25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 28 Subat 1937 { Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Tramvay ücretleri Tarihf tefrika : 43 Yazan : M. Turhan Tan (Tercüme ve iktibas edilemez) «Kız çocuğu cılız olur)) Onlar, resmî mahiyette kurulan gerdeğin zevkini, en çok bu mevzudan alıyorlardı Fakat kimsenin bilmediği başka bir hakikat daha vardı. O, Hurremle Hünkâr arasında şimdilik bir sır olarak yaşıyordu. Nikâh gününün gecesi, üç yüz halayık tarafmdan nuranî bir alayla gerdeğe götürülen Hurrem, tazelenmiş bir zifaf sarhoşluğile kendine şiirler okuyan tacidar kocasını mikyası gibi tadı da değişmiyen zarif bir tebessümle uzun uzun dinledik" ten sonra dizüstü gelerek ellerini yüzüne kapamış ve yanaklannı pembe birer gü Ie çevirip şöyle bir müjde fısıldamıştı: Galiba anne olacağım efem?. lçirrr de böyle bir sevinc var!.. Hünkâr, neden ve nasıl demeğe lü zum görmedi, bu müjdeyi sürekli nüva zişlerle mükâfatlandırdı. Nikâhlı eşin den doğacak çocuk için şimdiden sevgi duyuyor ve o doğumun kendi saltanatr na uğur getireceğini kuruntuluyordu. Bu tahayyül ona, bir çocuk neş'esi de getir" mişti, Hurremi yanıbaşma oturtarak he" sablar yüriitüyordu, müşterek yavrularr nın sesini hangi gün duyacaklannı tesbit etmeğe savaşıyordu. Hurremin arabî ay isimlerine aklı ermediği ve dili de kolay kolay yatmadığı için bu hesab işinde ancak parmak sayısına başvuruyordu, ko casını kahkahalarla güldürüyordu. Bu nunla beraber Hünkâr, kendisine kamerî aylann sırasını öğretmekte ısrar etmek" ten geri kalmadı: Şimdi, dedi, zilkade ayındayız. Bunu tam sayalım: Bir. Sonra kurban bayramı ayı gelecek. Ona zilhicce der " ler. Oldu, iki. Ardından sıra ile muhar~ rem, sefer, rebiülevvel, rebiülâhir, cemaziyelevvel, cemaziyelâhir, receb gelir. Demek ki yavrumuz receb ayı içinde doğacak. Çok iyi. Çünkü receb, üç aylardan biridir, uğurludurü Hurrem, kendi öz yurdunda, Galiçya köylerinde duyduğu kocakan tekerle melerıne kıymet vermemezJık edemedi ğinden doğumun kışa mı, yaza mı, ilk ~ bahara mı düşeceğini anlamak istiyordu, yüz türlü cilve içinde, garib müdahale ler yüriitüyordu: Kış çocuğu cılız olur derler efem. Aslanımın yavrusu karakışta da doğsa gene aslan olur amma çocuğumuzun beşiğinin yaza doğru kurulmasmı isterim. Halbuki şimdi yaz, hem de iyiden iyiye yaz. Bilmem, hesabımızı yaza nasıl bağlarız? Hünkâr bunun üzerine şemsî ayları ele alıyor ve şimdi ağustosa giriyoruz, diye başlıyarak doğumun mayısa tesadüf edeceğini müjdeliyordu. Onlar, resmî mahiyette kurulan gerdeğin zevkini en çok bu mevzu üzerinde oyalanarak çıkar" mışlardı ve hesabdan yorulup ta başka mevzulara geçerken şu mes'ud hâdisenin şimdilik gizli tutulmasmı kararlaştırmış ~ lardı. Çünkü ikisi de nazara uğramaktan, saadetlerinin sıhhî ârızalarla veya umulmaz kazalarla bozulmasmdan korkuyor ~ lardı. Kurbanlar kesilerek, sadakalar dağıtılarak, borçtan dolayı hapsedilmiş biçaTelere hürriyet verilerek ve bunlara benzer iyi işler yapılarak manevî bir «kaza, belâ» siperi hazırlandıktan sonra işi açığa vurmak gene aralarında münasibgörülmüş bulunuyordu. İşte bu suretle başhyan yeni aşk ha" yatı, alevi boyuna çoğalan bir ateş ha linde sürüp gitti ve Hünkâr bu ateşin adeta semenderi oldu ( 1 ) . Öldürmiyen bir yanışla bütün benliğini serinlendire serinlendire yeni ömrün hazzını yaşıyordu. Işi, gücü de îbrahimin omuzlanna yükletmişti, divana bile çıktığı yoktu. gündüzlerini, çalışkan vezirine tezkere yazmakla ve ondan gelen cevablan o kumakla geçiriyordu. Gün batımına ya kın da gene onunla birleşip şarab içiyor, saz dinliyordu ve sonra ateşten yatağını özleyen bir semender iştiyakile Hurre min yanına koşuyordu. Fakat Hurrem, kaplan kalbi, sırtlan hırsı ve tilki kafası taşıyan rengin bir ö" riimcek rolü oynuyordu, durmadan örü yordu. Ana olacağmı sezer sezmez kalbini cilâlamış, hırsını bilemiş, zekâsmı ta~ mamile harekete geçirmiş ve sıra sıra plânlar hazırlamağa koyulmuştu. Doğuracağı çocuğun erkek olması halinde vaziyeti feci olacaktı. Çünkü ortada Veliahd tanılması lâzımgelen şehzade Mus tafa vardı. Kendini «satılık et, kokmuş kahpe» diye tahkir eden ve döğen Ma~ hidevranm bu gürbüz ve çok zeki oğlu er geç Padişah olacağına göre yeni doğacak şehzadeler için hayat hakkı yoktu ve bu hak, hiç olmazsa, Sultan Süleymanm yaşamasile mukayyeddi. Onun 5 lümıle ve Mustafanın tahta çıkmasıle be raber öbür çocuklar cellâd elinde can vermeğe mahkum bulunuyorlardı. Hurrem, gebeliğinin ilk günlerinde işte bu âkıbeti düşünmeğe başladı ve he~ nüz altı yaşında bulunan Mustafaya, için için, harb ilân etti. Anasını ebedî mah pusluğa mahkum ettirdiği gibi onu da Padişah olmak imkânından mahrum et~ meği ve ettirmeği tasarlamıştı. O, kimseye sezdirmeden açtığı harbin çok tehhkeli bir iş olduğunu biliyordu ve bunun için kendine yâr olacak eller an yordu. Hedefe doğru yürürken hiçbir iz belli etmemek, Padisahta küçük bir kuşku uyandırmamak lâzımdı. Bu da baş kalarmı maksad uğrunda kullanmakla temin olunabilirdi. Sultan Süleyman, bir yandan nedimi" nin sunduğu bediî zevkle, bir yandan da sevgilisinin gün başına şeklini değiştire rek " bol bol tattırdığı aşk ile sarhoşla yıp giderken Hurrem, işte bu durumdaydı, ana hatlannı çizdiği ağm kollannı hücrelerini işletmekle meşgul oluyordu Zeki kadın, bel bağlanabilecek ilk dostu Padişahm kızkardeşlerinden Ha~ fisa sultanın şahsında buldu. Hurrem onun kocası Mustafa Paşayı Mısırdan İstanbula getirtmişti. Hafisa, bu iyiliği u" nutmaz görünerek kudretli yengesine candan bağlılık gösteriyordu ve hemen her gün ziyaretine geliyordu. Halbuk takındığı samimî dost tavrı, şükrankârlıktan ziyade hesaba müsteniddi. Zira ikinc: vezir mevkiini işgal eden kocasınm Sadnazamlığa yükselmesini temin etmek istiyordu ve bunun için de gene Hurrenr den istiane etmek fikrini güdüyordu. [Arkası var] Tenzilâtlı tarife yarından Hükumetin şilepler almak kararı, bu sahada itibaren başhyor bir inhisar kurulacağı rivayetine meydan verdi, Tarife komisyonunun tramvay ücretlerinde yaptığı tenzilâtlı tarifenin yarınfakat buna ihtimal verilmiyor dan itibaren tatbikına başlanacaktır. Şirket, bu tarife ile ilk ve orta mek teblerle lise talebelerinden okuduklan mekteble, oturduklan semt arasında bi rinci mevki arabalarda 4,5, ikinci mevki tramvaylarda 2 kuruş ücret alacaktır. Üniversite ve yüksek mekteb talebelerinden ise daimî olmak üzere herhangi semte seyahat ederlerse etsinjer birinci mevkide 4,5, ikinci mevkide 2 kuruş ücret alınacaktır. Halk biletlerinde ise birinci mevkide iki kıt'alık mesafe 5,5, iki kıt'adan fazla seyahat için de 7 kuruş, ikinci mevkide iki kıt'alık mesafe 3,5, ikiden fazla kıt'a için 5,5 kuruş ücret alınacaktır. Ortaya atılan şayia İspanya işleri ve devletler evletlerin silâh, para, gönülliî vermek suretile yaptıklan müdahaleler j^zünden İspanya harbinin bir Avrupa harbine müncer oli maması için İngilterenin sarfetmekte olduğu gayretler nihayet kat'î neticelere ermiş bulunuyor. Bu işin böyle olmasında Fransız politikası üzerinde İngilterenin mutlak olarak yaptığı nüfuzun büyük tesiri vardır. Vaktile Fransa ancak silâh verilmesinin men'ine güçbelâ razı olmuş, haricden diğer suretle yapılan müdahale ve yardımlann menedilmesine şiddetle muhalefet ermişti. Almanya ile îtalya İspanyaya gönüllü gönderilmesinin me nedilmesini ve evvelce oraya giden gö •* nüllülerin geri almması ve para suretile yapılan yardımlara nihayet verilmesini ve İspanyadaki sol cenah hükumetinin dahilî harbde kullanacak harb malzeme* sini almak için îspanya kâğıd paralannıri karşıhğı bulunan altınları harice gönderip sarfetmeğe devam eylemesinin mene * dilmesini istedikleri zaman Fransa bu tekliflere kat'iyyen yanaşmamıştı. Şimdi ise gönüllü gönderilmesinin, men'i hususunda Fransa İngiltereyi ör * nek tutarak muvafakat etmiş ve memnu* iyeti hemen gayet sıkı olarak vazetmiş * tir. Ahiren daha ileriye giderek evvelce İspanyaya giden ecnebi gönüllülerinin dahi geri ahnmasını Londradaki ademi müdahale komisyonuna teklif etti. ispanyaya silâh ve gönüllü girmesinin men'ine nezaret için bu devletin kendi kara su « lan ve topraklan haricinde konulacab kontrolün şekil ve sureti hakkında birçok itirazlarda bulunan ve bahusus Pirene silsilesinin Fransa tarafının ecnebi memur ve zabitlerin sıkı ve şümullü kontrolü ak tma konulmasma aid tasavvura muhalefet eden Fransa nihayet bu işlerde dahi yola gelmiştir. îngilterenin Portekiz hududundaki müşahidler kadar Fransanın cenub hu « dudunda dahi ecnebi ajanlar bulunmasj icab eylediğini ileri sürmüş olması Fran sanm itirazlarına devam eylemesine imkân bırakmamıştır. Bınaenaleyh Fransadaki komünist partisinin ve amele te i şekküllerinin şiddetli muhalefetine rağ * men Fransa hükumeti kendisinin cenuri hududlarını ecnebi zabit ve memurlanrt kontrolü altına vermeğe razı olmuştur. Kontrol işinde en ziyade itiraz ve muhalefet gösteren küçük faşist devlet Por« tekiz dahi ingilterenin sözünden çıkamıyarak kontrole razı olmuştur. Şu kada/ var ki Portekiz topraklannda kontrol yalnız 150 İngiliz müşahidi tarafmdan icra edilecektir. Bunlann vazifesi dahl müşahededen ve gördüklerini Ingilterei hükumetine haber vermekten ibaret bu lunacaktır. Portekiz hiç te itimad ermediği Fransanın ve müttefikinin memurlan tarafmdan kendi topraklarında kontrol yapılmasına sonuna kadar muhalefet göster • * mişti. Lizbon hükumeti müşahede sıfa * tile İngilizler tarafmdan kontrol yapıl « masına İngilterenin kendisine ebedî müt* tefik bulunduğunu düşünerek razı olmuştur. İtalya ile Almanya da Portekizi ingiliz teklifini kabul etmeğe teşvik etmişlerdir. Şimdi kontrolün tatbikına mâni olan yegâne engel Sovyetlerin İspanya seva hilini denizden ve kara sulan haricinden kontrol için tayin olunan mıntakalann en hücra köşesinin Kızıl donanmaya göste rilmiş olmasından çıkan zorluktur. Sov * yetler Balear adalan yahud şimalî Faâ sevahilı mintakalarını istemişlerdi. Fakat bu zorluk meselenin esasına değil, teferruatma aid bulunduğundan kontrol plâ • * nmm suya düşmesine sebeb olamıyacak • • tır. Hulâsa İspanyaya silâh ve gönüllü girmesinin men'ine aid kontrolün martm iptidasından itibaren tatbikına ciddî bir mâni kalmamış gibidir. Bu suretle ispanya işleri Avrupa sulhunu tehdid edecek! mahiyetini ehemmiyetli surette kaybetnr| oluyor. 'den birkagt MÜTEFERRIK Yalova kaplıcalarında hazırlık Bahar yaklaştığı için Yalova kaplıcalarında mevsim hazırlıklarına başlan mıştır. Bu sene kaplıcalarda Avrupa su şe hirlerinde görülen en son terakkiyattan istifade edilerek yeni yenilikler yapılması mukaırerdir. Fiatlarda, halkın her sınıfının buradan istifade edebilmesi için ucuzlatılacaktır. Yeni büyük otelin nisan sonuna kadar hazırlanmasına çahşılmaktadır. Kaplıcalar mayıs ayı içinde açıla caktır. Nüfus umum müdürü Şehrimizde bulunan Nüfus umum müdürü Muhtarla Nüfus umum mü dürlük şube müdürü Sabri dün İstan bul Vilâyeti Nüfus müdürlüğüne gel mişler ve muamelâtı tetkik etmişlerdir. Muhtar yarın Ankaraya gidecektir. Balıkhanenin vaziyeti îstanbul Balıkhanesinin, teşkili mu karrer Deniz Banka devredileceği söy lenilmektedir. Devir muamelesi yapıl dıktan sonra banka, îstanbulda büyük ve muntazam bir balıkhane binasmı vücude getirecektir. INHİSARLARDA înhisarlar müdürü Avrupaya gidiyor tnhisarlar Umum müdürü Mithat Yenel bir iki güne kadar Viyanaya gidecek, oradan bazı Avrupa merkezlerine daha uğradıktan sonra Londraya geçecektir. Umum müdürün bu seyahati Türk sigaralarınm A\Tupa piyasalarındaki satış vaziyetini tetkik etmekle alâkadardır. Diğer taraftan înhisarlar idaresi Brük selde büyük bir tütün fabrikasile yeni bir mukavele yapmıştır. Bu mukaveleye göre şimdiye kadar tütün yapmakta olan bu fabrika şimdiden sonra yalmz Türk tütünlerile sigara imal ederek Belçika piyasasmda satacaktır. Bu fabrikaya gönderilecek tütünle rin harmanı burada yapılacaktır. Fab rikanın harman ve fabrikasyon işlerinde çalışmak üzere İnhisar idaresi eks perlerinden biri yakında Brüksele gönderilecektir. Başvekil îsmet Inönünün İzmir seya hatinde, kendilerine refakat eden arka daşımız Abidin Daverden iyi müjdeleı aldık. Bunlardan bir tanesi de hükumetin 16 milyon lira sermaye ile yüz bin tonluk şilep yaptırmak, bunlar yapılmcıya kadar birkaç tane eski şilep almak kararı dır. Bu haber, bilhassa denizcilik muhitinde umumî bir alâka ve sevinc uyandırmıştır. Cumhuriyet hükumetinin deniz işle rine verdiği ehemmiyet bütün denizcileri sevindirmiştir. Filhakika, şilepçiliğimizi hükumetin de yardımile inkişaf ettirmek işinin millî iktısadiyatımız bakımından ne kadar mühim olduğu gün gibi aşikâr bir hakikattir. Komşumuz Yunanistanm 200 bin tonluk bir deniz ticaret filosu vardır. Bizim tonajımız ise bunun yansı bile değildir. Bizde şilepçilik bilhassa son bir iki sene içinde terakki etmeğe başlamıştır. Posta vapurculuğu devlet inhisarı altına alındıktan sonra evvelce posta vapurculuğu yapmakta olan armatorlar Denizyollarına sattıklan vapurların paralarile şi lepler alarak bu sahada çalışmağa baş lamışlardır. Bu vaziyet şilepçiliğimizin ilerlemesinde mühim surette amil olmuş, evvelce 15 taneden ibaret olan Türk şilepleri bugün otuzu bulmuştur. Fakat, bu miktar da çok azdır ve memleketin nakliyat ihtiyacma gayrikâfidir. Nıtekim, bu ihracat mevsiminde nakliyat buhranı ol muş ve mallanmızı bin m.üşkülâtla.^yeecnebi vapurlarla nakletmek mecburiyeti karşısında kalınmıştır. Bu şayia, haricden vapur almak üzere olan armatorları tereddüde düşürmüştür. Son günlerde dört vapurcu Isveç, Nor veç, Almanya ve İngiîtereden 8, 10 12 yaşlarında yeni şilepler almak üzere haricle müzakerelerde bulunuyorlardı. Bu firmalar arasmda eski Vapurculuk şirketinin en büyük hissedarlarından olup halen beş şileple çahşan ve daha beş tane vapur alacak olan Sadıkzade firması da vardır. Bizim yaptığımız tahkikata göre, hükumetin, şilepçiliği inhisar altına alması hakkında verılmiş bir karar yoktur. Devlet parasile yaptırılacak olan şilepler, devletin kömür, tuz ve saire gibi resmî nakliyatında, bir de ihracat mevsimlerinde ihrac mallarımızın sevkinde kullanılacaktır. Hükumetin, deniz nakliyatmı in hisar altına almıyarak, şilepçiliğimizin terakkisi için bu sahada çahşan armator lara mümkün olan bütün yardımları da yapacağı kanaati mevcuddur. Bununla beraber, şilepçilerimiz son şayianın doğurduğu müphemiyetin zail olmasını beklemektedirler. Maruf şilep çilerimizden biri şunları söylemektedir: « Kabotaj hatlarmda posta vapur culuğu inhisarı teessüs ettikten sonra bütün Türk armatorlan şilepçiliğe başladı. Son üç sene içinde haricden ondan fazla vapur aldık. îçimizde bugünlerde 34 vapür'bırefen' alacak olan sermayedarlar da var. Fakat, şilepçilik inhisarı böyle bir inhisar kurulursa bizim vapurlarımız hükumet tarafmdan posta vapurlarında olduğu gibi satın alınacak mıdır? Hangi esaslarla alınacaktır? Şimdi Avrupada vapur fiatlan çok yüksektir. On beş ya şından fazla yaşlı gemiler almak memnu olduğu için yeni ve pahalı vapurlar al mak istiyoruz. Fakat, vaziyet tavazzuh etmeyince harekete geçmek imkânmı da bulamıyoruz.» Hükumetin yeni şilepler yaptırmak kararı bu vaziyetten mülhem olduğu gibi Türk armatorları da kabotaj hatlan mızda ve civar memleketlerdeki nakli yatta çalışabilmek için haricden yeni vapurlar almak üzeredirler. Yalnız, hükumetin yeni şilepler yap tırmak ve almak hususundaki müspet kararı denizcilik mehafılinde, henüz doğruŞilepçiler, bu şayianın doğru olup ol luğu ve yanhşlığı tahkik edilemiyen bir madığını öğrenmek üzere alâkadar ma şayiaya sebeb olmuştur: Şilepçilik te devlet inhisarı altına alı kamlara müracaat edeceklerini söylemiş lerdir. nacakmış! (1) Semender, Kalender vezninde bir canavardır. Ateşte mutekevvin olur. Büyücek fare cussesinde olup ateşten çıktıkta hılâl olur derler ve bir kavilde bazan taşra çıkıp gezer, olesnada sayd ederler. Deri sinden mendil ve takke misillu nesneler diizerler, kirlendikte ateşe atarlar, sabunla gasl olunmuş gibi pâk ve paidze olur. Bir rivayette keler (kertenkele ve emsali) şeklinde olur, derisinden çetr (çadır) düzerler ve tüyunden cameler dokuyup sıcak günlerde giyerler, hararet kat'ıyyen tesir etmez. Bir rivayete gore de kuş suretindedir. «Bürhan Katı tercümesinden» Izmit Maarif Müdürlüğünün balosu Mütekaidin, eytam ve eramilin üç aylıklarınm tevziine martm sekizinci pazartesi günü başlanacaktır. Ayın altı İktısad Vekâletinin çorab standardi sında Emlâk Bankasımn avans alanlara zasyonu için kat'î kararına rağmen çorab tevziat yapması muhtemeldir. fabrikalarının binbir itiraz ileri sürrneleri GÜMRÜKLERDE ve bir türlü çorabları tipe irca etmek isUmum müdürün tetkikleri tememeleri İktısad Vekâletini bu hususI ta şiddetli harekete mecbur tutmuştur. Evvelki gün Ankaradan şehrimize geÇorab fabrikatorlan ortaya konulan her len Gümrükler Umum müdürü Mah fikre (olamaz!) diye itiraz etmekte, bir mud Nedim bir ara Güzel San'atlar Akademisine giderek yolcu salonu ma kısmının kabul ettiğini diğer kısmı beğenketleri üzerinde tetkikatta bulunmuş memektedir. Bunun üzerine İktısad Ve ve alâkadarlarla bu hususta konuşarak kâleti sanayi müfettişliğile Ticaret ve Sanayi Odasına emir vererek şimdi fabri fıkirlerini almıştır. kalann yaptığı çorab nümunelerini topSOSYETELERDE latmış, çorablar mühürlenmiş ve birer zaEreğli şirketinde toplantı bıt tutulmuştur. Çorab ve zabıtlar Iktı Ereğli şirketi hissadarları dün sabah sad Vekâletine gönderilmiştir. Şimdi İktısad Vekâleti bu nümunelere saat on buçukta şirketin Tophanedeki merkezinde fevkalâde bir içtima akdet göre hangi nevi çorablann yapılabilecemişlerdir. Hissedarlar reisi M. Bois ğini tayin ve tesbit edecek ve bu tip çosier'in başkanlığmda toplanan umumî rablann yapılması mecburiyetini koya heyet senelik bilânço üzerinde görüş caktır. müs ve bazı kararlar vermiştir. MAÜYEDE Mütekaid, eytam ve eramil İktısad Vekâletinin cezrî Çarşamba günü şehrimize maaşı harekete mecbur ka gelerek hemen Karabü Çorap tipleri için verilecek karar lacağı anlaşılıyor 50 kişilik İngiliz mühendis heyeti ke hareket edecek Karabük demir ve çelik fabrikalarının kurulması işini üzerine alan Brassed firrnasının müdürü Makenzen ve 50 kişilik mühendis heyeti çarşamba sabahı eks presle şehrimize geleceklerdir. ingiliz mühendisler hemen ertesi günü Karabüke hareket edeceklerdir. Sümer Bank mart başından itibaren bütün hızile başlıyacak olan Karabük fabrikaîan hazırlık ve inşaatı için teda rik edilmiş ve edilmekte olan ameleyi çalıştıracak işbaşıları, usta ve kalfalar araMuharrem Fevzi TOGAY sındadır. Tesviye, kanalizasyon, demir, ahşab ve elektrik işlerinde kullanılmak üîstanbul Iskân müdürlüğü zere 500 işbaşı, usta ve kalfa alınacak İstanbul İskân müdürü Nazmi Ankatır. ra tskân müdürlüğüne, Ankara îskâri müdürü Dr. da îstanbul DEMİRYOLLARDA müdürlüğüne Reşad edilmişlerdir. İskân tayin Yunanlılarla yapılan müzakereler Merkez memurlan arasmda Emniyet ikinci şube cinayet masasi merkez memuru Mehmed, Fatih merkez memurluğuna, Fatih merkez memuru Ali de Eminönü merkez memurluğuna tayin edilmişlerdir. kÜLTÜR "İŞLERİ Hıfzıssıhha SAĞLIK müdürü Umum ÎŞLERÎ çöp meselesini tetkik ediyor Haydarpaşa lisesi talebesinin tetkikatı Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâleti Izmit (Hususî) Maarif müdür lüğü senelik balosunu Necatibey mektebi salonlarmda verdi. Büyük ve ince bir zevkle tertib edilen bu toplantıda şehrin güzide ve münevverlerile vali Hâmid Os~ kayla General Mürsel de bulundulcr. Mıllî rakıslarla, Çın dansı ve ortamek" teb muallimi Vedianın şarkıları büyük takdir ve alkış topladı. Gönderdiğim resim baloda bulunan lardan bir kısmını bir arada göstermektedir. umat almıştır, Hıfzıssıhha umum müdürü Asım şehrimize gelmiştir. Asım, İstanbulda kal dığı müddet zarfında, son zamanlara kadar bütün îstanbulluların rahat ve sıhhatini bozan çöp meselesi hakkında da tetkikat yapacaktır. Asım dün bu maksadla Vali Muhiddin Üstündağı görerek çöp meselesi ve önümüzdeki yaz çinde sineklerin önüne geçmek için bir edbir alınıp almmadığı hakkında ma Haydarpaşa lisesi son sınıf talebesinden 19 kişilık bir grup dün muallim mu avinlerinden İbrahimin nezaretinde İstanbul tarafına geçerek Eski Eserler Müzesini, Çinili köşkü, Şark Eserleri Müzesini ziyaret etmişlerdir. Talebeler öğle yemeklerini Çemberlitaşta Bele diye lokantasında yedikten sonra Topkapı sarayımn bütün dairelerini, Aya sofya Müzesini ve Mimar Sinanın me»ı zarını ziyaret etmişlerdir. Evvelce Lozan ahidnamesile tesbit edilen Avrupa tren hattınm Yunan arazisinde bulunan kısmının vaziyetini yeniden tesbit etmek üzere hükumetimiz ve Yunan murahhasları arasmda mü zakereler yapılmıştı. Bu müzakerelerin sonunda bütün hususat üzerinde esas itibarile anlaşılmıştır. Fakat Yunanlı ların son yaptığı bir teklifi kabul et meği murahhaslarımız salâhiyetleri dahilinde görmemiş ve bunu Nafıa Vekâletine bildirmişlerdir. Bu proje hakkında Vekâlet bir karar verdıkten sonra anla§ma yapılacaktır. Cumhuriyet Nüshası 5 kuruştur. Hariç için 2700 Kr. 1450 • 800 » Yoktur Abone şeraiti { Türkiye için Senelik Altı aylık Üç aylık Bix aylık 1400 Kr. 750 » 400 » 150 »
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle