25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuri İLE SA Tl IMAZ • fmtama 1951 4 SAVFA r Yolda kalmaya mahkum gözler Umum! Kâtibl Arab Birliğiİzmirde, gider ayakAzzam Paşanın vtr dıği beyanattan: « Bence her şeyden evvel gelecek turistlere iyi muamsle etmek (demek ona da fenası yapılmış) ote'erde, gazinolarda doğru hesab çıkarmak (demek ona da hilelisi verilmiş) pasaport işle rini kolaylaştırmak (demeK onunki de zor Gİmuş) lâzımdır.» Bunlan, söylıyen memleketımizın resml bir misafiri. Ankiıada devlet ve hükumet erkânı ile görüştü. Şerefıne nyafetier verüdi. Gazetelerde günlerce irıli ufakll ıesimlerı, uzunlu, kısalı beyanatlan çıktı. Eöyle bir adam bile, içinden bir türlü çıkamadığımız, malum derdlerden şikâyet ederse, artık sız, ranatindan başka bir sey aramıyan, adı sanı belırsız, sahıri turıstı düşü nün .. Ve bekleyin ki gelsin. • •• Şeytan kulağına kurşun nun tarifı guç. Ancak mısallerın yordamıle ifin içinden nısbeten kolaylıkla çıkılabilir. Ben bir tane buldum. Şu başlık Gece Postası arkadasımız oa geçen gün büyük puntolarla çıktı: Bir günde ölümle b)ten S hâdıse oldu. Bunda bir şey yok, havadis. Fakat, züıhar, bir günde doğumla biten 5 hâdıseyı yazacak olsanız hapısaneyi boy larsınız! bile mügktil M üstehcen kelımesi ekseriya hâkimlerünîıi değildir? Buvaziyette bırakıyor. Müstecen nedir, ne YENİ YANGINLARI BEKLERKEN. Tertibat ihtiyacî • •• llAevsimi geldi, yer yer parti kongrele>'f ri toplanıp duruyor. Bu sıcaklarda P\ I j Allah cümlesine kolaylık vsrs:n. Fa JÇV/XI \kat bu arada anlaşılması güç bir nokÇöU'V M ta var. Her vilâyet kongresmde o vi ^i. ^ \ lâyetle alâkası olmıyan bir çok başka revat da nedense hazır bUıiınuyor. Haydi kongrelerde bir Partiain lidtri, yahud Partinin bir lideri bulunsun. Bunu anlaıız. Ama, meselâ C H.P. Tokad il kongresinde buiunanlara |5y!« bir bakınız: Sinob milletvekilı, Trobzon mııletvekıli, Ordu milletvekili, ayrıca Sıvastan ve Amasyadan beşer ki ıllık iki heyet ve daha bir çok baskalan. Hattâ kongre re.ialiğmc Anatyı Parti bagkanı »eçi]n)is. Uüyüklerin iimdi kongre dedikleri bu oyuna, eski den çoeuklar misafirlik oynnu derlerdi. Filnakıka ortada bir oyundur oynanıyor. Yalnız Umi değişık! Moskovaya Davet! Riloskovaya çağınlıp, yahud kaçırılıp, orada Sovyetlere karşı suikasd ithamıle tevkif edilenler ve Ruslara mahsus usullerle «suçlarını» itiraf edenler çoktur. Fa.kat şimdiye kadar yalnız bir kişi, N. K. V. D nin bütün işken celerine rağmen, itirafta bulunmarruştır Bu zat, harb esnasında Lehistanda Almanlara karşı Yalta anlaşmasından bir kaç hafta sonra idi, Ruslar Lehistanda tarihin |imdiye kadar kaydetmediği derecede çirkin ve riyakâr bir te•ebbüs» priştiUn Almanlara karsı mücadele etmiş olan Leh gizli mukavemet hükumetinin ileri gelenlerile temaslara başladılar. O sırada Leh hükumetile Rusya arasında diplomatik münasebet mev cud değildi. iki memleket arasındaki temaslarda Rusların IngıUz veya Amerikan tavassutundan her ne pahasına olursa olsun kaçınmak istediklerini bilıyorduk. Onun için, müzakerelere ginşme teklifınin Lehistanı işgal etmekte olan Sovyet ordusu mensublanndan biri tarafından gelmesi pek tabiî idi. 6 mart 1945 tarihini ve albay Pimonov imzasını taşıyan teklifte Leh gizli mukavemet hükümetının bir mümessili ile Sovyet ordu grupu mümessili General Ivanov arasında temaslara geçilmesi lüzumu işaret ediliyor ve bu görüşmelerin «çok mühim meselelerin halline yol açacak karşıhklı anlaşma ve güven havası içinde» cereyan edeceği bildiriliyordu. Bir işgal devletinin, üzerinde bulunduğu topraklann hakikî sahiblerile temasa geçmesi ve bir işbırliği temine çalışması milletlerarası hukuk ve âdetler bakımından bir hak ve vazife meselesiydi. Hitler buna lüzum görmemişti, Ruslann şimdiye kadarki hareketleri bu hususta pek ümid vermiyordu. Nitekim, Batı devletleri de Rusyanın Lehistanı yutmak emelinde olduğunu biliyorlardı ve Londradaki Leh hükumeti vasıtasile Rus teklifinden haberdar edilen Ingiltere ile Amerika bize bu teklifi kabul etmemizi, fakat ihtiyath davranmamızı tavsiye ediyordu. gizli mukavemet hare.ketini idsre etmiş, sonra kızıl naziler tarafından hile yolile Moskovaya götürülmüş olan Z. Stypulkowski'dir «Moskovaya Davet» isimli eserile Kızıl Perde gerisine dair çok meraklı bir hikâye anlatan Z. StypuLkowski'nin hâtıralaruıdan mühim kısımlan okuyucularunıza takdhn ediyoruz. sında vuku buldu. Ondan sonrakilere de bakar.lar ve başlıca partilerın mumessılleri de iştirak ettıler. Ben sahsan bu mjzaKtıtlere itimad pbnedığim için gcıuşmelere katılmamıştım. Millî Demokrat Partinin silâhll mukavenıct DaşKanı sıfatını taşıdığım ıçir., iik sıralarda ortaya çıkmamın doğru olmadığını duşünüyordum, aıkadasıarım da bu fikrımi kabul edıyoıiardı. Fa kat, Londradaki Leh hükumetile yapılacak müzakerelere mümessil gönderılmesi karariaşt.ııldığı za man benim de gıtmem ıcab etti, zira Yalta konferansmda, Lehıstanın istikbali hakkmda karar verilirken görüşmelere bütün .«iyasî partılerin ıştiraki kararlaştırılmıştı. Yalnız, Londraya gıtn.eden ev vel, Sovyet İşgal Koınutanı Mareşal Jukov'la görüşmenı lâzım geliyordu. ' 28 mart sabahı hava çok güzel di. Henüz kışın sonu olmasına rağ men, Sovyet karargahının bulunduğu Pruszkow'a «îiderken üzerime yalnız bir yağmurhı* &ldım. Aynlırken arkadaşlarim baııa uğur ve muvaffakıyet diledi'er. Rusıar tarafmdan tevkif edilmamız ihtımali henüz kimsenin hatırından geçmediği halde, içimizde, gene bir en dişe vardı. Ruslarla müzakpreden kaçınan lardan biri de General Okulicki idi. Benden bir gü1 e\ vel görüş melere iştirake nihayet karar vermiş ve tesadüfler mâni olmaya çalıştığı halde, iyi bir asker sıfatile, kararını yerine getirmeğe azmetmişti: Evvelâ treni kaçırmıs, son ra bindiği kamyon yarı yolda ânzaya uğramıstı, lâknı General, bisiklet kıralayıp gene kaıargâhta isbati vücud etmisti. O gün öğle vakti Pruskovr'da top lanmıştık. Fakat aramızda Başbakan vekili Jankowski, üeneral Okulicki ve mümessil heyeti azaıından Puzak yoktu. Vakit geçtikçe endişemiz arttı. Nihayet gizli bir kay naktan haber aldık ki, bu üç arkadaşımız bir gün evvel Sovyet karargâhına gitmişler, takat akşama dönmemişlerdi. Arkadaşlardan biri, Traugutt (asıl ismi A. Pajdak) bir fıkir ileri sürdü: «Ben karargâha gidip baka yım. Siz burada bekleyin.» Fakat onun geri dönmesine kalmadı. Leh heyetinin ırtıbat «ubaylığını yapan Josef Stemmıer gö ründü. Bizi karargâha, yemeğe çağırıyorlardı. Kaybolan arkadaşlarımızın da orada bizi beklemektc olduğunu söyledi. Bunun üzerine, biz de Tragutt'u beklemeğe lüzum görmeden, ka. • •• .... mı dertiniz? feselelerimiz arasına bir de «dinî kulübler» işı karıştı. Bir takım adamlar hükumete müracaatle bövıe kulüb ler kurmak için müsaade ıstemışler. Alırlar mı almazlar mı, bılmem. Fakat bizde kulüblerin umumi>etie kâğıdlı, zarlı kumar oynanan yerjer olduğu malumdur. Büyük Doğu Cemıyeti Başbakanı süper mürşid Kecıb Fazıl Kısaküreğin de bir kumarhanede basıl dığı gen« malum. Gelin (u iki hfidıseyi bırleştirelim: Acaha dınî kulübleri kurup rmhat rahat kumar mı oynamak Utiyorıar? • •• Miithif bir hastahk Con aamanlarda. daha doğnıau 14 mayıstan sonra, her şeyi öylesin* «birdenbire» ister olduk Ki tormayın giuin. fiuna âdeta bir hastahk bile diyebiliriz. Birdenbiromani. Bırdenbire. Ne olacaksa, ne olmıyacaJcsa, bıroenbire olaeak, birdenbire olmıyacak. Bırdenbire demokrasi, birdenbire serbcct rejim, birdenbire iktidaf, birdenbire muhalefet Çember sakal birdenbirt irtica, matruf gene de birdenbire onun kökünün kazınmasmı istiyor. Kışın birdenbire yaz, yaz gelince de gene birdenbire, kış gelsin diye tutturuyoruz. Aşkta bile öyle. Birdenbir* evleniveriyor, sonra birdenbire boeanıveriyor... Bu, belki de asnmızrn, tedavisi henüz bulunmamı; illetlerinden biridir. Dehşetli bir acelecilik içinde hiç kımsede âsab diye bir sey kalmadı. Ahmed Emin Yıman, illâ is4er kı Adnan Menderes birdenbire düşsün, Falıh Rıfkı Atay da, daima birdenbire, FJC.G. çekilsin, gitsın. Acelemiz ne oluyor canım. Hele durun biraz sabredin! Eserin muharriri Lehistan Millî Demokrat Partisi liderlerinden Z. Stypulkowski (soldan seğa) 1937 de avnkat kıyafetile, 1940 da tecrid kampından döndüğü firada, 1943 te sahte hüviyet varakasındaki tebdiJi kıyafet resınile ve bugünkü halile bu düşüncede Londradaki Leh hükumetinin ayn tpartiye mensub azası olan Nikolajczyk'i takib ediyorlardı. Bu bakımdan, Rus teklifinin derhal kabul ediknesini istiyorlardı, hattâ bu siyasetlerini tahakkuk için millî birlik esasmı bile feda etmek temayülünü gösteriyorlardı. Bunun üzerine, parlamento vazifesini gören Millî Birlik Meclisi, Başbakan vekili ve hükumet mümessili Jamkowski'nin Sovyet makamlarile temasa geçmek teklifini ittifakla kabul etü. Vaktıle «Maierz Polska» isimli bir maarıf müessesesinin müdürlüğünde bulunmuş olan Josef Stemmler siyasetle alâkası olmıyan, mantık ve muhakeme sahibi muhterem bir zattı ,aynı zamanda gayet güzel rusça konuşurdu. Ruslarla müzakereye göndereceğımiz mümessil olarak ondan daha iyisini bulamazdık. lerdi. Aslen Leh olduğunu ve on yedinci asırda Moskovayı alan askerî kahraman Chodkiewicz'in ahfadından geldiğini iddia eden ou adam, Stemmler'i aldı, Sovyet karargâhına götürdü. Orada albay Pimonov'la tanıştırdı. Pimonov çok zeki bir adamdı. İki taraf arasrndaki müzakereler resmî şekilde başlamadan evvel gayriresmî bir iki görüşmeyle zemin hazırlanması ve programm tesbiti hakkmdaki talebimizi derhal kabul etti. Sonra, azametli bir tavır takınarak, müzakerelere iştirak edecek Leh mümessillerinin emniyette olacaklanna dair bir Sovyet subayı Serefi üzerine söz verdi. 17 martla 27 mart arasındaki bir çok raahrem görüşmelerden son ra nihayet karara varıldı: Muayyen bir tarih ve yerde, bir Rus otomobili gelip, Leh mümessillerini alacak, Sovyet karargâhına götürecekti. tlk müzakere Başbakan vekili Jankowski ile albay Pünonov ara **• HüsnGniyet Batı müttefiklerinin bu endişesi Lehistan gizli mukavemet hükumetini tereddüde sevkedecek mahiyette idi. Fakat Sovyet teklifi olsa da, olmasa da bunun reddedilmesi Rusyaya Lehistanla anlaşmaya çaiki buçuk saat yorucu ve yıpratıcı lıştığını, fakat bu arrusunun kabul bir pazarlıktan sonra fiattan bir mik edilmediğini ileri sürerek kendini tar indirmeğe muvaffak o'ur, elbiseyi mazur göstermek imkânını vereısmariar. Çıkarlar. Arkadaşı: cekti. Yahu, der, nasıl olsa bu parayı veımıyeceksın. ÇeDiğer taraftan, memlekette öyle kişe çekişe adamcağızı neye bu kadar yordun? hâdiseler oluyordu ki bunlar da Berikinin cevabı: bizi Rusya ile bir anlaşmaya var Kendi iyiliğı için yaptım. Daha az zarar etsin diye. mak için gayret sarfetmeye mecbur ediyordu: Alman harb ganımeti diye bir çok Leh mallan Rusyaya taşınıyor, on binlerce masum insan Rusya içerilerine sürülüyordu. Leh kö'ylü partisi ileri gelenleri, başta Kazimierz Baginski olmak üzere, memleketin yeni siyasetmi Rusların hüsnü niyetme guven e I Ruslar irtibat subayı olarak Chod sası üzerıne kurmak istıyorlar ve kiewicz adında birini taym etmişI J ı ç kimseye para vermemeği, borç alıp ödememeği kendıne jıar edinmi» meşhur bir batakçı, yanında arkadaaı, terziye gider. resim bugün AvYAZAN: Paris .(Temrupada, bilhassa muz) ÖnumPariste, lesim sade bir konser natının eriştiği davetiyesi dbruson merhaledır. yor; pazar günü Paris husust muhabirimiz Bu merhale, ilie «Ecole Normale de Musique» c gidip küçük İdil Bi defa olarak Türk ressamlan, arkaia ret'i dinliyeceğiz. Onun yanında nnda uzun bir mazi ve anane bubir başka davetiye var. İsmetpasa lunan Avrupa ressamlannın yanınKız Enstitüsü hocaJanndan Mediha da handikape olmuyorlar. Biri dıAkarsunun Buffa galerisinde Türk nî, öteki estetik telâkkilerle haricî kadınının nasıl giyindiğıni gösteren şekli putperestlik sayarak aforoz sergisi açılıyor. Bu galeride, daha eden Türk . İslâm ve bugünkü Avdüne kadar, Hasan Kaptanm tablo rupa resim sanatı, nihayet tabiî şelan teshir olunuyordu. Biraz evvel kilde, bir noktada birleşmiş bulugazeteleri kanjtırıyordum, «L'Ob nuyorlar. İste bu yüzdendir servateur» de mechur sanat mü Charles Enstienne, Fahrünnisa Zeynekkidi Charles Estienne'in bir ya din «Cehennemim» tablosunu hazısı gözüme ilişti. Üstad, «Yeni Ha raretle överken ressamın «islâm ikikwtler Salonu» nda rastladığı mozaiklerinden alınma hakikaten bir tabloyu heyecanla methediyor, mücerred elemanlar» kullandığını göklere çıkanyordu. Ressamın is bilhassa kaydediyor; iste bu yüzdendir ki Nejadın eski harflerimiz. mme baktım: Fahrünnisa Zeyd.. Pariste, artık aiyaset dünyasının den mulhem tablolan alâka topludeğilse bile, şüphe yok ki «anat yor; işte bu yüzdendir ki Selim dünyasının hâlâ merkezi olan bu Turanın, bir münekkidin dediği gibüyük şehirde, gün geçmiyor ki' W «iç âleminin çatlamalanndan bir Türk sanatkânnın ya bir kon husule gelen mücerred dünyası» serine, ya bir sergisine rastlanıl Yeni Hakikatler Salonunda nazan masm. İftihar edilecek bir hâdise: dikkati celbediyor. İlhan Komanın aynı «alondakl. Zira sanatkârlann bir milletin en istifadeyle iyi elçileri olduğu bütün medenl hayvan motiflerinden âlemce çoktan kabul edilmis bulu meydana getirdiği donen heykeli nuyor. Bu elçilerin Pariste «acre de, kendi sahasında bir «güzel eYa.nu Charles dite» olabilmeleri ise onlann vazi ser» addediliyor. felerini başarabilecek duruma gel Estienne degil, Jacques Lassaigne ve dıklerinin delilidir. Parayla istisna Gindertael gibi münekkıdierin da sız herseyin yapılabileceği Pariste sanatkfirlarımızdan takdirlerini ebir galeri kiralayıp tablo teşhir et sirgememelerinde bu ftJctorün emek, ya da bir salon tutup piyano hemmiyetini unutmarrak lâzımdır. çalmak herkes için, her zaman ka Sadece Fahrünnisa Zeyd hakkında bilse de ciddî münekkidlere mese Parisin en büyük bes, alü gazetesin lâ Mithat Fenmen veya Nejad hak de takdirkâr yazıların çıkmıs olkında yazdıklan neviden yazılar duğunu söylemek, saııatkârlanmıyazdırtmak, eh, hayli müskül bir zın Paristeki •nesailerinjı neticesi hakkmda bir küjük fikir verebilir istir. sanınm. Bu bakımdan rekoru, Fahrünnisa Bu lanakârlar arasında Füreya Zeyd kırdı. Değerli kadın ressamımızın Beaune galerisinde teşhir Kılıca, hususi bir yer ay;ımak geettiği tablolan hakikî bir muvaffa rekiyor. Füreya Kılıç, Aıi Kılıcın kıyet kazandı; aynı galeride bun zevcesidir ve Parıste kenaisinı odan iki ay kadar evvel de oğlu rijinal bir sanıta, seraroiğe verNejadın sergisini gezmıştik. Gene mistir. «Mayıs galerısi» naeki hâlâ ana oğul, Sehm Turan ve İlhan açık bulunan sergisi, çahşmalarmKoman ile beraber, halen açık bu daki hususiyet sayesınde geniş alunan «Yeni Hakikatler Salonu» n lâka görüyor. Derviç motiflerinden da birer tablo ile Türk mücerred başlayıp, bir nevi şekil aoitraksiyonuna gelmij o ın Fureja Kılıcın resmini temsil ediyorlar. Anlasanız da, anlamasanız da, a mistik çinlleri Avrupa'ılaıı cezbeleyhinde de bulunsanız, lehinde de diyor, onlara da aradiklan bir şeyi olsanız şurasını kabul etmek lâzım veriyor. İşte Jacques Laisaıgne'in dır ki mücerred, «nonfiguratif» yazdıklan: «Füreya Kıııç seıamiğe, Küçük Asya medeniyetıeıının bu rargâha doğru yollandık. eski sanatına, yeni bir gcııdik verBir çiftlik binasının önünde otuz, miştir eski l;mleri alıp yenilekırk Sovyet subayından müteşek mek suretile daha da ileri gitmiş, kil bir kalabalık bizi karşıladı, al hatıraların, ya da mubayyılenın sisbay Pimonov da bunlar arasmday leri arasında be iren esrarlı dunyadı. Hepsi kendilerini takdim ettiler. lara hakikî pencereler açmağa muIsmini hatırlamadığım bir general vaffak olmuştur » Jukov'un mümessili olduğunu söy*** ledi ve Mareşalın geç kaldığından Bütün bunlardan çıkan mana Padolayı özür diledi. Yeni bir belki de son. taarruz başlamıştı, mareşa risin, sanatkârlarımıza hayıan ollın da, tabiî, orada bulunması icab duğu, onlan omuzlarında mı taşıdığıdır? Kat'iyen. Ne Idil Bıret bu ediyordu. Biz, ortada görmediğimiz o üç sanat merkezinin en büyük müzisj yeni, ne Fahrünnisa Zeyd en büarkadaşımızı sorduk. General: «Jankovski, Puzak ve ' yük ressamı, ne riasan Kaptan tek Okulicki dün gece saat dörde ka dâhi çocuğu, ne de İlhan Koman tek dar General İvanov'la görüştüler. heykeltraşıdır. Hattâ hepsinın işHalen istirahatteler,» dedi. «Esasen gal ettikleri mevki, birer mütevazi yemeği biz de onların bulunduğu mevkidir; ama birer mevki işgal binada yiyeceğiz. Burada pek kötü ediyorlar. Bu, bizım bılinmiyen san bir binada bulunuyoruz, sizi lâyı atımız, bizim tanıamıyan sanatkârlanmız için büyük bır roazhariyetkile ağırlayamayız.» Lüks otomobillere bindik ve tir. Ustelik, aralanndan pek çoğu, Varşova civannda Wlocky'ye doğru tâbir caizse «iptidaî madde» olayola koyulduk. Her otomobile iki rak bize, Türkiyemıze, foiklorumukişi olarak taksim edihnistik. Şo za, tarihlmize aid elemaruar kulförün yanına da bir Rus irtibat su lanıyorlar. Ayrıoa sevinmemiz için bir vesile. bayı oturmustu. En mühim mesele şudur: Yol arNihayet bir kaç katlı büyük ve yeni mimarî tarzında bir binanın tık açıbnıs, akıncılar bu yolda ilerönünde durduk. Bizi geniş bir oda lemeye başlamışiardır. Onlan başya aldılar. Burada Rus gizli polis kalarının, sairlerimizın, lomancılateşkilâtına mensub iki memur te nmızın, mimarlarımızın, piyes mulefonun başında bekliyorlardı. Bi harrirlerimizin takib edeceği Paris raz sonra telefon çaldı. Konuştuk kitabcılannda jur erınuzın, romanlanndan anladığımıza göre, Lehis lanmızın satılacaeı, Faris sahneletandan kalkan bir tayyarenin Mos rinde piyeslerimizin temsil edileceği, müzisyenler.'mızın ciaha çok kovaya vardığı haber verih'yordu. O zaman zihnimde bir şüphe ha konser vereceği, ressamiarımızın sıl oldu: Moskovaya götürülenler daha sık sergi açacağı günler o kasakın bizim o üç arkadas olmasın? dar uzak olmasa gerek. Avrupa bizi, l§te ancak o zaman GELECEK YAZL Moskovaya tanıyacaktır. nasıl kaçınldık? Pariste Türk sanathdrlan Mefin Toker PARİS MEKTUBURI Rusyada olsaydı : Jozef Trumanof (MacArthurski'ye) Bunlardan birirıı secmekte serbebtsuüz, general: (Felemenk karikatürfi) Vmııı karikatürü) Atom bombasını icad edeceklerine doğr«durust kutu açacak bir ilat icad etceler daha iyi olmaz rmydı?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle