19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 7 Temmuz 1937 Bir şaka! Davud Dindarı belki tanırsınız.. Onu tanımıyorsanız, muhakkak ki ahbabları nız, yahud da mahalle komşulannız arasmda buna yakm bir tip vardır. Farze delim ki böyle bir tesadüfe mazhar ol mak şerefinden de mahrumsunuz!. Uzülmeyin.. Bizde yirmi senedir hikâye ya zanlar, birçok defalar bu çeşid şahsiyetleri kahraman olarak kullanmaktan geri kalmamışlardır. Amma, Davud Dinda bunlann zamanla birlikte tekâmül etmi bir nümunesidir. Kalemde olduğu kadar evinde de ciddî.. Kırk beş yaşlannda kadar.. Esmer ve zayıf yüzlü, tatlı bakışlı faka dudaklan gülmeğe değil, tebessüme bil< pek az müsaid.. Kılık kıyafetinin ucuza mal olduğu belli.. Lâkin sahibinin temiz ve titizliğine de baştan aşağı bir delil.. mevcudiyetinden bile haberdar olmadığ: bu şirin mahlukla yapayalnız ve karş karşıya kendi evinde olduğunu rüyad bile görse hayra yormazdı. Fakat ha yatta yaptığı ilk yırtıklığı ve arsızlıgı büs> bütün ileri götürmeğe karar verdi. îç den «adam ne olursa olsun!» diye omuz lannı silkti. Sanki onu senelerdenberi tanıyormuş gibi: • Ey, nasılsınız bakalım, dedi, kü çük hanım! Affedersiniz, belki sizi işi nizden ahkoydum. Bibliyoğrafya Bugünkü Türkiye Devlet Basımevi İstaribul 1937 Fiatı yazılı değil Matbuat Umum müdürlüğünün türkç olarak neşrettiği «Aym Tarihi» ve fran sızca olarak neşrettiği «La Turquie Kamâliste» gibi değerleri muhtelif bakımdan birbirile boy Slçüşen mevkut neş riyatı yanmda böyle eserlere de bir yer VIII inci Eduard'm tahttan çekildiği ayırması çok yerinde bir harekettir. günlerde bazı gazetelerde bir takım ha Kitabm müellifi Dr. Stephan Ronart, vadisler ve resimler çıktı. Guya, Holi mütercimi de Dr. B. T. Şamandır. Eserin önsözündeki şu güzel satırları vud'da şimdi «Vindsor» Dükü olan za birlikte okuyahm: «Dr. Stephan Ro tın bugünkü zevcesi olan kadmla giriştiğ Genc kız patiska örtülü sedirlere, bo nart'm kitabı bir anlayışın ve hayran macerayı tasvir eden bir filim yapılıyor yası kaçmış iskemlelere ürkek ürkek ba kalışın ifadesidir. Hem de güzel bir ifa muş!. Bütün dünyadaki sinema hareket karak ayakta duruyordu. desi.. Bugünkü Türkiyeyi anlayışın, bu lerini azçok yakından takib etmekte ol günkü Türkiyeye hayran kalışın...» duğumuz için biz buna ihtimal vermemiş Otursanıza efendim!. Bugünkü Türkiyeyi gezen, gören ve tik. Çünkü elimizdeki mevcud bültenler Bir gömlek, bir pantolonla olmasma gezdiği, gör'düğü için seven müellif fazrağmen bu yaşlı adam kızın üzerinde çok la olarak bugünkü Türkiyeyi anlamış mecmualar ve sairede böyle bir filmin çevrilmekte olduğuna değil, hatta böyle emin bir tesir bırakmış olacak ki yavaş tır da... bir tasavvurun mevcudiyetine dair bile bir Yenikapıdan Aksaraya gelen büyük yavaş sükunet buldu. Davudu hayır seTürkiyeyi gezmiş, görmüş olanlar çokcaddenm üzerindeki küçük evi yaptır ven bekâr bir adam zannetmişti: tur ve belki de anlamış olanlar bulunur kayid ve haber yoktu. Nitekim mesele biraz sonra anlaşıldı. Bahsedilen filmin dıktan sonra hayatta en büyük emeline Ah, dedi, bu tesadüf nekadar iyi Fakat Türkiyeyi hakkile tanımış ve anmevzuu; üzerinde güneşin hiç batmadığ lcavuşmuş insanların hissettiği hazzı duy oldu. iki buçuk ay var ki işsiz kaldım.. lamış olanlar her halde azdır. muş, karısına ve çocuklarına daha ziya Vicdansız patronlar bazan benim gib Bunlardan biri olan Stephan Ronar bir memleketin eski kralına değil, meğert'ın eserini okumak bizim için büyük bir se hiç güneş yüzü görmemiş ve görmesi de bağlanmıştı. Ondan evvel; «aman üç senelik emektarlan bile ansızm fırla ihtimali olmıyan bir devletin sabık Kralı beş para israf olmasm!» diye içi için tıp sokağa atmaktan çekinmiyorlardı. O kazanc olacaktır. Eser iki bölüme ayrılmıştır. Birinci VII nci Alfred'e aidmiş. yerken son senelerde biraz kesenin ağ zaman iş kanunu çıkmış olsaydı, ona gibi olmuştu. Hatta iki yazdır, gösterirdim ya.. Benim gibi Allahtan sinde: «Türk uluslanna ve Türk illerine Alfred tahttan çekilip de hükumet işîailesini, memleketi Cideye gönderiyor, başka kimsesi olmıyan bir kız ne yapar, dair kuvvetler Türklük ve îslâmlık. lerinin dağdağasından uzak işsiz, güçsüz Türk kuvvet muhassalaları Anadolu jfkansımn biraz muhit değiştirmesini, kü ne ile geçinir.. Haydi açlığa sabredeyim.. Osmanlı sultanları» başlıklı bahisler kahnca vaktini sade uyumakla ve içmekle çüklerin de hava alıp, mekteb yorgun geçirirken bir figüran kıza tesadüf ediyor Sokakta yatamam ya.. iki aydır küçü var. Fernand Gravey ve Joan Blondell luklarını çıkarmalarını temin ediyordu. cük odamın kirasım veremediğim için bu İkinci bölümde: «Türkiyeye ve Türk ve bu kızm sevgisi ona tekrar dünyayı «Kral ve Figüran» filminde Öğle yemeklerini zaten ötedenberi da sabah evsahibi beni kapı dışan etti. Ney halkına dair Kamâl Atatürk Ankara sevdiriyor ve hayat mücadelesine atılmagidip birçok ölüm tehlikeleri atlatmış olîrede aburcuburla geçirmeğe alışmıştı. se Allah razı olsun, eşyamı her zaman Ekonomi Kamâlizm» başlıklı bahisler >ını temin ediyor. Görülüyor ki mevzuun ima yolile dahi duğunu bir hafta evvel yazmıştık. Meğer lYalnız kaldığı zamanlar için ancak ak alışveriş ettiğim bakkala bıraktım. Ken var. Bu tafsilât eserin umumî manzarasını VIII inci Eduard'm son geçirdiği mace artist, bu seyahati çevirmekte olduğu filşam yemeklerini düşünmek ihtiyacı vardı. dime bir iş, bir kısmet aramaya çıktım.. Onlan Lâlelideki küçük lokantada yi Siz tekrar tekrar çağırıp da ısrar edince çizmekte ise de onu daha iyi anlatmış ra ile hiçbir alâkası yoktur. Anlaşıhyor mi yanda bırakarak yapmış. Şimdi tekolmak için mütercimin kitabm ön sö ki o bir iki ay evvelki rivayetler ya filim rar Holivud'a dönmüş olduğu için adı yor, biraz köşedeki kahvede oturuyor, sa dayanamayıp girdim.. zünü bitiren şu satırlannı da buraya «Mükemmel Bir Nümune» olan korde \ et onda da muntazaman yatağına giri • Kız anlatırken Davud Dindar bir lâve edelim: «Dr. Stephan Ronart, kumpanyası tarafından propaganda ola lâyı tamamlamak için çalışmağa başla bukalemon gibi renk değiştiriyor, böyle şüphe yok ki, «Bugünkü Türkiye» sinde rak, yahud da bazı açıkgöz gazeteciler mıştır. Filmin mevzuu bir kadmın yüz bir neticeye müncer olacağını hiç de tah Türk tarihinin dağdan dağa atlıyarak arafından alay olsun diye çıkarılmıştır. erkek arasında bir erkeği seçip onunla evFilmin senaryösünü meşhur dört komik eçen HPCeçen haftadanberi Davud Dindar min etmediği densizliğinin feciliğini ya kıt'alar kaplıyan dünkü canlılık özülenmesi macerası etrafmda cereyan et îçin üçünc defa olarak ayni yaz hayatı vaş yavaş anlıyordu. Ya bu kız başına nü yakından sezmiş; bu varlık selinin kardeş (Marks Biraderler) yazmışlar ve !çin üçüncü mekte ve bu kadını da Miriam Hopkins rejiyi Melvy Le Roy idare etmiştir. Payarınki akışını evvelden belirtmiştir. başlamıştı. Bir sabah mutaddan erken musallat olur da mahalleye onu rezil temsil eylemektedir. Fakat ne de olsa, bu iki eseri kita ris gazeteleri, ilk temsil münasebetile yazkalkmış, elceğizile pişirdiği kahvesini derse.. Ya karısı, çoluğu çocuğu haber bmda anmış ve kutlulamış olmak isti dıklan tenkidlerde kral rolünü oynıyan «Itham ediyorum!» ve gazetesini alıp pencereye kurulmuş alır da aile ocağı başına yıkılırsa.. yecekti. Elbette... «Bugünkü Türkiye» Fernand Gravey'le figüran kızı temsil etu. Saat, hemen hemen altı olmamıştı O vakit Davud Dindar sade kalem Büyük harbin mütarekesini takib eden bile.. Boş ve ıssız sokakta bol bol geri deki mümeyyizlik ciddiyetini değil, aile sini tamamlamak için. Şu satırlarla, iş den Joan Blondell'i çok beğeniyorlar. günlerde meşhur Fransız rejisörü Abel te, kitabma ve kendisine karşı, bu yükBeyaz perdenin yeni çifti Gance «Itham Ediyorum!» ismi altında nen ve bir yiyecek bulmak ümidile öte reisliği hakimiyetini de takınarak: sek borcu ödüyorura. Seve seve, sevine Holivud'da yeni bir jönprömiye mey harblerin sebebiyet verdiği sefaletleri ve yi beriyi koklıya koklıya dolaşan kö Affedersiniz küçük hanım, dedi sevine... Bir mütercim ve bir tercüman peklerden başka kimse yoktu. dana çıktı: Tyrone Power. Bu genc ilk faciaları gösteren sessiz bir filim yapmışben bir şaka yapmak istedim.. Sizin bu sıfatile. » Bir arahk uzaktan ince ve çalâk bir lâtifeyi ciddî telâkki edip de içeri gire tı. Abel Gance, bugünlerde «îtham Edihayalet gözüne ilişince Davud Dindar ceğinize kat'iyyen ümidim yokhı. Yoksa yorum!» u sesli olarak küçük bir değişikgazetesini bırakıp pencereden dışan sark ben evli, çoluk çocuk sahibi bir adamım. likle yeniden çevirmeğe başlıyacaktır. Topkapı Sarayı tı. Bari şimdiye kadar böyle şeyler yap Yaz münasebetile onlan memlekete gönMüzesi müdür mu«Zenda Mahpusu» tığı olsa.. Hayatında, karısından başka dermiştim.. avini îzzet KumbaVaktile sessiz olarak yapılmış olan hiçbir kadınla alâkadar olmak şöyle durracılar dünkü salı Genc kız sarardı, iskemleden kalkar «Zenda Mahpusu» filmi yeniden sesli osun, onlardan birine iç bile geçirmediği ken dizleri titriyor gibiydi günü hayata gözlelarak çevrilmektedir. Başrolü Ronald rini kapamıştır. ni gene kendisi iftiharla söyler dururdu. Davud Dindar onu kapıya kadar göColman oynamaktadır. Topkapı Müze Fakat nasılsa bu genc kıza gözü kay türdü. Pantolonunun arka cebinde da sinin kuruluşunda Joari ve Franchot mıştı. Hayal gittikçe vazıhlaşıyordu. En ima ne olur ne olmaz insan hali bu, diye îzzetin emek ve sesinin yansına kadar düşmüş lüle lüle htiyat bulundurduğu iki kâğıd lirayı çı Dört haftadanberi Kaliforniya sahil hizmeti her türlü saçlan, beyaz ve taze yüzü, parlak siyah kanp kızın avcuna sıkıştırdı: erinde istirahat etmekte olan Joan Crawtakdırin üstünde gözleri, ince yünden elbisesinin içinde büdir. Filhakika, Ciford'la kocası Franchot Tone Holivud'a Kusura bakma yavrucuğum, dedi, tün inhinaları görünen vücudile olmuş bir ticaret ve sanayi âlemile alâkadar deği han Harbinde MütMerhum îzzet dönmüşlerdir. Franchot Tone, senrayösü tefiklerin Boğaza meyva gibi iştahı kamçılıyan bir mah » im ki sana bir iş bulabileyim.. Onun için Kumbaracılar Eric von Stroheim tarafmdan yazılmış oTyrone Power luktu. Bu, bir daktilodan ziyade bir işçi şu küçük hediyemi rica ederim kabul et! hücumlarımn en tehlikeli anlarında iki filmi olan «Seven kadınlar» la «Aşk lan «Umumî Hastane» filmini, Joan kız olabilirdi. Çünkü şapkası yoktu, a Yalnız, dur, evvelâ ben dışarıya baka Hazinenin îstanbuldan Anadoluya nakli Havadisleri» ni Loretta Young'la çevirravvford da asrî bir komedi olan «Cenmevzuu bahsolduğu zaman hükumet yaklan çorabsızdı. nette Üç Köşk» filmini çevirmeğe baş yım.. Buradan çıktığım kimse görmesin, bu işe kendisini memur etmiş, o da, yo miş, bunu bir üçüncü filim «Metropol O mahcub ve ciddî adama bilinmez herkes işin aslını bilmez, elâleme kepaamışlardır. rulmak bilmez bir çalışma ve şaşılacak Kahvesi» takib etmişti. Şimdi ayni çift neden birdenbire bir yırtıklık, bir arsızhk ze olurum!.. bir itina ile bir zerrenin bile kırılma dördüncü bir kordelâ çeviriyorlar: İkinci Aşkta geç kalanlar arız oldu. Tam evin önünden geçerken: /eya zıyaına meydan vermeksizin Ha Balayı!.. Sokak hâlâ sessiz ve ıssızdı. Kız te «Romeo ve Juliette» filminin kahra Küçük hanım, küçük hanım, diye şekkür makamında yalnız yaşlı gözlerile zineyi ve diğer kıymetli eşyayı toplıyaErrol Flyn'in yeni filmi manı Leslie Hovvard, Bette Davis'le birseslendi, yukarı gelsene! rak Konyaya götürmüş ve iki sene müdErrol Flyn'in Ispanyadaki dahilî mu ikte yeni bir filim çevirmektedir. Filmin Kız evvelâ aldırmadı. Yürüyüp git JU iyi kalbli adamm yüzüne minnetta detle orada muhafaza etmişti. îstan ane baktı. Sonra kapının aralığından bulun işgali sırasmdaki en karışık dev harebeyi yakından görmek üzere oraya dı «Aşkta geç kalanlar» dır. mek istedi. Fakat sonra birdenbire durdu. relerde ayni hizmet gene kendisine haDavud, "daveti tekrar edince başmı kal yavaşça sıyrıldı. Tekrar pencereye dönen Davud Din /ale edilmiş, bu defa da Hazineyi Andırıp zoraki gülümsedı. O vakıt adam büsbütün yılıştı. Hemen koşup kapıyı dar, sendeleye sendeleye meçhul ve bel caraya nakletmişti. Topkapı Sarayınm açtı. Genc kız bir iki saniyelik bir tered ki de tehlikeli bir âleme doğru giden yav Müze yapılmasma karar verildiği za Müzenin kuruluş ve tanziminde clüdden sonra döndü ve hızla içeri girdi. rucağm arkasmdan kalbi çarparak, ruhu man, onun bilgi ve zevkinden çok istifade eDavud, «ya komşular gördüyse, ya şu zilerek baka kaldı. Fakat ne yapabilirdi? bu uçuruma düşmekten korumaya dilmiştir. İzzet Kumbaracılar, bü anda karım ve çocuklarım çıkagelirler Onu tün hayatmı resmî vazifesi haricinde se.!» diye düşündü, vücudünden bir ür ne serveti, ne de vaziyeti müsaid değildi Türk tarihine vakfetmiş ve çok yorucu kü. perme geçti. araştırmalar neticesinde kıymetli eserAhmed Hidayet iki üç dakika evvel yeryüzundeki ler meydana getirmiştir. Bunlardan bazılan şunlardır: 1 Sebillerimiz, • tarafından verilmiş bir cihaz defterile vaclannda Hünkânn ne yapabildiğini 2 Medreselerimiz, geldi: «Ya, öyle mi? dedim; Enver söyledim; fazla izaha lüzum da kalma3 Kavukların tarihi, Bpjdfi Sultanm izdivacı takarrür etti dı, bu zeki adam zaten hakikati tahmin 4 Otçuluk ve Otçularımız (Türk etmişti. mi?» Eczacılığının Tarihi), «Sultan efendi bunu bilemez. Ben arGülümsiyerek «evet!» makamında ba5 Yedikulenin Tarihi, zederim, fakat mümkün olandan fazla şmı eğdi. Belki pek çocukça bir saffet 6 Topkapı Saraymda îlk Eczane. eseri olarak bu izdivaç bende hayret bir iş görülemiyeceğini siz bilirsiniz.» deîntişarları sırasmda, gazetemizde vuuyandırmaktan hâli kalmıyordu. Kahra dirr.. O gene «evet!» makamında başmı kuflu kalemler tarafmdan kıymetleri manı Hürriyeti Damadı Hazreti Şehri eğdi. Ve ancak mümkün olan yapılabil ;ebarüz ettirilen bu eserler Türk medeyarî görmekten nasılsa bir his duyuyor di. Hiç zannetmek istemem ki Enver bu livetinin kıymetli vesikalarındandır. İzzet Kumbaracılar, İkinci Muradın dum. Diğer Kahramanı Hürriyet Niya cihaz defterini görmüş olsun. Fakat nekmcılarmdan olup Türk tarihinde ün zi de yeni Hünkâra gelmiş, tazimatını ticenin deftere hiç uygun olmaması mesarzetmişti. Bir gün Hünkâr onu Söğüd uliyetini Sultan elbette Başkâtibe ham almış olan Kumbaracı Gazi İsa Bey lüde refakatine alarak birçok iltifatlara letmiştir. Diğer bir vesile üzerine Hakkı ıhfadmdan İbrahim Beyin ortanca oğudur. boğmuştu. Ben de bir arahk onunla gö Paşanın pek zeki gülüşlerinden birinin Memlekete, tarihe hizmetle dolu olan rüşmüştüm. O da mahcub, o da müçtenib refakatile dediği gibi: «Başkâtib, ah! O 1 küsur senelik hayatında nezaket, te0 bir gencdi. Ona da bir söz söylenince ne fena adamdır!..» azu ve iyilikseverliğile bilâistisna herkıpkırmızı olurdu. Fakat o kadar... SonEnverden sonra Damadı Hazreti Şeh sese kendisini çok sevdirmişti. ra ortadan silindi, Kahramanı Hürriyet riyarî olmak sırası İsmail Hakkıya gelKıymetli babalarım kaybeden kızı unvanmı kâfi görerek, «Enverle Niyazi» di. O da Hürriyet kahramanlanndan bi Bayan Dürrüsafla oğullarından, doktor türkülerinde admın anılmasına kanaat riydi, Enver damad olunca onun da da ledad, Berlin Hamburg (Doyç Türedüecek bir mükâfat nazarile bakarak madlığa hevesini tabiî görmeliydi. İttihad iş) kumpanyasının müessisi M. Kemayerine gitti. ve Terakki azası onu pek severlerdi zan .eddin ve Türkiye mümessili Necdet ve Memduhla yeğeni Vefa Lisesi edebiyat " Cihaz defterine bir göz attım. Neler nmdayım, ona Hafız Hakkı derlerdi. muallimi Samihe başsağlığı dileriz. yoktu, neler?.. İnci ile işlenmiş gelin yor Niçin severlerdi, neden Hafız derlerdi, ganından, yataklığın üzerinde som sırma bunu bilmiyorum, zaten onunla buluşup Romanyanın 15 yaşmdaki Veliahdi Prens Mişel Bükreste hususî bir mekTeşekkür tebs devam etmektedir. Kral Karolun emrile bu mekteb Romanya halkı kaph oyadan tutulsun da mücevherler, görüştüğüme ve hakkmda bir fikir hasıl fpcî nın her tebaasım temsil eden 12 talebe kabul edilmiştir. Bunlar arasında gümüs takımları... Bütün Hazinei Hassa eüiğime de vâkıf değilim, taki, Halâs ( d o ı a y ı s n e bizi sozle ve yazı ile teselliye Rornanyadaki ekalliyetlerin de mümessilleri vardır. Mektebde Prens Mişelin tsüriiklenip gidiyordu. kâran fırkası teşekkül edip de.. çahşmış bulunan dostlara teşekkür eüç aziz arkadaşı vardır. Her zaman beraber gezdiği bu arkadaşîardan biri İsmail Beye Hazinei Hassanın ne Bu başka bir hikâyedir. deri*. Besarabyalı bir köylünün oğlu, diğeri Alman ekalliyetine mensub bir mek halde olduğunu, diğer sultanlann izcîi Halid Ziya UŞAKLIG1L Muş saylavı H. Kılıcoğlu ve eşi teb hocasının oğlu, üçüncüsü de Romanyanın Varşova elçisinin oğludur. VIII inci Eduarda isnad edilen fîlim HİI RADVO Ç Bu aksamki program ISTANBUL: 12,30 plâkla Türk mtısiMsi 12,50 havadis 13,05 mubtelif plâk neşriyatı 14,00 son 18,30 plâkla dans musıkisl . 19,30 konferans: Beyoğlu Halkevi namma Dr. Kâzım İsmail (Güneş banyosu) 20,00 Nezihe ve arkadaşları tarafından Türk mu sıkisi ve halk şarkıları 20,30 Omer Rıza tarafmdan arabca söylev 20,45 Semanat ve arkadaşları tarafmdan Turk musikisi ve halk şarkıları (Saat ayan) 21,15 ORKESTRA 22,15 Ajans ve Borsa haberlcrl ve ertesi günun programı 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parçalan 23,00 son. VIYANA: 18,20 MUSİKİ 19,20 karışık yayın20,30 SENPONK KONSER 21,45 musiklli pl yes 22,45 ŞAN KONSERI 23,15 muhteUİ haberler 23,25 EĞLENCELİ KONSER. BERLİN: 18,05 MUSİKİ 18,30 karışık yayın 20,25 OPERET PARÇALARI 21,05 haberler 21,05 haberler 21,15 MUSİKİ VE DANS HAVALARI 22,05 komedi 23,05 hava, haberler, spor 23,35 DANS HAVALARL PEŞTE: 18,05 KONSER, PİYANO MUSİKİSİ * 19,30 roportaj 20,05 MACAR ŞARKILA < RI 21,05 Çin edebiyatı, haberler 22,05 CAZBAND TAKIMI 23,10 KONSER 24,05 fransızca ve italyanca haberler, gramoîon, son haberler. BÜKREŞ: , 19,05 EĞLENCELİ KONSER 21,25 konferans 21,40 PİYANO KONSERI 22,15 ŞAN KONSERİ 22,35 hava, haberler, spor 22,50 GECE KONSERI 23,50 fran ızca ve almanca haberler, son haberler. LONDRA: 19,05 ORKESTRA KONSERİ 20,05 ha berler, hava ve saire 20,35 musiklli rö * portaj 21,05 konuşmalar 21,25 PİYANO KONSERİ 22,05 MUSİKİ 22,50 konıışma, haberler, hava ve saire 23,30 DANS OR • KESTRASI 24,35 haberler, hava, gramo < on. PARİS [P.T.T.]: 18,35 gramofon, tıbbî konferans, konuş • ma 19,05 PİYANO KONSERI, ŞARKILAR19,35 bir mulâkat, haberler, gramofon 21,35 SAKSOFON KONSERI 22,05 KORO KONSERI 22,35 ODA MUSİKİSİ VE ŞARKILAR 23,35 haberler, hava. ROMA: 18,05 haberler, ODA MUSİKİSİ 19,55 karışık yayın 21,45 KARIŞIK MUSİKİ 22,05 SENFONİK KONSER 23,20 komedi. Fernand Gravey ile Joan BlondelPin çevirdiği «Kral ve Figüran Kız» kordelâsı NOBETCİ ECZANELER Hazin bir ölüm Bu akşam şehrin muhtelif cemtlerinde nobetçi olan eczaneler şunlardır : Istanbul cihetindekiler : Emmonunde (A. Mmasyan), Beyazıdda Cemil), Kuçukpazarda (Yorgı), Eyubsuianda (Hıkmet Atlamaz), Şehreminindö Nâzun Sadık), Karagumrükte (Kemal), Samatyada (Erofılos), Şehzadebaşında (İsmail Hakkı), Aksarayda (Sarım), Fenerde (VitaU), Alemdarda (Eşref Neş'et), Bakır:oyde (Hilâl). Beyoğlu cihetindekiler: Galatasarayda (A. Cevad), Bostanbaşuıa (Garih), Galatada Topçularda (Hida 'et), Taksimde (Kemal Rebul), Kurtuluşa (Golopulo), Şışlıde Maçka caddesinde Maçka), Kasunpa§ada (Vasıf), Hasköy le (Barbut), Beşiktaşta (Nail Halid), Sa ıverde (Asaf). Uskudar, Kadıköy ve Adalardakller: Usküdarda (Selimiye), Kadıköyünde Söüdluceşmede (Arman Hulusi), Büyükada!a (Halk), Heybelide (Tanaş). Beş cerh vak'ası Romanya Veliahdinin tahsili Dün şehrimizde muhtelif cerh vak'aarı olmuştur. Bunları sırasile yazıyo uz: 1 Paşabahçede Natır sokağmda ouran Ali, karısı S'dıka ile Sultantepe ayırından geçerlerken civardaki tuğla abrikası amelesinden 20 yaşlarmda Ha1, Sıdıkaya lâf atmıştır. Ali, Halile çıkışmış ve iki erkek araında kavga başlamıştır. Kavgada Ali üzünden yaralanmış, tedavi altma ammıştır. Halil yakalanmıştır. 2 Fenerde bir kahvede Ali, Bay am, Mustafa adında üç kişi oyun oy larlarken aralannda kavga çıkmıştır. Kavgada Bayram, Aliyi omuzundan, /lustafayı ayaklarından yaralamış ve :açmıştır. İki yaralı da tedavi altma anmış, firarî tevkif edilmiştir. 3 Cibalide Tütün fabrikası arka ıında oturan Bayram, eskidenberi seviği Fikriye adındaki kıza dün sokakta asgelmiş ve beraber yaşamağı teklif etmiştir. Fikriye aldırmaymca Bayram kızmış bıçakla kızcağızı kürek kemikleri aasından ve belinden ağır surette yaraamıştır. Fikriye hastaneye kaldırılmış, ayram yakalanmıştır. 4 Usküdarda oturan General Agâm kızı Sabiha, akşam üzeri vapur iselesinden çıkıp evine gitmek üzere ürürken ayrı yaşadığı kocası îbrahim drdenbire üstüne atılmış ve kadmcaızı muhtelif yerlerinden yaralamıştır. olisler derhal îbrahimi yakalamışlar, îabihayı da hastaneye sevketmişlerdir. 5 Usküdarda Sultantepede oturan tütün deposunda çalışan Huriye, dün ıkşam üzeri evine giderken kocası Hüeyin bıçakla üstüne hücum etmiş ve :avallıyı beş yerinden yaralamıştır. Yaralı hastaneye kaldırılmış, Hüse in yakalanmıştır. OPEBETİ BU AKŞAM ESKİ HAMAM ESKİ TAS Operet 3 perde Orkestra Bale 8/7/937 persembe akşami Besiktaş Aile Bahçesinde 9/7/937 cuma akşami Kadıköy Hâle bahçesinde HAT.K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle