19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYE1 2 Nisan 1937 KUçUk hikâye Anaforcu Blasco Ibanez'den Elektrik Şirketinde yapılan tahkikat Idare meclisi komiserler itiraz etti Yüzünü bir tek defa görmüş olmama rağmen hatırasmı hiç unutamadığım bir dostumnn ölüm haberini şimdı gazetede okudum. Onu, bir noel gecesi, Madridden Valansiya'ya giderken, trende tanımıştım. Birinci mevki bir kompartımanda seyahat ediyordum. Kompartımanda benden başka bir yolcu daha vardı. Fakat Alliacete istasyonunda trenden indi. Yalnız kalınca, bir gece evvelki uykusuzluğun tesirile, gerınerek sarı kadifelerin üstüne uzandım. Tavandaki kandılin mavi perdesini kapattığım için kompartıman tatlı bir loşluğa bürünmüştü. Tren, çorak ovaların ortasında alabildiğine uçarken, ben vagonun sarsmtısile ve tekerleklerin muttarid gıcırtılarile yavaş yavaş kendimden geçmiş ve derin bir uykuya dalmıştım. Birdenbire, üşüyerek uyandım; yüzüme soğuk su dökülmüş gibi bir serinlik hissettim. Gözlerimi açtım, kompartımanda yalmzdım. Fakat içeriye şiddetli bir rüzgâr giriyordu. Yerimde doğruldum ve kompartırnanın benim bulundğum taraftaki kapısmm ardma kadar açık olduğunu gördüm. Kapının dibinde, bir adamın, ayaklarım aşağı doğru sallandırıp oturduğunu farkettim. Başını benden tarafa çevirmiş, karanlıkta garib pırıltılar saçan gözlerile beni seyrediyordu. O kadar şaşırmıştım ki hiçbir şey düşünemiyordum. Uyuku sersemlığile, evvelâ, mahiyetini tahlil edemediğim bir korkuya düştüm, Tren bütün hızile giderken, vagonun kenarında birdenbire peyda olan bu adam, çocukluğumda dinlediğım cin, peri masallanndaki heyulâlardan biri miydi? Fakat bu korku fazla devam etmedi, onun yerine hırsız korkusu kaim oldu. Trenlerde yapılan soygunculuk vak'alarını hatırladım ve hırsız olduğuna hiç şüphe etmediğim bu adama karşı kendimi müdafaa etmek iizere yerimden fırladım, onun üzerine atıldun. Adam muvazenesini kaybetti, fakat düşmedi; nevmidane bir ısrarla kapının kenarma yapışmağa muvaffak oldu. Ben, adamın, kapıyı bütün kuvvetile yakalıyan parmaklarını gevşetmeğe çalışırken, o. boğuk bir sesle: Allah aşkma yapma, efendi, diye inliyordu. Ben namuslu bir adamım. Sözlerinde öyle bir teslimiyet ve öyle bir ıstırab ifadesi vardı ki, yaptığım kabalıktan kendim utandım ve adamın yakasını bıraktım. O, nefes nefese, korkudan bitab bir halde, tekrar kapının kenarma ilişti. Ben, tavandaki ışığın perdesini açtım ve o zaman adamın yüzünü görebıldim. Sırtında, lime lime pöstekiden bir caket, ayağında açık renk bir pantalon bulunan cılız, biçare bir köylü idi. Kasketinin siyahlığı çehresinin koyu bakır rengile adeta karışıyor, gözleri, bu karartının ortasında ufacık birer ışık gibi yanıyordu. Ölümden kurtarılmış bir köpek minnettarhğile yüzüme bakarken, elini cebine götürdü ve delik deşik bir mukavva parçası çıkararak bana uzattı: Benim de biletim var, işte, dedi. Bilete baktım ve gülerek: Bunun tarihi çoktan geçmiş, dedim. Kaç senelik eski bir bilet. Bununla trene binip yolcuları korkutmağa ne hakkm var? Köylü, hilesinin meydana çıktığım görünce abdallaştı. Kendisini tekrar dışarı atmağa teşebbüs edeceğimden korkar gibi bir hal aldı. Acıdım. İçeri çağırdım; fakat girmedi. Hayır efendim, dedi, benim içeri oturmağa hakkım yok. Param olmadığı için mösyöler gibi içeri giremem. Kapının kenarında oturmağa devam eden biçarenin içinin rahat olmadığmı hissediyordum. Benim sükunetim onu hayrete ve endişeye düşürüyordu. Kendisine bir sigara verdim, yavaş yavaş korkusu azaldı ve anlatmağa başladı. Her cumartesi, bu şekilde tren seyahati yapıyormuş. Alliacete'den tren kalkacağı zaman vagonlardan birinin basamağına atlıyor, katar bojnmca basamktan basamağa geçerek boş bir kompartıman arıyor, bir kapı dibine sığınıp, genç yaşında garaibden olarak tekraı kızamığa tutulan bu ihtiyar adam Haremihümayunda yatağının içinde ateşlerle kavrulurken gene beni celbetmiş, gene maruzata tarih veya imza koymuştu. itiraf etmeli ki ben de bir saniaya müracaat ederek sadaretten ve hazineden tehiri mümkün olan kâğıdlann gönderilmemesini rica etmiştim. Hünkâr bir gidişe çıkmak için maruzat işinin bitmiş olmasını isterdi. Gene böyle bir gün hafta ortasında, gelen kâğıdla rın muamelesi bitip iadesi esbabı da ih zar edildiktgn sonra Zincirlikuyu köşküne gidiş olacağı haber verildi. Artık yapılacak bir iş kalmadığı için istirahati kalble gidilebilirdi. Oraya henüz vâsıl olmuştuk, birdenbire köşkün bahçesinde bir at gürültüsü oldu, ve bir dakika sonra haber verdiler: «Sadaretten bir yaver gelmiş, müstacel ve mühim bir kâgıd varmış!.» dediler. tren istasyonlara yaklaşırken yere atlıyor, hareket ederken tekrar biniyor, bdyle böyle gideceği yere kadar gidiyormuş. Bu seyahatten maksadı, pazarı ailesinin yanında geçirmekmiş. Kendisi Alliacete şehrinde iş tutuyor, karısı uzakça bir kasabada çalışıyormuş. Açlık yüzünden böyle birbirinden uzak yaşamağa mecbur olmuşlar. İlk zamanlar. biçare adam, karısile kendisi arasmdaki uzun mesafeyi yaya olarak aşıyor, bütün gece yol yurüdükten sonra ertesi sabah, karısımn yanına ölü gibi gidiyormuş. Seyahatinin sonunda çocuklarını sevip okşamağa bile takati kalmıyan bu adam, nihayet tren seyahatine karar vermiş. Şimdi alışmış; her cumartesi, tren basamaklannda korkusuzca gidip geliyor; çocuklarının yüzünü görünce, bütün hafta, işine daha hararetle sarılıyormuş. Trenden korkusu yoktu. Yegâne korktuğu şey, kompartımandaki yolcularm, tıpkı benim gibi ürkerek onu dışarı atmağa kalkmalarıydı. Hatta, bir iki defa başma böyle vak'alar gelmiş, trenden aşağı atılmış, ölüm tehlikeleri geçirmişti. Fakat ne yapsındı? Başka çaresi yoktu. Hem parasızdı, hem çocuklarım görmek istiyordu. Tren, bir istasyona yaklaşır gibi ağırlaşıyordu. Köylü, telâşla yerinden kalktı. Nereye gidiyorsun? dedim, ineceğin istasyondan evvel bir istasyon daha var. Korkma bilet param ben veririm. Köylü, kurnaz bir gülümseme ile yüzüme bakarak: Nasıl olur efendim? dedi. Biletimi siz alınca, memur bileti verirken yüzüme bakacak. Şimdiye kadar tren memurları beni çok kovaladılar amma yüzümü yakından gören olmadı. Yüzümü bellerlerse işime gelmez. Allaha ısmarladık mösyö. Allah selâmet versin. Sizin gibi iyi adama hiç rasgelmemiştim. Köylü, basamaklarm boyunca ilerledi ve karanlıkta kayboldu. Tren ıssız bir ıstasyonda durmuştu. Ben, tekrar uzanmağa hazırlanırken dışarıda bir gürültü koptu. P.encereden baktım. Tren memurlarile bir jandarma dört tarafa koşuşup duruyorlardı. Bir dakika sonra, vagonun üstünde bir koşuşma oldu ve benim bulunduğum vagonun önündeki vagon damından, bir gölgenin, çevik bir sıçrayışla yere atladığını, yüzüstü düştOkten sonra bir müddet sersemlemiş gibi kaldığını, donra fırlayıp alabildiğine koştuğunu gördüm. Bu benim tren arkadaşımdı. Açık renk pantalonu karanhkların içinde azar azar eriyerek kayboldu. Yakında beşinci bir şe RADVO ker fabrikası kuruluyor program raporuna Riı j Elektrik şirketinin halktan mukavele ahkâmı hilâfına olarak fazla aldığı paraların tesbit ve bunların iadesi işine giri şildiği malumdur. Diğer taraftan, şirketin Anadolu yakası için Heyeti Vekile müsaadesile gümrüksüz olarak ithal ettiği malzemeleri başka yerlerde kullanmak suretile gümrük kaçakçıhğı yaptığı anla şılmış ve keyfiyet tahkikatla sabit olarak iş mahkemeye intikal etmiştir. Halbuki, şirketin geçen aym otuzuncu günü toplanan umumî heyetinde okunan idare meclisi raporunda şirketin bu ve buna mümasil vaziyetlerinden bahsedilmemiştir. Toplantıda bulunan hükumet komiserleri, idare meclisi raporunun bu mühim nokatı meskut geçmesi üzerine hissedarlar umumî heyetinin nazan dikkatini celbetmişler ve keyfiyetin idare noktasından idare meclisinin mes'uliyetini mucib olacağını, bu vaziyetin bilânço kâr ve zarar hesablarına da tesiri bulunacağmı beyan ve kaydi ihtirazî dermeyan ederek hazırlanan zabıtlan imzalamışlardır. Hükumetin verdiği emir üzerine, beşinci şeker fabrikası için Sıvas Erzurum demiryolu üzerinde müsaid bir saha ayrılıyor Şeker endustrımizın inkışafı üzerine bir beşincısınin kıtrulması şeker fabrikalarınnzdan biri kararlastırıları ADLÎYEDE Şehidlik arazisine sahib çıkanlar Topkapı haricindeki Şehidliğe tasarruf etmek istiyen bazı kimseler aleyhine Belediye tarafından açılan ve bir müddettenberi ikinci hukuk mahkemesinde devam eden muhakeme son safhalarına gelmiştir. Bundan yüz elli sene evvel Topkapı haricindeki mezarlıklarda çalışan mezar kazıcılarına kazma, kürek ve saire gibi eşyalarını saklamak üzere mezarhk sahasında bir kulübe inşasma müsaade olunmuştur. Kulübe yapacak oldukları sahaya mahsus olmak üzere de ellerine birer temessük verilmiştir. Fakat, o zamandan itibaren evlâddan evlâda intikal eden ve bugüne kadar gelen bu temessükler üzerinde oynanmış, nihayet 935 senesinde gene bunlara istinaden bir yolu bulunarak Şehidliğin tapusu da almmıştır. 935 senesinde bir kanunla bütün mezarlıklar Belediyeye geçmiştir. Şehidliğe tasarruf etmek istiyenler, burasmı ellerinden bırakmadıkları için Belediye mahkemeye müracaat zaruretinde kalmıştır. Nihayet, teşkil edilen bir ehli vukuf, gerek mahallinde, gerek Tapu idaresindeki kayid üzerinde yaptığı tetkikat neticesinde mevcud tasarruf senedinin doğru olmadığı kanaatini elde Avı ellerinden kaçıran tren memuretmiş ve bu husustaki raporunu da mah larından biri: kemeye vermiştir. Evvelki günkü cel Böyle anaforcu görmedim, diyor sede bu rapor okunmuş, karar verilmek du. Aylardanberi bedava gider gelir. üzere dava talik edilmiştir. Yakayı bir gün ele verecek amma baYeni icra reisi kalım ne zaman? Münhal bulunan İstanbul icra reisliBu zavallı anaforcuyu, o gündenberi bir daha görmedim. Kışm, onu birçok ğine tayin edilen eski Adlıye müfettişdefa hatırladım. Aklıma her geldikçe, lerinden Hamdi dünden itibaren vazifebiçare yol arakdaşımı, bir fırtına hızile ;ine başlamıştır. Hamdi, bundan 17 yıl geçip giden trene, istihkâm zaptına ko evvel Adliyeye Müddeiumumî olarak şan bir kahraman gibi atılmak için, bir intisab etmiş. İstiklâl Harbinden sonra istasyon civarında, yağmur ve kar altm bir müddet hâkimlik yapmış ve Adlive Vekâleti Ceza İşleri müdür muavinda bekler tahayyül ediyordum. Şimdi, Alliacete civarında, tren yo Hğinde bulunduktan sonra İzmir İhtısas lunda, ezilmiş bir cesed bulunduğunu mahkemesi hâkimi ve daha sonra da gazetede okudum. Bu, mutlaka o yol Ankara mmtakası Adliye müfettişlıği arkadaşımın cesedidir. Belki trene at yapmış, kıymetli bir Adliyecimizdir. larken ayağı kaydı, belki de korkak bir Muvaffakiyet dileriz. Kurulduğu her mıntakada merkezin den muhite doğru çok faydalı bir ekonomik kalkınma ve inkişaf hareketi yaratan şeker fabrikalanmızın imalâtı, bılhassa ucuz şeker davası tahakkuk ettikten sonra; yurd ihtiyacını karşılıyamamaktadır. Memlekette istihlâk nisbeti arttıkça dı şarıdan memlekete getirilmekte olan şe ker miktan tabiatile kabarmaktadır. Bu hal tarzı bu son günlerde tesadüf edil meğe başlanan bazı müşküller kadar iç piyasada yükselen bazı haklı şikâyetlere de vesile olmaktadır. Şeker endüstrisinin kendisine has bir politikası olduğunu bilmiyerek « H u dudda 1 0 1 2 kuruşa şeker bulmak kabildir, şu halde neden memlekette şeksr imal etmek yoluna saptık ta bu maddeyi daha pahalıya yiyoruz» diye şikâyet edenlerin kulağına fısıldamak lâzımdır ki; şu dakikada ne klering, ne de takas yolile şeker elde etmeğe imkân kalmadığı gibi srbest dövizle bile bu maddeyi satın almak imkânları adeta daralmıştır. Bu da, istihlâk edeceğimiz sekeri tamamen memlekette istihsal etmek zaruretinin bu defa filen sabit olduğunu gösterir. ıçın alâkalı makamlara emrini vermiş bulunmaktadır. Onümüzdeki günlerde Sıvastan Erzuruma doğru uzanan demır yolu güzergâhında böyle bir fabrika için müsaid saha aranacaktır. Son üç yılda yurda ithal edilen şeker için iki milyon liradan fazla para elimizden çıkmış bulunmaktadır. 1936 şeker istihsalimiz 66 bin tonu bulduğu halde bu yıl gene haricden 18 bin ton şeker ithal etmek lüzumu hasıl olmuştur. Son kanunun yapılmasını âmir bulunduğu asgarî şeker stokunu vücude getirmek ve hükumetin bu normal stoka ilâvesini Seker şirketinden her zaman istiyebileceği esaslı şeker stokunun meydana gelebilmesi kadar, hergün daha da artmak istidadını gösteren yurd istihlâkini tamamen kar sılıyabilmek için belki de beşinci şeker fabrikası bile kâfi gelemiyecektir. Bugün Türkiyenin şeker istihlâkini karsılarrvk için dört fabrika çalıştığı halde haricden şeker almağa mecbur kaldığımızı ve bunun sebeblerini yukanda izah etmistik. Son yıllarda sıra ile Eskişehir ve Turhal fabrikaları kurulmamıs olsaydı, bugünkü memleket istihlâkinin yansından fazîasmı haricden gerirmeğe mecbur olacak ve bu yüzden dışarıya yüz binlerce îngiliz lirasını döviz olarak ödemek gibi bir zorlukla karşılaşacaktık. İSTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisi 12,50 hava« dıs 13,5 muhtelif plâk neşrıyatı 14 son18,30 plâkla dans musikisi 19,30 spor musahabeleri: Eşref Şefik 20 Türk musıkl heyeti 20,30 Omer Rıza tarafından arabca soylev 20 45 Vedıa Rıza ve arkadaşları tarafından Turk musikisi ve halk şarkı ları 21,15 orkestra 2145 ajans ve borsa haberlerı ve ertesi günün programı 22 plâkla sololar, opera ve operet parçalan 23 son. VIYANA: 17,05 KONSER 18,05 çocuk saati 19,10 oda musikisi 20 havadis 20,30 ŞAN KONSERI 21,40 ASRÎ MUSIKİ 23,10 havadis 23,20 DANS MUSİKİSİ. BERLİN: 19 Leipzigden naklen konser 20,20 askerî bando 21 havadis 21,10 HAFIF MUSİKI 23 havadis 23,30 DANS MU SIKISI. PEŞTE: 18,30 ÇIGAN ORKESTRASI 19,30 temsil 20 konferans 20,30 havadis 20,45 operadan nakil 23,05 şan 23,40 ÇİGAN ORKESTRASI. BÜKREŞ: 18 KONSER 20,15 konserin devamı 20.35 operadan nakil 23,45 almanca ye fransızca havadis 23,55 DANS MUSİKİSİ. LONDRA: 19,40 DANS MUSİKİSİ 20 çocuk saati 21 pıyano konseri 22 havadis 22 30 O pera parcaları 23 havadis 23,15 DANS MUSİKİSİ. PARİS: 19,15 şan 20 gramofon plâkları 20,30 havadis 20,40 KEMAN KONSERİ 21,15 gramofon plâkları 22,45 piyano konseri 23 DANS MUSİKİSİ. ROMA: 18,15 şan 18,50 spor haberleri 19,10 yabancı dillerde neşrıyat 20,05 turizm hakkında konferans 20,49 Yunanlstan için neşriyat 21 havadis 21,30 konfe rans 21,40 askerî bando 22 ODA MU SIKISİ 23 10 DANS MUSİKİSİ. îstihsal muhtelif memleketlerde tahdid edüdiğinden, dünya şeker stoku azalclığmdan, her memleket kendi ihtiyacma göre bir stok yapmağa teşebbüs ettiğin den ve Almanya gibi harice şeker satan memleketler satışlarını durdurduklann Yıllar geçtikçe endüstrileşme yolunda dan fiatlar yükselmeğe başlamıştır. Ve atılan adımların manası daha iyi anla bu fiat yükselişi şeker satısının muayyen kaidelere tâbi tutulması neticesini doğur şılıyor ve davanın derinliği daha çok kavdu. Esasen bugüne kadar, NewYork ve ranıyor... Londra gibi başlıca seker satış merkezlerinde cari olan serbest dövizle ödeme prensipi, diğer şeker imal eden memle ketlere de sirayet etti ve alıcı memleketVViLLiAM POVVELL ler döviz tedariki lüzumu karşısmda müşve MYRNA LOY küllere uğradılar. Bu vaziyet karsısında gibi iki büyük artistin en gü müskülâta uğrıyan memleketler arasmda temsilleri maalesef biz kendimizi de görmekteyiz.... Bu aksam şehrin muhtelif semtlerinde nobetçi olan eczaneler şunlardır: istanbul cihetindekiler: Eminonünde (A. Minasyan), Beyazıdda iCemıl), Kücükpazarda (Necati Ahmed), Eyübde (Hikmet Atlamaz), Şehremininde (Nazım Sadık). Karagümrükte (Kemal), Samatyada fDıdvan) Şehzadebasında (Ismail Hakkıi, Aksarayda (Sarim), Fenerde fHüsameddin), Alemdarda fEşref Neşet), Bakırkoyde (Hilâl). Beyoğlu cihetindekiler: Galatasarayda (Matkoviç), Galatada Fmdıkhda rMustafa Naıl), Taksimde Cumhuriyet caddesinde fKürkciyanl. Kalyoncukullukta fZafiropulo). Firuzağada (F~tuerul). Şıslide fAsım). Kasımpasada (Vflsıf). Haskoyde (Barbut), Beşıktaşta (Ali Rıza). Sarıyerde (Nuri). Üsküdar. Kadrtöy ve Adalardakiler: Üsküdarda (Selimiye) Kadıköyde Yel değirmeninde (Ücler), Buyükadada (Halk), Heybelide (Tanasi. SOSYETELERDE Tünel ücretleri indiriliyor mu? Belçika frangının sukutu üzerine tramvay ücretlerinde tenzilât yapılmıştı. Şimdi, Tünel ücretlerinde de gene bu sebebden tenzilât vapılacağı söylenmek tedır. Bununla beraber, Tünel şirketi son birkaç senedenberi mütemadiyen zarar etmektedir. Binaenaleyh, şirket ücretler indirildiği takdirde daha fazla zarar edeceğini iddia etmektedir. r Onümüzdeki aj lar içinde toplanacak olan tarife komisyonu bu hususu tetkik edecektir. SIK SiNEMADA Gasuslar karşı karşıya Büyük heyecan ve dehşet filmi 5 yıldn ve 2 büyük filmden ibatet yeni programı Tekrar edelim: Beşinci seker fabrikamızı bir an evvel kurmak bir zaruret olmuştur. Memnuniyetle haber alıyoruz ki, hükumet bu hususta tetkiklere girişilmesi Şehremininde oturan Haydar isminde bir talebenin geceleri ortalıktan kaybolduğu nazari dıkkati celbetmiş ve evvelki gece bir duvardan atlarken polisler Kahkahalı. temaşalı operet Amerikalı büyük artistler tarafından yakalanmıştır. Haydar verBRESTON FOSTER diği ifadede: LUCIEN BARROUX JANE WYADT ve < Bugünlerde imtihanımız var. ŞuDANIELLE DARRIEUX racıkta bir evliya yatıyor. Onun başmJAMES GLEASON ve EDITH MERA daki ağacdan bir dal koparmca imtihatarafından oynanmış ve Beyoğlunda tarafından oynanmış film. na fevkalâde tesir ediyor. Ben bu dalı srörülroemis aşk ve macera filmi koparmak için duvardan atladınu demiştir. Haydar, nihayet dün cürmü meş hud mahkemesine getirilmiş ve yapılan duruşma sonunda Haydarm evliya deHAMDl VAROĞLU nn diği kimsenin o civarda oturan 16 yaş I Türkçe sözlü v e şarkılı oryantaİ film film " " '" ve şarkılı larında Firdevs isminde bir kız olduğu Mevlid anlaşılmıştır. Haylaz çocuğun davasma Sabık Trabzon Valisi merhum Bay bugün devam edilecektir. Rifat Danişmanın ruhuna ithafen nisamn 4 üncü pazar günü öğle namazını bUGUN MATlMELERDEN başlıyarak ızdiham n önüne geçmek ve halkın istirahatini temin etmek için müteakib Fatih camisinde Mevlid okumemleketimizin 2 en büyük sinemasında birden nacaktır. Arzu edenlerin teşrifleri rica Sinemanm 40 sene içinde yaratbğı en nefis, en güzel ve şahane film olunur. yolcunun hain yumruğu onu kapı dibindeki köşeciğinden yere fırlattı. Onu tanıdığım gündenberi dört sene geçti. Bu dört sene zarfmda birçok defa tren seyahati yaptım ve kimi eğlenmek için, kimi gezmek için, kimi lâf olsun diye tren yolculuğuna çıkan insanlarla beraber bulundum ve daima, yoksulluk yüzünden ailesinden ayrılan zavallı köylünün, çocuklarını sevip okşamak istediği zaman yabani bir hayvan gibi oradan oraya kovalanışmı ve bir kahraman şecaatile ölüme meydan okuyuşunu hatırladım. Evliya dediği bir kızmış! Bugünden itibaren ASRÎ SiNEMANIN Tramvay arabaları otomatilc oluyor Tramvay şirketi, yeni arablarındaki otomatik kapılarm kazalara mâni olmak noktasından faydalannı gözönünde tutarak bu arabalardan daha birkaç tane daha yaptırmağa karar vermiştir. Yeni arabaların yapılması uzun sürdüğünden şirket, eski arabalardan bir kısmınm kapılarını otomatik bir hale koyacaktır. Şirket. tedricen bütün arabalarım şimdikilerin sistemine sokarak veniliyecek ve kapılarm hepsini otomatik bir hale koyacaktır. Saadet yuvası Biz de insanız BAĞDAD BÜLBÜLÜı I Elektrik malzemesi kaçakçıhğı Anadolu yakası için gümrük resminden muaf olarak getirilen malzemeyi şehrin diğer yerlerinde kullanmak suretile kaçakçılık yapmaktan suçlu olarak mahkemeye verilen Elektrik şirketi erkânı hakkmda 9 uncu İhtısas mahkemesi istintak hâkimliğinden sonra Müddeiumumilik makamı da iddianamesini hazırlamaktadır. İhtısas mahkemesi Müddeiumumiliği müteveffa Hanses te dahil olduğu halde 7 suçluyu da bu kaçakçılığm mes'ulü olarak göstermişti. Bu mühim davanın bakılmasma buçünlerde baslanacaktır. I Şehzadebaşı H i l â l S i n e m a s ı ' bugünden itibaren | *' nda VEFAT Mülga Mabeyin Başkilercisi merhum Hüseyin Mazharın ve emekli binbaşı Kâmılin eşi ve Devlet Demiryolları Karabük İstasyon şefi Bedreddinin ve Sirkeci 9 uncu işletme istasyonu muhasebe memurlarından Kemalin anneleri Bayan Cemile Melek vefat etmiştir. Cenazesi bugün saat 11 buçukta Erenköyündeki köşkünden kaldırılarak namazı Zihnipaşa camisinde eda edildikten sonra Sahrayıcedidde hazırlanan aile makberesine tevdı edilecektir. Merhume muhitinde nezaket ve şefkatile tamnmış fıkaraperver salihattandı. Efradı ailesine taziyetlerimizi sunarken merhumeye mağfiret dileriz. ROMEO ve JULIET Sevenlerin • sevüenlerin Aşkı tanıyanların filmi. İPEK ve MELEK sinemalarında ŞEHİRLER ALEV İÇİNDE Bu akşam T U R K' te ' senenin en muazzam fransızca filmi Rejısör : TURJANSKI'nin büyük eseri Fransızca Artistler : GEORG RIGAUD GABRIEL GABRIO JOSELIN GAEL SUZI VERNON ve MAXUDIAN Avrupanın en büvük filim şirketi olan UFA tarafından yüz biolerce lira sarfile yapılan bu muazzam film Meatopolis'den yüz defa heyecanlıdır. Bütün bir çehrin cehennemî alevler içinde yıkılışı, binlerce halkın felâketi, yüzlerce petrol kuyularının infilâkı, tasavvutun fevkinde heyecanlı dehşet, aşk ve ihtiras sahneleri ^ ^ • • ^ • m ^ ^ H ^ ^ ^ ^ ^ ^ B H M H Rumeo, Macar, Zigan dans ve şarkıları ^ H ^ H Karaaömlekliler ihtılâli Mütercimi Haydar Rifat Yeni çıkb 1OO kuruş Halid Ziya UŞAKLIGİL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle