25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 4 Haziran 1937 60 milyon kilo tütün satıldı Ne zaman verilir Hakem Sadi Karsanın bir izah Son Fenerbahçe Güneş maçuım hakemi Sadi Karsandan bir meklub aldık. Sadi Karsan bu mektub unda penallmın ne zaman verilmesi icab ettiğini giizel misallerîe anlatmakta ve hakkında yapılmış bazı neşriyala ceoab vermektedir. Sadi Karsanın verdiği karşıhklar arasmda, yazdıklarımıza cevab teşkil eden hiçbir noktaya tesadüf etmediğimizden yazısına bir mülalea ilâve etmeden neşrediyoruz: ^Son defa yapılan Fenerbahçe Güneş maçında, Güneş aleyhine verilen bir penaltınm sebebiyet verdiği münakaşalar ve tevlid ettiği suizanlar ortaya, yalnız seyircilerden kısmıazamının değil, hatta uzun seneler gerek bilfıil gerekse pek yakinen futbol ıle alâkadar olmuş birçok sporcularm penaltının ne gibi ahvalde verilmesi lâzım geldiğini hiç de bilmedikleri hakıkatini ortaya koymuştur. Bu itibarla penalb hakkında bu zevatın ve bir çok meşin top meraklılarının yanlış telâkki ve tefsirlerini burada tashıh etmeği faydalı ve hatta lüzumlu görüyorum. Yukanda sözü geçen maçta Güneş kalecisinin topu tamamile bloke ettiği binaenaleyh hiçbir gol tehlıkesi mevcud olmadığı bir zamanda Güneş takımından bir oyuncunun kendi ceza sahası dahilinde hasım takımdan birisine kasden vurduğu tekmenin penaltı gibi ağır bir ceza ile tecziye edılmesini seyircilerden bir çoklarının hiç anlıyamadıklannı ve bu nu hayret ve taaccüble karşıladıklarını, guya Güneş lehine verilen gole vuku bulan itiraz üzerine hakemin de tereddüde düşerek bunu telâfi etmek maksadile hiç yoktan bir penaltı icad ettiği kanaatinin bazılarında uyanmış olduğunu asıl hayret ve taaccüblerle karşılamamanm im kânı yoktur. Şüphe yok ki bu gibi kanaat ve mütaleada bulunanlardan hiçbiri penaltınm ne zaman verileceğini iyice bilmiyor ve vaziyeti tamamile hissiyatlarına kapılarak tahlil ve muhakeme ediyorlar. Halbuki biraz beynelmilel futbol kaidelerinin penaltıya aid hükümleri gözden geçirilecek olursa nekadar hataya düşüldüğü kolayhkla anlaşıhr. Futbol kaidelerinin .dokuzuncu maddesi bir oyuncunun tevakki etmesi lâzım gelen harekâtı sayar ve buna tevessül edenlerin tecziye edilmesinı mutlak surette âmirdir. Mezkur maddenin yanıbaşında hükümlere verilen talimatta da bu kaideler ahkâmının şiddetle tatbik edil mesi tavsiye edilmiştir. Memnu hareketler meyanmda başta gelen hasma tekme vurmak fıli diğerlerinde de olduğu gibi şayed ceza sahası dahılmde işlenmişse penaltı ile haricinde yapılmışsa frikik ile tecziye olunur. Şunu da hatırdan çıkarmamak lâzımdır ki dokuzuncu maddede sayılan harekâtın tecziyesi için suçlu tarafından bunların kasden irtikâb edildiğine kanaat getirilmiş olmalıdır. Hakeme kanaat gelmiş ise ki hata kasden yapılmıştır. Bunun cezası derhal verilmelidir. Nizamnamenin hiçbir yerinde penaltıyı verirken gol tehlikesi olup olmadığı nazarı itibara alınarak verileceğine dair bir kayıd yoktur. Kendi ceza sahası dahilinde bir oyuncu hasmma kasden tekme vurduğu takdirde top, oyunda olmak şartile nerede bulunursa bulunsun, gol tehlikesi ister olsun ister olmasın beynel milel futbol kaideleri penaltı verilmesini âmirdir. Top değil, kaleci tarafmdan bloke edilmiş olsun isterse karşı taraf kalesinin önünde oynanmış bile olsa derhal oradan alınarak bu kaleye getirilecek ve penaltı verilecektir. Birçok kimseler böyle bir karari çok PENALTI Cumartesi akşamı sad1 yomda müsabakalar yapılacak ağır görmekte ve bu hükmün tatbikı halınde buna maruz kalacak takımın mağduriyetini mucib olacağmı ileri sürmek tedirler. Bu mütaleayı yürütenler tamamile hissiyatlarına göre hüküm vermek tedirler. Hakemlerin elinde ise bir nizamname vardır. Ve onlar bunu olduğu gibi tatbikle mükelleftirler. Takdirlerine bırakılmış birçok hususlar olduğu gibi cezayı müstelzim bazı hâdiseler de vardır ki takdire bile lüzum yoktur. Vak'ayı müşahede ve tesbit kâfidir. Meselâ son maçta olduğu gibi durup dururken bir oyuncu hasım taraf oyuncusunun üzerine yürür ve ona bir tekme vurursa bunun hakemin takdirine kalmış bir ciheti yoktur. Kasden vurulan bu tekmenin sebebiyet verdiği ceza derhal tatbik olunmalıdır. Takdir keyfiyeti ancak topa el ile vurmada, hasımla mücadele halinde iken bir oyuncunun hasmını tutması, itmesi, çarpması, ona çelme takması, onun üzerine sıçraması gibi hareketler de vakidir. Burada hakem cezayı vermek için oyuncunun bu fülleri kasden ika eylediğine kanaat getirmiş olmalıdır. Yoksa tecziye edılmemek lâzımdır. Meselâ: Top kaleye girmek üzere iken yere düşmüş bir müdafiin eline kazaen çarpsa da istıkametini değiştirerek avuta gitse penaltı verilmemek iktıza eder. Çünkü oyuncu topu tutmamış, top onun eline kazaen değmiştir. Bunun aksi olarak bir oyuncu kendi ceza sahası dahilinde avuta giden bir topu kasden elıle tutsa onun bu hareketini penalü ile tecziye etmek icab eder. Bir de son maçm dedikodusu cümlesinden olarak tuhaf bir zihniyete daha muttali oldum. O da mühim bir maçta kolay kolay penaltı verilmemeli imiş... Maçm bitmesine üç dakika kala oyuncu çıkanlmazmış.. Bunlar nizamname ile telifi kabil olmıyan tamamile indî mütalealardır. Hiçbir hakem idaresini deruhde ettiği maçı derecei ehemmiyetine göre idare etmek sistemini gütmemelidir. Tatbikile mükellef olduğu nizamnameye göre ha reket onun yegâne vazifesidir. Nizamnamede oyunun bitmesine şu kadar kala oyuncu çıkanlmaz. Maç de recei ehemmiyetine göre idare edılir diye hiçbir kayıd yoktur. Asıl temenniye lâyık olan ve bizde maalesef hiç dikkat edilmiyen bir nokta vardır ki o da hakemlere değil, oyuncu lara taalluk etmektedir: Bizde hatta klâs oyuncusu addedile cek bir seviyeye yükselmiş olan oyuncular bile oyun kavaidini lâyıkile bilmemekte ve bu yüzden en tehlikeli vaziyetlerde yaptıklan gaynnizamî hareketlerle kendi kulüblerini bir anda müşkül ve hatta bazan mağlub vaziyete düşürmektedirler. Binaenaleyh irtikâb edilen bu kabil hatalarm, taraftarlarmın işine gelen şe kilde bazan görülmesini bazan görülmemesini istemekten ve işin bütün mes'uliyetini yersiz olarak hakemlere yüklemek ten ziyade oyuncuların bu gibi hareket lere meydan vermemeleri esbabmm temini elbette daha faydalıdır. SADÎ KARSAN Geçen ay, memleketimizde tütün satışları çok iyi bir vaziyette devam etmiştir. 936 rekoltesinden satılmamış az bir miktar tütün kalmıştır. Dejambar sonu vaziyetine göre 71 milyon kiloyu geçen tütün rekoltemizin böyle süratle ve iyi fiatlarla satılması tütüncülüğü müz için sevinilecek bir şeydir. Eğe mmtakasında 37 milyon kiloyu bulan mahsulden ilk partide satılama yıp kalan yarım milyon tütün de satılmıştır. Bu yıl Eğeye tütün mahsulün den takriben 22 milyon lira para gir miştir. Marmara mıntakası piyasasında, mayıs ayı içinde bariz bir inkişaf müşahe de edilmiştir. Bursada 35 50 kuruş fiatla 4,5, Edirnede 30 45 kuruş arasında 1,135,000, Koeaelinde 52 71 kuruş fuatla 2,600,000 kilo tütün satılmıştır. Buralarda satılmamış pek az tütün kalmıştır. Karadeniz mıntakasmda hararetli satışlar devam etmektedir. Trabzon, Artvin ve Taşovada kalan tütünlerin bu ay içinde tamamen satılacağı umulmakta dır. Bu sene, Karadenizde, bilhassa Pazarda çok nefis, yeni bir tip tütün yetişmiştir. Pazar tütünleri bilhassa sigaBandırmada karsılaşan Tekirdağh Hüseyin ra randımanlarının yüksekliği itibarile ve Bulgar pehlivan ahcılarm umumî rağbetini mucib ol Birkaç haftadanberi şehrimize geldiği muştur. Alelumum tütünlerimizin bir halde bir türlü profesyonel güreşçilerı kilosundan vasatî olarak 1000 1200 amizle güreşmek imkânını bulamıyan A. ded sigara yapıldığı halde Pazarda bu merikan Boğası namile maruf Bulkomar sene elde edilen tütünlerden 1300 1400 nihayet bu cumartesi günü akşamı Tak sigara imalinin kabil olacağı anlaşılmışsim stadyomunda ilk müsabakasını ya tır. pacaktır. Samsun Bafrada şimdiye kadar 60 O geee aynca 937 yağlı güreş müsaba 95 kuruş arasında 5 milyon kilo dizi, 1 kalarında Türkiye beşinciliğini kazanan milyon kilo da demet tütünü satılmışMolla Mehmed, Bulgaristanda mağlub tır. Tokadda son güne kadar satılan tüolduğu Haci Yovanofla ve Türkiye ü tünlerin miktarı 1,600,548 kilo ve fiat çüncüsü Arif te geçen hafta Bilecikte ları da 50 70 kuruş arasmdadır. yenildiği Kirofla intikam maç: yapa Trabzon tütünleri tamamen satılmış caklardır. ve burada piyasa kapanmıştır. Vasatî Amerikan Boğasile Türkiye Başpeh satış fiatı 35 60 kuruş arasmdadır. Tüclivanı Tekirdağh Hüseyin, Türkiye ikin car, bu sene Trabzon tütünlerine her secisi Mülâyim, Türkiye dördüncüsü Ya neden fazla rağbet göstermiştir. rımdünya Süleyman ve eski Türkiye Yeni açılan Artvin piyasasında satışıkincisi Bulgaristanlı Cemal güreşmeğe lar birdenbire hızlanmıştır. Şimdiye katalıb olduklarmdan kur'a çekilecek ve dar 35 60 kuruş vasatî fiatlarla 200,000 kur'a kime ısabet ederse o güreşecektir kilo tütün satılmıştır. Bu suretle büyük serbest güreş mü Umumiyet itibarile 936 rekoltesinden sabaklarına da başlanacaktır. Bundan mayıs sonuna kadar 60 milyon kilo tüsonra Ankarada ve İzmirde de dığer tün satılmıştır. Satılan bu tütünlerden müsabakalar yapılacaktır. memlekete giren para miktarı takriben 30 milvon liradır. Bandırmada yapılan güreş Amerikan boğası nihayet güreşiyor Köylü şimdiye kadar 30 milyon lira aldı Merkezî Amerikada esrarengiz adalar Buralarda Romen ve Yunan medeniyetlerinden asırlarca evvel bir medeniyet yaşıyordu Orta Amerikada medeniyet Panama kanalından Kolombiya'ya kadar orta Amerika kıyılannı yalıyan Carai'be denizinde, palmiyelerle dolu adalar vardır. Bu adalarda, aslan gemici ve balıkçı olan İndien'ler yaşar. Kendi ırklarından olmıyan insanlara karşı son derece düşman olan bu yerliler, hususî müsaadeyi haiz bulunmıyan herhangi bir kimseyi adalarında bir gece bile misafiı etmezler. İki Amerikah seyyah, pek müstesna bir cemile olmak üzere mahallî idareden aldıkları müsaade üzerine, bu garib adalarda bir hafta kadar kalmışlar ve ^raları dolaşmışlardır. Bu seyyahlann, o adaların ahvaline ve âdetlerine dair gördükleri merakh şeyler arasında, bilhassa, bir yeraltı şehri vardır ki, çok şayanı dikkattir. Yucatan ormanlarında yapılan hafriyat neticesinde meydana çıkarılan bu şehir, Yunanlı ve Romah devirlerinden evvelki zamanlarda kurulmuş iptidaî bir imparatorlu ğun merkezi olan Şişen İtza'dır. Yeraltından meydana çıkarılan mabedler, mihrablar ve mezbahalar, buranın mukaddes bir şehir olduğunu tahmin ettiriyor. Şehrin o devirde beş yüz bin nüfusu olduğu zannedilmektedir. Toprak altından çıkarılan eski eserler meyanmda, taştan yapılmış keçi sakallı bir insan kafası vardır. Bu kafa, o devirde adaları istilâ eden İspanyol fatihlerin tipini tehzil maksadile yapılmış bir heykel hissi vermektedir. Gene yeraltmdan çıkan eserler ara sında bir rasad kulesi vardır ki, inşa tarzı itibarile bugünkü rasadhanelerden farksızdır. Bu rasad kulesinde, Galile'den onlarca asır evvel, rasad mütehassısları çalışmakta imiş. Harabede, taştan ma «„• mul birçok rasad âletleri hâlâ mevcud bulunmaktadır. Yeraltı şehrinde bir de mezbah bu lunmuştur. Burada kurban kesilirdi. Baş rahıb, mezbahın üzerine yatırdığı esirin kalbıni bıçağıle oyar çıkarır ve zafer sembolü makamında, kanlı kanlı seyircilerın önüne atardı. Breslâv sergisinde Türk paviyonu müsabakaları Bandırma (Hususî) Halkevinin tertib ettiği serbest ve yağlı güreş müsa bakaları pazar günü koşu sahasında yapılacaktır. Türkiye Başpehlivanı Tekirdağh Hüseyin, Bulgar başpehlivanlarmdan Dı mitro Stayef. Afyonlu Yarımdünya Süleyman, Smdırgılı Şerif, Halil, Gönenli Hamdi, Adapazarh Cemal, Molla Mehmed gibi tanınmış pehlivanlar güreşlere ıştirak etmişlerdir. lbni Sina ihtifali Büyük Türk âlimi İbni Sinanın dokuz yüzüncü senei devriyesi 21 haziranda kutlulanacaktır. Bu münasebetle Tıb Fakültesinde büyük hazırlıklar yapıl maktadır. Merasim, Süleymaniye civa rmda yeni yapılmış olan Bıyoloji Enstitüsünün büyük anfisinde yapılacaktir. İbni Sina hakkındaki millî tezimize ış tirak eden bir Rumen ve bir Belçikah profesör bugünlerde şehrimize gelecekGüreşler umumiyetle çok güzel ve lerdir. heyecanlı oldu. 35 pehlivan güreşti. Neticede, başaltını, Smdırgılı Şerif, başı, Galatasaray îstanbulspor Yarımdünya Süleyman kazandı. Yağlı B takımları güreşlerden sonra serbest güreş başlaPazar günü Taksim stadında yapıladı. Serbest güreş, Tekirdağlı ile Bul cak Galatasaray Ankaragücü maçm garyalı Dimitro Stayef arasında yapıldı. Tekirdağh Hüseyin çok üstün güreşe dan evvel Glatasaray İstanbulspor B rek rakibini üç dakikada yendi. takımlan karşılaşacaklardır. Bu müsa Panay.rda Turk paviyonunun methalındeki Ataturk bustu ve pavıyondan Tekirdağh Hüseyin, Bulgan yendik bakaya saat birde başlanacaktır. bir görünüş ten sonra Adapazarh Cemalle güreş Bu hafta yapılacak millî Almanyada Breslav beynelmilel pa bulunmaktadır. Bu nümunelerin zenginmiş, Adapazarh Cemal Tekirdağhnm enayırma Almanyadaki Türk Ticaret O l'ğini göstermek için 600 parçadan mü zici kuvvetine ancak beş dakika tahamküme maçları mül ederek o da mağlub olmuştur. dası bu sene de Türkiye namına iştirak rekkeb olduğunu söylemek lâzımdır. İstanbul Futbol ajanlığından: etmiştir. Bu seneki panayırda Türkiye Bunlardan başka zengin el işleri modelRapidin ikinci maçı Millî küme karşılaşmalarından Galapavyonu biraz daha büyütülmüş ve leri ile 83 parça Türk halısı bulunmaktaFenerbahçe kulübü tarafından davet tasaray Ankaragücü karşılaşması 6 ha1 5 x 1 6 metroluk bir saha işgal etmiş dır. Türk paviyonunda kısa bir zamanda edilmiş olan Viyananm Rapid futbol ta ziran 1937 pazar günü Taksim stadyo 10 muhtelif metinde 20,000 broşür tevzi tir. kımı ikinci maçmı salı günü Taksim munda saat 16 da yapılacaktır. Türk paviyonlarının en mutena bir yerine edilmiştir. stadında yapacaktır. 1 Maç hakemi İzmir mmtakasmdan şanlı bayrağımız çekilmis, paviyon met Almanya ile yeni ticaret anlaşmasmın İkinci müsabakayı da belki FenerbahBay Fehmidir. halinde 80 parça fotograf asılmıştır. Pav görüşmeleri yapılacağı şu sıralarda Bres çe tek başına ve yahut ta Güneş kulü 2 Fiatlar: Balkon 100, tribün 50, yonumuzun diğer kısmmda, münhasıran lâv panayınndaki Türk paviyonu çok bile yapılacak bir Fenerbahçe Güneş muhteliti oynıyacaktır. duhuliye 25 kuruştur. Türk ihrac maddelerinden nümuneler müessir ve muvaffakiyetli olmuştur. lıncıya kadar sen bu itham altındasın. Baba; bu lekeyi bana lâyık gören siz misiniz? Yoksa başkaları da var mı? Söyledim ya, bir komşu, sabah karanlığı Leylânın arka kapıdan bir genci uğurlamış olduğunu haber verince komiser ve Müddeiumumî katile aid ilk delili elde ettiklerine hükmettiler. Yal nız öğrenmek istedikleri bu gencin kim olduğuydu. Leylâya sordular. Leylâ kendi namusuna taalluk ettiği, belki seni himaye etmek istediği için gizledi. Fa kat emınım ki o da benim kadar cinayetin senin tarafından yapıldığına kanidir. Kani midir?.. Aman yarabbi... Fakat baba, ben bir hizmetçi kadmı neden öldüreyim? Üç beş kuruşu içinse bu paraya sahib olup olmadığım bilmedi ğım ve kendisini hiç görmediğim bir kadmı boğazlamağa nasıl teşebbüs ede rim?.. Bununla beraber, katilin «hepsini ver!» diye bağırdığını Leylânın işitmiş olmasma göre hizmetçinin parası vardı ve senin de bugünlerde paraya ihtiyacın vardı. Hele senin bu ihtiyacını Leylâ biliyorsa cinayeti senin yaptığına benden çok fazla emniyetle o hükmetmiştir. Zaten onun gözlerinde de bu acı emniyeti okuyordum. Bu sözler, genc adamı hepsinden fazla sarstı. Aklından, Leylâya haber verdiği küçük servet geçti. Babasının ve kimsenin haberi olmadan uzakta bir akrabasmdan alacağmı söylediği küçük servet... Ağlamağa başladı. Onun bu acı a | layışı babasını merhamete getirdi. Alçak ve hazin bir sesle oğlunu teskine çahşarak: Oğlum, dedi, benim kanımdan olan bir gencin üç beş kuruş için cani, katil olabileceğine kolay kolay inanamam. Gözlerinin içi, tavrın, hareketlerin, şaş kmlığın, yesin masum olduğunu gösteri yor. Fakat aleyhine toplanan deliller, senin katil olduğuna başkalarını inandırdığı gibi beni de tereddüde düşürüyor. Onun için bu deliller zail oluncıya ka dar bizim bazı tedbirler almamız lâzımdır. Nasıl tedbirler? Demindenberi bunu düşünüyo rum. Yapılacak şey bir müddet saklanmandır. Saklanmam mı? Niçin? Ben katil değilim baba... Oğlum, bütün deliller aksini gösteriyor. Nasıl delil? Allah aşkına, herşeyi bana açıkça söyleyiniz baba... Bildiklerimi söyledim, tekrar edeyim: Dün gece, Leylânın evine dışandan habersizce kimsenin girmediği sabit ol muş. Ne kapılarda, ne pencerelerde bir hırsızm evdekilerden habersiz kimsenin girdiğine aid işaret yok. Kapılar sürgülü, pencereler de parmakhklı. O halde evdekilerden birinin gizlice içeriye aldığı birisi bu cinayeti yapımş olacak. Bu kimdir? Adilenin bir dostu mu? Olabilir. Fakat bir haber geliyor. Sabah karanlığı mutfak kapısından uzun boylu lâciverd eibiseli bir genc çıkıyor. Onu beyaz bluzlu bir kadın uğurlamış. Beyaz bluzlu kadının Leylâ olduğu anlaşıldı. Çünkü bluz üstündedir. Uzun boylu, lâciverd eibiseli genci ise benimle Leylâdan başka kimse tanımıyor. Fakat görünce tanıyacaklardır. Değil mi? Ah. Evet... Anhyorum. Şimdi bu halde senin «ben katil değilim!» sözüne ben bile güç inanırken adliye ve zabıta memurlarını inandırmak imkânı yoktur. O takdirde eğer katilsen kaçmaktan, değilsen hakikî katil bulu nuncıya kadar saklanmaktan başka bir çare aklına geliyorsa onu yap... Evet, geliyor: Gidip teslim olmak. Sami Bey şüphe ve tereddüdle oğluna baktı: Sahi mi söylüyorsun? Diye sordu. İrfan derhal cevab verdi: Tabiî... Ben katil değilim. Kaçmak suretile bütün şüpheleri neden üzerime toplıyayım?.. Fakat oğlum, bugün sen zaten şüphelisin. Bu şüpheyi üzerinden atabilmek için cinayeti inkâr etmekten başka elin den ne gelir?.. Gece evdeydin. Gizlice girmiştin. Ayn odada yattığını, Leylânın aşağıki katta yattığını söylüyorsun. Bunları inkâr edebilir misin? Hepsi senin aleyhine o kadar kuvvetli delil ki seni kurtaracak ancak bir başkasının üstünde bunlardan daha kuvvetli delillerin top lanmasıdır. Bu deliller bulununcıya kadar mahpeste yatmağa hazırım. Mahpeste yatmakla şüpheleri üzerinden atmış olacak mısın? Hayır... Ben bugün belki memurlardan çok senin a leyhine esbab ve delâil gördüğüm halde hakkında hemen kat'î bir hüküm vere mıyorum. (Arkası var) r HACİ RAŞİD «Cumhuriyet» in milli sergüzeşt romanı ' 15 niz, öyle mi? Bu sîzin münasebetinizin temizliğini gösteren çok güzel bir delil. Bense, biraz evvel polisten senin gece orada olduğuna aid şehadetleri dinleyince bu noktadan da üzülmüş, genc kızın ahlâkmdaki zayıflığa, senin lâübaliliğine, kayıdsızhğına hükmetmiştim. Burada aldanmışım. Fakat buna mukabil, senin ayn bir odada yatışm cinayette aleyhine bir delildir. Neden baba, neden böyle söylü yorsunuz? Çünkü, cinayeti Leylânın haberi olmadan yapabilmek icin bol bol vaktin vardı, demektir. Neler söylüyorsunuz baba?.. Hâlâ benim katil olduğuma kanisiniz. Sizi nasıl ikna edeyim; ne yapayım?... Polis elbet tahkikat yapacak, hakikî katili bulacaktır. Belki bulmuştur bile. O zaman... O zaman senden özür dilerim. Fakat başka birisinin katil olduğu anlaşı İrfan dudaklan titriyerek: Baba, dedi, o kadar heyecan içindeyim ki demindenberi kendimi zaptet meğe çahşıyorum, muvaffak olamıyo rum. Evet... Seni ilk gördüğüm anda da benzin çok sarıydı. Geceyi fena geçirdiğin anlaşılıyordu. Olabilir. Gece pek az uyudum. Pek az uyudun da cinayetten haberdar değilsin; öyle mi? Nasıl olur? Vak'anın ne olduğunu henüz bilmiyorum. Yalnız sözlerinizden anladı ğıma göre Leylânın hizmetçisi Âdile dün gece öldürülmüş, cesedi sabahleyin bu lunmuş ve geceyarısı Leylâ bazı sesler işitmiş. Öyle mi? Eğer bunlar vaki ise ben üstkatta yatıyordum, hiçbir şey is.itmedim. Leylâ alt katta ve galiba hizmetçi odasınm tam üstünde yatıyordu. Bir şeyler işitmiş olabilir. Sami Bey acı acı baktı: Geceyi ayrı ayn odalarda geçirdi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle