25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OUMHURIYET 1955 CANNES SİNEM FEStîVALİ Spencer Tracy'e Elia Kazan'nin aldıkları mükâfatlar Yazan: Âydemir Balkaa Amerikada çıkan garib kitab: (Don Juan) lara Avrupa rehberi . Kitabda İngiliz, Alman, İtalyan ve Fransız kadınları Âmerikalı görüşile tahlil edilerek getıdere nasıl davranmaları lâzım geldiği anlaülıyor Avrupaya geltcck Amerıkalı (Don Juan) lar nasıl hareket etmelıdirler? Geçenlerde New Yorkta neşrcdılen bir kitabda bunUra uzun boylu malumnt verılnıelite. her memleketin kadınları ıle nasıl tanifacakları, gorüşeceklerı ızsh tdılmektedir. Bu kitabda Avnıpalı kadınlar hakkında deniliyor ki; tîngilterede isenız. kalbıniz oldugunu tamamıle unutunuz1 Bu memleketU kadınlar kalbimze, hislerinize kat'13'yen ehemmıyet \ermezler, bununla ilgilenmezler Britanya adalarmda psıkolojı dıye bır ?ey mevcud değildir. Almanyada ise vazıytt tamamile tersinedir. Orada bir Alman kadınının gözleri içint bakarak kalbinizi açabıhr. hislerınizı ortaya dokebilirsiniz. Alman kadını bundan hoşlanır. tngüız kadını ile yemege dair na.'il gdrüşeceksıniz, as'nı şekılde Alman kadını ile kalbden, hıslerınızden kapı açabılırsıniz! Amerıkanın her hangi bir ;ehrınde (Paris) lâfı geçince hemen gözler parlar' Fakat sizlere hcmen »unu soylememe müsaade edin; Fransız kadmı ıle arkadaj olmek hiç de kolay değildir. Hattft daha da ilerl gıderek, Fransı» kadınlannın umumivetle İngiliz kadınlanndan bile daha fazAynı kitao Franıı kadınları bahlakapalı olduklannı »dyliyeceğım! sind* dıyor ki: İspanyada korkmadan evlenne «Fransada ve bilhaua Paıiıte teklif edebilirsiniz Eu memleke*te bir gazınoda, bir kahvehanede tek bir çok babalar, kızlannın yabmcı başma oturan bir kadm gordünüz biri ile yemeğe, eğlenmeğe girmesine kızmaktadırlar. Fakat bu yaban cı jahıs onunla nişanlanmış ise variyet derhal değismektedir Bu ni»anlanma tehlikeli değıldır. Sızi hiç bir mecburiyet altında bırakmamaktadır. Fakat bir haftada dnrt aefa nişanlanırsanız ve bu mıktarı da asarsanız fena bir tesir bırakırsınız! Nişan çok çabuk bozulm^ktadır. Kimse buna gücenme.nekte ve bunu normal karşılamaktadır > *** (aıusnalsrı kolay» ıız kadıalan ıl« (aıu dır. Bu gencler Saint Germain de» Prea sesyetesia» kolaylıkl» sokulabilır ve temâ» Haain edebılırler. Orta yajlı Amerikalı turistlere, ki| veya yaz rnerkezlerinde «tatilde tu rist» olarak dolaşmalanru tavsıya ederiz. Orada hemen hemen herkas tatildedir ve Fransu kadınları il« tanışmak mümkündür.» italyan kadınları için Aiaerikalı turistlere yapılan tavsiyeler nelerdir? Kitabda bunlardan |Syle bah.iediliyor: «İtalyaa kadını atetlidir. Hattt liddetlidir. Çok çabuk atalrlenebıljr fakat kin gütm«! Âmerikalı turistler İtalyan kadmını tanımalıdır» lar. Yazık olur tanırnazlarsa!» Alman kadını için de kitabda tu cümleler mevcud: «Alman kaduüannı bir Amerikaa sigarası veya bir paket cikolata il« tamdığmız günler tarihe kansmıstır Orada Alman kadınları ile tanıjmanız şbndı zordur.» Fakat Amerikalı turistler için teennet» diye gösterllen bir bö'a» mevcud! Bu da Skandinavyadur. Avrupaya gidecek Amerikalı turbtîerin satm aldıkları bahia mavzuu kitabda Skandinavyah kadmlann son derece iyi, miaafirpervei', huylu, güzel oldukları anlatıla anlatıla bitmiyor. cEğer yalnu ise.iia behemehıl Skandinavyay» gidin fakat f»ne yaln» kahn, evlenrneyln!» Hâmi S. Cannet, Mayıs Festival Ifirld! bajkam Marcel Pagnol, kapanif g«eesind*ki galada, Erkek Artist mükâfatının Black Rock, (Amerika B. D) filmındeki bafarısından oolayı Spencer Tracy'ye verildiğinı büdırdıği zam»n hayret eden olmadı. Genış salondaki ıki bın davetli bunu beklıyor gibiydilsr. cSıyah Kaya» fılmini yeni rejl '< •orlerden John Sturges çevirmuti. ) E»er onjınal ve kuvvetli bir konuya lahıbdı: Black Rock GüneyBab Amerıkada bır yaylada kırk ki i şilık bir koydür. Dort senedenberi I hiç bır tren durmamaktadır. Pır | gun muhteşem Paııfik Ekspresi ' durur, bır adam koye üıer. Yenı g« ı len (S. Tracy) köy sakinleri "tar» I fından şuphe \e nefretle karsılan:r. Her an tarassud altmdadır. O her adımını ihtıv atla aUrak bu 1İU4mıtnca karşılanmayı anlamağa ça | hsmaktadır. Fılmin bu kısmında ' «Suıpence» rejisöriin mahirane bu hifları sayesınde, bılhassa tinemas 1 kopu çok ı\ 1 kullanısıle tahammül I edılmoz bır hal almaktadır. Yara j tılan bu boğucu atmosferden tonra | tuzaktaki kahraman yavaş yava; hakıkate varmağa bajlar. Köy halkı senelerdır bir katıli teklamaktadır. Bu müşterek cinayetin f«ılleri içlerıne kokulan yeni yabancıyı da yoketmek tasavvurundadırlar. S. Tracy bütün tahriklere ve Elia Kazan'ın en iyi dram filmi mükâfatım ala (Edeu'in Doğuıunda fllmi.. Ortada James Dean.. n tahkirlere soz söylemeden boyun Trask'm birbirlerir.den çok farklı eğer. Her an kavganın heyecanı i)e film artistleri sanat mükfifatmı ka ikial de kendi kafalannca nıüQuiet Man'de oldujju gıbi nefes 1 zanmakta idiler. Bu Rus filmi bir ' eadele etmekte jdıler, Aktör rolün yaradıhşta iki oğlu vardır. Caieb nefes kalınmaktadır. Ve .onunda iantiy.de torunlu babah ogullu de Bmg Cro*by h.rkesi sa.ırtan bir ve Aron. Bunlar çoktaiidır öldüğünü zannettıkleri annelerinin izini keş kalabalık bir ailenin *ün bu o kadar şimş lük hikâyesiydi. Muhtelıf nesiller şarkıcının bu kadaı mahir bir ar federler. Amerika harbc girmek ül»r ki diğer her sey iillnir... S. arasındaki düşünce ve his farkı tist olabileceğine inanmıyanlar zeredir. Koraborsacıhk ıki genc Tracy'nin köyde aradığı adam s°eğleneeli bir şekıld» belirtilmişti. ! cTasra Kızı» nı görmelıdirler. Ka kardeşi cezbetmektedır. İkisi de aynelerce evvel katledilen ve katli [ ıısı rolunde Grace Kelly ifadesınm nı kızı, Abra'yı severler .Fakat Abbütün köv halkı tarafından saklakeskinliği ve temizliği, bilhassa ra, Aron ile nişanlanır. Caleo evi nılan adamdır. Halbuki o bir kahJüri bu sene hiç bir kadm ırtiîdıksiyonunun ölçülü ve berrak , terkeder. Fakat Adam en sevdıgı ramandır ve Tracy ona hükumet ti beynelmilel dcrcceyt lâyık bulnamına harb madalyasını getirm'ş rramıştı. Yalmz Chaya Harant'e (£4 temposu, hareketlerinin zekâsı ıle oğlunun ıhanetini görür. Anlar kı tir... 24 saat sonra Tracy köytt >rı numsralı tspe cevab vermıyor) mükemrnel bir artUt olduğunu gös asıl ona bağlı olan Caleb'dir. Abra keder.. Black Rock kendi âlemine I (İ»rael) filmındeki rouvaffakıyetin terdi B u r o l ü İ U d s Amerikada bu da onlara iltihak eder... EJia Kazan'ın reji dehasuu buden ötürü takdırlerini bildirıyordu. s e n t O s k a r heykelini glmağa m;ıkapanır... (Irkekler için Avrupa rehberi) JürİDİn en çok protestoya uğra v a Ö B k OİIT1U» Kritikler Grace Kel rada tarüfma konusu yapacak dtr «dh kitabda da Avnıpalı kadmlar Spencer Tracy Black Rock'a ç U n b u f U m d e yan karan idi. ' ^grid Bergman'ın fılim. «Ou the Waterfron> veya hakkında bazı izahat verilmekte, len meçhul yabancı rolünde, haki ,„. „ „ „ . bu ... Halbuki bu mü ' » l l k b u y i i k katen kaya gibı sağlam ve kuvvtli j kâfata lâyık namzedler çoktu. «Ta| ülmlerındeki çehr3«ini «İhtira» tramvayı..» veya tViva Âmerikalı turistlere tavsıyelerde Zapata» yı gdrmüs olanlar Kazanı bulunulmaktadır. oyunu ile c ok muvaffak oldu. İhti ra Kızı» film»nd« Grace Ke'.ly « a t l r I a«'ğım söyluyorlar. iyi tanırlar. Bunda tngiliz kadını için denıliyatı, korkuyu bczan da mütevekkıl | eidden çok başanhydı. «Bir ajkın fatalızml o kadar tittadan* lfade lonu» fılminde Deborah Kerr ise Bu fılmde d» sinemaya alıştaki yo ki: Jüri dramatik film mükâfatmı etti kl CannM'da Erkek Artist Mü bir çoklarınca bu mükAfaU 'âyık Elia Kazan'ın «Eden'in dogusunda» bütün inceliğıni gÖBteriyor. Bilhas «İngiliz kadını yabancılar için kâfatını yerden gökt kadar hakket bir kabiliyet göstermisti. «Marty» (Amerika B. D.) filmine vennişti. sa Kamerayı uzun müddet aynı a kapah bir kurudur Fakat İngiliı mifti de de Betsy Blair hiç onlardaa ifa Fjl m Steinbeck'in romanmdan per çıda teebit cderek, ikınci v« üçün . kadını İngiliz erkeklwini büe lıay• •* | ı kalmamışb. J dev« alınmıştı. Eser her halde Ste cü plândaki şahısların hareketltrı ret içinde bırakmaktadır. Ondan kaçmak için İngtiiz erkekleri kuiub Festival jüriıi bu şerefi yalnıt «Taşra Kızı»» fllmi hakkında bir ' inbeck'in şimdiye kadar yazdıkl ırı ni hiç sıkmadan mahırane bir s«Spencer Tracy'ye vermiyordu. «Bir »eyler sövlemek isterim. «Comtr> nı n içinde en kuv\etlisi değil. Da kilde fılme alışı, hattâ bunlan ta leri yaratıruşiardır ve oralara katiyyen kadmlan sokmamaktadıılar büyük aile» (Sovyet Rusya) «1 ^ Girlı, Clifford OdeU'ın bir pıye«i.i ha ziyade psikolojik bir roman ol man zaman ön plândan dahi daha Bazı ingiliz aileleri. yemek sonunminin bütün «ktörleri de bu nu den perdeye alınmıştı. Kendini iç m ah. Karakterlerin tahlili ve 1917 önemli tutması çok başanh... da yemek odasındaki kadınları tahkâfata lâyık görülmekteydi. Şimtllj kıye veren büyük ve meşhur bir de harb arıfesinde Salinas şehıinde Fakat Elia Kazan'ın asıl baıarııı lıy« ettirirler ve bundan sonra ye kadar bevnelmilel bir film *es ' aktdıün macerasıydı. Karıa ve bir Amerikan ailesjnin etudü nu sanıyorum ki bu fılmdeki artistleiçerler. Ancak kâfı mıktarda iNki tivalinde ilk defa olarak butün bir lahne arkadau onu kurtarmak için vaffak unsurlar tajiyor. Adam rini iyi seçmesi . Bu kadar sğır içtikten sonradır kı, kadınlarla tek bir esere iştirak eden sanatkârlarm rar orurma odasında buluşurlar! üçü anc?k bırer film çevırmişler İçtikleri içki bu kadınlarm mevBilhassa Caleb rolunde James Dean eudıyetini telâfi ederl Amerikan sinemacılığının yeni *eş • Hattâ İngiliz erkekleri arasında, fi olsa gerek. Tabiî bu kesif daha İngiliz kadınından kurtulmak için zivade Kazan'ın. James Dean 24 sılâhmı yağlayıp Afrikaya ava giyaşında. Bır senedır Broadway"de denler bile vardır! oynamakta Perdeye tiyatrodan ?elLondra sokaklannda dolaşırkcn miş olması çok sağlam, muvazeneli çok güzer bir kadın goıursenız luç bir oyun cıkarmasma başîıca sebe'î şüphe etmeyin Bu bır yabancıdır. saylıyor. Deanın şohreti çok geç Fakat şunu da kaydetmek lâzımmeden her tarafa yayılacan*ır. dır ki, eğer bir İnRihz kadını ^uvıel Marlon Brando ve Montgomery i^e bu «güzelliğı» dunya çapın UClift'in açtıkları yeni yolda, Dean dır! Böyle istisnalar da vardır İnAmerikan sınemacıhğı için cıddcn güterede çok az fakat kahteli s ü ıttıhar edilecek b:r klasa sahib bu ze' vardır!» lunmaktadır. Cannes festivali 1üıı»i de bu fi'mdcki brşarısından dolayı James Dean'e ozel mansi\ on vermıstir. mü? İkı iiiLın.ii vdrdır: Ya «okak kadınıdır, is peşindedir veya bırlsini bekleven bır kadındır, Konujmanıza ımkân yoktur! Genc Amerıkalı turistlerin Fran l ^ ^ * £ * * **»* *«*** *" Naylon, Perlon ve benzeri sentetik kumaşların bellibaşlı kusurları nelerdir? ise. luks ve pahalı bir kumaştır, »ıcaklıkta, hemen hepsi erıyıverhe* veıe aıyılebılı». 1 W Amerika j mektedır Mesela, erloa, alev il*v % . lılaı venı sontetıklerin bu özellik j yanmaktadır kı. orlon kull^nan lere sdhıb olncaklarını duşunmuj kımseler için hiç ds enıin bır ;ey lerdı Deıken, tanı aksı tecelli etti , ve mucızevî kumaşların hiç de rnu | Bu husu=u nszirı it'bara alan cızevî olmadıgı anla?ıldı. Hele bır firmalar, yenı seitetî'Jpı ve "ııki deneme, iyice goiden nu kirnyevt ?meliy*den gecıre.ak, ateş alma süratıni diişurmeğe cahemaktüdırlar Fakat musbtt IPMceler elde ed;lememi=*ir Bütün q»lışmalara rîSmen, yirmi sir.tlmetrelık bir k".maçın ateş alman, ancak üç buçuk saniyeye indırıltbümıştir Ocak avında toDİ.nan bir tekstfl kongre^inde, m~V"it kimv» mühTl disleritHen J B Goldberk şunlan soylemıştır O kadar çalışıldıgı hald? slm dıje kadar yapılan hiç bır sent'1''1* kun?s. tabiî kumaçın sahlb olduğu özelhkleri taıımamaktadır. Kimva mühendiıirrin sSzlerinin ne kadar doğru olduğtmu anla» mak ıçın, ntvlonun neden sertvejö ğuk tutucu bir sentetik olduğunu ara^tıran Du P°"t şirketinin çall|malanndan bahsetmek klfi^ir Tabiî ıphğm. bbcok kısa iplikçilerden meydana geldîŞi bu yüzden de tabil kumaşların vumuşak oldu&U anlsşılmıştır Du Pont da ipliği t ğirdiği zaman. dokuduğu kuraaf yuTiutak olmuştu. Di|er taraftan bir baıka firau, sun'î irjeklinin vıkanmasını müıtlkün kılacak tecrübelere b'sUmıf . jmen de muva^fak olmuştur. Fa kat, gene de tabıî kumaslar, sun'î kıınssların çok üzerindedir. Gene çalışmalar netıcesinde, bir çok bakımlardan yüne yakaı bir sentetik. olan dakron yapılabilrni». tir. Muhafazası kolaydır, hattâ ylkanabilir. Halihazırda piyasada 24 etaa anıcizevj kumsş vardır. Fskat kemlyetin keyfivet demek olmadığı veni gentetikler saha*ında bir kere d?ha anlaşılmıstır. Adı gecen kuroasların özelliklerini birhkte incelevelim: Yünlü: Bu kumsşın haiz oldu|u vasıflar su götürmez bir sekıl>le <\un yanın her tarafmrla kabul edilmi?tir. Yanlış olarak vünün ısıttığı sövlenir ve bu viizden, memleketimizde yazın yünlü kumaslar giyilmez Hskik»t*e ise, yünün HUBUsivti vücud ısısmı dışarı vermeme sidir. Pamuklu Pnmuklu kumaslar da Sık sık bu mevzuda yazılara rast ! lar ve muthış ıddıalarla ırkıhısınız. Nitekım, aynı şey bizim memleketımızde de olmuş ve henuz DI j yasalarımızda . gdrulduğü bir de vırde. naylonun kanseı yaptığı so> lenmıştır. Mucızevi kumaşların yapıldığı ve genış mıkyasta kulUmldığı Ameri kada, herkesın kafasını yoran bır mesele, bu ıddıaların ne deıecc; e kadar doğru olduğudur. Bu jentetıkler ilk yapıldığı zaman, tekstıl sanayü «mucızevî kumaşlar') *dını verdı. Amerıkahlaı mucızevi kumaşlardan çok şeyler bekledıler, fa kat ümıd ettıklerı gıbi çıkmıdı ve >enı sentetıklerın hiç de mucızevi olmadığı anlaşıldı. Adam rolunde Raymond Massey ve Abra rolünde genc tıyatno aJttrisi Julie Harris eserin vahdetini saglayan mukemmel bir çahşmayı teyid etmektedırler... (Devamı var) İnçiHereden bol miktard* şeker geliyor Bu hafıa Ingıllereden lımanımıu üç vapurîa çok mıktarda şeker gelecektır Bu şekerler gem:lerden ÇlkarılUlktan sonra «elcer ııkıntuı bertaraf edllmis olscaktır Almanlar, Hilde Krahl'ı (Mücke) adlı filmile festivale sundular.. Cunıhürı\et'in Edehi Tefrikası; 1 Son zamanlarda neşredılen bır karara goıe, bundan bovle senteUk kumaşlar yapan fırmalar, imal ettıklerı malların neden yapıldığını, nasıl kullanılaciğını ve ne ;ekilde muhafaza edıleceğıni yazac^klardır. Yeni kumaşların teıi geçirmedıgi ve sıcaktan pek çabuk müteessırol duğu ın.kâr edılmez bir hakıkattır Maamafıh. sakın yeni sentetik1 ~>ri favdasız vo hıcbir ise varamaz sanmaym. Bir kere. çoğunun vıkanması kolaydır, ütü derdi yoktur. Amerikalılar mucizevt kumaşlara pek bel bağlamışlar ve kısa bir zaman sonra, her yerde onlarm kullanılabilecefini sanmışlardı. Bir kere bu kumaşlar daha ucuza mıl oluyordu Sonra da pıyasadaki diğer kumaşlardan daha dayanıkhydı. Yarın aksam b aat 19 dan Fakat, bızım eski kumaşlanmızla 19 45e kadar Istanbul radyosr.r a yeni sentetıkler arasında çok mühim bir fark vardır: Yün, vücud hararetini dışan vermemektedir; düılemeği unutmavınız. psmuklu vücudü sıcak tutar, ipekli h MUZEYYEN SENAR'ı Çevırejı. VAHUgj ı.LHUIN Karçısmdaki yüz. renksizliğle, ya aık ve gersin derısile pekâlâ kendi sinin VJZU olabjlirdı: yalmz. kendısi daha genc. daha esmer ve biraz daha topluydu Olıver, kendi kendine: «On yaş kuçügüm» divii'ly. «Ama. be n yaşlandıkça birbinmizi daha çok anduıyoruz. Bır "3ün okcak. Benzerlıği herkes cek.» «Bıham. beni çağırmiştl» di. «Acele bır işım var da, senin j amndadır dıye buraja dim » Euşene, elınden kalemj Gozlennm arasında bır burujılk belırnıijti. uVallahi,j»ok burada» dedi. Eır şey dıışunür gıbi saatıne bak tı Butun hareketleri keskın ve az&metlu.Jı Arkasında vücuduna hokka eıbı oturan bır elbıse vardı. Hiç bır tarafı aksamıyordu Oliver. ksıdt^'n'n z?yıf ama, geni<= |oğsun€ ve omuzlanra baktı Tıpdedı. «Bir evde oturuyoıuz çunkı kendi'inin gıbi ıdi. Eugene gözlerini gene ona dik ku » mış, kaşlannın arasında gene bir Eugene bir şey söylemedi. Düburuşuk behrmisti. şüneeli duşüneeh, Olıver'e bakıycr «Niçin çağmlı acaba?* dıye du. Olıver bunu gbrüyor, ıçlnden: îordu «Belki de ben kendisine «Kafamın içini okumağa caKşıyor. yardım edebılirım. vskit kazanmış ı Bu işte de, ustadır,» dıyordu. çlur Bek iyi degil çünkü» I Sonra, ilk defa olaıak bir şeyi Oliver kızar gıbi olmustu. AğırJ farketti. Eugene Arnold'a, istedı^ı sğır konuşarak: «Onu bihyoıum,» gıbi dizgjn vurablldiği, gizii bır dedi. kuvvet vardı. Olıver onu hiç uır Seslerinın, hele Oliver bir şeye zam?n kuçumsgrpcmıştı ama, o zacanı ükıldığı zamanlar. msanı şaşır mana kadar adamakılh pek anlıyaUeak kadar birbirıne benzediğini mamıştı da. Kendi kendıne: (.KoıTIimdıve kadar nlçin kinue farket ! kune bir adam,» diyordu. «Kacaman bir suka kedi gıbi: Karanlıknıemıştı? <Gulumsedi. ta, pusu kurmuş, bekliyor; pensahıden tedırgin tu; ıçınden gelej» bir hisle değil yal çesini vurunca da, hiç kaçırmaz, nız; aklı ve muhakemeail* de. üldürür.» O laman Oliver'in aklma Julıa | VVıllıanıs OUver'» «ray» çagurdığmi I geldi. Kızcağız son gunlerde pek ' hic hatırlamıyordu. j Olıver ıçinden: «Agzımı anyor,» sararıp solmuş hemen hemen hiç konufrr.az olmıştu. Bunun üzerıI dıyor ve acı hır haz duyuyordu. j «Babam iyi mı. değil mı, alt ne, babası hem kızmi|, hem korktarsfı bunu benım bılmem gerek,» mustu. dığı bu adama öyle dalmıstı ki bir an şaşaladı. Azkalsın, «Kim?» diye soracaktı, kendini tuttu. «Evet. övle.» dedi «Aferin Toma. Babama da ne mutlu'» Pek iÇten gelen bir sesle konuşuyordu. aEpejdir bize yemeğe geldığm yok Gene.» Eugene, soğuk bir tavırla: «Ya,» dedı. «Bır kaç gece burada kaldım, bır ıki ufak ı> vardı da.» Olıver içınden: «Ufek ışler ha!» dedi. O genış, çıplak odaya goz gezdir «Gıt kendını Dr Banks'a gosdi Bır tuzak hazırlandığım ne zater, yahud da ,ınadı bırak, beraber mandanberı bıliyoıdu. Hulerıle New York'a gıdelım, seni orada bır sezmışti bunu Ama, ism içyuzünü muayene ettıreyım,» dıyordu. Ba burada oyrenemezdı ki. Eugene o bası bu bahsi açtıkça Julıa b^iı kad.T aptal, o kadar akılsîz 'leiılyoıdu hüngur hungur ağlamağa. di. Oliver, bunu hatırlsymca, EuKapı »çıldı, Tom o fcer zamanki gene'e dıkkatle bdktı Bu adam lıiç gurültucü hahle ıçerı tlaldı. bır şeyın karşısında pek kılını kı «H«y, bana bak, Gene!a diye pırdatmıyordu. Julıa'ya yardun ct haykırdı. mek için hiç bır harekette bulunSonra farkettı Oliver'ın orada olmamijtı. Kendısını tehlıkeve atmak duğunu. Cın gıbi bakan gozlerı kınıyetmde değıldı. Bır çok erkekUı sıldı, bırer çızgı oldu, o irı, koca kadınlar ıçırı tehlıkeyı goze allf ma suratı asıldı. Ama, gene de n lardı. Bu adanı almazdı. vermedı: • t bozuııtuya Olıver o anda farkına vardı: Eu | «A, merhaba, Oliver,» dedi gene, hemen hemen gozlermi hiç | Kapının yanmda duruyordu aniri kırpmadan, hâlâ ona bakıyorda (çok daha uzaklardan bakar gıbıyKendısi de öyle, I dj. Şimdı ıızerıne bır şeyden ku|En şopunda Eugene hafıfçe kaş I kulanmı» gıbi bır hal gelmısti. Ç a larını çattı: | buk çabuk, bır Olıveı e bakıyordu, «Tom bpbasımn ufak tefek *U b» Eugene e. } çok işlerını üzerıne almağa başlsOlıver ıçınden: «Ya, demek Todı,» dedi. mu alet olarak kullanıyor,» dıyorOlıver ağabeysı olduğuna ınan du, cyahud da ıkisi bırlık olmuj. Nedır acaba kurduklan tuzak?» Tom daha kücüktü; canının sıkıldıfmı. birgeyden hoslanmadığmı gizlemesini bümiyordu. Dılıle dudaklannı ıslatmaktan bile çekinmedi. Korknuuş gibi, geni= omuzlan hafıfçe sarktı, burun deLklari «çıldı. Euaeıe *oğuk ve dik bir tavırla: «Mr. Prescott geldi mı?» diye sordu. «Oliver onu beklıyor. Baban çağırmıı.» Tom: «Ya?» dedi. Oliver'e doğru döndü Kırmızı yanakları biraz solmuştu. «Seni mi çağırmış? Neden?» Oliver ayağa kalktı. Ciddî bir tavırla; «Bılmjyorum neden?» dedi. aOnu öğrenmeğe geldım. Beni çağırdığmı bilmjyor muydun sen?» Thomas, onunla konuşurken hep yaptığı gıbi. ters ters: «Hayır,» dedi. «Pederin butun ışlerini bilecek değilım ya.» Oliver'ın yalan söylediğini sanıyoıdu besbellı1 v'unku smsi sınsi onu suzuyordu. «Hemen her gece 401üşuyorsunuz, Seninle niye evdt konuşmadı acaba?» gfp?Yanâ hS.ShöRn h'mı.Çlk Oliver. »Kendisine ^oısana,» '<•di. \ fJ I Ç?kip daralan kumaş, Uadın için bellibaşlı bir can sıkuıtı>ı ka) nağıdır ne jebeb oldu. Tecrübeler netıcesinde, kumaşların ne pamuklu, ne yunlii, ne de ıpeklı kumafların yerını alemıyacağı oğrenıldi. Meselâ, nayloıı Thomas başını bıraz arkaya düâ erkek gomlekleri... O kadar 4uze ru attı, Olıver'e baktı. Ijıl tşıl ya soründüğu halde serbestçe ve ker nsr anz'erınde bır şaşırma paııltüi kusuzca giyüemiyor. Yeni kumaşların çoğunun hat'«da vatui. rete tahammülü yoktur Bıraj fazla (Arkası ve lro'ay kolny renk stmaz Keten Koİ3y vıkanabılen, kuruvan. kullanısh bir kumıştır. Kemli ike" ütülenır. İpekli: Ssğlam, dayamklı, parlak ve elâstikidir. Tek kuauru yıkanmavışıdır. Sun'l ipekli: însan tarafındaH ya» pı]an ilk kumaş, sun'î ipekliiir. Sun'! ipeklinin de hsrarete tahsmmülü yoktur. Naylon: Kuvvetli ve sağlamdır. Fakat ılık ütüyle ütiılenmelidir. Kusuru teri geçirmemesidir. Orlon Yıknsbilir. Asitlerden terrien. güip^ten zaıar gdrmez. Akrilen: Orlonun sahib olsduğu vasıfları haız bir sentetiktir. Daynel: Sağlam, davsnıkh biı kumaştır. Yık»nabilir Üttisun" iik kat edılmehdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle