20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S Şnbrt l « f CUMHURIYET Eğer mücadele Komünist eephesinde gedik ür memleketlerdeki ko miinist partilerin. ikinci Cihan Harbi başında oynadıkları rolü şimdi tekrarlayamıyacakları anlaşılmaktadır. Kremlin'in, Batı Avrupanın silâhlanma gayretini baltalamak için bel bağladığı bu partiler şimdi tehlikeli bnhranlar içinde bulunmaktadırlar. Bunun en güzel misalini de Italyan komünist partisinde cereyan etmekte olan hâdiseler vermek tedir. Bir müddettenberi Moskovada «istirahat etmekte olan Togliattinin kızıl partisi 1947 senesinde koalisyon kabinesinden atıldıktan ve 1948 seçimlerinde de hezimete uğradıktan sonra devamlı surette gerilemiştir. Bunlar, iktiriarda bulunan Hristiyan demokrat Sosvalist koalisyonunu parçalamaya çalı«mış lar ve bu hedefe varmak ioin de şu siyaseti takib etmişlerdir: «Memlekette devamlı karışıklık!ar çıkarmak; sabotaj hareketle; ne girişmek. köylüleri siddff kulUnmaya sevketmek. Böylelikle de Hristiyan demokrat Başhakan De Gasperi'nin misillemede buHınmasını. saecılarla işbirliği yapmasım sağlamak. Togliatti bu hedefe ulaştığı tak«lirde Italyan sosyalistlerinin koalisyondan çekileceklerini ve hilmec buriye komünist partisinin kucaçına ahlacaklarını zannediyordu. Fakat Başbakan De Gasperi bu oyuna düsmedi, aşırı sapcılar ve neo fasistlerle işbirliğine gitmrdi. sosvalistlerle birlikte memlrket dahilinde nizamı muhafazaya çalışarak toprak reformlannı tatbika muvaffak oldu. Hükumctin bu muvaffakıveti. Yııgoslavyada vukua gelen Titn hâdisesi İtalyan komünistlerini müşkiil bir duruma sokmustu. Sovyet Rus*anm baskıyı arttmnakla va/Meti düzelttneye teşebbüs etmesi. Togliatti ile partisini ridrli bir bııh'ana sevkedecekti. 19.V» srr^inin ağustos ayında şiipheli giirüien hir ntomobil kazastnda yaralanrn Tojliatti kafatasından ameliyat rdildikten sonra Mo«knvanın yolunıı tutuyor ve kısa bir müddet sonra <*a partinin ilori felenlerinden Petro S^ccia ile Luigi Lonço Kıeroline davet ediliyorlardı. O sırada Italyan komünist partisinde ih'ilâf cıktığı. iiyelerden bazlarınm istifaya haıırlandıklan söyleniyordu. 23 ocakta Togliatti'nin yevini alacajn söylenen Seccia ile Longo. Romaya dönüyorlardı. Bundan sonra partinin en kuvvetli elemanlarından addetlilcn iki milletvekili Sovyet Rusyaya karşı cephe alarak istifa ettiler. Bunların, Italyanın kuzey bölzel?rini yani «Kızıl Kale» yi temsil etmeleri ve hütün taraftarlarile hirlikte ayrı bir parti kuracaklannı hildirmeleri Togliatti partisinin iyice sarsılmasını intaç etmiçtir. Moskova. partiden ayrılan bu milletvekillerini nhain» olarak dam galamistır. Fakat entellektüel zümreye mensub olan bu adamların istifa sebehi olarak «vatanperverlik ve milli müdafaayıı ileri sürmeleri, Kızslorduya karşı komünistlerin çarpışmıyaraklan nazariyesini »eddetmeleri akisler ııyandırmışîır. Krcmliıı aleyhtan bu komünist gıupunun geni^lemesi ile demir perde dışındaki Sovyet cephesinde geniş bir gediğin açılacajn muhakkaktır. İtalyada vukua gelen bu hâdisenin Fransada da tepkiler uyandırması kuvvetle muhtemel olduğundan gediğin önümiir.deki aylar içinde daha da genişlemesine intizar edilebilir. Ömer Sami COŞAR C.H.P., Atâtürkün mirasından veraset vergîsi ödememiş Maliye Bakanı bunu dün Mecliste açıkladı. C.H.P.. İş Bankasından 500 bin lira daha çekmek istiyormuş Ankara 2 (Teiefonla) Halk Partisi iktidarı zamamnda partinin menfaatlerini korumak için hususi kanunlar çıkarıldığına dair bir misali bugünkü Mecliste Maliye Bakanı Hasan Polatksn, Sinan Tekelioğlunun «Atâtürkün verese'.erinden intikal vergisinin tahsil edilip edilmediği» hakkındaki sorusunu cevablandırırken açıkladı. Bskan Atâtürkün vasiyetnamesinde adları geçen şahıslarla müesseselerin ne mkitarlarda mirastan nemalandınldıklarmı anlatarak Halk Partisine intikal eden Çankayadaki 301.994 lira kıymetindeki gayrımenkulcen 72113 lira intikal vergisi tarh edilmiş oldueunu. buna mukabil Atâtürkün İş Bankasında mevcud müessis "hisse senedleri haric 3 milyon lira tutan para ve hisse senedlerinin intikal vergisinin hazineye ödenmemiş olduğunu söyledi. Polp.tkan hâdiseyi şoyle izah etti: • Halk Partisine miras kalan bu üç milyon liranın intikal vergisini ödememek için 15 1 944 tarihinds 4509 numaralı kanunu çıkartarak veraset ve intikal vergisi kanununa bir fıkra eklenmiş ve siyasî partilere vaki umum intikaller Hn vergicien istisna edilmistir. 944 senesinde Halk Partisinden başks bir s:vp;i parti bulur.madığma göre, 4509 sayıh kanıın Halk Partisirin hazineye intikal vergisi ödememesi için çıkarılmış olduğu kolayca anlaşılacaktır.» TrumaıTın mesajı Tmman, Kongreden, şirndiki vergrilerin 10 milyar dolar arthnlmasını istedi Başkan Washington 2 (A.P.) Cumhur gisi tarhedilmiş olduğunu. Inönünün Başkanı Truman bugün Birleşik Açocruklarına vasiyet edilen paranm merika Kongresine sunduğu maîî ahndıgı tesbit edilmemiş olduğunişlere dair bir mesajda, şimdiki dan veraset vergisi bakımmdan da vergilerin süratle 10 milyar dolar her hangi bir muameleye mahal gö arttınlmasını istemiş ve daha sonra rülmediğini söyledi. ikinci bir arttırma isteyeceğini beSinan Tekelioğlu söz alarak Ata lirtmiştir. türke Hindistandan gönderilen 11 Yeni zamlarla devletin. 1 temmuzmilyon liranın Atatürk tarafından d a n i t i b a r e n başlayacak malî yıl rrylletin ihtiyat parası olarak Iş 1 2 a r f m { j a vergilerden ceman 64 milBankasma veıildiğini ve müesse , y a r 200.000.000 dolar gelir seğlayasenin başına da itimadını haiz olan cağı hesablanmıştır. ikinci Dünya Celâl Bayan getirdiğini. son seçim Harbinde vergilerin en yüksek bir ler zamamnda ise bu paranm şunu seviyeye ulaştığı 1945 malî yılında, bunu zengin edecek şekilde dağı vergi geliri yekunu 43 milyar dolara tıldığını. C. H. P. mensublarının baliğ olmuştu. ve müfettişlerinin üçer yüz bin liralık apartımanlar lcurduklannı scyledi. Tekelioğlu ksderin cilveierinden bshsederek: 'Bakınız dün şurada oturanlar Halk Partililerdi, bugün aynı sıralarda Demokratlar otuıuyor. Yarın Demokrstların ge'.eceğiBa$taratı I tnci sahifede ni kim temin eü2r.> 'C. H. P. sıraHavanın yağışlı ve esintili olmalarından bravo sesleri) sı doiayısile uçak hava alanına bir Tek^lioğlu devamla: ıBravo di buçuk saat rötaria varmıştır. Ayenler de yarın gelemiyeceklerini landa milletvekilleri, Vali, Belediye bilsinîer» (gülüşmeler) «Arkadaçlar, Reisi, Emniyet Müdürü ve D.P. men biz istiyoruz ki. C. H. P. de mille subîanndan kalabalık bir kütle tin bir ferdi gibi çahşsın. Füzuli al tarafuıdan karşılanan Başbakan, öğ dığı paraları hazineye devretsin. leden sonra şehirde ziyaretler yaptı, Şimdi işittiğime göre. İş Banka Garnizon Komutanlığına, Vilâyete, sındaki paradan da 500 bin lira çç Belediyeye ve daha sonra D.P. mer keceklermiş. Maliye Bakanına ihbar kezine giden Adnan Menderesle reediyorum. Tedbir a!sın.« fakatindekiler şerefine bu gece IzC. H. P. sıralarmdan: .Göçmen mir Palasta Belediye Başkanı Rauf Onursal tarafından bir ziyafet velere vereceğiz.» Tekelioğlu: «Halk Partisi eöç rildi. Başbakan, bilindiği gibi, il konBakan bundan ponra Atâtürkün menlere psra vermez. Göçmenlerin hemşiresi Bayan M^kbuleden ft385 bir şeyi varsa or.u da ahr. Bundan gresinde bulunacak ve muhtemelira ve bir de İş Bankasındaki ne evvel göçmenlere aid birçok yerle len pazar günü mühim bir konuşma yapacaktır. m=\dan bu?üne ^r kencisine öde ri de zaptetmişleıdi.» İzmir, 2 (Sureti mahsusada giden TekeMoğlu bundan sonra bir kanen 145 bin lir^rîan 7075 lira Baarkadaşımız Mekki Said bildiriyor) ysn Âfetter. 12.170. Ss.biha Gökcn nun tasarısı hszırladığını. kabul D.P. İzmir il kongresi yarın saat oen Sfl90. Bsyan Ülküden 2900. Ba editdiei takdirde milletin refaha ka 10 da Ankara Palas salonlannda v?n Nebileden 765 lira veraset ver vuşscağını söyledi. toplanacaktır. İçtimaın son derece "iıımmıııınııııııııiîiıııınıinnnınııiffliıııııııııııııımııi""'»»"» hararetli olacağı anlaşılıyor. İl idare heyeti tarafından hazıılanan raporda, teşkilât içinde üzüntü verici bazı geçimsizliklerden bahso Bos'nrnft I inrı snhıterle I martesi gününden pazartesi akşa lunmakta, muhtar, belediye ve il edecek olan genel meclisi seçimlerinde bir çok tiklâl hrırbindeki eşsiz gayretlerini mına kadar devam şu cümle iie anlatmıştı: «Dünyada göçmenlere aynî ve nakdî yardım partililerin, gerek yoklamalarda, ge:>anyası hazırhkl&rı tamamlan rekse seçim sıralarmda menfî rolhic bir milîetin kacını. ben Anadolu kadınından daha fazla çahşı mışur. ler aldıkları, hattâ parti disiplinini Ankara ve mülhakatında açılacak unutarak, listeleri silmek, adaylar rım. milletimi kurruluş ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar olan bu kampanyada göçmen ve aleyhinde propagandalar yapmak mültecilere Türkiye Yardım Bir suretile siyasî ahlâk ve parti dihirr.met gösieririm, diyemez.» Aziz hemşirelerim, büyük şefka liği Genel Merkez ve Ankara şu siplini ile asla telif edilemiyecek tini^in oöçrn^nlere yardım davasın besi mensubları ve Kızılay memur hareketlerde bulunduklan belirtilda da eşsiz bir örnek yaratacağma ları çahşacaklardır. mektedir. Bu gibiler haysiyet divaBütün memlekete örnek olmak nına verilmişlerse de divanın bu yıl bütün kalbimle inanıyorum. Alın terlerile kazandıkları her üzere Ankarada başlayan yardım hiç bir faaliyette bulunmaması yüşeyleri ellerinden ahnarak bu kış kampanyası yer yer bütün illeri zünden bütün evrak muamelesiz günlerinde yurdumuza sürülen muz mizde açılacaktır. kalmıştır. Göçmenlere Yardım Genel Mertarib analara, masum çocuklara, Raporda, iktidara geçişten sonraki kardeş ve ana ellerimizi uzatalım; kezine gelen haberlere göre, nakdî olaylara aid kısımlar vardır. Teşhepimiz imkânlanmızm müsaadesi yardım miktarı 4.5 milyon lirayı kilâtın partililere aid şahsî işlerle nisbetinde yardım» kofahm. Az ve bulmuştur. uğraşmaması, bu arada temenni eya çok her yardımın kıymeti büdilmiş ve devlet teşki'.âtında eski Adliye Sarayı inşaatı yüktür. Gönülden kopan her şefzihniyetin tasfiyesi lüzumuna işaAnkara, 2 CLH.A.) Yıllardan ret olunmuştur. kat harekefi muhteremdir ve muberi sürüncemede kalan Istanbul kaddestir. Yeter ki, sırtı açık olanlann o Adalet Sarayı inşaatına UkbaharBayar, Gazi Eğitim muziannı kapıyacak Srtüye bizim da başlanacaktır. Enstitüsünü ziyaret etti İnşaatın biran evvel başlaması de bir ipliğimiz katılmış olsun, yeter ki göçmen kardeşlerimiz için için bu işle Baymdırlık Bakanı Ankara, 2 (Teiefonla) Cumyarın kurulacak evlerde, bizim de Kemal Zeytinoğlu bizzat meşgul hur Başkanı Celâl Bayar bugün beolmaktadır. İnşaatın ihaleye çı raberlerinde Milli Eğitim Bakanı bir çivimiz bulunsun. Sevgili hemşirelerim, Türk kadı karılması hususundaki çalışmalar Tevfik İleri olduğu halde Gazi Enının asaletine yakışan bir gayretle da bugün ikmal edilmistir. 4 mil ğitim Enstitüsünü ziyaret etmişlerçalışmak zamanı gelmiştir. Bu ta yon 810 bin 264 liralık inşaatın dir. Cumhur Başkanı, öğrencilerin rihî vazifemizi de başaracağımıza ilk kısmı bugünlerde ihale edile hazırladLklan sergiyi ve kütübhaşüphe yoktur. Allah yardımcımız cektir. Bu suretle ihtiyacı karşı neyi gezmiş, öğrencilerle bilrikte lıyacak bina 1952 yılında açıla yemek yedikten sonra Enstitüden olsun.» ayrılmıştır. Ankara 2 (T.H.A.) 3 şubat cu caktır. Başbakan, yarın İzmirde bir konuşma yapacak Batma'kaîeden devam pan ve kullananlan zenfin etmişken öteden, halkın kesesini boşaltmış ve bir nevi piyasa eşkiyalığı vasrtası olmuştur. Onun icm hükumetin her şeyden evvel bn vesika sahtekârlığını önleyecek sıkı tedbirler alması gerekir. Bizce kontrolu daima mümkün olmıyan suçlan önleyebilmek için ona çok ajihr ceıa koyarak, yakaIanması ihtimali az da olsa, cezanra şiddetile muhtemel suçluları ürkütmek ferektir. Binaenaleyh kıymeti ne olursa olsun hakikate u;niıyan farara verenlere ve bıınlan knllananlara çok ağır ve ocağını söndürecek cezalar tayin edip her şeyden evvel, piyasada bir mesned noktası tesis etmeye çalışmalıjTz. Bundan sonra her malın tarladan, fabrikadan. tezgâhtan Çikışı veya gümriiğe girişi anındaki Batma göre konacak topyekun kân malına göre iyi tesbit edip bunun dışında kâr etmeye çalışanlarla malını saklayanlara da çok as;ır bedeııî ve mali cezalar koymak gerektir. Bu tedhirler, yalnız malın piyasada lüzumsuz fiat arttınlr»«sına mâni olacak şeylerdir. Maliyeti düşürmek, mal bolluğu ile piyasayı tanzim etmek gibi iktisadî teşebbüsler ayrı bir tedbir serisidir ki mutlaka birincilerle yani cezaî miieyyidelerle birlikte alınmak lâzımdır. Şurasını mııtlak olarak bilmek ve kabul etmek icab eder ki pahalılıkla mücadele işi muayyen ve bir cins tedbirlerle. yani, meselâ sırf ithalâtı arttırmak, ihracatı durdurtnak gibi iklisadi. yahud muhtckirlere ceza vermek gibi cezaî tedbir" lerle tahakkuk edenıez. Bu mühim mücadelede muvaffak olmak için' ithalât ,ih cat reiimlerinin avarlanması gibi iktisadî, vcrgi tesirleri gibi malî. istifçilik, \mrgunculuk gibi harekctlere karsı ağır cezalar verilmesi gibi teıhibî ve muajypn ham ve ilk ihtiyac maddelerinin fiatlannı tesbit gibi zecrî tedbirlcrin hepsini birlikte almak şarttır. edeceksek Kore'ye 600 kişilik yenî bir kuvvet göndereceğiz geniş izahat bulunmaktadir. Birleşmiş Milletler 38 inci arz dairesinde duracaklar mı? Tokyo, 2 (A.P.a.a.) Birleşik Amerikanın, Koredeki Birleşmiş Milletler kuvvetlerini 38 inci arz dairesinde durdurmağa karar verdiği bildirilmektedir. Bugün demecde bulunan 8 inci ordu sözcüsü, Washington'un, 8 inci ordu başkomutanı General Ridgway'e 38 inci arz dairesine kadar ilerlemesine dair emir verdiği hakkmdaki haberi ne teyid ve ne de tekzib edemiyeceğini söylemiştir. Sözcü şunlan ilâve etmiştir: «Kararlarımızı düşmana bildirmek niyetinde değiliz.» Bugün demecde bulunan İngiltere Dış İşleri Bakanlığı sözcülerinden biri, Vfashington basmmda, Koredeki Birleşmiş Milletler kuvvetlerine 38 inci arz dairesinde durmalan emri verildiği yolunda çıkan haberleri teyid edemiyeceğini bildirmiştir. Londradaki siyasî çevrelerin kanaatine göre, bu hususta İngiltere ile Amerika arasında halen Washington'da müzakereler cereyan etmektedir. Kore kahramanlanna kan vermek istiyenler çoğalıyor Kasımpaşa Deniz hastanesine her gün bir çok kimseler müracaat ederek Kore kahramanları için kan vermek istemektedirler. Hastane sertabibliği bu hususta bir müracaat listesi açmıştır. Bu listeye şim diye kadar 400 e yakın müracaat vaki olmuştur. Bu miktar her gün artmaktadır. Icab ettikçe kaydedilenler davet edilip kendilerinden kan alınacaktır. Kan tazeliği bozul madan ancak 15 gün muhafaza edilebilmektedir. Bu yüzden bir müddet evvel sembolik olarak Koreye gönderilmek üzere hazırlanan bir miktar kan Koreye gidecek üç hemşirenin Ankarada*! gelmeleri geciktiği için bayatlamak tehlikesinde bulunmaktadir. Hemşireler bir kaç gün içinde golmezlerse yeniden kan toplanacak ve bu üç hem şire ile beraber ilk defa olarak sem bolik bir şekilde Koreye gönderilecektir. Göçmenlere yardım kampanyası Aıtıerikaıt elçilerinin konferansı Bastarafı 1 inci sahifede yakında Güney Kore başkenti Seul'e gireceğimiz tahmin ediliyor. Düşmanın kuvvei maneviyesinin iyice bozulduğu alınan esirlerden anlaşılmaktadır. Elimize geçen esir lerin ifadelerinden de anlaşıldığı gibi, düşman komutanları ancak silâh tehdidi ile Türk tugajinın tuttuğu cepheye kuvvet sevkedebil mektedirler. Ağır zayiata uğnyan Komünist Çinlilerin şimdi de önümüze Kuzey Korelileri durmadan sürdükleri görülmektedir. Kahramanların süngü hücumlan gene dillere destan oldu. Korede bulunan bütün gazetecilerle sinemacılar şimdi Türk birliğinden ayrılmıyorlar. Amerikan başını ve Türkiye NewYork. 2 (R.) Bürleşik Amerika basının artan bir ehemmiyetle Türkiye ile ilgili mevzuları ele aldığı görülmektedir. Christian Science Monitor gazetesi bir sahifesinin büyük bir kısmını Türkiyeye hasretmiş ve burada 3 makale neşretmiştir. Bunlardan biri, Türkiyede basm konusunu tetkik etmekte, diğeri de Bulgaristandan teh cir edilen Türkler için alınan tedbirleri anlatmaktadır. Üçüncü ma kale ise, Türkiyenin milletlerarası vaziyette işgal ettiği stratejik mevkii izah etmektedir. Bu son makalenin mııharTİri, yazısının sonunda şöyle demektedir: «Koreye gitmeye hazırlanan bir Türk erine şu suali sordum: «Neden memleketinde kalmayıp da oraya gidiyorsun?» Türk eri bana şu cevabı verdi: «Yılanı öîdürmek için başma, beline, kuyruğuna; neresine rast gelirse vur.D Türk erinin bu sözlerini. dünya stratejisini hazırlamakta olanlar dikkatle nazan itibara alsalar çok iyi etmiş olurîar.» Amerikanm en fazla satılan dergilerinden Time de, Türk Tugayma hasrettiği bir yazısında, Türklerin gayet mahir nişancılar olduğunu da belirtmektedir. Amerikan dergilerinden Saturday Evening Post da iki sahifesini CUMHURIYET Türk Tugayma aid yazılara \e resimlere ayırmıştır. Makalede, geçen kasım ayında Türk Tugayınm verdiği kahraman savaş hakkında «Kalmadı» hikâyesi basladı eyaz tire, beyaz tire kukası aramışlar. Daha bir hafta evvel kucak kucak mevcudu olan bu mal şimdi piyasada kalmamış. Hangi dükkâna gitseniz: Kalmadı efendim. yerlisi var, diye bir işe yaramaz iplikler veriyorlarmış. Pamuklu mensucatm iyi cinsi ortada yok. Sorunca, gülümsiyerek: Kalmadı .diyorlar. Mahalle bakkallan, nebatî yağIara yüzde ondan başlayan zamlar yapmışlar. Sebebini sorunca: Yerinde pahahlandı. Haftaya bu fiata da bnlamıyacaksuuz, diyorlar. Ambalâj kâğıdı, altuı fiatınaKapanm elinde kalıyor. İnşaat malzemesi çıkrıkça çıkıyor. Yani sizin anlayacağınız, tıpkı 193940 senelerinde olduğu gibi hrsat düşkünleri tezgâhlan kurdular. Göz göre göre mallann fiatlarmı arttınyorlar. Biz de barbar bağınyoruz. Alcnen paralarunızı aIıyorlar ve ala^aklar. 194050 arasındaki on yılda yetiştirdiğimiz milyonerlere bir sürü daha katılacak; ama halk aç, açık kalacak ne gam? E buna bir çare bıılmak gerektir. Böyle mahdud bir zümrenin balkı sebebsiz sıkmtıya düşürmesine müsaade etmek kimsenin hakkı değildir. Ticaret Bakanmm yaptığı beyanatm hiç bir tesirini görmedik. Böyle beyanat piyasadan mal eekilmesine sebeb olmaktan başka seye yaramaz. Istifçiler: Aman tedbirier almacakmış, toplayalım! der. toplarlar. Hani ya ithalât serbestliği olunca mallar ucuzlardı? İşte pamuklu, işte pamuk ipliğiGetirelim de ucuzlasm. Efendiii! Bir memleketin ticareti, şnbe şube dört buçuk kişinin elinde kalır, onlar da fırsattan istifade ederek baştan yukan para kazanmaya karar verirlerse, elinde ucuza alıp pahalıya satacaği mala rekabet edecek yeni ithalât yapar mı? Bu böyledir, böyle olacaktır. Hükumet kendi fabrikalaruun. yerli fabrikalann ve ithalâtın fiatlanru dondurmadıkça, ham madde ihracatına devam ettikçe ne tedbir ahrsa alsuı fiatlar yükselir. Hattâ büyük cezalar da tatbik etse, gene yükselir. Neden ihracata müsaade ediyoruz? dediğimiz zaman: Memleketimize döviz giriyor, cevabile bizi susturmak istiyorlar. Döviz giriyor da ne oluyor acaba? Hangi istediğimiz malı getirebiliyonız? Madem ki dövizler hükumetin elinde ve madem ki ihracattan dolayı memlekette döviz bollaşmıştır. İçeride pahahlanmaya başlayan şey leri müdahale satışı için getirtelim. Pansıman pamuğunuu kilosu on liraya çıktığmı söylüyorlar, ondan getirtelim. Demir yükseldi diyorlar, ondan getirtelim. Kalay getirtelim, pamuklu mensucat getirtelim. Piyasada ne kadar çoğalırsa o kadar ucuzlar. İç piyasanm ferahhğma yaramadıktan sonra döviz toplamanın faydası nedir? Ve şimdi serbest ticaret taraftan olan, ticaretin her türlü kayıd vo şarttan azade olmasını istiyen tüccara hitab ediyorum. Dünyada henüz harb yokken ve bazı memleketlerde muayyen bazı ham maddelerin tahdide tâbi olmasmdnn başka hiç bir anormal hareket yok" ken işte bizde bir takım mallan bir takım adamlar toplayıp istif ediyorlar. Yahud bu mallar bitti, yenisini getiriyorlar. Bunları yapanlar veya yapmıyanlann adma tüccar denmiyor mu? Bu muamele vo hareketlere ticaret denmiyor mu? İşte biz bunlardan ve onlardan şikâyetçi ve davacıyız. Bizi kim koruyacak? Tîcaret Odalan mı, TUccar Dernekleri mi, hükumet ] Gnl. Musfafa Muğla Tütiincüler Birliğinin linın mahkumiyeti toplantısı 1 irt&ı 11 şubatta İstanbulda tonlanacak olan konferansın hazırhkları ilerliyor Amerikanm Ankara Büyük Elçisi Ekselâns Wadsworth dün sabah özel uçağı ile Ankaradan sehrimıze gelmiştir. Elçi, hava aianında Amerikan Konsolosu M. Lewis ile şehrimizdeki Amerikan Konsolosluk mensubları tarafından karşılanmıştır. Elçi, bu ayın 11 inde şehrimizde toplanacak olan Amerikanm Yakın ve Orta Şark Eîçiler Konferansma aid hazırhkları gözden geçirmeye gelmiştir. Bilindiği üzere bu konferansa Amerika Dış İşleri Bakan Yardımcısı Mr. McGhee başkanîık edecek ve son zamanlarda ehemmiyeti bir kat daha artan Orta Şarkm siyasî ve askerî vaziyetini gözden geçireceklerdir. Konferans neticesinde bir Akdeniz devleti bloku hazırhklarmın başlıyacsğı ileri sürülmektedir. Bu arada Orta Şark petrollarının da İngiliz ve Amerikan askerî garani:.si altına a'.ınması meselelerınin konuşulacağı tahmin edilmektedir. 4 üncü atom infilâki Las Vegas, 2 (a.a. Ünited Press) Las Vegas'ın 100 mil ku zey batısmda bulunan deneme sahasmda bugün 4 üncü atom infi 2âki vukubulmuştuf. PROF. NIMBUS'UN MACERA1J4RI: Mide ülserini iyi eden ilâç Detroit 2 (a.a. (Ünited Press)Dr. Parkes Davis ile diğer bir dok tor arkadaşı, en öldürücü hastahklardan biri olan mide ülserinin iİâcını buiduklarmı dün ilân et mişlerdir. Bildirildiğine göre hamile ka ömın idrar hülâ^alarından yapılan bu ilâç sayesind» mide über hastalarının rahata kavuştukları ve tamamile iyileştikleri temin olunyağmur başlamıştı. Caddenin ışıkları üzerlerine inen ıslak perdenin arkasmda üşür gibi titreşiyorlar, insanlar daha fazla ıslanacaklarının farkmda değillermiş gibi bu perdenin arkasına kaçışıyorlard:. Tramvayların sanki mecali kesilmişti, bütün gayretlerine rağmen oldukları yerde sayıyoriar, fakat otomobiller birer hamamböceği gibi süzülüp gidiyorlardı. Islak kaldınmlar, bu şekilde bilc olsa. temizlenmekten o kadar mem nundular ki mahzun mahzun güîümsüyorlardı, fakat aceleyle x > şan adımlar onlarm farkında değildi. Su birikintileri, kendilerine geniş bir yer buldukları için seviniyorlarmış gibi, çırpınıyorlar, üzerlerine yanlışlıkla basan adımların altmda kahkahalarla gülüyorlardı. ' Sesler ıslak hançerelerde boğuluyor, birbirine karışarak ancak büyük bir uğultu halinde ifadelerini bulabiliyorlardı. Şemsiyeler, altlarındaki insanları korumak gibi zor bir işten yorulmuşlar, sersemlemişler, birbirlerine çarpıp duruyorlardı. Semra kendini tramvaya attığı zaman yüzündeki seriniik kadar içinde de bir ferahlık hissetti. Yorucu bir yoldan sonra ayaklarmın yerden kesilmesi. ba^ınm yağmurdan kurtulması onun içinde başka bir kurtuluşup ümsali gibi canlandu Soru sahibi Mustafa Ekinci, meselenin mühim olduğunu ve efkân umumiyede bir ukde halinde kalan şüphenin izalesi maksadile bu soruyu sormuş olduğunu beyan etti. Ekinci, Bakanın verdiği izahatın ve yapılan muamelenin kanuna uygun olduğunu, hâdisenin de milletvekillerinden Adnan Menderes, Fikri Apaydın ve merhum İsmail Hakkı Çevık taraundan ortaya atılarak adalete intikal ettirildiğini kaydettikten sonra: «Şunu arzetmek istiyorum ki. Muğlalı yalnız 33 vatandaşı Özalp kazasında öldürmekle kalmamış, onun Birinci Cihan Harbinde de Adanada yaptığı suiistimaller....» Başkan Sıtkı Yırcalı: «Ekinci lutfen sadede, ne için tahliye edilmiş konusuna dönün.» diye ihtarda bulundu. Ekinci devamla: cTarihi karanlık olan bu adam oir çok fenalıklar yapmış ve 33 vatandaşı öîdürmek suçile de mahkemeye intikal ederek idam cezası giymiştir. Yaş haddi ve Af Kanunu dolayısile cezası 6 sene 8 aya indirilen bu adam Türk tnilletinin nasılsa tevcih ettiği paşalık titrinden istifade ve merhamet celbederek (ateh getirmiştir, delidir raporu) almak suretile serbest bırakılmıştır. Eikârı umumiyede bir ukde olan bu husus hakkında zabitandan ve müteaddid kimselerden mektublar almaktayım. Kendisinin zinde olduğu bildirilmektedir. Karanlık bir tarihi olan bu adam ki Başkan bunu izaha müsaade etmiyorlar hakkında başka bir şey söylemiyeceğim. Hükumetten rica ediyorum. Dcinci muayeneye tâbi tutulurken müsamahaya mazhar olmasın. Hakikaten deli ise tımarhaneye, âciz ise Darülâcezeye, zinde ise hapisaneye gitmesi lâzımdır» (alkışlar, doğrudur, sesleri). Basia.Taf\ 1 inci sahifede Sadullah Birsel, Almanya ile müzakerelerin bir sene kadar geç kalmış olmasına rağmen müşkül, fakat müsaid bir şekilde geliştiğini kaydettikten sonra Almanyaya yapılması kabul edilen 35,000 ton tütün ihracatının 3 sene zarfında her halde yapılacağını, bunun için Alman sigara endüstrisi birliği mensublarının bandrol resminin indirilmesini temin için hazineye karşı taahhüde girişeceğini ve istihlâkin tezyidi sayesinde bu taahhüdlerini ifa edebıleceklerinden emin bulunduğunu söylemiştir. Sadullah Birsel, Devlet Bakanı Fevzi Lutfi Karaosmanoğlunun Almanyadaki görüşmeîeri iyi bir neticeye ulaştırmak için çok çalıştığını, bütün devlet adamlarının kalbini fethettiğini, Müsteşar Faruk Sunterle Almanyada Ticaret Ataşemiz Mahmud Şeydanm da fevkalâde mesaileri görüldüğünü ilâve etmiştir. Genelkurmay Başkanı yaralıları ziyaret etii 3 4 Artık kararı kat'îleşmisti. Evden içeri girerken ertesi gün doğacak güneşi sabırsızlıkla beklemeye başladı. İKİN'Cİ KISIM I Semra. babasmın sesine: «Geliyorum!» diye cevab vererek, diz boyunu £ejen yabani otlarm arasından eve doğru bir koşu kopardı. Kırmızı basma entarisinin ancak yan yarıya örttüğü çıplak bacaklarmı otların dikenli yaprakları dalayor, hattâ kanatıyordu. Bu adaleli ve pembe bacaklara o zamana kadar ot ve diken değmemişti, fakat Semra bu vahşi teması yadırgamıyor, etinin acımasına ve kanamasına aldırmıyordu. Onun için bu, yepyeni bir heyecan, yepyeni bir ihtiras mevzuuydu. Çiftlik hayatını o kadar seviyordu ki! Babası, evin önündeki alçak taraçada, kahvaltı masasının etrafındaki koltuklardan birine oturmuş, çayına şeker koyuyordu. Kızını gülümsiyerek karşıladı. cNeredeydin?» Semra sevincinden sarhoş gibi, başını arkaya atıp gözlerini süzerek cevab verdi: «Arazinin tâ öbür ucuna kadar gittim. Ne güzel yerler, baba!» Şakir Bey, çayını kanştırmaya devam ederken: «Daha güzelleşecek.» diye cevab verdi. «Hele bir düzeltelim, yabani otları temizliyelim...» Semra babasmın sözünü keserek atıldı: «Böylesi daha güzel, baba. Bu vahşi güzellikte insanı saran bambaşka bir şey var.» Babası, başını çayından kaldırarak onun yüzüne baktı ve alaylı alaylı gülümsedi: «Benim vahşi ruhlu kızım!» Semra. fincanına çay koyarksn: «Oyle deme; babacığım,» dedi. «Tabiati, bu vahşi ve bâkjr halile sevmek kusur mu? Bence insanlar asıl tabiatten ayrıldıkları zaman vahşileşiyorlar.» Şakir Bey, o bol kahkahalarını şehirde unutmuş değildi. Gene uzun bir kahkahayla güldü: «Bunu da hangi kitabda okudun? Hangi feylesofun fikri?» «Ber.im fikrim.» «Ya? Demek şimdi de sen feylesoflaştın! İşte bu iyi!» Bir müddet sükutla geçti. İkisi de çaylanndan birer yudum aldıIar. Semra babasmın ekmeğine tereyağ sürüp uzatırken sadece gülümsemekle iktifa etti. Şakir Bey teşekkür edip aldıktan sonra: «Bakıyorum buraya gel diğimize çok memnunsun, Semra,» dedi. «Hem de ne çok! Tahmin edemezsin.B Bajtarafı J ırıct sah.ıfeüe dan karşılanan Orgeneral Yarnut, Başhekimin odasmda bir müddet dinlendikten sonra Kore yaralılannın koğuşuna çıkmıştır. Koğuşa girince Genelkurmay Başkanı, «Merhaba asker» diye yaralılan selâmlamış ve «Sağol» cevabmı almıştır. Selâmı müteakıb Yamut ve beraberindeki zevat, teker teker yataklarında yatanların hatırlarını, baş uçlarma giderek sormuşlar ve doktorlarm verdikleri izahatı dinlemişlerdir. Bu arada Hastane Başhekimi yüz de kırk nisbetinde fizik tedavisinden istifade edildiğini ve ayağmı kaybeden Halid Arslana takılacak takma bacak için Amerikalı doktorlarla müzakerelerde bulunulduğunu söylemiş, sonra da ölçü verildiğini ilâve etmiştir. Diğer yaralılar gibi, Ömer Çobanerin de hatınnı, kaç yara aldığını ve tedavisinin ne durumda olduğunu soran Genelkurmay Başkanı, Ömer Çobanere şunlan söylemiştir: « Eski bir atalar sözü vardır: Türk, yatakta ölmez. Onun için aldırma, bu yaralar geçer. Allah, mil lete zeval vermesin.» Diğer yaralıları da ziyaret ettik*ten sonra Orgeneral, yanındaki ze» vat ile birlikte kahramanlarm arasmda resimler çektirmiştir. Hastanedeki bütün koğuşlan ve asker aileleri paviyonundaki hastalan da ziyaret eden Yamut, saat 17 de hastaneden aynlmıştır. Genelkurmay Başkanı, yann Ankaraya dönecektir. eCUMHURIYET» in Tefrikası: Bundan sonra Birlik namma Fevzi Lutfi Karaosmanoğluna, Müs teşar Faruk Suntere, Almanyada Ticaret Ataşemiz Mahmud Şeydaya birer teşekkür telgrafı çekilmesine karar verilmiştir. Reeksporta mâni olmak için Birlikçe verilen lisanslarda çok hassas davranılacağını da kaydeden Birlik Başkanı, bundan sonra, tütüncülerin göçmeniere teberruda bulunmasını teklif etmiş ve hazurundan hemen 60 bin lira kadar toplanrruştır. Tütüncülerden aynı maksadla daha da para toplanacaktır. Nihayet, Birlik, Ticaret Bakanhğuıdan Karadeniz tütün piyasası 1İ? Bugünlerde kendisini bir hayli nm martm onunda açılmasmı istemeye karar verdikten sonra, top iz'aç ettiğimi gördüğüm muhterem i Ticaret Vekiline hatırlatırım ki; lantı dağılmıştır. bizde fiat yükselişi denilen şey zıpkın gibidir. Hep ileri gider; fa, îsviçrenin yeni Ankara kat geri çekihnez. Alınacağmı va ] dettikleri tedbirler ne kadar gecielçisi kirse fiatlar o kadar yükselir vo Berne, 2 (a.a. Afp.) Juli ondan sonra da alçalmaz. en Rossat, îsviçrenin Ankara elçiBiz hükumetten ucuzluk değil, liğine tayin edilmiştir. Eatlan durdurmasını istiyoruz. Zat°n daha fazlasına da gücü yetme • diğini hâdiseler gösterdi. B. FELEKi ATINA ve ROMAYA ve ikramiyeler kaldınlas&k leri Genel Müdürlükleri memuriarma teşkilât kanunlan gereğm?e ; verilen nakdî mükâfat ve orta cğretim okullarmda çahşürılan yardımcı öğretraenlere verilen aynî yardım kaldırılmaktadır. Kmiryon raocrur.im ^ere^çe^inde tasrih edildiğine göre, mesken j z=aılî.rmın kaldırılması 8 milycn l lira kadar bir tasarruf E^ğbyEcaktır. Bütün memurlara gelir vergisinin tatbiki hususunda Mecîisce alınaeai karara karşı bir itirazı bulunmadığı hakkında hükunıetin d bej'anatı karşısmda gejici taz minatın kaldırılmssı hdinde Ankara memurlarmın esaslı bir kayıbları olmıyacaktır. Yabancı <iil öğrenenlere verilecek para mükâfatının ibkası hususundaki gerekçesinde kombyon bu ikramiyenin teşvik karaktsrini taçıdığı ve herhalde lisan bilen memurların işlerinde daha verimli olmalarmın tabiî bulunduğu v« esasen bu ikranüye tutarının 100 küsur bin liradan ibaret olmasın» binaen bir tasarruf mevzuu yapılmasının doğru olamıyacağıru kay1 detmektedir. Nakleden: VAHDET GÜLTEKİN cMüjgâna karşı duyman lâzım gelen mesııliyeti.» «Anlamadım.» (cOyle ya. Belki Lem'i de kızı seviyordu. Sen karşısına çıktın. Aklını bsşından, kızı eHnden aldmS Konuşmaları kavga şekline giriyordu. Semra .pencerenin önüne doğra giderken geri döndü: «Xeler söylüyorsun, Hadiye?» «Doğruyu söylüyorum. Yalan Semra (•yalan!» diyemedi. Fakat doğru olduğunu ksbul ettiğinden değil, bu hususta kendisini nasıl müdafaa edeceğini bilemediğinden. En yakın arkadaşı saydığı bu kız bile onu anlayamıyordu, anlayamazdı. Anlatmaya çalışmakta ne fayda vardı! Semra belki bir çok erkekleri bir çok kızlann elinden almıştı. Fakat bi$ bir Mmaa bunu boyle bir maksadla yapmamıştı. Bununla beraber, onu bu hareketlere sevkeden sebeb belki daha kötü idi. Bir erkeği birinin elinden almak kendini beğenmişlik ve gurur gibi, nisbeten tabiî ve beşerî hislerle izah edilebilirdi. Halbuki Semranın aynı hareketleri işlerken tâbi olduğu his, doğrudan doğruya ihtirastı. işte bundan nefret ediyordu. Ihtirasına bu derece zebun olmaktan tiksiniyordu. Eskiden bu onda iptilâ halinde bir zaaftı. Şimdi ,duyduğu tiksinti neticesinde, bu iptilâdan kurtulmaya karar vermişti ve.. kurtulacaktı. Gitmek üzere çantasını alırken: «Vallahi, kardesim» dedi. «Siz istediğiniz şekilde tefsir edin, vaziyet değişmez. Benim vicdanım başkalarına karşı müsterih. Yalnız kendime karşı müsterih değil.. ve ben şimdi bunun çaresini arayorum.» **• Semra Hadıyeden fikbğj zaman Iskandinav konforu içinde uçunuz! (Arkast var)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle