarında kadın kıyafetleri hakkınMuhterem Efdaleddin Tekinedüğme varsa bundan da o kadar lâzımda yeni nizamlar konulmu; ve çarşaf rin verdiği notlardan. Çarşafa dair Yazan: Halfik Y. Şehsuv^roğlu A F Ç" ADRİYATİK Hatfı 24 Mayısta Açılıyor | u u ( İstanbul Izmir Pire Brindizi | Venedik Riyeka Trieste | BULMAC 1 1 1 1 Orta Avrupa Memleketlerine En Kısa Yol 1 1111I 1 , 1 «1 1 1 1 1 1 1 III 1 1 • IBIPI 11 1 1 I 1 1 1 II 1 »I 1 1 II III 1 p İSTANBUL 9 NUan Programa PAVYONIÎNDA « itibaren her ilâveten : 1956 tarihinden ı DokumaCf Kadın Işoi Aranıyor I •o J Adre: Fatih. Fatih Tiirbeç, =okak No:: 4 8 fîiııı II"*?B nıiiTr uım*mı ınitu ııııtuif ıis. PAZARTESt AKŞAMLARI Kiralık Depo Aranıyor SÜLUKULE EKİPİNİ görünüz 1 Tercihan Yenişehir, Kasımpaşa, Azapkapı veva Unkaüanı varmda 300 400 m2 lik bir depo aranıvor. Telefon: 44 59 40 veya Galata PJtC. 852 ye müracaatları. dır. 4 Çalısılıp meydana konulmu? isler (eski usi!İ çoğul). sürpriz şeklinI de . 5 Tersi bir çogul takısıdır. 6 Çevrilince «raradan su sızmaz» şekildeki durumu gösteren mürekkeb kelime meydana çıkar. 7 Zaman ölçen âletin yansı. fazla büyükçe (iki kelimel. 8 Saksıda yetiştirilen süs bitkilerden. bazı kadmlara yakışır baci zılannın da gülünç olînalarına sebebiyft vprir. ADRES: Beyoğlu. KARACA Tiyatrosu altmda. ŞEHİR TİYATROSU DRAM KISMI YÖİBUGİİNKÜ PROGRAM ANKAKA 7.2S Açıhş ve program 7.30 Türküler ve şarkılar (Pl.) 800 Hafif melodiler (Pl.) 8.30 Haberler 8.45 10.4.956 salı akşamından itibaren Türk müziği istekleri (Pl.) 9 15 Batı müziği istekleri (Pl.) 9.45 Saz eserItri 10.00 Kadın saati 10,15 Çe 10 30 Melodi kervanı 11.00 Belediye 3 1 5 6 7 8 Sidli Türk müziği: Hazırhyan: Necdeı Konservatuarı Konseri 13.00 TüHn Varol 10.45 Serbest saat 11.00 Er Kormandan şarkılar 13.30 Fevzi As (You Touched Me) doğan Çaplı ve sihirli kemanlar 11.30 langilden saz eserleri 13.45 Haberler İstanbul sanatkârlarmdan şarkılar 14.00 Tatil günü me'.odileri 14 30 Piy.es 6 Tablo 12 00 Fransız yıldızları söylüyor (Pl.) Şcrkılar (Pl.) 15.00 Dans ve caz müYazan: « 12.30 Yurddan « s l e r : Muzaffer Sarı ziği 15.30 Pazar konseri 16.15 Tennessee Çeviren: sözen idaresinde 12.55 Serbest saat Avni Atun ve arkadaşları fasıl heyetî Donald Windham Sadık Balkan 13.00 Haberler 13.15 Jumpin Jacks 16.45 Ooera ve operetlerden 1" 15 (Pl.) 13.30 Percy Faith orkestrası Pazar akşamı için melodiler İS 00 Sahneye koyan ve dekor (Pl.) 14.00 Grieg: Lâ minör pıyano İrfan Doğrusözden şarkılar 18 30 Max Meinecke koncertosu (Pl.) 14.30 Film melodi Dans müziği 19.00 Muallâ Mukadder Müzik Aranjmanı: Mehmed Abut leri (Pl.) 15.00 Sadi Hoşsesten divan, Atakandar şarkılar 19.30 Saz eser a> T semai v e koşmalar 15.30 Popüler leri 19.45 Haberler 20.00 Saksofomelodiler (Pl.) 16.00 Kapanış. nist Nihad Erengin 2015 Radyo ^IIIIIIIIIIIIIIHUMIIIIIItllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll^ Gazetesi 20.30 Üniverâite korosu I Saym Maarif Vekili Prof. Ahmed Özel § 21 00 Tarihimizde bu hafta 21.10 Mu16.58 Açılıs Te program 17.00 Dans 3 himayelerinde ğ müziği (Pl.) 18 00 Radyo İle ingiliz zafer Birtandan sarkılar 21.35 Biee 18.15 İnce«azdan Mahur faslı zimküer ıRadyofonik Piyes serisi: YaFehmi Başkııt) 22.00 18 55 SerbMt saat 19.00 Haberler zan: Cevad Basao ve yayan = 19.15 Tarihten bir yaprak 19.20 Ne Spor ve müzik 22.30 Konçerto Cumhuriyet MatBaacHık ve = şell melodiler (Pl.) 19.45 Müzehher 2300 Dans müziği 23.15 Haberler tstanbul Teknik Üniversitesi Gazetecillk Türk Anonim ŞırketJ Güyerden şarkılar 20.15 Radyo Ga 23 30 Program 23.33 Ritm ve meloCaftalojlu HaiVevi =okak No 30/41 zetesi 20 30 Serbest saat 20 35 di 24.00 Kapanış. Sahiblerl Özel program 21.30 Türk müziği NÂZIME NADI ve ÇOCUKLARJ 22.00 Tarihimizden seçme fıkralar ZAYİ Hususi otomobilime aid Yazı tslerin! fi'len idare «Jrn 22.15 Müzik (Pl.) 22.45 Haberler H. 325M No. lu plâkayı zayi ettim. Mes'uJ MudüJ 23.00 Çeşidli Batı müziği (Pl.) 23.30 Etkısi hukümıüıdür. IUUtlUUUUUlUmjJj; CEVAD FEHMİ BAŞKUT Elyo rarhi T>ım« mtlrlJH (Pl.) 24.00 K ı n r ı ı . B \\A nOKl \I>t \ YUKABIDAN AŞAĞIYA: ] Tabii tatlı madde yapma ihtisasma sahib hayvan (mürekkeb kelime). 2 Kolunun ucu hajtshk seçirmis durumd3 Cki kelime). 3 Kor] kur.ç b : r sinir hastalıgına tutulmus kimçe. 4 İçinde temsil'.er verilen binsr.ın iki bası. penclerin gözi'ır.ıit fazlssile mevcuddur. 5 Sonuna bir harf getiriljnce itinrd edîmeâe lâyık ISTANBUL çıkar. bir çeşid silâh 8.27 Açıhş ve program 8.30 Pazar n'an meydaia sabahı için müzik 9.00 Türküler mahfazası. 6 Nota. devamlı garaz MevVdl, 9.15 Haberler 9 30 Saz eserleri 9.45 besl#me !?!. 7 Hristiyan Akordeonla hafif melodiler 10 00 =fc:ye. 8 Kendisile yarışır durumd» Sevilmiş sesler Sevilmiş şarkılar kimse bu!ur.nıyan. İRİ TİAİRİAİV Ei T I İMİAİRİE İDİ İ IŞ D'AİD'AİN İAİ N 1 * ÖİNİPİRİP İKİ E 1$ I*|F 'A izlf N İ İ İ F İ A İ K IPI S li ETPTA M1"A Is İSTANBUL HİLTONDA 22 N İ S A N P A Z A R VEDA BALOSU1 |
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle