23 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUEtîETh. TEFRİRASI:3 Aıuatan: A!bay Rustu Kobaa Tazan: YASAB KEMAL Korkunc İntikam Çakırcahnm dağa yeni çıktığı aylar. Bir gün üç kızanile Bejparmak dağında, tek bir yörük çachn görürler. Akşam oldu olacak. Bir gün önce kanh bir musademe vermişlerdir. Yorgundurlar. Açtırlar Çadıra vanrlar. Çadır bir sessiziik içinde. Yöıük çadınnın etrafmda koyunlar, keçiler, köpekler btlluattr. Bu çadırda bir canlı bile yok. Dışandan bağırırlar: «Hey ev sahibi, hey •• satat* » btf» Ses sada yok. «Taarı misafiri, hey «v tahibü» Bu sra kaanlardan biri çadıra girer. Sonra hemen dışan çıkar. «Efem,» der. «içerde ya?h bür kan koca büzülmüşler, teşbaşa »eımışler, ağlaşıp dururlar.» Ef«: <A1 gel ihtiyarv» diy» emir vcılı. Adamı dışan çıkanrlar. «Ne bu hal? Ne olda sana, koca?» diye »orar Efe İhtlyar tnler: a Sorma hallmi... Hiç sotma feaiimi Efe.» «Söyle koea.» İhtiyar boyuna, «hiç sorma, hiç •ormat diye hıçkırır. Çakırcalmın spbrı taşar: «De «öyle, be kocai Belki derdine bir derman oluroz.» «Sorma... Sorma...» Çakırcab yamna vanr, ekfar onu: tYoksa evine geldik diye mi yapıyorsun bu suratı? Gidelim, grdelim bitsin Mlsaür böyle mi karlllsnır?» Bu sözler ihtiyann kanına do* kunırr: «Sorma basımıza gelenleri Efe. O gara dinll Çakırcah ikl saat önce bastı «vimizi. Sürümü eekti götürdü. Neyim varsa «Jdı götürdü. A!«m götürsün. Efedlr. Malı altra. Hakkıdır. Soranm cana Efe, «felikte namusa dokunmak var mıdır? Bu görülmüş müdür? İşte 0 namussuz, o dinsiz, e mel'un Çakırcah Efe benim kırrmı aldı g5türdfi Oynatmağa götürdü. Bu efelik töresinde rar mıdır? Ne geBr elinden Çalarcalıya karfi aenin, Efe?» Çakırcalmm gözleri şimşek çakar. «Nasıl bir adamdı bu Çakneah, koca?» «Nah böyle. Dev gibi kocaman. Boyu devrilsin. İnşallah yağlı kurşun'ardan gider » «Ne <ana gittiler?» İhtiyar, eskiyalann gittiği tarafı gSffferir. Çsknrah çadrrdfm aynlır. Akşam olrruş, gün batmışür. «Hacı Mustafa!» «Buyur Efem» «Yakmda olmalılar.» cYakmdaîaı Efem.» «Bu Çakırcch kim ola der«to?» «Vallahi bilmem Efe...» «Bir düşman, Haeı Mustafa. Bu çok büvük bir düsman, H^cı Mustafa. Zaptiye düşman değil. kimse düsman değü, asıl büyük düsman bunlar. HECI Mustafa!» «Dcğru söylüyorsun Efe» «Bunlan yakalayamazsak, adtra beş ptralık olur Haa Mustafa.» «Olur Efem.» Hacı Mustafa vakındaki tepede bfr top ateş gBrür. tOrada olacaklar.» «Hadi öyleyse Hacı!» Çakırcah oetesi toplanır, ateşe yaklajır. Büyük ateşin ctrafında dokuz kişi. Koyunlar ötede. Kız Ortada, kıza oynamssı için işkence ediyorlar. Sine sine yaklaşırlar Tam bunmlarının dibine gelirler. Çakırcah, yeri göğü Lnleten nârası »Kıpırdamayıa. SiliMannızı «tm y»ne.» Ney« uğradıklannı çaşıran öteküer, siUhlanaı yer« atıp »yağa kalkarlar. «Tabancalannızı, blçaklannın.» Atarlar. «Hacı! V«r şunlann Tamna.» Haa vanr, sttâhlan toplar. Doktız kişiyi birbirlerine iyice bağlaılar. Bu nr?da ku gelir. Çakırcalımn eline ganlır. «Kardeşim Oİ Efe!» Efe: «Gidelim hel« çadıra. İhöyarIM fltl g5rü iki çeşme bekliyorlar.» «Kurbanm olam kardefîm ol, agarn ol Efe . Beni kurtardıa. Namusumu kurtardın. Kurbanın olam Efe...» Efe ksı kaldınr. Çadıra gtlirter. GÖTO yaşb ihtryarîarda bir «•virç, bir sadumanhk, dem« gitsin. Efenfn elini Hrl alır, biri btraiur. Biri alır, b'ri bırakır. Efe kızanlara emir verir «Çadınn aşafcsına, çu düzlflÇe bir ateş yakm ki. Bir hannan büvfik'ügfirtde olnm. Oniar eÇiendi!«r. Biz de eğlenelim. Oyle mi Hicı M'istafa'» «Öyle ef«n.» Bir saat içinde kocaman bir ateş yaîrıTır. «Hacı, de yap yagacağını, gayrik.» Hacr, Efenm gaîabmm hnâvtâ•TijlııŞnnu snlaımıtır. Herifferden fkbini ç3«er, yenlden ı»Şaç parealsrma bağlar. Getirir Efonin karşıstna: «Efc, bte rttîk, atm etme Efe!» cüicn gahpe doğurduğu, Çakırcah sen m : sii?» «Yok Efe.» «Ülen kim?» «Yok Efe.» İhtiyara sorar. «Kfn> Çakırcah, koca?» «îşte bu Efem.» Çakırcah kocaman dag gibi bir delikanlıdır. «Hacı, falla!» İki kiçt, ağaca ba|h tahte Çakncahyı y:nan kocaman ateşe atarlar. Çığhk koku. İnsan eti ve Insarj yağı kokusu. Çakırcah ptrt gibi durur. «Haeı fki kifi daha bağla.» Hacı bağlar: «Etme Efe! Bİ2 bir şey yapmadık B'ri o torlan getlrdi.» «Öyle mi?» «Merhamet Efe.» Bu sırada iclerinden biri: «Yok Efe yok, Yalan,» der. «Yalan. Kçndileri geldiler. Esas eşkiya onlar.» Boytma s3yW. 5u jurada snntı vaptı. Bu buradi bunu yactı. Herkesi tek<>r teker ihbar eder. ÇîfW çîftT baîlayın atar'şır habh*. Sonra fiç kini kahr. Üçü de csrosız eîbi. K'inıldayamıyorlar Bu sırada Içierirden biri: «E^e,» d°r inlsyerek, «asarlarken îns?na, son dileğin ne dive sorariir. Sen d? bana »or. Kulun TnT+mnm olayun, Ele.» Efe: «Sorayım Dileğin nedir?» «Şu muhbir var ya, arkadasîarmı teker teker ele vwen mnhbir. Bırak da onu ben öMüreyim. Sen de beni sonra ateşe at. Kulun kurbanın olayım Efe » «Peki.» der. «Dileğin kabul oldu » Ü;uncüyü tek başma ateçe atarlar. Efe. belinden hançerini çııkanr «Al» der. Öbürü muhbiria üstüne atılır, j de'.ik desik eder, öldürür onu. Sonra kucağma alır, ateşe götürür, kucağmdaki ile birlikte ateşe atıhr. Koca da$ İnsan yağı, yanmıa insan kokar. Efe, ihtiyann yanııva vanr: «Çakırcaîı benim. Kusuruma kalmayın. Seni biraz incittik. Kı«ın Raziye dünya ahret benim kar desimdir. Beni oğul ettin mi?» «Amso oğlum!» (Arkaa Tar) =haberleri Hecüsi dun toplandı t f Jll E M L E K E T M ESEL EL ER • 1 Şa! Şaî Şal ABAHTAN ABAHA.., Üniversiteler kanumı değiştirilmelidir çık«rkwı gibi, İngiliz kumaşuıdan elbise yapta^ca§ın. vadeden sahıs tarafmdan aldatılmış olabilir ve sağa sola «bllâ yapUrmadı, kerata!» diye sdy| ÜyeHlir. Içmde M ltanatla«u| mu vaaıf »• meıiyetler* malik o tenln içinden birini seçerak t*yini menfaat grupları, hel« kmlanlar vardir. Fakat Oiinıyaıılar da yapar. Gerçj vardır. Bu son zümre için, üniversiteler saire kamnm bol bol •uüstimaller, hak mevcuddur. Fakat bunlar maii ba muvafiak olmuslars^ kenddenne sızlıklar ve kötülükler ympmak im kımdan da bagımsızdır. Çünkü va kaölmıyacağmı bildıkleri şahıslarm faf halinde maU bir mevcudiyete «Wanhktan docentiige docenthkkânını bahaetmettedir. Bu kc fle bir aünrf eanü lân ve tetiklile sahibdirlcr. Hükumet ten profesörlüğe yükselmenne pek etmek, Ur eahili de ilimler anu ten beş para abnıyaa bu ünlversi güzel mâni olabilirler Kara listelerinde olan bir asistan teler tabiatüe hükumeti tarin isfma iıal e* ' ' ' ':. lerine de kanştmnazlar. Yalnjı hakkmda rapor vermek uzere teşek kanun fle Ur Türk vatandafinı Akül etmiş olan bir jurintn müspet nay&sanrn ve memurio karnnunun teftiş görurler. Hiç şuphe yoktur ki, muhtariyet rapor vereceginden şüphelenirlerverdiği blr çok hak ve hürriyetıerse, bu jüriyi dagıtarak aylar ve *eden mahrum etmek rrümkündür. Bu prensip olarak İyi bir îeyiir. Bir flniversitenin kendi kendini k>are neler gectigi halde yenlsini seçmikanun ile şerefli bir lnsan'i yebilirler. fini lekelemek, sidlhni ldrUtmek etmesi, her fakültenin kendi muBir diğer asistam, doçentlik irakadderatma hâkim oliıajı. itfterse mOmkündür. tihanmı verdiği halde 12 sene hak4936 numarah finlveniteler ka kendi kendini temizJrebümesi, H ktndan mahrum ederek sekaen lira mmu, rrilletin mebusları, mebusla tediği zatl ba?ma setiebılmcsi, ıeacl! maaşa yükselmesini bekledikrtn da Reiaicumhuru seçmesinde refeizliği sabit ohnof anjurl»n k*n di içmden atabflmesi iftihara değer ten sonra, bu maaş profesörîük kad c»rf ohuı asağıdan jrukany» yBnebnis rosuna tekabül ettiği için, kendisiseçim usulüne aykırl olarak ufk! se şey lerdir. Fakat bu nruhtariyetin istfatalini ne ne doçentlik kadrosunun, ne de çim usulönfl kabul etmiştir. Hubaşka bir kadronun verilemiyeceği kukun bânisi olan Romalılann teh esaslı hükümlere, dddl kayıdlara ni, binaenaleyh ebediyen asistan lttell bularak hukuk sistemlerin ba^lamamış olduju içindir ki, finikahnası gertktiğini aöyliyebilirler. de yer vermedikleri bu usule göre. versiteler kanunu kifayetsiz, kuOtuz, otuz beş kisilik bir Fakülsurlu bir kanundur. in«anlar kendilerinin haiz 'duklan Bu kanun sayesinde Fakfilte Mec te mechskıde, bes, altı kişilik bir hak ve salâhiyetleri lislerinde bazı şahıslar kendi ara menfaat grupu, eğer dekanı kendi behşedebiliyorhu1. içinden sectirmeğe muvaffak olmus. Bir Veldîler Heyeti 'jwarrur e larmda anlaşarak hizibler veya bir psikoloji profesörünün ortaya atmış sa, bitaraf profesoVlerin reyin* mOdin ki, kendi kendini yenilemek essir olarak. istediŞi zaman ekserihakkma sahlb olstm. VeKl!l«r 'ç'e oldujhl tâbirle «menfaat gruplan» yeti temia edebilir. Bitaraf proferinden birini beğenmeyip atmak ve teşkil edebitirler. Vaidler re tehsörlerden bir kısmı daima idareye yerine istedikleri birlni almak hak hidlerle grup dışmdaki bitaraf unmüracaat halindedirler. Bu mürave imkânına malik bulunsunlar surlar üzerinde de müessir olarak bir takım menfaatler temin edebi caat şubenin telefonunu veya bir Böyle bir kabine etralmda dönecek koltuğunu tamir ettirmeğe dair ola entrikalarl ve millet işlerinin ma lirler Meselâ her »ene raeclisin ver bilecegi gibi, beynehnilel bir törene ruz kalacagı tehlikeyi tasavrur «t diği binlerce lirahk kongre tahsisatını, araşttrma ve seyahat tahsi mümessil namzedi goıterilmege da mek güç deSfldir. satını, neşriyat tahsisatını kendi a ir d* olabilir. Bu gibi şahıslann hep Veyahud 8v)e bir mfllet mecUsı ralannda payla?abilirler Mech'sten sine değilse de bir kısmına muayfarzedelim ki, kendi kendini seç alınan doçentlik ve profesörîük kad yen meselede rey verilmek veya mek, kendi kendini yenilemek sa rolann» keyif ve arzulanna göre, verilmemek hususunda id3renin telâhiyetile mücehhez olsun. Meselâ, tevzi edebilirler. Kendilerine muti mecnisini bildirmek kâfidir. B5ydört senelfk devre sonunda ne mii olmıyan elemanlan her nevi hak lece en mesru hakkı c ğr.emek her letin, ne de ekseriyet partisinin tan mahrum ederek vicdanlan ve zaman mümkündür. Meselâ hâkim veya partflerin reyl almmakji reyleri sarılık olan kimseleri lfiyık zümrenin araştırmaa'uı veya esenn. eski mebusların ve onune ge olmadıklan mevkilere getirebilirler. rini tamamlamayını istemed.&i, kuv lenin ertaya «tacajl veni namzed Meselâ evvelce flnlversltede tedri vetlenmesjnden korktujhı bir aslslerin isimleri bir bir reye konsun satta bulunduğu halde, sonradan tan veya doçentin yaz tatili esnave kalkan ellere söre veni 4 sene mebusîuk etmiş olan bh kim smda bir kaç haftasını falanca mem etsin Böyle bir sevi öğretim görevlisi olarak «Jmak leketn lâboratuannda veya kütübarifesinde meclis koridorli.mda ee icab ederken, karamamede tahri hanesinde çalışarak (jecirrnek için reyan edecek hâdlseleri, M n acaü fat yaparak profesör tayin edebi müracaat etmiş oldugunu fanedehizipleri, yapılacak kombine lirler. lim. Dilekçesinde kendi parasüe gizonlan gözönüne getirmek irin peÜniversiteler Kanunu yüzünden deccğini ve Fakülteden harcirah nis muhayyile lânvn Bu fakfilteler içinde bir taraftan rey veya tahsisat olarak beş para latetürlfl teçim usulü en kendi ha avdlığı, diger taraftan rey ticareti mediğini sçıkça ifade eîmi^ oldujhı Ünde, en münzevi bile te<5 diye isimlendirilebilecek faaliyetler gibi, şube başkanı olan profesöbir ve tertiblerin girdabına (ttrük ilmt çalıtma havasını tamamen yok rfin esbabı mucibeyi havi raporunu liyebilir. edebflir. Bir asiatan veya doçent da eklemiş olduŞitnu kabul edelim. Bugün Cniversite mensublarırtKi için araştırmalar yapmaktan ve e Şayed Klık bu aaistanın veya domukadderatı böyle bir seçim nsu serlar yazmaktansa, kapı kapı do oaotin arafbrmaainı tamamlamalâne tâbidir. Üstelik burada haUmi laşarak kendini ştrtn gSstermek •• sına veya eserini bastırmagına mutlak olan meclisler Büvük Millet rey toplamak daha koJay olduğu karar vermiçse, «e yapıp Meclisinin onda, on bejte biri kadar için, genç elemanlar arasmda iltanIerden dalkavukluk ilminin en çok yapıp bu meşru müraeaat görüşülmecli'îerdir Binaenalevh ' 'Ttı> erin dügü sırada, bes altı elden fazlasıreyleri inhisar altına almaiaıı darevaçta olmasına sebeb olabilir. En njn kalkmamasını, menfi netice aha kolaydır. Zira kalabalık meckestirme yoldan gitmek istiyen bir hnmasını sağhyabilir. lislerde, hizipler ne kadar faaltvet asistan, etiidlerle kafasmı yoracağı Aynı usul ve taktik profesör tasarfederse etsin, gene de «halkm yerde, bir veya iki kişiye fahrî kâ yinlerinde takib edilir, yani edilesesi hakkm sesiı» prensipi galib tiblik gibi hizmetlerde bulunarak, bilir. Bir profesör namzedinin eser gelmektedir. muameleye konmak için kâfi gelen lerini, ilm! ehliyefcni ve tedria kaÜniversltelerfn kendi kendflerini tek sahîfelik bir tezle doçent ünbliyetini esaslı surette tetkik edeidare etrnesi erası bueün Avrupa vanmı kazanabilir. rek sitayişkftr bir rapor tsnzim enın devlete bağll tiniversitelerinin Rey avahğına çıkmış bir asi> den iüri heyetinin mütalealan Fahiç birinde mevcud değıldir. Me tana veya doçente profesorlerden bi külte meelisinde tebessümle dlnlen se!â Fransada, üniversiteye reni bir ri reyini yüz lira mukabilinde vedtkten sonra, bu eserieri ve baran ögretim üyesi ahnacağı zaman, fa ya İngiliz kumasından bir kat el da namzedin kendisini hiç görkülte rrec!ici v " " *« WT nam biseye karşılık olarak vereceğini memis olanlarm el kaldırmaması zf*l ücteef verir. Hükumet bu Ms beyan edebilir. Yüz lirayı meclis veva kSSıd fiberinde reyini vermemesi vüzönden, bu namr.edm liyakatsizligine karar verilebilir. Oniversite meselesi aşağı yukarl iki «ydanberi matbuat sütunlaruu, Meclis müzakereîerini ve münevver lerin zihinlerini işgal etmektedir. Bununa beraber, bu meseleyi he' kes ba?ka îekflde mütalea c'.^ıekte, ba^ka zaviyeden görmektedir. Konservatuar ve Darülâce Bazılarına göre, üniversite meprofesörlerin siyas&Ue uğraze bütçeleri kabul edildi selesi uğraşamıyacağı, senatolarus şıp Belediye MecUsi dün saat 15 te j hükumete veya Millet Bîeclisine aavukat Ferzan Arasm başkanhğın | kıl öğretip öğretemiyeeeği m> da toplanrmştır. Veiat eden eski j iesidir. Efiğer bazılarma ?dre Ue, Meclis üyelerinden Neş'et Akolun üniversite davası yüksek öğretim ruhunu tazizen 1 dakikalık ihtiram müesseselerimizi komümstlikten teduruşvmdaB sonra Şehir Konserva mizlenıe dâvasıdlr. Halbuki asıl üniversite problemi tuar bütçeiinin müzakeresiae geçilmiştir. Müdür Eşref Antikacı, Kon univershenln bönyesile alâkalı »servatuar faaliyetleri etıafında Mec lan ve ihmol edilirse, fakü'.telenlise geoiş ölcUde ızahlarda bulun mizdeki tedrisatm gittikçe düşıaesile, Törk Cminin bir çıkmaza girmuştur. Bir üye, piyasada çalışan müzis mesile neticelenecek olan problemyenJeıin Konservetuara ne gibi fay dir. Bu problemin esası şudur ki dsyandljı dalar sağladığını, Kcnservatuar kad üniversite teşkllâtmın rosnnun kendisinden beklenen hiz kanon kusurlu, kifayetsiz, snnstimeti ifaya kifayet edip etmediğini mallere imkân ve cevaz veren, bir kanundur. sormuştur. Bundan ytrmi şu kadar sene evMüdür, hariçten iştirak eden sanatkârların Konservatuar icra kad vel, Ankara Holcu'..nda talebe buroEunu takviye ettiğini bildirmıştir. lunduğum jıralarda, Medeaiye proMüdür, bu arada yeni bir Konser fesörflmüz merhrm Veli Hoca bize vatuar binasına olan ihtiyaçtan bah hep şıımı tekra: ardı: «KStü ka•etmiş, gerek Şark, gerekse Baö nun iyi insatılara yfin yapıhnis kamüziğme karşı büyük bir alâka du nundur, iyi kanun kötü insanlara yuldnğuna ve öğrenci savısııun art göre yapılmij Kanunduı.» bğını belirtmiştır Filhakika bütün inonlar melek Bundan sonra Konservatuar but olsa !<?<'. karruna, htıkuka ihtiyac çesd kabul edilmiş, Darülâeeze büt kahnazdı. Kanunlar ve hukuk, köçesinin müzakeresine geçilmiştir. tüliikleri önlemek ve freaıamek için Söz alan bir kısnn üycler, Darü iasanlann icad etmiş olJukları şey lâcezede bakımsızhk ve gıdasızlık lerdir. 0nun lrindir ki, İd b'r vayüzünden çocuk ölümlerlnin arttı zlı kanun bir klsım insapıardaki ğını sftylemişler, atölyelerdeki bi kötülük temayüllerini realite olanalarda memurlaruı oturduğunu Qe rak kabul eden, bütön kötüiCk ri sftrmüşlerdir. g3«5nünde tutan ve Müdür Turgud Babaoğlu, Darü ona eöre hükümler koyan vasu kalâcezenin faaliyeti hakkında uzun nundur. izahlarda bulunmuş, eski senelere 1946 «enesinde kabul ve rıazaran ölüm miktarının azaldığuıı dilmiş olan finiversiteler kanununu söyliyerek ezcümle demiştir ki: bu hakikatin tşığında inceliyecek « Bilhassa çocuk ve aceze bakı olursak, 5u neticeye v«rmaraız icab mına son derecede itina edilmekte eder ki, bu kanun iyi bir kanun dir. Bu ihtimama bir misal vermek de&iMir. Zira Türk ünivcrnte t>riiçin arzetmek isterim ki 4 çocuğa ne. esasen sahib bulundukbrı iimî bir bakıcı isabet etmektedir.» mühtarivete ilâveten idarf mulıtaTurgud Babaoğlu, atölyelerdeki riyerl de veren btı kgnun bHtün lojmanlarda memurların oturmadık profe'örleri kanadsız birer melek larını, Darülâeeze hastanesinin tam olarak ta^?wur etmis, on'an menteîkilâth bir sağlık müessesesi ha faat m&lâhazalarma tamamen yahne getirildiğini söyliyerek persorel bancı, hak ve adalet prensiplerinficretlerine zam yapıhnasını taleb den başka jey tanıınıyan, vicdanlarîndan başka bir sese itsat etetmiştir. Müdürün izahlanndan sonra Da miyen, madd! ve manevt rflsvetleri rülâceze butçesi madde madde mü siddetle reddeden, duyabilecekleri zakere edilmiş ve kabul olunmuş sempatl ve nefret b's!erini kahratur. Belediye Meclisi saat 19 da o manca Eusturan, vicdant kansatlerinden o?~ka rehbcr kabul etmiyer turumuna son vermiştir. bireı farfl<«t Kmsali jlarak •***v~l e'm'srHr. Teknik Üniversitesi tiyatrosu Ankaraya gidiyor Törk profesSrfl lazile* timsaH delstantml Teknllc Ünlvertitesl Tlyat' fil midir? roru ternsiüer vermelî ftzere ynrın An Hiç şüphesiz Turk flr'versiteleı in fcaraya haret«t odeoeitlr. Tiyatro Ankarada bir hafta kaîaeak ve mnat ae de profesörîük kadrolaniı işgal e»enler klübU Bloraunda Eugene Ior.esco denler arasınla yukarld» saydığınun ders) ve Elmer Elce'ln (hesab maklcesl) plyeîlerlnl tenısil edecektlr Tiyatro Ankara dünU;ünde bu eaerGÜNAY FEKEL lerl Teknik ünlverslteal salocucda t«k rar tetnsll edecek ve 15 martta Â1İ b«ile yln Oç fasıllık «Ayyar Hamüa» komeFabrikatör Mnstafa Karaciğau smi Bahneye koy3Caktır. Nişanlandılar. Korseneral Timbarlake gitti Konya 19 şubat 956 11MV tstanbul Temsü BürosundaB blldlrtlmiştlr: Bir haltadan bert memlekettaılzd» bulunan Nato güDpy Avnıpa mütteîllc havı kuvveTleri Sumandası korge neral Tlmberla )ce, dön saat 14 de ma lyetlle biritkt* nçakla »ehrlmlzdea ay YAZAN:" Adiie Ayda finyanm en iyf hrtholc»ları diye ön alan Macarlan miTH takımrmızm 3*1 yenişi, çoşunnız» hakh olarak sevindirdi. İnsan, Istediği kadar manevî meziyetler kaıansm; bunlann temelinde madtft hasletler P*' yatmaktadır. Bina. «J?>n kıymett. ^ ^ ^ *™* bağh kahyor. O bakmıdan güreşçilerimirin sflsfle halindeki mnvaffakıveturi ırkımum kuvvetine saflam hüccet sayıyorduk Bu seferki onıın btr jeref veti fsikiycti ile izah olunamajr. Insiyak ve zekamn «eH^ne^i de btmda çok ebemmiyetlidir. Memleket delikanlılarnnn bu sporda hftyle bir neticeye varmalan, bazılarunızıa zannettiği sibi ctopa tekme vurmak» melekesiam çok üstiindedir elbette... Türlfi prift hasletleri gerektirir, Urnnmî efkâr, spora karşı davranmakta yerden göğe kadar haklıdır. Türk »porculannra şeMrlerde ve kasabalarda her yere yayıhnu) sayısn beden terbiyesi ve kulüb sahahtrmda vetismnnelerine, simdilik ancak mahdud mnhit ve den seclhnelerine rağmen dönya Slrtisünde mnvaffakıyet kazanmalan, bu topmklarda yafiyan insanlanrnr» zm bedenî kuvvetinden bas>a insi* vak ve zekâ iHtünlüğü istiven 5ahalardı ^ivri'mete namzed otduğunun da deiîlidh*. Bu itibaria, Marar futbolmtan yenisimizi çok hayra yorartı. Memunn oiuşumu/ un diğer Ur sebebi de, Türk sDoreuIarfîe sevhrcilerinin gösterdikleri oİTnnhıktur. Macar misafirler son mp^lubiyetlp» rini nasil centilmence bir te\ckkülle kabuliendiler ve itira7İa buInomadılarsa. Tiik halkı da, daha ervel tecrübe n'ahivetindeki ve "cık farklarla ma"!ubiyetîeri aynı releWce bir mfisamaha Qe kabnllenadstir. Daha hsrikulâdesi: Bu «p«r temaslan. mazideki ve haliharırrlatd her türlü ihtilâflann fevkine în«anlan çıkarabiliyor. Dahilî vak'alara bakarsak. Ahtnedierle M^hmedler, (pek geçiei, Bmrtulmai» pek miisaidl 87 eylul hâdlseleri sırasmda Lefterlerm amcalarile ve dayılarile havH danrm bh dunrma düşmüşlerdi. Fakat sporun sevırf yaratan ruhu, milll takım ortasmda hit Lefteri milîî at«n ve gayrcHn «mnpiyona baiine sokoyor. Irk ve An farklaraım çak «tesinde bir telâkki Ue Lefter, çoğunlusnn gözbe» ği evlÂdı oluvor. Bundaki santimrypt de su götnrmuyor. MUIetleraraaı tenaslar bafcmsman da buna yakm bh manzara: >emîr p^rdenm arka^ında vaşıyan Maear vkdaşlarm spordak) gefijmeiie Türk *porculan zateti çok fleiıdir. Onlan, siyasİ eereyanlann keeok Stesfaıde bir telSkki Oe karasarlamasiiı, «?ur!ıra«« bilıük. Saç sakal atartmış si* aset adsmlannm yesil çnhah mabasmda basaramadıkları milletlerarası yakınla^nalan, btnklan teTİemiş sporruipır, yeşil rbnnlan!arda ba^anyoriar. Ve bu gençler, dünyanm i«tîkba., hakkıada da, hem iç, hern Atş ri<Ssarta şimcHkl nesle kryasla ıfıvük oigunhık jröstemTÎş oluyorsr. Spornn Insiyak ve »kâvı da belen kurrvrti ribi g«fiştirmesi beyhude değilmiş. Dfinya şampiyontan ölefisflnde gittikçe daha beliren Türk sporunv candan tebrik etmemek elden (VâNÛ) miyor. İLÂN Bü*vet »ldığı ıddl» olunan Şlşll Beleiiye Tablbine Valılucçe adli tahklkatm sonuna kadar ljteu el çektlrllnılîtlr. Şişli Belediye tabibine işten el çektirildi Denlzclllk BaDfcısı tarafmdan bir mtlddet ervel kaldir!»n<ş bulunan Ka rablgs rapur eeferleri bnçüBden mbaren teirar başlıyacakt^r. Seferler, salı ve curaa güniert yapılocatetır. Ayrıca Ayvalık postasımn d» perçembe pününden mbaren her hal t» yapı!ma«ına ksrar Teri!m!şt!r. Karabiga vapur seferlerî başhyor Hava muhalefeti dolayısıle yapılamıyan İçtiznai Yardım ve Tesanüt Demeği (İstanbul Balosu) nun 24/ 2/956 cuma akşamı Liman Lokantasında yapılacağını saym dâvetlilerimize bildiririz. Tertib Heyeti I TATB'KBJTA VF.96! CEZALARI TEŞEKKÜR Guret» bastasesl Ortopadl T* çocui cerrahl poliklinlğlnde baş aslstan Ayhan ArıtUraür, asbtaa b*yan Rlbal Karahan V* panramaccı, AU Ttlmazın, kısım Oünal Öcal'ın anl yanma hâdlsesln de bir buçak »y gSstcTdlklerl yakm TC Bunlmlftl&kslftfmftmlnnetdarlıfunı bndlrtr tm h&reketln btttOn hutanelertmize ömek olrrmını temennl »drrün. Sdlmekapı K«le boyu Ho: n AU Ocal ŞUBAT21 RECEB 9 1 V. J 6 48 E. 12J3 15.27 1 1 J! jj f 17.49 19.20 121»! 1.31 S.09 1120 J 1.00, 6 39 9.38 Bunlar acı fhömallerdir. Fakat busün Fakültelerimfeden bazılarmda veva birinde bfttüo bunlann olıto bitnediŞi ne malum? ÜniversHelerimte dahilinde mevcud ve muhtPmel hksızhklar ve Avukat. Mâli mfisavir. Muhasebeci, Bankacı, Tüccar ve çfiîp+ims'ler alevhînde itiraj huSanayicilerle her türlfl ig ve teşebbüs erbabın'r en selâhikânlan da mevcud defüdir. Çünkü \etli rehberi Cildli olarak 20 lira İNKİLÂP ve ÜNİVERSİTE kltabevlerüe müellifin (İstanbul Bahçekapı Cer |t| suiistjmaller ve haksızhklar «Üni:İ| manya Han No: 1516) adresinden temin edilebilir. l versiteler kaiîununun gösterd'Ji ua! . ^ .*' sule uvularak» yapıİBbiboektedil. On senelik bir tecrübe devresinden sonra. art'k bütün kusur ve noksanlan asikâr bir surette tebey yün etm'ş olan ve aynen tatbfldne devam ediîdiği takdirde Türk ilmiSultanhamam, Marpuççular, Mahmutpaşa, Bahçekapı, nin Wkbalinl tehlikeye düşBr«cek Çarşıkapı, balıkparan, semtlerinde bankaya elverişli biolan Üniversiteler Kanunu biran nası bulunanlann Galatasaray Posta Kutuzu 324 e müraevvel ve behemeha! değiçtirilmelicaatlan. dir. Avukat NECMI N. YÜCEL ÖLÜM Uerhum Sadrâıam Kadri Pasa T» merhum Adevrye Hanım kerlmesi, raer» jum Dr. Nazif Bey hareml. merhum [smail Cenanl ve Şevket Cenanl hemreai. Afıle Aisonun hemsıresi, Sald <ı»onun tryzcsı, Kazlre Cenaninin göirncesi. Kadri Cenar! Naziıne, SütudS e Asım Cenanllerın halaları Mü'dan îunttavın anne&i> tuccardan Kemaledin Kunt'avın kayınvalideal, Gunsell, lecil ve Neptün Kunttavırı aoneanneen, tatihstt risvandan B1TVA AR VMYOR refat etmiştır Cenaîesi 212.1956 sall gucu iilndl vaktl eenaze ramazı Kanlıca Canr'rde eda edHdikten sonrı Karhcadaki makberl mahsuama defDedHecektir. *** Bay Harutyım Hacesyan. Bayan Anahl* Hanesyan, Bay ve Bayan Garo Babuhyan ve evlâdt (Paris), anneJcrl v» büyfık^nnelerl (Dogugu Garmlryan) vefat ettiğini teesürle bildirirler. Cenaze meras'ml yarırkl esrjgmba e\mü 22 jubat 1^56 saat 13 30 d» Beyo»lu B,hkpazârı L'ç Horar Eımeni kll'ses'rdc icra olunacaSı ı'ân olunur İşbu ilân hujusî daveöye yeris* kaIrodlr. Cenaze Levauıratı Bmidyan Telef 44 12 29 48 09 » *** Mertıınn Abdürrahman Beklr Voltaa ve Nilüfer Voltanm oglu. Miızeyyeu Vo'tanın yegeni, Nurhan VoltariE est Osman Sirraay ve Ayşe Sirmayır. damadları. Sars Göksu. Kımyag»r Nadide Atansay, Besime Göksu ve Enjir.e Bala. nın karaeşleri. Ibrshlm Gofau. Ismail Golts'i, Sin=tn Atarsay ve Kema! Balanın kavjnbiraderleri. Kapalıçarîi Kalkfilar caddes) Voltanei kundora maJarası sahtb; Ç"k tenç yajıntla hayata eoılerini yumnustirr. Cenazesi Zl 21956 snlı güna 'kındi namazını müteakıb Beya?ıd Caır'inden kaldırılsrak Osküdar, Bü'bülderesindeki atle kabristımna defnedilecaktır. Allah rahmet eyliye. SENİYE CENANİ Hanımefendi CliMHUKIYFTfaı TEFRtRASI* îHançıç Yuvası r*,,u IAY1CIH CAUJWCL1 Henri yerindesı sıçrayarak koluna yapıştı: «Ne var, Ce'este?» Celeste konusanvyor, zorlukla nefes ahyordu. Berrak mavi gözleri korku ve acı ile kararmıştı. Ammda ter damialan belirmiş, elleri titremeye b2Sİ3m'şü. Henri hemen onu kucggıra aldı, konıdan yukarı çıkan yolu tutru. Hızlı hız'ı gidivordu. Celeste kendinden geçer pibi olmus, gözlerini kapanı$t!. îkidebir buruşan yürürîdfn, kasî!an vumruklar'ndn ve aralanan dudaklarındrn sancinm gel p gittiği arlas'iıyordu. Köşkün kspısma geldik!eri zaman onlan ilk gören bir uşak oldu. Haykırarak içeri kostu Öteki uşak larla hizmetçiler de kosuşup geldfler. Henri kollanndaki mukaddes *maneti hic b rine vermeden üst kata, Celeste'nin yatak odasına kadar çıkardı. xm C«euk iki saat sonra dünyay» kıvranan, kuvvet ve cesaret bulmak için kendini zorlayan ruhu ve vücudü artık seriliverm'ş, o sıkmtıh gunlerin acısını çıkanyordu. Varlığı yanya inmiş gibiydi: Yanm parüyor, yanm duyuyor. yanm an lıyordu. Gökle yer arasında yarı yoldaymış gibi bir hali vardı. Varlık'a yokluk arasındaydı. Henri iie Christopher'i, Edith'i Vcvıren »AHUfl (;OLTE»;!N yanına ancak akşam saat alüda bıgeldi Oğlarau. Vaktinden üç hafta olduğunu tereddüdsüz söyleyebi raktılar. Göziinu açınca iBcSnce önce dcğmustu. Geniş yapıli, uzun Hrdi. Henri ile karşılsştı. Ayakta durboyhrjrdu; yamız, çok zayıftL Oğlan oldukça saçll doğmuştu muç, ona doğru eğilmiş, bakıyordu. İlkönce Endur köşküne telefon Ssçlan saıi idi. Yüzüııde de anne Gülümsemeye çalısb ama, dudaketmişler, BMith'i çağırmışlardı. E sini andıran hiç bir hat yoktu. larında sadece acı bir îfade beürdi dith'le beraber Christopher de gelSonr&dan: aralarında konuşur Eu çotruğa «oğlum1» diyemiyec?kti rriştı. Çoçuğu görünce dayanamadı, larken Chrıstcpher kansına: «Pe k ! Belki bir gün olup diyebileceko alaylı kahkahalarmdan birini ter'e benzediğıni sdyîeyen olursa, ti ama, şimdi diyemezdi Halbuki attı: muhayyelesıne pes doğrusu!» di en çok şu anda «oğlum!» demsk «Yılaa bahğına benziyor!» yordu. •sterdi. dedi. Bunun üzerine Edith gitti, neredcn Celeste, gözlerînl ona dikerek, uEdith onu azarlar gibi ters ters buidu ise buldu, sararmış bir fo zun uzun baktı. Gülümsiyebilecek baktı. Yalnn, kendisi de raanalı bir tograf getirdi: Kendıs le ağabeyisi halde değildi. Bir şey sEylemek üsöz sbylemekten kendini alamadı: nin eocukluk resirnlerı idı bu. E zere dudaklarmı araladı Henri. edith kaşlarjnı çatmış, suratını ES !ir,i onun ağzına kapayarak, konuş «Tıpkı babası!» d'vordu. Buau söylerken. kendi kendine mıs, dik dik bakıyordu. Arkasında turtmi'dı kırmalı etekleri topuklanna kadar şövle düşünüyordu: «Konuşma, yorulursun. Ce «Simdi bu çocuk benim nem inen uzun bir entari vardı. Henri leste» dedi «Sen şimdi tam bir isKımıldama, oluyor? Görümcemin oğlu mu. yok de pek eiddî bir tavır takmmışü. tirahate muhtaçsın. sa ağabeyimin ofilu mu? Yani ben Defirmi yüzü, sarı saçları, açık vat...» onun dayısmm kansı mıyım, yok mavi gözleri şimdiki halini pek anCelestes dudaklanm uzatarak. duTrıvordu ama, Celeste'nin oğln Henri'nin eli«e bir öpücük kondursa halasi mı?...> du Sonra. sözlenni kapadı. GörBu çetrefil durum onu 3yle ne na çok benz yordu. ?elendirdi kî. sevincle gülümsomek Christopher: «Aman, sakla, sakın mek isfedıgini görmüstü ya, başka kimsevi eörmese de olurdu. ten kerd ni aîamıyordu. Gören. C kimse görmesin bu resmi1» dedi. O rugun dünyaya gelmesinden en f?zChristopherte Edith. çocugu ve Celeste basta duşmüştü. Avlarfa la »evinç duyanlardan biri de onun korku, üzüntü. perişanlık içinde '•ohusayı gördükten sonra 7 3 Henri yatağın başmdan aynlmadı. Celeste, eli onun elinde uyudu. Doktorlar, hastabaklalar girip ç kiyorlar. Henri h:ç kmuldamryordu. Saatlerden socra Christopher'le Edith, ne halde diye, kapıdan bs;lannı uıattıklan zaman, Henri'yi Celeste'nin bsçı ueunda, eli elinde, öyle, oturduğunu görünce lar. Edith: «Bizim içm hadi neyse ama» diyordu, «doktorlardan utenıyonrm. Ne demezler! Dr. Morton'un tuhaf tuhaf belrtıgını gördüm. Bir şey söylemek istiyor »ma, flenri'den korkuyor gibîydi. Zaten Hf?>ri herkesi korkrutur.» Christopher filozofça sözlerinden birini savurmak için fırsat bulduğuna sevmmisti. Gözlerini kısıp gerdan kırarak gülümsedi: «E, bu dünva fki ^ey üzerine kurulmustur, eafîcaŞazım» dedi «Biri korku, biri sevgi. Bir adamı va korktufiun için sayarsın, ya sev diğin 'çin.» Edith onu dinlemedi^ini göstermek için başka bir lâkırdı açü: «Saatlerdenberi butün hısimakraba telefon edip duruyor. Çocuâu da, annesini de, bir haftadan önce göremezsiniz, dedim ama, din lemediler Sanınm ki varaı epey ?elpn olur hattâ bu gece bile. Onun için. ne vapıp yapmalı, Henri'vi buradan uzaklaştırmalı.» Chr'Mopher «Onu sen kolay ko'sv ver'ınden kıpirdatamazsın» di. «Bucurgat ister.» Edith kocasına sert sert baktı. Christopher'in böyle. ciddî bir şey söyler gibi alay etmesi âdetiydi, Edith de buna pek kızardl. Christopher, kansım kızdırdığınm farkma varmamış gibi, lâkayıd bir tavrla: «Ben biraz bh şey içmek istryorum» dedi. «Sana zahmet, yavrucuğum...» Elith gitti elmde vıski şişesüe peldi. Christopber ilk kadebi hemen yuvarladı. Sonra, bir daha doldurup, kadeb elinde, pencerenin önune gitti. Perdeyi açıp bakb: O goce hava pek karanhkb. Aşağıda bir iki ışık kırpışıyor, gökteki vıldızlar pek sönük yamyordu. Ağaclarda gizli böcekler. bir bağırışıp bh: susuyorlardı. Uzaktan uzağa bir tayyare ugultusu geliyordu. Sonra yanıp sSnen ışıkîan görundü. Edith, bir köşedeki koltuga otıır muş, yanıbaşmdaki sehpadan aldığı mecmualan kanstınyordu. «Henri çocuğu daha görmedi» dedi. «Halbuki ben ilkönce çocuğu Cörrr.ek ister sanmıştım.» Christopher: «Gidip söylesene ağabeyine» dedi. «Kalksın artık ya tagın başmdan. Baktm ki kalkmıyor, çocuğun halini beğenmediğinl falan söyle. Merak eder belki, kalkar, çocuğu görmek ister.» Edith bunun üzerine düşündü Sonra, ağır ağır doğru'arak kalktı: ı vıır> Hava mnbalefeti ytizanden gecîken gemîler Hava rauhalefetl yüıünden gectkma vapan pemlleT nmantm»» ?e!meye ba» Tiısl^rdır. DenlaciHk Banlcasından aldığımız malömata sç8r», Karadented» bnlıman Olresnn Tapnru 3 gün geeikme İle bu gün pelecektlr. Ayrıca tsken'ienın «eferlnl yapan Necat vapuru bir hafta, ve Hayfadan denmekte olan Aksu vapuru da 3 gttr jedkmt C» bugün Umanımıza gelece*rlT. Bayan ROD HANESYAJTm Üniversiteye giriş imtihanlan dun başladı İstanbul Ünlveıstte&uıe subat dev nalnde müraeaat eden narozed ta!e belerm tast İmtihanlan dün aabah aa at 930 da ba&lamıstır. Ranuedler dün mantık! tefekkttr v > llaan üntlhanlanna glrmlalerdlr. bu gün menlekl, flzlk, klmya Te botanii denlerlnden lmtlhana tâbl tutulacak lardır. Bdebtyat Fakfllteal kontenjanı dol madığı İçin bu fakttlteye tallb olanla: test imtlhanlanna glrmeden kabul edllmlslerdlr. tmtlhanlann netlcelerl bu bafta lcenlnde llan edllecektlr. BEKİB VOLTAN Muzaffer Kurbanoğlu şehrimizd' CUMRU^İYET ABONE ŞERAİTI Möddeti Seneltk Altı «Tlls 81ı »ytı» edllmeslr Tfirkiye Ur. Kx Urı tU «znc Oeçen hafta Ankarada evleaen D. Meclis Gnıpu bafkao vekul Uantsa mebusu Mıızaffer Kurbanoğlu, balay nı geçlrmek üzere reflkasUe Urlikt sehrlmlze gelmla ve Hilton Ote'.in Nüshası 15 kuruştuı Lâlellde Salt «fendl sokagtnda numaralı apartmanın tareçaıından l: tlhar maksadtle kendlalnl w>kaga ata: Turhan Dikbirman, ka'dırıldığı Csrrah' pa&a haıtjneslnde ölırüBtür. H&dUe trt r^fında taiıklkata başlanmıştır Kendisini beşinci kattan atan kadm öldü vm Harie Ur» 141 UT« Kr «00 U.IN D 1 & K A 1 tlânlardar lade aionmaa.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle