25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5Şübat 1951 Bahisler NALINA M1HINA Tedavide Mycineler yarışı Yazan: Dr. Kemal Saracoğia Kim derdi ki bir gün, bir mikrob | gibi hiç bir ilâcı olmıyan bir hastakültürü içine küf düşecek ve bu 1ğm kurtancı ilâcı Aureomycin'dir. da tedavide muazzam bir inkılâb Zatürrienin büe virustan ileri geyaratacak, bir yeşil küfte milyan len şekiilerinde, güvercin zatürrıelarca insanın hayatmı kurtarmağa 5İ denüen ve insanda da görülen yol açan bir keramet bulunacak?. Psittacosis Q hummasında Aureo1929 da Flenming'in kültür tii mycin bire bir geliyor. Ondan başka bir çok göz hastapüne düşen küf, Penicillium Notatumdan çıkan penicillin, tedavide lıklarında Aureomycin parlak neticeler veriyor. bu inkılâbı yarattı. Virus dediğimiz ve mikrobun da Vaktile Koch verem basüini keşfettiği zaman öyle bir çığır açmıştı mikrobu diyebileceğimiz minimini ki asistanlarından her biri birer muzır mahlukata k3rşı halihazırda en iyi çaremiz Aureomycin'dir. mikrobun kâşifi oldular. Enflüenzanın en korkunc ihtilâtı İşte Penicillin'in kesfi de küflerdeki cevherlerin meydana çıkanl olan zatürrieye karşı da Aureomyması için bir ışık hizmeti gördü. cin kullanılıyor. Geçen gün gazeAlimler hanl harıl çalıştılar. Bir telerde bir Londra telgrafında şoyçok, hattâ yüze yaklaşan madde le deniyordu: keşfettiler. Ama, bunlann içinde «İngiliz hükumeti Aureomycin tutunabilenler şunlar oldu: imaline kalkmış ve Amerika da bu Penicillin, Streptomycin, Chloro ilâcın ithalini döviz tasarrufu içinmycetin, Aureoraycin, Terramycin.. yasak etmiş. Bu yüzden İngilterede bir kaç gündenberi de Mycomycin en az beş yüz kişi bu ilâcı tedarik yüzünden ölmüştür. ismtade yeni bir yıldızdan bahse edememek «iiliyorsa da onun tesiri henüz lâ Gördünüz mü parlak iktisadî fikirboratuar hayvanlanndan insana in leri? Beş yüz kişinin hayatı o dövizle değişilir mi? tikal etmemiştir. Gün geçmiyor ki Aureomycin'ın 3 u ilâclarm her birinin hâlâ büyük hizraet sahalan vardır. Meselâ yeni bir kullanıhş sahası keşfedil^Penicillin kıymetten düşmüş de mesin. ğildir. Hâlâ bir çok derdlerimize deGeçen yaz İngilterede çocuklarda vadır. ölümü mucib olan yaz ishallerinde Streptomycin vereme karşı hâlâ bu ilâcı kullanmışlar. Pek parlak en iyi silâhımız olmakta devam e netice almışlar. Amibli dizanteride bu ilâc sayediyor. Hattâ Penicillin'e kafa tutan bazı mikrobları yola getirmek için sinde hastayı süratle ısürabdan arkadaşının imdadına bile koşu kurtarmak ve diğer ilâclarîa da ışi yor. Yani Penicillin'den müteessir takviye edip süratle şifayı temin olmıyan mikroblara karşı Strepto kabil oluyor. Hattâ müzmin ülserli mycin yaparak o mikrobları Peni kahn barsak iltihablannda sebeb ne cillin'in tesir sahasına sokabiliyo olursa olsun iyi geliyor. Bizim bir ruz. Chloromycetin, tifo ve parati hastamızda hiç bir ilâc para etmefo gibi hastalıklarda ölüm nisbeti di de nihayet Aureomycin ateşi düni yüzde 15 ten yüzde bire düşür şürdü ve hasta şifaya kavuştu. Gemek ve ateşi süratle düşürmek gibi ne hastanede yatan bir çocukta gücidden parlak muvaffakıyetler ka nün birinde yüzünde, gözünde, hattâ gırtlağının içinde uçuklama, yük zanmıştır. Fakat tesir ettiği mikrob sayısı sek ateş oldu. Hasta yiyip içemez Ve hele benim diyen ilâca metelik bir hale geldiği gibi kör olacak havermiyen azgın mikrobları diz çök le geldi. Ne Penicillin, ne de başka türmek bakımından Aureomycin ilâclar tesir etmedi. İki üç şişe Aubaşta geliyor. Meselâ tüolu bir has reomycin ile hasta pîrü pâk oldu. tada Chloromycetin iyi gelmedi mi? Hemen dayıyoruz Aureomycin'i... Bir de bakıyoruz ki tifo mikrobları yola gelmiştir. Hele lekelihumma ve arkadaşlan olan Marsilya humması, kayalık dağlar humması, Japon nehir humması gibi çok mühlik hastalıklara karşı Aureomycin rakibsizdir. Eskiden bu hastalıklardan çok ölüm olurken şimdi artık bu ilâc sayesinde korkmuyoruz. Malta humması Ameliyatlardan sonra husule gelen manasız bir çok ateşlerde diğer ilâcların yapamadığını gene bizim Aureomycin yaptı. Bu ilâcdan sonra Terramycin keş fedildi. O da yeni parlayan bir yıldızdır. Fakat tesir sahasıran genişliği bakımından Aureomycin'den sonra gelir. Görülüyor ki tedavide küfler yanşa çıkmıştır ve bu yarıştan beşeriyet çok şeyler kazamyor. =haberleri III. Cihan Harbinin yeni silâhlan Zührevî hasfalıklafla Sağlık ekipleri muayj'en zamanlarda nahiyclerde taramalar yapacaklar Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğü, şehrimizds emrazı zühreviye, verem ve çeşidli hastalıklarla geniş surette mücadeleye karar vermiştir. Sağlık Müdürü Dr. Faik Yargıcı, mücadeleyi daha iyi bir şekilde takib edebilmek için, şehrin plâ nını gösteren partalar bastırtmış ve bunlar sağlık ekiplerine dağıtılmış tir. Ekipler, bu suretle, muayj'en zamanlarda nahiyeleri dolaşarak tarama ameliyesine devam edeceklerdir. Sağlık Müdür muavinlerinden Dr. Kâmil Öner de, önümüzdeki günlerde Dünya Sağlık teşkilâtının davetlisi olarak Fransa, Almanya ve Ingilterede çöp mevzuu üzerinde tetkiklerde bulunacaktır. Dr. Kâmil Önerin seyahati bir buçuk ay kadar sürecek ve dönüşte Tstanbulun çöp meselesi üzerinde çalışacaktır. Sağlık Müdür muavini ile beraber yüksek mühendis Faruk Akşer de Avrupaya hareket edccektir. Harb içinde Blrleşik Amerika Devletlerinin Fennî Araştırmalar ve Geliştirmeler Ofisi Başkanlığmı büyük bir muvaffakıyetle idare etmiş olan Dr. Yannevar Bush, 30 bin fen adamımn, mühendisin, teknisyenin çahşmalannı büyük bir muvaffakıyetle koordine etmiş, Müttefiklerin haıbi kazanmasmda üstün hissesi olan fenni gelifmelerde, hassaten atoaı bombasının imâlinde nâzım rolii o>Tiamıştır. Daha evvelce, Amerikamn olduğu kadaı dünyanm da en şöhretli ilim ve fen merkezlerinden biri olan Massachussettsi Toknoloji Enstitüsünde dekan muavinliği ve Mühendislik Fakültesi Rektörlüğü yapmış olan Dr. Bush halen diğer bir ünlü fen müessesesinin 'VVashington'daki Carnegie Enstitüsünün başındadır. Amerikanm en ileri gelen askerî fen mütehassıslanndan biri olarak tanılan Dr. Bushun en son yazısını iktibas ediyoruz. Koredeki acı hâdiseler Birleşik Amerikayı ve hür dünyayı tehlikeli bir sükunetten uyandırmıştır Şu sırada, ağır hayat kaybı ve masraflar bizleri fazlasile şaşırtmış olmakla beraber, bu memlekette vukubulan kızıl tecavüzünü uzun vadeli bir hesabla, Tanrı vergisi mahiyetinde telâkki edebiliriz; zira, bu tecavüz Kremlinin, icab ettiği takdirde silâh ku\veti kullanmak yolile, dünya fütuhatına hevesli olduğunu kat'î ve nihaî bir şekilde belirtmiştir. Hür dünya bu nihaî ihtar karşısında bütün gereğile hareket ederse yani varuu yoğunu hesablayıp, hatalarını ortaya çıkararak bunları tashih eder, esaslı ve doğru yollar üzerinde bütün sürat ve gücile ileri atılır ve iktisadî muvazeneyi de muhafaza ederse topyekun harb ihtimalini hazır bir du rumda karşılıyabiliriz. Tam mânasile hazır bulunduğumuz takdirde ise, belki de topyekun bir harble karşılaşmak zorunda kalmıyabiliriz. Bu itibarla, bugün için ilk mesele hazırlanabilmemiz için vaktin mevcud olup olmadığı; ikinci mesele ise bu vakit mevcud olduğu takdirde, bundan tam mânasile faydalanabilip faydalanamıyacağımızdır. Şu halde, bütün kuvvetimizle harb etmeğe zorlandığuni7 zaman kullanacağımız vasıta va teknikleri kıymetlendirmek ihtiyacındayız. Taarruz ve müdafaa tekniği Askerî araştırma ve geliştlrme sahasmda bugüne kadar hiç de fena çahşmış değüiz. Bununla beraber bundan sonra daha iyi ve. çok daha süratli çahşmak mecburiyetindeyiz. Şu sırada, her sahada, hassaten stratejik bombardıman mevzuunda bir taarruzî ve tedafüî teknikler yarışı başgöstermiş bulunmaktadır. Gerek düşman bom bardımanlannı önlemek vasıtalarını, gerekse düşman müdafaasını aşarak kalbgâha nüfuz edebilmemizi sağîıyacak vasıtaları geliştirmekte ön safta bulunmak zorundayız Bu yarışta müdafaa vasıtalarımn, bugünkü durumda ileride görülen taarruz vasıtalan seviyesine ulaşması, radarla haber alma şebekelerinin, uçak savar toplarınm, jet tayyareleri ile yapılan yerden kontrollu önlemenin, yerden havaya atılan füzelerin başlıca hedeflere yaklaşmayı gittikçe irakânsız bir T hale getirmesi kuv\ etle muhtemeldir. Bütün bu sahalarda, Rusyanın süratle gelişmeler başarmakta olduğunu kabul etmek zorundayız İlerideki bir tarihte, kızıl idarecüeı büyük sanayi ve idare merkezlerine atom bombası atılmasını önlemek kabiliyetini elde ettikleri gün tehlike anı gelip çatmış olacakür. O anda biz kızıl ordulan dudurabilecek, kendi merkezlerimizi koruyabilecek kabiliyette olmahyız. Yüksek irtifadan yapılacak tayyare bombardımanlarma karşı yerden havaya atılan füzeler başlıca raüdafaa silâhımızı teşkil edecek, gibi görünmektedir. Bir radar hüzmesi üzerinden meıir.i süratile ilerliyen, yüksek infilâk maddesi ile hedef yakınında infilâkı sağlıj'an, taşıyan bu silâhlar, yüksek irtifada uçan bombardımanlara karşı öldürücü bir darbe indirebilecek kudrettedir. Bununla beraber bu silâhlara gereken miktarda sahib olmadığımız gibi bunlan güvenilir denemelere de tâbi tutmuş değüiz. Fakat anahtar merkezlerimize yüksek irtifadan yapılacak bombardımana karşı nisbî bir «dokunulmazlık» vâdeden bu silâhlardan, en kısa bir âtide meyva alabilecek duruma gelcnenizi iç bir şeyin ön lemesine müsaade etmemeliyiz. Taktik hava kuvvetleri Stratejik bombardıman vasıtalarunızı mükemmelen geliştirmiş olmamıza karşılık ne biz, ne de müttefiklerimiz taktik hava kuvvetlerile gereken şekilde mücehhez değiliz. Büyük ordular ijri savunulan müstahkem bir hat üzerinde çarpışüklan zaman zafer için büyük miktarda taktik hava kuvvetinin zaruri o'.duğu artık umumiyetle kabul edilmis bir hakikattir. Geçen harbde, Rusya, muhtelif misallerle bu düsturdan faydalanmış ve taktik hava kuvvetlerini ge niş mikyasta kuvvetlendirmiştir. Donanmamızın ve bahriye silâhendazlanmızın vazifelerini başarabilmek için kendi hava destekleri vardır. Ordumuz taktik desteği için hava kuvvetlerine güvenmek zorundadır. Şu sırada ise, hava kuvvetlerinin Kcredeki harikulâde gay retlerine ragmen, ordumuz işini görecek silâha sahib değildir; zira vazife, hususile bu maksadlar için geliştirilmiş olmıyan tayyarelere yaptınlmaktadır. Bu hatayı imkân nisbetinde süratle tashih etmek zorundayız. Atom bombası taktik silâh Stratejik hava hareketlerinin, hattâ atom bombası ve istikbalder, muhtemelen görülen hidrojen bombasile dahi artık ckendini kurtaramıyacağı» bir devrin gelip çatması muhtemeldir. Zira, harbde, herhangi bir harekâtın muvaffakıyetli sayılabilmesi için bu harekâtın insan zayiatı ve para bakımuıdan bize maliyetinden daha ağır bir zayiatı düşmana ika etmesi lâzımdır. Böyle bir devir gelip çattığı zaman, hattâ bundan çok daha evvel, atom bombasını büyük orduları durdurabilecek bir taktik silâhı olarak tasarlamak zorundayız, Hattâ bu tarzda düşünüşe bugünden itibaren başlasak, belki daha yerinde hareket etmiş oluruz. Tank teksiflerini, topçu mevzilerini ve erat kümelerini dağıtmak için atom bombası kuüanmak, uzun vadeli bir hesabla, bombanın stratejik fay dalarmdan daha ehemmiyetli görülebilir. Her halde büyük dünyanın selâmeti bakımından muhakkak ki daha arzuya şayandır. Deniz kuvvetleri İkinci Cihan Harbinin sonunda Birleşik Amerika dünyanın en büyük deniz kuvveti olarak İngiltere İmparatorluğunu istihlâf etmiştir. Fakat bu büyüklük artık tekerrüı etmiyecek olan geçmiş bir harb tarzı sahasmdadır. Büyük filolar çarpışmasının veya büyük tayyare gemileri harekâtının nihaî ve kat'î netice almalannı son defa olarak II. Cihan Harbinde görmüş olma1 mız kuv\*etle muhtemeldir. Çok uzak olmıyan bir istikbalde büyük bir harbe girdiğimiz tekdirde, süratü, çok uzun seferlere mütehammil, dünyanın bugüne kadar görebildiğinden çok daha uzun menzilli, süratli ve incelikli torpidolar gibi öldürücü silâhlarla mücehhe2 denizaltılarla karşılaşmak zorundayız. Ticaret filolarımız, ayrıca, havadan atılan kontrollu bombalara maruz kalacaktır. Taranması fevkalâde müşkül modern denizaltı mayinlerile karşı karşıyayız. Havadan bırakılan ve taranması anc?.k muazzam gayretier gerektirecek şekilde tertiblenen mayinler düşmanm bizi limanlarımıza sokmamak kabiliyetini vâsi mikyasta arttırmaktadır. Roketler, kontrollu bombalar ise gemilere karşı havadan taarruzun büyük yardımcılandır. Harbde muvaffakıyet için deni? aşın nakliyatımızı idame ettirmek şarttır. Deniz kuvvetlerimizin vazifesi, bu bakımdan, her zamanki kadar ehemmiyetlidir. Fakat bu müşkül vazifenin mahiyeti esaslı bir şekilde değişmiştir. Artık biz harb gerailerimizi düşman harb gemilerile muharebeye tutuşsun diye inşa etmemekteyiz. Diğer taraftan büyük tayyare gemilerinin de, bun ların inşa, bakım ve ikmal masraf ve gayretlerini karşılayıp karşılıyamıyacağı da üzerinde ehemmiyetle durulması gereken bir meseledir. Buna karşılık hava kuvvetini uzak yerlere taşımak ve denizaîtılarla savaşmak için küçük tayyare gemilerine muhakkak ki ihtiyac vardır ve bu sebeble âtik, çeşidli makBadlara elverişli ve torpido ve bomba ile vurulması fazlasile müşkü' muhtelif tip «sivrisinek» filolannı görmemiz çok muhtemeldir. Denizaltı miicadelesi Deniz altında ses alıcı cihazlardan daha uzun menzilü, hedefine muh« telif vasıtalarla ulaşmak kabiliyetine sahib torpidolar ortaya çıktı çıkalı, geçen harbde denizaltılara karşı savaşta kullanılan cihazların pek çoğu demodelesmiştir. Bütün ehemmiyetlerine rağmen şnörkel ve yüksek süratli denizaltılar bu yeni «ilâhtan daha az bir tehlike teşki) etmektedir. Bu vaziyet karşısında konvoy nakliyatı artık tarihe kanşmış sayılabiur. Şu halde denizde, denizaltı taarruzuna karşı «şerbetli» duruma girebilmeyi mümkün kılan sürate sahib yük gemilerine ve Normandiya'da kullandıklanmız gibi, mayinlere rağmen yükünü sahile çıkarabilecek vasıtalara ihtiyacımız vardır. Milyonlarca tonluk yükü, binlerce mil mesafeye nakletmek bahis mevzuu olduğu zaman, bu iş denizaltı taarruzlarına karşı hemen hemen «şerbetli», süratli yük vasıtalarile başarılabilecekse, hava nakliyatından bahsetmek bittabi yersizdir. Deniz muharebesi maıızaras! pek tabiîdir ki tek cepheli değildir Tehlike ve tehdidlere karşı koyabilmenin bir çok yollan, şimdiden imâl edilmis olan veya geliştirilmesi pek muhtemel görülen bir çok cihaz ve vasıtalar; denizaltılara karşı taarruza geçmenin bir çok usulleri. mayin döken veya bomba salan tayyareleri düşürmenin biı çok yollan velhasıl burada tarif edilmiyen ve pek tabiîdir ki zikredilmiyecek olan bir çok cihazlar mevcuddur. Deniz kuvvetleri programımız bu istikametlere yönetilmelidir. Kara muharebelcri Motorize orduîar, münakale şebekeîeri, radarla kontrol edilen top lar ve roket taşıyan tayyarelerle kara muharebeleri, en az hava ve deniz muharebeleri kadar girift bir meseledir.. Bu bakımdan, muvaffakıyet için en ileri silâhların tedariki yolunda araştırma, geliştirme ve eğitim gayretleri şarttır. Bunun bariz misali tanka karşı savunma silâhlarıdır. Son zamanlarda ağır tanklan kullanılmaz hale getiren yeni bir tanksavar silâhı çıkmıştır. Rus'ar, pek çoğu ağır olmak üzere, 49 bin tanka sahib olduklarma göre, bu mühim bir gelişmedir. Bu yeni silâh «müşkül infilâk maddesi» prensipine da yanmaktadır. Müşkül infilâk maddesi, ekseriya koni şekilli bir boş" luk ihtiva eden infilâk maddesi' dir. İnfilâk olduğu zaman bu boşluk, bir çok bakımlardan, şiddetli hararet istihsali için muaddeb ayna ile güneş huzmelerini tekslf prensipine uygun bir şekilde, infilâk maddesini küçük, fazlasile nüfuz edici bir jet halinde teksif ve sevketmektedir. Böylelikle muazzam kahnlık'.ardaki zırhları delmek mümkün olmaktadır. II. Cihan Harbinde bu çeşid cmüşkül infilâk maddeleri bazokalar vasıtasile atılmıştır. Ayrıca bu çeşid infilâk maddelerinden faydalanan tayyare roketlerine de sahib bulunmaktayız. Diğer taraftan kısa menzilli ve isabetsiz bazokaların yerini de, hareket haiindeki bir tankı 1500 yardadan, hemen ilk atışta vurabilecek kabiliyette yüksek süratli toplar geliştirilmiştir. Bu çeşid füzeleri jeeplerde taşınan küçük, geri tepmesi olmıyan toplarla da atmak kabildir. Bir tank bedeline bu toplardan 200 tanesini imâl etmek işten bile değildir. Görülüyor ki karşımızda tehlikeyi sezmiş, uyanık bulunuyoruz. Elân elimizde bulunan zamandan faydalanabibnek için çok ileri ve çok süratli gitmek zorundayız. Yeniden topyekun harb gelip çatarsa, ancak böylelikle müttefiklerimizi ve hür dünyayı emniyetle müdafaa edebiliriz. Ve gene ancak böylelikle. belki de yeni bir topyekun harbi önliyebileceğimizi ümid edebiliriz. Çeviren: M. Kenan KAN Bir şikâyet irinci Dünya ve İstiklâl harblerine iştirak ederek yaralanan ve dört madalya ile taltif edilerek orduda 30 küsur sene hizmet ettikten sonra emekUye ayrılan Yarbay Kemal Ergüder adında sayın bir okuyucumdan şöyle bir §ikâyet mektubu aldım: «Emekliye aynldığun zaman kanunen verihnesi icab eden ikramiyemi 1930 mayısmdanberi hâlâ alamadun. Muhtelif tarihlerde Millî Savunma ve Maliye Bakanlıklanna ve iki defa Büyük Millet Meclisi Başkanlığma ve Başbakanlığa, Emekli İşler Genel Müdürlügüne müracaat ettim Aldığım cevabda «30 küsur sene hizmetinizden dolayı mülga 1683 sayılı kanunun 58 inci maddesine göre 6600 liralık ikramiyenize aid evrak 14/6/1950 tarihinde Millî Savunma Bakanlığı Emekli Şubesinden gelmiş ise de 1950 malî yılı bütçesine devlet borc larından dolayı tahsisat konulmarraş olduğundan ikramiyeniz ödene ' memiştir. Ödenîk temininde gönderilecektir» denilmektedir. En son 29/12/1950 tarihinde Millî Savunma Bakanlığı Emekli Şubesi müdürlü[•ünden aldığım cevab da aynen jukarıda yazdığım şekilde olduğuna göre hâlâ ödenek sağlanamadığmı anlıyorum. Acaba bu tahsisat nereden ve ne vakit gelecektir? Eğer 1951 yılı bütçesinde tahsisat konulmazsa bütün ümidlerimiz suya düşecektir. Bu halimizi icab edenlere bildirmenizi rica ederim.» Emekli Yarbay Kemal Ergüderin hakkı olan Htramiyenin 1950 mayısmdanberi ödenmeyişine sebeb olarak bütçede tahsisat bulunmadığının ileri sürüldüğüne bakıhrsa bu şikâyetin münferid olmadığına hükmetmek lâzım geliyor. Emeklilcrin kanunî haklan olan ikramiyelerini karşılamak üzere bütçeye tahsisat konulması icab ederkcn geçen yıl bütçeyi hazırlıyan ve kabul edenler tarafından «devlet borclanndan dolayı 1950 yılı malî bütçesine tahsisat konulmanuş» olmasını hayretle karşılamamak kabil değildir. Sonra «devlet borclarından dolayı» diye ilerl sürülen sebebini manasım da anlamağa imkân yoktur. Devlet borcları fazla olduğu için, bunlan azaltmak raaksadile ikramiyeler tasamıf edil mek mi istenilmiştir; yoksa sayın okuyucum mektubunu yazarken bir yanlış mı yapmıştır? Her ne hal iso kendisine ve belki de kendisi gibi bir çok emekliye ikramiye verilememiştir. 1950 bütçesi yapılırken konulmamış olan bu tahsisatı, sonradan koymak, bu suretle haklı bir şikâyet mevzuunu ortadan kaldırmak mümkün değil miydi? Malum ya bütçeye ek ödenekler verilmesi mutaddır. Anlaşılan buna ya lüzum görübnemiş, yahud da imkân bulunamamış; fakat hükumet kanunî bir vecibesini yerine getirmemiş, 1950 martı başrnda borcunu ödememiştir. Yürürlüğe girecek olan 1951 bütçesine. şimdiye kadar verilemiyen emekli ikramiyelerinin ödenmesini sağlayacak tahsisatm konulması lüzumunu hatırlatınak, için bu şikâyeti yazdım. Ferdlerden alacağını ihmal etmiyen devletin, onlara vereceğini de vermesi lâzımdır ki halk arasuıda dolaşan «alacağma şahin. vereceğine karga» sözü devlet için söylenmesin. Karadeniz sahilindeki şeh'.rlerden kaSfblık hayvan ve çeşidli yüklertn süratle naklini temin etmek üzere Kara. denize yapılmakta olan iîâve yük postalannın, mevsim dolayıslle sevkiyatın szalması üzerine kaldırılması düşünulır.ektedir. Böylece yük nakliyatı azalık postalarile yapılacaktlr. Haber aldığımıza göre bir müddettenberi mezunen Amerikada bulunan İktisadi İşbirliği İdaresi Türkiye İcra Komitesl Başkanı Mr. Russell Dorr'un bu aym ortalarına doğru Paris yolu ile şehrlmize gelmesi beklenmektedir. Dün sabah Anadoluhisarı civannda Tuğla harmanları denilen yerde bir ağaca asılı meçhul bir adama tesadüf edilmlştir. Hâdiseden haberdar edilen alâksiılar cesed üzerinde yapılan biı araştırmada bazı ip uçları elde etmişlerdir. Hâdisenin bir intihar mı; yoksa bir cinayet ml olduğu tahkik edîlmektedir. Karadeniz yük postası kaJdınlıyor Russell Dorr geliyor Asılı bulunan adam Adana vapuru dün gitti Adana vapuru dün saat 14 te DoğuGüney Akdeniz hattma hareket etmiş. tir. Yeni tarife geregince Adana gidişte İzmire uğrıyacak ve limanlarda daha fazla kalacaktır. Bir pirinç mütehassısı geldi Ataullah Han adında Amerlkan tebealı bir pirinç mütehassısı şehrlmLze gelmiştir. Mütehassu Türkiyede pirinç mıntakataMnÖSf'B!r ıitt&f •lâftefarafralT kura. cagını ve Amerikada kullanılmakta olan istihsali yüzde 25 arttıran metod. larında TUıkiyede laboratuvar vasıtasile deneyeceğinl söylemiştir. Mütehassıs yakında Ankaraja giderek teşebbüsü hakkında müsaade istihsal etmek maksadile Tarım Bakanlığı ile temas edecektir. îstanbul Milli Eğitim Müdür Muavinlerl arasında yapılan geniş değişikliklerden sonra, okul müdürleri arasında bazı tayinler yapılacağı söylenmekte dir. Bu arada, birçok müdür ve öğretJr.enler Anadoluya tayin edilmiştir. Y < rü listelerin bugünlerde Bakanlıktan Behrimiz Milli Egittm Müdürlügüne gönderilmesi kuvvetle muhtmeeldir. O^îul müdür ve öğretmenleri arasında yeni tayinler Kadıköy öğretmenlerinin dünkii toplantısı Kadıköy llkokul öğretmenleri dün Moda ilkokulunda toplanar&k kendi aı larında görüşmüşlerdir. Öğretmenlerden bir kısmı, kadrosuzluk yüzünden terfl edemiyen öğretmenlerln haklarının yendiğini ileri sürmüşler ve bu vazi« yetin biran evvel düzeltilmesi «üleğİBde bulunmuşlardır. Üç yıllık kıdem sürelerini dolduran, bu süre içinde başarı gösteren ve aylıkları kadro dışı olarak üst dereceye yükseltilen öğretmenler çunlardır: Le jnan Gökcan, Cevdet Eayın, Safiye Karacabey, Mediha Meriç. Süreyva Omay, Hakkı Göl, Atiye Andıç, Fazilet Ayla. Kamer Şenoı. Behiye Ceviz. AyJe Özfıratlı. Feriha Görmez, Sadiye Ilgaz, Makbule İrdel, Nadye Yaşar, Vedia Gökcül, Türkân Olucak. Aylıklan arttınlan öğretmenler Ressam Naci Kalmukoğlu pencereden düşcrek öldü Cumartesi günü Taksimde feci bir kaza olmuştur. Bekâr sokağında 9 sayılı Vitalis apartımanının besinci katında oruran ressam Naci Kalmukoğlu penceden etrafı seyrederken müvazenesini kaybetmiş ve yirmt beş metre yükseklikten sokağa düşmüştür. Kaza neticecinde ressam hemen ölmüs ve gömültce5ine izin verilmiştir. Emlrg&nda Çınaraltında inşaa kararKuçük Haberler Iaştırılaa yeni polls karakolu binasının temel itma töreni düa yapılmış* İSTANBUL Eğiüm Enstlnisü fizlk tır. Törende Vall Muavini Fazıl, Emniyet Müdürü Kemal Aygün, Sanyer Bğretmeni Zeki Sezin, Milli Egltim Orta Kaymakamı Halll Tufan ve Meclis aza tedrisat Müdür Muavinliguıe tayin edülarından Muhlis Erdener hazır bulun miştir. •• İSTANBUL Adllye Sarayının temel * muslardır. atma töreni hazırlıkları başlamıştır. Bu Bakliyat ve yağlı tohumlar törende Arialet ve Bayındırlık Bakan. larınm şehrimizde bulunarak birer nupiyasası Bakliyat piyasasında büyük bir hare tuk söllyecekleri haber alınmıştır. + DUMLUPINAR vapuru dün İskenket müjahede edilmektedlr. İstek fazla olduğundan satıcılar da flatlarını yük. derun seferinden dönmüş ve gemi külseltiyor. Bununla beraber alıcılar fiat liyetli miktarda narenciye getirmlştir. • ŞOFÖR Nevzadm idaresindeki 2022 ların artışını durduracak eekilde haTîurr.arah taksi evvelki akşam Osmarreket ebnektedirler. Yağlı tohumlara da çok alıcı var. bey caddesinden geçerken 70 yaşlarında Fevziye adına bir kadına çarpmış, zaKetentohumu istenilmektedir. vallının ölümüne sebeb olmuştur. Şoför Kaldmlacak tramvay hatlan yakalanmış. kaza etrafında tahkikata Vall ve Belediye Başkanı Fahreddin başlanmıştır. Kerim Gökay, şehir içinde bazı •• MERİÇ nehrlni ıslah komisyonu * tetkiklerde bulunımjştuT. Bu arada oto başkanı Kalpakas dün Atinadan şehribüslerin çoğalması halinde hangl tram mize gelmiştir. vay hatlarınm kaldmlabileceğl de Vali + EDİRNEKAPTDA yeni bir Atpazan taraflndan incelenmiştir. tesis edilmis ve burada satışlar başlaİngilizler üziim mübayaasını mıştır. •* PİLİP lsminde ihtiyar bir adam durdurdu Ozüm liatlannın bizde yükselmesi Bostanbaşındaki 6* sayılı apartımanın iizerine İngiltere şlmdilik üzüm müba ırerdivenlerinden yuvarlanarak ağır suyaalannı durdurduğunu bildirmektecir. rette yaralanmışür. Büyük Britanya, Yunanistandan bugüRebiülâhır 28 Pazartesi ne kadar 4000 ton iizüm satın almıştır. Halbuki ahnan malumata göre bizdeki iizüm fiatlarile Yunanistandaki m S S aynı kEllte iiztimlerin flatı aynıdır. a O 0 ; Çınaraltı karrkolunun temel atma töreni r Opera binasmın inşaaü Belediye Tiyatro ve Opera binasımn inşaatını tamamlamak üzere bazı teşebbüslere girişmiştir. Bu arada Taksimdç İnönü gezisinin Mete caddesüıe tesadiıf eden kısmında Belediyeye aid altı blokluk arsar.ın satılarak parasımn bu !fe tahsisi düşünülmektedir. Beyoğlunun en güzel yerine tesadüi eden bu arsaların kıymetı iki milyon lira kadar tahn.in edilmektedır. Geçen hafta zarfında l:manln.ıza 16 vapur ile 31 ton radyo, 63 ton derl. 110 ton ımıkav\'a. 534 ton kimyevî madde, 223 ton kakao 215 ton Kâğıd, 260 ton kereste, 27 ton mantar, 7 ton külçe kalay. 77 ton radyatör. 7 ton ampul, 35 ton boya, 44 ton lltopon. 129 ton bom, 23 ton oto lâstiği. 801 ton makine yağı, 50 ton tebeşir tozu. 143 ton ray, 155 ton çelik çubuk, 50 ton beton demiri. 46 ton saç ve 14 ton idrofil pamuk ithal edUrr.iştir. Geçen hafta gelen mallar »•• YEŞİLKÖY Ofel Denizpark'ın | Salonlarmda kış geceleri müzikli ve samimî bir hava içinde eğleniniz. Cumartesi Pazar günleri saat 16 da matineler. v. E. 7.08 12.28 15.12 17.30, 19.03' 5.27 1.39 6.59 9.42 12.00 1.33 11.58 HAZIMSIZLIK İCİN SUDOL 1951 yılı Marshall yardım plânından Denizyollanna ayrılan tahsisat ile sipariş edilecek gçrni ve vasıtuîarın tecbitine başlanmıştır. Bu yılki slparişin ekseriyetini Karadenz ve Izmlr tipi gemiler teşkil edecektir. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. Ekrem Hayri Üstündağ. uyuştunıcu maddelere karşı açılsn geniş mücadeleden dolayı Vali Prof. Gökay. Sajlık Müdürü Dr. Faik Yargıcıya ve Emniyet Müdürü Kemal Aygüne teşekkür etmiştir. Sipariş edilecek yeni gemiler Sağlık Bakanının teşekkürleri NEOKALMİNA NEZLE.BAŞ.DİJAĞftlLARI KININLI Dün sabahki feci kaza Dün sabah saat 10.30 da feci bir kaza olmuştur. Bir Onaköy . Aksaray tramvayı Karaköyden hareketle Tophane istikametinde giderken arka vagonunun ters tarafına asılmış olan İbrahim Safa adında bir çocuk müvazenesini kaybedcrek düşmüş ve aksi istikametten gelen Bebek v Em:nönü tramvayının arasına sıkîşarak beşı ezilmek suretile ölrr.üştür. Hâdise hakkır.da tahkikata Varlık ve darlık Genc arkadaşım ve değerli meslekdaşım Fahamet Köprülüniin Şehir Meclisine sunduğu bir takrir,İstanbul Belediyesini ve bilhassa onun baştnda bulunanlan çok güç bir duruma düşürdü. Sonsuz bir darhk içinde çırpuıan, bir metelik fazla gelir bulmak ümidile durmadan yırtınan belediyemizin irad, emlâk ve akarmm nelerden ibaret olduğunu soran Fahamet Köprülüye makam adma konuşan zat gayet soğukkanlıiıkla ve fütursuzca: «Bu hususta sarih kayıdiar mevcud bulunmadığı, istimlâk, imar vesair sebeblene gayri 60 bin kilo su Siz ne dersiniz bümem? Ben pek kestirip atamadım. Sütçünün hessbım gidip Sular İdaresinin gişesine mi yatırahm, yoksa Terkosa olan borcumuzu sütçüye mi ödeyelim? Düe kolay.. günde İstanbul halkı süt yerine 60 bin kilo su içiyormuş. saatlerinin iki mislinden »azla çalıAma, sütçüler, anîaşılıyor ki gerşan, ekseriyetle ailesindcn uzak çekten kurnaz insanlar.. çünkü o kalmak mahrumiyetine katlanan kadar suyu sade süte katmak değil, fedakâr insanlardır. bulmak da bir meseîe!. Tasarının süratle ku\\'eden fi'le Biz musîukları sıkıyor, sıkıyor çıkmasmı ve bizim rahatımızı sağ bir türlü musyyen zamenlann layacak elemarJarm rahatlannm gayrisinde damlattıramıyoruz. Erbir an evvel temin edilmesini can ken erken bazı mahallelere su geldan diliyoruz. diğine şükredelim.. Ya sütçülsr, Hüsnü kuruntu sütlerine katacak Terkcs suyu bulamasaiar da, deniz suyu ilâvesine Geçen akşam, tıklım tıklım bir otobüste idik. Yolcularm ekserisi yorgun ve asık surath.. şoför sinirli.. biletçi hiddetli.. derken geriden bir ses: r • öksürüğü keser. • TÜRAL O 5 Mart 1951 akşamına kadar hcsabında ediruz: J0OO liradan 2000 5QQ lirası o!up da, bu parayı [Q ay devamb olarak Bankada tutan miişteri, iki yıl için senede gelirli hususî keşideye V E Ayrıca, yılm diğer bütiiıı keşidelerlne girer. Bu keşide için her 5QQ Ura, Mr kur'a numarası ahr. Para ikramiyeleri, kazananlara «TAM.. olarak ödenir. menkullerin esash bir şekilde tapulanıp kayıdlanmadıilani) cevabını veriyor ve bu sözler, pek haklı olarak llecliste sinirli bir hava yaratıyor. Gazeteler, salonda kopan fırtınanın tafsilâtını kaydetmiyorlar ve orada bizd temsil eden üyelerin ne gibi serzenişîerde bulunduklarını sükutla geçiştiriyorlar. Ama, mesele belediyemizde hâkim olan kayıdsızhk ve âvârelik zihniyetine şaheser bir misaldir. Belediyemiz, halk dilindeki meşhur atalar sözünün muhteşem bir âbidesini yaratmış bulunuyor: Kendi muhtacı himmet bir dede Kaldı ki gayriye himmet ede! O belediye ki, şehrin ırüdiî, m a nevî her türlü mevcudiyetinin nâl i r a O Dünyanm 7 nci, fakat sinema ve filmcilik dünyasının numarah hârikası: KANLI AŞK ( Duel in the Sun ) JENNİFER JONES GREGORY PECK 15 senede 1 iastlanan büyük füm pılacağından ve bu arada polislerin, komiser muavinlerinin ve serkomiserlerin esas maaşlannın 50, 60, 70 liraya çıkarılacağından bahsolunuyor. Bu yerinde teşebbüsün, şimdiye kadar gecikmesi muhakkak ki adlî ve içtimaî muamelelerimizde bir çok haksızlıklann, aksaklıklann, hattâ acıklı facialann vuku bulmasuıa sebebiyet vermiştir. Vatandaşm can, mal ve ırzmı koru Be adam, demindenberi beni maya memur edihniş insanın refahı takib edip duruyorsun... Üstüme ne Biz, şimdiye kadar onu böyle temin edilmis olmak şöyle dursun, yaslanıyorsun öyle.. biraz öteye gitmasum bir hovarda tipi olarak takarnı doyurulmazsa kendisinden sene... sav\nır ediyorduk. Meğer, kabahati dürüst faaliyet beklenebilir mi? Tabiî bütün başlar gibi benim de iki katlı imiş. Çoktan ipin ucunu kaçırmış. İçinden çıkılmaz manasız zabıt başım sesin geldiği tarafa çevrildi. lara, raporlara hep tesadüf etmişiz Kadının ihtiyan olmıyacağı içinBugün, yarın, öbürgün bir kaç dir. Devletin manevî haysiyetini hiç yaşlıca kendi halinde, mütevazı giaçıkgöz çık:p belediyenin mallarınmenzilesine indiren büyük küçük yinmiş bir hanım.. ötski yeni şehirdan bir çoğunun sahibi olduklannı rüşvet hâdiselerini sık sık okuyor üleşmeğe başlamış, ellisine merdiiddia etseler belediye hangi hüccet, ven dayamış bir köyîü.. ve işitiyoruz. hangi sened, hangi vesika ile hakKadın perdeyi yükselttikçe erkek kmı müdafaaya kalkışabilecek? Vakıâ, her idare şubesinde elindeki salâhiyeti kötüye kullanan fe halim selim cevablar veriyor., suçVaktile aile efradı kalabahk bana ahlâklı ferdler yer alabilir. Fa lu mu, suçsuz mu pek kestiremedim zı beyzadelerin, torun ve yeğenlekat polis gibi halk tabakasile çok ama, kadın da pek şirret bir şeye rinden bir kısmınm adlannı, sanlafazla sıkı temasta bulunan ve uçsuz benziyor.. yalnız, hemen hatırlaruıı ve şahsiyetlerini unutarak: bıcaksız sıkmü içinde ömür süren dım.. gazetelerde o gün bilmem ne Bu da kim, kimin nesi? kimselerin nefsi emmarelerine uy köyünde 70 yaşında bir ihtiyarın 60 Diye sorduklannı duyardık ama, maktan kendilerini alakoyabilmele yaşında bir kadmı kaçırdığı haberi malının, mülkünün mevcudunu bil ri güçtür. Bu, büyük bir ferağate vardı. Bu gibi havadisleri basmamiyen belediye bulunduğunu hiç ve demir gibi bir iradeye müte sak daha iyi olacak... Çünkü, görüişitmemiştik. Hamdolsun yetiştireyorsunuz fena misal teskil ediyor vakkıftır. ne. bugünîeri de gördük. Mimet ve külfet... Kaldı ki, polisler herhangi bir ve bazılarına yok yere ümid veriBeş, on yıl önce bir otomobil ge | . zlntisi esnasında yolumuz Çekmece 1 Zabıta teşkilâtımuda ıslahat ya memurun ve i^çinin haftalık mesai yor köylerinden birine düşmüştü. Köylülerden birüe konuşuyor, civardaki arazinin kimlere aid bulunduğunu, dönümünün ne kadar olduğunu ve kaça almabileceğini soruyorduk. Saf köylü, yakındaki bir iki küçük toprak parçasınm miktan ve fiatı hakkmda güzel güzel malumat verdi. Fakat sıra ufukta beyaz binaları güçlükle seçilen muazzam çiftliğe gelince masumane bir tebessümle: İlâhi efendi, dedi, orası öyle büyük yer ve o kadar çok para eder ki bunun hesabına ne benim, ne de senin aklın erer!. Fahamet Köprülü gene şükretsin ki, makam adına konuşan zattan bu cevabı almadı. Bana kalırsa belediyemizin mallarının, mülklerinin yerlerini, sayısını ve bunlann tefemıatına aid malumatı edinebilmesi için esaslı bir kaç yol vardır: 1 Bazı usta falcılara başvurmak, 2 Bazı idare ve hesab âmirlerini istihareye yatırmak, 3 «Yazı mı, tura mı; çift mi, tek mi?» oyunlarını oynamak, 4 Ya şundadır, ya bunda, helvacımn kızmda!» usuiüne müracaat etmek... ilh. zımı, nigehbanı oîmak iddiastndadır. O belediye ki sıhhî, içtimaî bün yemizin düzeni ve bekası kendisine mevdudur. O belediye ki evimizin, çoluğumuzun, çocuğumuzun, malımızm, mülkümüzün, canımızın esas temel ve desteği olacaktır, fakat kendi mahnın, mülkünün, hayat kaynağınm nelerden ibaret olduğunun farkmda değildir. Vâkıâ 50 milyona yakın bir bütçeye sırtını vermiş, dışandan bakılınca kalantor ser\et sahliberinden biri gibi görünüyor ama, gerçekte hesabmı kitabmı bilmeyen bir mirasyedidir. Asırlardanberi gelirini giderine uyduramamıştır, gırtlağına kadar borc içine batmışür. Yazan | AHMED HIDAYET REEL kalkışsalar, halimiz nice olur?. Ûstelik tuzluluğunu gidermek için bir kaç misli de şeker sarfetmemiz gerekir. Lâtife bir tarafa... Herhangi mağşuş madc'eler meseiesi gibi, bu süt meselesi de medenî memleketlerden hiç birinde misline tesadüf edilmiyen bir faciadır. Alâkahlann iddiasma göre As hıfzıssıhha ve ceza kanunlarında bunu önleyecek kuvvetli müeyyideler bulunduğu halde.. Tek kusur olarak idare âmirlerinin bunları bir türlü tatbik etmemeleri veya ede«Bemeleri ileri surülüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle