20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Herkes biraz ruh hastasıdır! cKendinizi hiç olmazsa senede bir kere doktora göstenn.» Bu tavsiye medenl memleketlerde hemen hemen herkesçe benımsenmiştir ve bllhaata çocuklann yılda blr defa olsun doktor muayenesinden geçmesı âdet halıne gelmistir. Şlmdi Amerikada başka bir âdet başladı: «Herkea biraz has ruh hastasıdır» leklınde ileri sürülen bir iddıa zamanla bırçoklan tarafmdan kabul edılmis bulunuyor. Ruh tahlili yoliyle bir çok dertlerin, hattâ bedeni sayılan hastalıklarm aebepleri bulunarak tedavısinde daha kolay bir şekilde muvarfak olunduğu goruluyor. «Herkes biraz ruh haıtasıdır» iddiasını ortaya atan Amerıkalı tıb ve ruhıyat mutehassıaı Dr. Harry Sutland dıyor kı: « Hastalıkla sağlık beraber gider ve ekserıya beıaber mevcut olan hallerdır. Bu gızli mucadele uzun zaman devam eder, ancak hastalık galebe çaldığı zaman habenmız olur. Ondan sonra doktora giderız. Ekseri haide de i| isten geçmîa bulunur. tHastaliklar bedeni ve ruhi olraak üzere ıkıye aynldığına gore, yukarıdaki hal ruhi hastalıklar ıçın de aynıdır. Fakat ruh hastaukları kendılerıni bariz bir şekılde beüi etmezler; yahut da o kadar muhtehf sekıüerde belli ederier kı buniann birer hastalık olduğunun bile farkına vanlrnaz.» Bir ruh doktorunun muavinl, yan baygın halde itlraflarda bulunan bir hggtaıını söyledikleriııi not ediyor 1 Sizd Freud usullerine göre bir ruh tahlüine tâbi tutacak olan doktor, su kerameh savuracaktır: <Insan, şuur altında nefret ettıği şeyleri unutmaya mütemayildır » >fejp unutuyorsanız onu iyıce bır gozden geçirin; Muhakkak, nefret değılsa de, hoşunuza gitmıyen bır şey bulacaksınız.. Körlerin eğitim ve öfretimile uğragan bir müessesede fatranç oynıyan âmâ çocuklar tngiliz hayatından sahneler Körlerin Refahı İçitı Blrblrlerinden güzel •• aynı dırecede zevkle giydirilmis be* ilt sefcb yas arasmda oocuklann avıldaaüklan blr lüom«ktebln bahçesmde onlan seyredıyorum, Hayatlannın baharl»rını yaaayan bu kuçuk insanlar yasıtlan Ribi kofu* muyorlar, agaçlara tırmanmıyor lar, atlayıp zrplanuyorlar: Saktn •akln iskemlelerinde oturup dunıyorlar. Ellerindeki oyuneaklarile, bebeklerüe oynayıp vakif geçiri yorlar. Bebeklerine Ketty, Mary, Margarret diy« isimler taknuslar, onlan çocuk şefkatinin bütün noaklığı il« vt masum «llerüe okauyorlar, sanlıp öpüyorLar. Uta bu köşed» d« Ud tana «hhatli, altm saçh kız «1 yordamı ila blr gülü bolüsmeya, koklamaya çahsıyorlar. Evet, onlar için sadeca isim va koku savkl Tar T* hepsi • kadar va gflnealn tatlı rengi n« tablatin iç doyuran yeşillljl, na gökyüzünün dinlendirici mavilıği, n« da gruptakl flıtisamu renk yelp«M*i, huULsa ifik, renk va sekll olarak insanlıSİn an tabil hakkı olaa varlıklan gSnnek zevkl yok, olamıymcak da. Çünkü onlar anadan doğma kSr va buraai da înglllx kör çocuklar mckteblarlnden blrldlr. Bu bedbaht «ocuklar bir aeylarl •eviyorlar, alllyorlar, kokluyorlar, fakat göremeden. Hiçbir laman da göremiyeoekler. Hayatlan Myle rürecek, onlar görenleru» anlatbklannı dinleyecekler va dın ledlklerinden kafalannda bir U krm mefhumlar jraratarak hayaü, tabiatl öğrenmeye çalısacaklar. Çilalerini böyleee doldurup her fânl gibl bir gün göçup gidecekler. Hayattan en tabil nasibinl ala suyan bu gibl bedbahtlara medenl mıiletler bütün tefkatlerınl mu aızam müessesekr hallnde ortaya çıkarmışlar ve laat intizamı ila l?letiyorlar. Iste bu aayede, balan îngilterede mevcud 87 bln körün 36 bini tablatın kendisinl mahkum ettıği ataletten kurtulmus, gören ler kadar cemiyeta faydalı oluyor va gSrenler kadar da nzkını kaEanıyor. Inglltere, dflnyada ebedl karanhk mahkumlannı en iyl düşünen olabilecek vüs'att* müeftseselert va bütün öbür milletlere nümunt vo tefkiIÂU lahlb memlektttir. Dıkkatsizlikten mi şıkayetinia var? Ruh doktoru sızm zıhnınizda gizli bir düşunce bulundugunu kej fediyor ve kendisine bunu açmanızı istıyor. İhtımal bu gizli düjüncenın farkında değılsinizdir. O halde, hayatınızı anlatın, zihninızi için içia kurcalayan gizli duşünceyı o bulur. Böyle bır tahlil neticesinde, bir doktor, dıkkatsizlık yuzünden üst üste kazalar yapmıs bır soförun derdini deşmij ve ona çalısüğı otoraobill bırakmasını tavsiye etmış» tir. Çünkü bu çoför, otomobilin SEbibi olan adama bir meseleden kız. mıstır. Adama kargı olan kızgınlığı, fuur altında sekıl degistirerek, otomobile karsı nefret hâiinl almısür ki dikkatsizliği de, otomobilden hınnnı almak gibi gene şuuraiü bir ruh halinin tezahüründen bajka bır şey değildir. Severek •vlendıği karsından son zamanlarda nefret etmeğe baalamıa olan bır adam da, derdine bır ruh tahlili sayesinde çare bulmuf va bu derdl desildikten sonra kansını tckrar sevmeğe baslamısür. Doktor, adamın hayaünı dinltdikten aonra su neticeye varmiftı: Bu meaud koca, bir gün kansuun yalan söyledJ§inden süphelenmis, fakat onu rencide etmemek için açıkça sormamif vt bu içinde bir ukda halinde kalmıstır. Doktorun tavsiyesi üzenna gidjp karısına aoruyor v* iüphesinin asıUa olduğunu anlıyor. Bu ve bunun gibi haller herkea İçin vaki değu midir? Kıskancuk, nefret, süphe, dikkatsizhk, dalgınlık gibi hallerin normal insanda bulunmadığını, bütun buniann 01rer anormal hal olduğunu kabul edarsek bu gibi kusurlann bulunduğu kimseleri ruhan biraz hasta saymamız p«k tabil olur. Bu hallerin sebebinl kesfedip kökunden kazıdıgımız zaman ise, hayatın oir çok derdleıi halledilmif ve yaşama çok daha tatlı bir hal aimıg o lacaktır. Dr. Sutland ve arkadaalannın dfivalannı hulâsa etmek istersek diyebılırız kı, herkes bedenen ve ruhan biraz hastadır. Farkına varmadığunız veya aldırmadığımız bedeni hastalıklarm başında tansiyon duşüklüğü veya yüksekliği, haflf mide veya barsak bozukluklan, kalb Idiayetsizliği, zafiyet, kanaızUk. kafa yorgunluğundan ileri gelen ainir zafiyeti ^lafü göz bozukluklan, çıban veya tivilce ceklinde tezahür eden cild hastahklan VJ. gelır. Gizli ruh hastalıklan ıse hepımlz her an kendimizde veya baskalaruıda görüp ehemmiyet vermedigimiz, olagan bir |«y olarak karfiladığımız hallerdir. Meseli, blrisi için asabt, diger biri için unutkan der geçeriz. Sıkılganhk, farfaracüık, kendinı beğenmislik, kindarlık, salimlik, dıkkatsizlık, uyu•ukluk, durgunluk... Bütün bunlar lnsanlann yaradılıstan gelra» vasıfLan «ayılır va bazan kusur bile degü ^ncak blrer baçkalık olarak kabul •dllir. Halbuki. ruh doktorlan İçin bunlar birer hastalıktır ve tedavi edümelerl lftzımdır. Nasü, ehemmiyet vermedigimis bedeni ânzalar vaktinde tedavi •dümediklerl takdirde daha vahim hlı hal alırsa, normal lruana nisbetle birer kusur olan haller de, vaktlnde önlenmedlkieri takdirde daha ağır ruh hastalıklan hallne girerler. Dıyeceksizınız ki kendlslnde yukanda aaydığımız vasıflardan birine veya birkaçına bırden tesadüf edilmiyecek Insan azdır, hattâ heAnadan doğma bu âmâ kıılar, tablatin ftiıelliklerinden men hemen hiç yoktur. Dogru. Işistifade etmeslnl t« bunun içindır ki «herkesbıraz takasında gezdlm. Bır çok âmâyı saatt» çalifmaya, kfirlar fabrikas ruh hastasıdırı diyen doktorlann rrind» ziyaret ettik. Hepsi alnının na lepet yapmaya gitmijti. Oturduk hakkı vardır. terile hayatını kazanmanın »evin lan kat ferah, bol günef alan ta * * * ei içindeydiler. Evlerinde yapnk • Vimll v» tertibll bir apartıman kaü. Amerikalılann adına tdıaneuk» lan elislerml teekilâtlan vasıtasOe Bu yerl kBrler cemiyati onlıra tutsatıyorlar ve düpedüz para kaza mu}, kiraaını cemıyet 8demekte dedıkleri bu «ruh bozukluklan» ilmi bugün genis bir tatbik sahası ruyorlar. dlr. Biraz SQnra kadın gene cemi bulmuştur. Hiç olmazsa senede bir Şimdi slze bunlardan blrinl an yetln kendisine veruıği çorap ma kere kendilerini umuml bir nbbl latayun. Londranın fBkir mahalle kinesile çorap örmege başladı. Gün muayeneden geçirmeyi âdet edinlerinden birinde yeni yapılmıı bir d« iki çıft ördüğü bu çoraplan ce mis olan Amerikalılar jlmdl gene apartımanın önündeyiz. Yanımda miyet alıp »atıyor ve parasıru ken yılda hiç olmazsa bir defa kendi35 sena Türkiyede Ingiliz sefare disine veriyor. lerini ruh doktoruna gosteriyorlar. Unde basın ataşc rauavıni olarak Bütün gün öğretmenle Dirlikte Devamlı bir iç ııkıntıaı, halsizlik Çalıstıktan sonra gözlerinl kaybet evleri gezdim ve onlann hayatlave bezginlik mi hissediyorsunuz? nna ortak oldum. Aala mubalâğa Ruh doktoru size isinizl sevmediğietmeden diyebilirim ki İngıltere nizi adylüyor ve daha fazla hoeude gerek teknık olarak, gerekse nuza gidecek bir ista çahsmanızı cemiyet tesanüdü olarak, dunya tavsıya edlyor. tun hiç bir köşesinde bulunamı Unutkanlıktan rru nrastekistniz? yaoak derecede içtimal teşekküller Son derecede mukemmeldir. Bütün bu ve buna benzer mües•eselerin yegâne mesnedi ferdler ve onlann vıcdanlandır. Bu bakım dan bu gibi teşkillerin niç bir zaman maddî endışeleri yaktur3u müesseaelerın başmda olanlar da teşkılâtm en küçük kademe*inden itıbaren muvaffakıyetlenle o is kemleleri hak etmış kimseıtrdir. Parayı veren de, toplayan da neticesinden emin bulunmaktadır ve böylelikle cebınde ^ıra2 parası olan seve seve yardıma kofmakta dır. Bütün bunlan gördüktja sonra medenî bir memlekette korluk veya buna benzer herhangi bir kusurlu doguşun ebedt bir atalet olmadığına kanl oldum. Hu'âsu, ne kadar ahl veya faklr olursa olsun yaşıyabüen her ferd cemiyet şefkatına dayanarak dairna yajaraa ve kazanma zevkıni tadabilmektedır. Haluk DUBTJKAL Ruh tnhliltne tâbi rurulan bir kadın, kendinden geçmif blr halde sırlannı anlatıyor. Geçen hafta Venedıkte bir ıDünya Moda Sergisi» açıldı. Uç bin seneden beri erkek ve kadın modasına, elbiselerin biçim ve kumaçına teair eden âmilleri ve buniann netıcesl olarak ortaya çıkan yeni sekillerl gösteren bu sergide, tabii, en büyük yeri kadın n.odası alıyor. Zaten, erkek elbise modasının lân mı olur! Moda devınce akla derhal kadın elbıseleri gehyor. Vakıa değü üç bın, üç yüz sene içinde bile erkek elbıselerının biçımi çok değışmiştir. Bugün Romalılar gibi sırtma harmaniye dolajnp sokağa çıkana delı derler. Hattâ, yüz sene evvelkl kıyafetle bile gezseniz garip kaçarsınız. Fakat, erkek elblselennin geçırdiği .leğışıklik o kadar azdır ve o kadar yavaş yavas vücude gelmiştir kı kadın elbiseleri modasındaki değişiklıkle mukayese edilirse, otomobü yanında kağnı gibi kalır. Moda Muharebesinin Yeni Zaferleri yorlar. Son senelerin uzun etek modan yuz sene evvelkı elbiselerden üham almamış mıdır? Bu bile kâfi gelmiyor. Son zaman larda birçok moda ressamlan va raodel terzileri çok daha gerilera gidiyorlar. îçlerinde Asurîlerin, eskı Mısırhlann kıyafetlennl taklit edenler de var. Bu arada, geçenlerde Parıste teshir edilen yeni moda kadm elbisesi modelleri arasmda, «başkalık ve dığerlerine hiç benzemezlık» bakımından bırincilığı, fıravunlar devrindeki kadınlann kıyafetinden üham alan bir elbise kazanmıştır. Bır çok kısınin garip ve acaip bulacağı bu gibi kıyafeüer moda terzileri arasmdaki yan§ın ne büyük bir gayretle cereyan etmekt» olduğunu gostermeye ':âfidır. «Mo da muharebesi» djyebıleceğımiz bu yarı^ bılhassa son senelerde, kadınlara aradıklan değışıklık ve yenihklerı en cazıp şekilde verebümek ıçın her zamankınden fazla hızlanmışür. Model terzileri fılmcılerin yıldız arayıcılarını golgeda bırakacak derecçde guzel kızlar keşfetmekte ve bunlara kenda modellerini gıydırerek teşhır ettirmektedirler. Meselâ, son bir çeyrek asır zarfmda erkek elblselerinde ne değjfiklik ohnuftu ki? Esklden pantalonlann paçası kıvnk değildi, Wales Dükü (sonradan VTJnci Edward olarak tahta geçen Ingiliz Kralı, yanl bugünkü Windsor Dükü), ça 1 j Akisler \ j Truman'a açık meîdub Amerıka ile îtalya arasında ihtılâflı bır mevzu var. Amerikalılar eski faşıstleri memleketlerine almak istemıyorlar ve bu yuzden, vaktı.e faşistlığe temayul etmış bır çok tanmmış sımalar aralarmda dünyaca meşhur değerli ressam, artıst, musikişinas gıbı cehreler de olnak üzere Amerıkanın kapısındaa geri çevrilıyor. Bu noktaya temas eden bir İtalyan mecmuası, «Truman'a açık mekrub» başlıfı ile neşrettiğı bir rrakalede hulâsaten dıyor ki: Vaktıle İtalja faşıstti, çünkü başında Mussoliıi vardı. Mussolini de Hintler'e in^nmıştı. Harb esnasında bütün dunya Roosevelt'e inanıyordu Ruslsrla dostluk üzerine bir siyaset yoluna giren Eoosevelt de Stalin'e inanm'ştı. Böylece fit olmuş bulunuyoruz » Ses dalşalan Pennsylvania Unıversitesinde bir profe>=or, yumurtayı hiç bır şekilde JS'tmarlan, sırf tız bır sesın daigalan Esvesınde cıveıv çıkartmaşa muvsffak olmus^ur. Bu suretle goze görunmez ses da'galarmdan elle tutulur neticeier almak ve bu gızli kuvveti fizikî bir kuv\et olarak kullanmak hususunda or'Şilen forru'^eler çok yeni bir srfbiva girnıiş bulunuvor. Amenksn ve InnlİT âhır'eri ses d1!grJarile istıkbalde ınsanîar için yeni ufuklar açılacağım soylüyorlar. Cinsî cazibe Ingıltere festivalinde gosterilca buvuk bır boa yılanı kafesten kaçm:ş, yakalamak rr.urr.kun olamayınca hayvanat bahçesınden bir dişi boa getınrîişler ve, bunun uzerine, kaçan yılanı kafese sokmak kabil olmustur. Amâ blr ku çocuğu el yordamile bir heykeli okşuyor Amâ olarak doğan çocuklan sine mı», hâlen gezici öğretmenlik yaainde banndnan mükemmel 10 pan Mr. Barvel var. Bu evde hem mektebden maada bir çok bakım kör, hem de sağır bir kadm her tejkiiatı da vardır. Ba kör mek hafta kendıslni liyarete gelen öğteblertnde emikleme ve öğr^nme retmeni Mr. Barvel'i beklemekte çağım geçiştiren çocukıar yavaş dir. Kapıyı çalmadık; kadın çok az yavaş hayata harırlanmaya baglar görüyor va yalnıc kırmızı rengi lar. Tahsılleıile beraber ganat da îarkediyormu|. Onun ıçın, evın bütün odalanna sil yerine kırmızı öğrenııier. Marangozluk, hasır örucüiuk çtape1'k, daktılo, ste ] »mpul koymuslar, kapıdaki anahnograf, tv ;ık öğıenen bu ınsan tarı çevinnce ampuller yanıyor. ların hajatta gormem?kten başka Nitekım çok beklemeden kapı hemen ^çıldı. Oğretmen, kadının sol hiç bir endi§cleri kalmamaktadır. Yaşh korlere gelınce, bunların da elini tuttu ve parmaklarının içlaendişelerim ortadsn kaldırıcak baş rına dokuna dokuna hem kör ve ka bir teşkı'ât kurulmuş Bu gibi hem de tağırlara mahsuı alfabt ile lere otuıJu«'an yerde çorap dr bir şeyler soyledi. Kadın da hoeamek, file yafmık veva hasır se sının sol elinın parmak uçlarına pet imai etmek f.bi küçuk el ?a dokuna dokuna cevab verdi. Ben natlan oğreten gezıci hocalar var takdım edıiraış, kadm da bana thoş Bunlardan bir tanesı ile, bütün geldmiz» demıştı. Bu kadının kocablr gün, kendisine ayrılan mın sı da anadan doğma kördü ve bu ZERAFETİNİZE HAKİKİ BİR ENGEL OLAN AĞm TER KOKULA Bir müsabakada birinciligi kazanan oFir'avun» modeli elbise murdan geçerkün pantalonunun paçasını kıvırmıs, ondan sonra bu, erkekler arasında moda haline gelmistir. O devirde ve daha aonralan, hattâ bugün Edward en |ik giyinen «rkeklerin bajında gelirdi tre o ne yaparsa diğerleri derhal taklit ederlerdl. Yeleğin en alt düğmesini iliklememek modasını da o çıkarmışür. Kıdıa modaaına gelınce; üs bls değü. üçyuz değıl, hattâ otuz de A, üç sene zarfında bile ne nuazzım değişikliklere uğradığıru sdylcmeye lüıum yoktur sanırız. Bunun mıtali her gün karşımızda. Hattâ uç seneye ne luzum var: Her üç ayda blr kadın modası değışmiyor mu? Diyebıliriz kı bu baş donĞ irucu sur'at ıçınde ya zıhınler şaçırıyor. yahut havsalalarm icat kab.liyetı duruyor da sık aık eakiye donü RINDAN TARACAK SİZİ KUR H U BU BA T U N LAR I Ç o c u g u n u z u n /Vluhtaç O l d u g u SÜDORONÜ PERTEVdir. 6 1 D A N 1 N E N AL Â S 1 0 1 R
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle