25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 2 Şubat 1037 Şehir ve Memleket Haberleri J Tarinı telriKa ; 20 Yazan : M. Turhan Tan Siyasî icmal M. Hitlerin cevabı ngiltere Hariciye Nazın M. Eden ve arkasmdan Fransa Başvekili M. Blum Avrupa sulhunun mukadderatı M. Hitlerin elinde bulunduğunu kaydederek Avrupa işlerinin düzelmesi ve Almanya ile Fransa arasmdaki münasebatın iyileşmesi, Almanyaya muhtac olduğu iktısadî yardımlaruı gösterilmesi ve elbirliğile çalışıîması için ne gibi şart" lara lüzum gördükîerini söylemişlerdi. Son sözü Almanyaya bırakhklanndan nasyonal sosyalizmin iş başına gelmesinin dördüncü yıldönümü münasebetile M. Hitlerin Rayiştağda söyliyeceği nutuk bütün dünya tarafından alâka i!e bekleniyordu. Alman devlet şefinin sözleri biri yeni rejimin memleket dahilinde yaptığı işleri, ve diğeri dış politikadaki muvaffakiyetleri izah eden iki kısma ayınlmaktadır. İkinci kısmı İngiltereye ve Fransaya cevab teşkil etmektedir. M. Hitlerin sözleri ne Ingilterenin ne de Fransanın istedikleri tarz ve şartlan tasvib etmemektedir. Sadece mumaileyh Avrupa sulhunun en nazik noktası olan îspanya işleri hakkında bu memleket üzerinde arazi almak emelleri olmadığını kat'î olarak ifade ederek Ingiltereyi mevcud en mühim bir mesele üzerinde temin etmiştir. Diğer taraftan yeni emrivakiler yapıl* mıyacağını haber vererek Fransayı da bir derece müsterih etmiştir. Yalnız son olarak Versay muahedesinin Umumî Harbde Almanyanın mes'uliyetini ifade eden maddeyi ilga ettiğini ilân etmiştir. Ingiltere Hariciye Nazın Almanyanm ya yalnız kalmak yahud diğer devlet lerle beraber olmak ve çahşmak şıklanndan birini ihtiyar etmek mecburiyetinde bulunduğunu söylemişti. Buna karşı M. Hitler Almanyanın zannedildiği veçhile yalnız ve tecrid edilmiş bir halde bulunmadığmı ve Almanyanın Fransadan sonra büyük komşusu Lehistan, Avusturya ve Italya ile samimî münasebatı, Bulgaristan, Yunanistan, Portekiz ile de dostluğu, Japonya ile yeni bir itilâfı oldu ğunu söylemiştir. M. Hitler iktısadî noktadan da Al manyanın yalnız kalmak ve kendi başına yaşamak istemediğini ilâve etmiştir. Almanyanın Milletler Cemiyetini bırakmış olması da tecerrüd halinde kalmak istediğine delil olamıyacağmı, bu müessesenin hiçbir zaman bütün milletlerin cemiyeti haline gelmediğini ve Alman " yadan evvel de bu müesseseden aynlanlarm çok olduğunu kaydetmiştir. a Kanuniye göre kadın Sarp, yalçm ve çetin bir kale gibi zaptı ve istilâsı güç olmalıdır Murad, ileri sürdüğü hâdiselerin ço ğunu ayetle veya hadisle tevsik ettiği, arabî ve farisî beyitler okuyarak mevzuu heyecanlandırdığı için Siileyman tatlı dınliyordu. Fakat Cemzade yere dizçöküp, henüz bıyıklan terlememiş olan oğluna da dizçöktürüp: «Bir lokmaya razıyım. Göstereceğin yerde yaşıyayım, candan duacın olayim. Suçumu bağışla, temiz elini kirli kamma sokma» diye yalvarmağa başlayınca vaziyetini değiştir di: tyi amma, dedi, bu saydığın a damlar şerri hayra tehvil için gurbet ellere savuştular, yurdlanndan uzaklaştı lar. Babanın vatanından çıkışı hayn şerre çevirmek içindi. Onun ölüsüne saygı gösterilmekle bir fitnenin sönmesi kut lulanmıştır. Sen, yirmi sekiz yıl önce sönen o fitnenin sürünür gölgesisin. Aslma kavuşmalısm ki memleketin rahatı bozulmasın, yüreklerde nifak tohumu kalmaVe fitne gölgesi dediği sefil, zelil ve perişan varlıktan üstüne birşey bulaşmasından korkuyormuş gibi otağın bir ke nanna çekildi: Kalk bedbaht, dedi, kalk. Boy nundaki salibi at, belindeki zünnan çı * kar, ağzını bir iyi yıka, imanını tazele, babanın yanına bir frenk şövalyesi gibi değil, bir Osmanoğlu gibi git!.. Tann yardımcın olsun. Murad da, oğlu da düştükleri yerden kalkabilecek durumda değillerdi. Hün kânn verdiği işaret üzerine kendilerini otağa getirmiş olan çavuş koştu, her iki prensi ayağa kaldırdı ve dışan çıkardı. Cellâd otağın önündeydi, mahkumları yere kadar eğilerek selâmlıyordu, «buyurun sultanım, şu çadıra buyurun» sö zile kendilerini mezara açılan kapıya doğru sürüklüyordu. * * * ı Siileyman kendini artık bahtiyar sayıyordu. Istanbul fatihinin mağlub oldır ğu iki mühim yerde o, galib olmuştu, muzaffer çıkmıştı. Belgrad elinde, Rodos elindeydi. Hükümdarhğa geçergeçmez kazandığı bu iki muhteşem zafer, iki kuvvetli meş'ale gibi istikbal yolunu a y dınlatıyor ve kendisine sayısız zaferlerin hayalini seyrettiriyordu. Cem Sultan oğlu meselesini kökünden hellettiği, bir tarih pürüzünü temizlediği için de ayrıca memnun oluyordu. Frenkler elinde bir Osmanlı şehzadesi tahtm selâmetini gece gündüz tehdid eden bir kâbus demekti. Şimdi o kâbus, kendine peyklik eden yavrusile beraber mezara gömülmüştü. Artık tacütaht emin ve müsterih yaşıyabilirdi. Ne toz, ne bulut onun ışığını incitemiyecekti. Şimdi sıra kalbin zaferine gelmişti. Rodosu nasıl topla döve döve, bürçlerini yıka yıka ele geçirmişse «yârican» mın da kalbini ateşli kelimelerle sarsa sarsa ve o yürekte bulunması mümkün olan her tür lü mukavemet imkânlarını devire devire bir aşk zaferi elde edecekti. O, henüz on iiç yaşında iken «kadın» yenmeği sına mıştı. On dört yıldanberi ayni sınayışı tekrar ediyordu. Fakat zaman geçtikçe anlamıştı ki kadını yenmek başka, ka zanmak başkadır. Sayısmı pek te hatırhyamadığı mağlub kadmlann hepsi kölelerin efendilerine gösteregeldikleri miskin mütavaatla boyun eğmışlerdi. Küçük bir işaret görür görmez diz çöken kadın ise muhasarasız, hücumsuz ve zahmetsiz ele geçen kale gibidir. Galibini mahzuz etmez, belki mahcub eder. Siileyman da kadınlar üzerinde on dört yıldanberi kazandığı zaferlerden naz değil, hicab duyuyordu. Onlar daima etlerini vermişler, gönüllerini kendiIerine saklamışlardı. Çünkü kendısi hiç bir kadının yüreğine girmeği deneme mişti ve böyle bir zahmete katlanmayı da diişünmemişti. Hurremi göriip beğendikten sonra ansızın aldığı «mücadele» karan işte bu sebebdendi ve kadın eti üzerinde arsız bir sinek gibi dolaşmaktan artık utanc duyuşundandı. Evet, aşk sahnesinde sinek rolü oynamaktan bıkıp usanmıştı. Şimdi heyecanIı bir pervane olup Hurremin yüreğine kapanmak istıyordu. Bunun için o yüreği evvelâ açmak lâzımdı. Bir kadın yüreğini açabilmek ise iyi müdafaa olunan bir kale kapısını açmaktan daha zordu. Belgradı, Rodosu düşüren genc hükümdar, belki de sınamadığı bir iş olduğu için bu kanaatteydi ve kendini tehay yül, yahud tevehhüm ettiği güçlüklere karşı hazırlamak kaygusuna kapılmıştı. Her şeyden her hamleden önce şiiri ile Hurremi ateşlemek azmindeydi. Bütün şairler gibi o da şiirin sihir olduğuna inandığı için her kelimesinde gönül atesın. Şehir Meclisinin yeni içtima devresi Yeni sene bütçesi Encümene gönderildi Şehir Meclisinin üçüncü devre şubat içtimaı dün birinci reis vekili Necibin riyasetinde açılmıştır. Bu devre; bütçe devresi olduğu için matbu olarak Meclise verilen varidat ve masarif bütçelerinin bütçe encümenine gönderilmeîi karar laşmıştır. Yeni senenin Belediye bütçesi varidat yekunu 11,041,921 lira, Vilâyet bütçesi varidat yekunu da 4,392,585 ii radır. Bundan sonra; Ayaspaşada Masrafnazın sokağının kapatılması hakkmdaki şehir mütehassısı Prustun raporuna müstenid fen heyeti tezkeresi okunarak mülkiye encümenine; temyizden sarfmazaı edilecek davalar hakkmdaki hukuk işleri müdürlüğünün tezkeresi kavanin encümenine; Silivri kazasının Çanta nahiyesindeki Çeltik çiftliğinin köy haline if rağı hakkmdaki makam tezkeresile; mezarlıklarda hususî makbere satm almak istiyenler için daimî encümence hazırlanan talimatname mülkiye encümenine ve istimlâk işleri için seçilecek hüküm ler hakkmdaki hesab işleri tezkeresi de riyaset divanma havale olunmuştur. Daha sonra makamın müstacel kay dile meclise verdigi bir tezkere okun • muştur. Bu tezkerede; Çubukluda Hi divin kuleli köşkile civarındaki diğer iki köşkün ve sahildeki bazı emlâkin Bele diye namma altmış bin liraya satın almması ve bu paranın yirmi bin lirasmın bu sene bütçesinden; mütebaki kırk bin liranm da gelecek seneler bütçelerinden iki taksitte verilmesi için makama salâ hiyet verilmesi istenmektedir. Meclis; bu salâhiyetin verilmesine karar vermiştir. Ruznamede başka birşey olmadığından perşembe günü içtima etmek üzere celye nihayet verilmiştir. Doğru değil mi? Evkaf taviz bedelleri Geçen sene neşredilen Evkaf kanununa nazaran mülk olmıyan eshabı emlâk yirmi senelik tavizat bedellerini defaten tesviye etmek veya yirmi senede müsavi taksitlerle ödemek suretile vakıf emlâkini mülke tahvil edecektir. Ancak ferağ veya intikal muamelelerinin icrası sırasında eshabı emlâk yirmi senelik tavizat bedellerini defaten tesviyeye kadir olamadıklarmdan bu yüzden bir hayli müşkülâta musadif olmaktadırlar. Bu maddî imkânsızlık önünde ferağ ve intikal muameleleri bittabi durmakta ve netice itibarile hem Maliye, hem de Evkaf İdaresi mutazarnr olmaktadır. Bu vaziyet karşısında vakıf emlâk eshabı beklemeyi tercih etmek" tedir. Evkaf İdaresi ise yirmi senede verilecek tavizat bcdellerinin ancak senelik hulul etmiş taksitlerinin tahsilile iktifa etmek mecburiyetinde kalmaktadır. Tahsilât hususunda Evkaf memurlarının duçar ol" dukları müşkülât ta meselenin ayn bir cephesini teşkil eder. Hem vakfın ve hem de eshabı vakfın mütekabilen hukukunu sıyanet zımnmda yirmi senelik tavizat bedelleri yerine defaten ve peşinen ilk beş seneliğinin almması ve alâ kadarlara verecekleri deyin ve ta ahhüd senedleri mukabilinde mütebaki on beş taksitin dört senelik vadeye bağlanması mütalea edilmektedir. Halka her türlü kolaylıklann ibrazmı asıl itrîhaz eden Evkaf Urmım Müdürlüğü tarafmdan keyfiyet tasvib edildiği takdirde parasızlık yüzünden durmus olan bir hayli ferag veya intikal muameleleri derhal intac edileceği s?ibi hem halkın hukuku sıyanet edilmis ve hem de maliye hazinesile Evkafm menfaatleri daha sağlam bir tarzda temin edilmis olacaktır. Otobüsçülerden almacak hisse Belediye zakereler neticelenmedi D ile yapılan mü şinden bir kıvılcım yanan gazellerle sevgilisinin kalbinde sönmez yangınlar tu tuşturabileceğini umuyordu, o güne kadar yendiği kadınlara yalnız elini ve ağzını uzatmıştı. Hurreme kalbini, ruhu nu, vicdanım uzatmak ve onlann sesini de şiir halinde kıza duyurmak istiyordu. Fakat heyecanı daima feveran halindeydi, duyduklannı ve düşündüklerini bir türlü kâğıda geçiremiyordu. Bu sebeble Rodosun alındığını, Cem Sultan zadenin yetişkin oğlile birlikte giderildiğini anasına müjdelerken Hurreme okunmak için yeni bir şiir yazamamış, eski şairlerden birinin şu gazelini mektubuna ilâve etmişti: Sernameı muhabbeti cânane yazmışam Hasret risalesin varakı cane yazmışam Nalişlerîni derd ile biçare bülbülün Badisaba elile gülistane yazmışam . Züîfun hikâyetin gönülde misal edip Gam kıssastnı levhi perisane yazmışam Resmetmişem gbzümde hayalini guyyâ Nakşi nigârt sağari mercane yazmışam (1) Otobüs sahiblerinden Belediyece is tenmekte olan hisse hakkında dün de otobüs sahiblerinin iştirakile Belediyede bir toplantı yapılmıştır. Belediye; evvelce ileri sürdüğü hisse miktarlarından vazgeçmiş ve en son teklif olarak hasılatı gayrisafıyenin yüzde onunun Belediyeye verilmesini istemiştir. Halbuki otobüs sahibleri buna da yanaşmamakta; kazançlar tesbit edildikten sonra hasılatı safi yeden muayyen bir kısmm Belediye hissesi olarak ayrılmasını istemektedirler. Bu hususta henüz bir karar verilemediği için temaslara devam edilecek ve yakında bu işe bir nihayet verilecektir. ÜNİVERSİTEDE îktısad Fakültesine 100 talebe alındı Yeni tesis edilen İktısad Fakültesi nin hazırlıklan tamamile ikmal edil miştir. Fakülteye bu sene, geç kaldığı için yalnız Hukuk Fakültesi birinci sınıfile Yüksek Ticaret mektebinden gelen 100 talebe ahnmıştır. Fakültenin tedris heyeti kadrosu da dün alâkadarlara tebliğ edilmiştir. Yeni fakülteye profesör Kesler, profesör Babanzade Şükrü, profesör Fazlı Pelin, profesör Ropke, profesör Noymark, profesör Rosto, profesör Celâl Sarç, doçent Muhlis Ete, doçent Rıfkı Şükrü tayin edilmişlerdir. Fakültede okutuîacak dersler de tesbit edilmek üzeredir. Lâkin kanmıyor, kanamıyordu. Gö zünü kapayarak Hurremi, kendinden gelen mektubları dinler vaziyette tehayyül ederken onun bu şiirdeki tehassür ateşini azınsadığını, dudağım büküp durduğunu görür gibi oluyor ve bu vehmini müşahededen üzülerek hemen beraberinde taşr dığı divanlan kanştırmıya, aşkını ve hicranım daha canlı surette hissettirecek şiirler aramıya koyuluyordu. Rodostan sonra gemilere bindirilerek yollanan müfrezelerin Leryos, Istanköy, Gelmez, İncirli, İleki, Sombeki adalannı işgal etmeleri üzerine anasına yazdığı başka bir mektuba da, işte o arayışlar arasında beğenip seçtiği şu manzumeyi koydu: ADLİYEDE 7 ay 20 gün hapse mahkum oldu Kunduracı Süleyman isminde evli bir adam eski tanıdıklanndan Hikmet adında bir kadını «sen uygunsuz ka dmlarla geziyorsun> diye tekdir etmiş, bu yüzden aralarında kavga çıkmış ve Süle>Tnan cebinden çıkardığı kundu racı bıçağile eski dostunu yüzünden yaralamıştır. Süleyman dün ceza mahkemesinde muhakeme edilmi§ ve 7 ay 20 gün hapse mahkum olmuştur. Süleymanın ayni mahkemede karısı Mukadderi yaralamaktan suçlu olarak bir e^Takı daha vardır. Kudtm belâyi aşk ile ben mubtelâ sefer Meşhurdur ki âşika ya sabr, ya sefer! Hayretteyim ki boyle havadar iken sana . Çün erdı kuyine niçin eder saba sefer"!. Gitmez kapından ol ki göriip zülfü haddini îdarei Hususiye vergilerinin seneleri Akreb de olsc mâh değlldir reva sefer'. zarfmda tamamen tahsil edilmiyerek Kat'ı alâyık eyleyip bizler gibi kahr seneden seneye bakayaya de\Tİnin ço Sevdayı zülfuyâr ile müsgi hatâ sefer! ŞEHÎR İŞLERI Idarei Hususiye Vergileri neden tam tahsil edilmiyormuş? Dosm de£il mi? Bunda, bu şiirde kendi dileğine uygun bir vuzuh görüyordu ve Hurremin mak sadı sezip mütehassis olacağını umuyordu. Fakat bir yandan da sabırsızlanı yordu. Harb bitmiş, zafer kazanılmış olduğu halde henüz Rodostan aynlama mak sinirine dokunuyordu. Gözü ve yüreği Istanbulda, ayağı Rodosta olarak yaşamak neş'esini kaçırıyor ve yapılması gerekli işlerin hızla görülmesi için Sadrr azamı boyuna sıkıştırıyordu. Nihayet bu işler bitti, fetholunan y e r lere muhafızlar konuldu, bayındırlık maslahatile uğraşacak memurlar seçildi, Kırım Hanma, Mekke Şerifine, Vene dik dojine zafernameler yollandı ve adadan ayrılmak zamanı geldi. Bu, bayram sevinci veren bir hâdise olmakla beraber hükümdara ihmali kabil olmıyan vazifeler de tahmil ediyordu. Adadan çıkma dan önce orada kalan şehidlere veda etmek lâzımdı. Süleyman, bu büyük vazifeyi çok tantanalı bir rasime ile yaptı, zaferin bütün şerefi kendilerine aid olan ölülerin işgal ettiği sahaya, orduyu beraber alarak, gitti, Hurremi kendine bir kere daha unutturan uzun bir heyecan saati geçirdi. Sonra Cem Sultan zade ile oğlunun mezarlarını ziyaret etti, bol bol gözyaşı döktü, avuç avuç para dağıttı ve ayağa kalkıp ta ıslak mendilini koynuna koyar koymaz Marmarise hareket emrini verdi. O, orduya karsı büyük bir cemile göstermek istiyordu. Bu maksadla şehid Kara Mahmud Reisin kadirgasına bineceğini vezirlere söyledi. Rodosun almması için çalısanlann başında bu yiğit denizci vardı. O, tam iki yıl, dalgalar arasmda mekik dokumuş ve bu adaya gidip ge lerek müstakbel harbin plânlarını hazır ladığı gibi kanını da bu ülkü uğrunda dökmüş, düşmanla çarpışa çarpışa şehid düşmüştü. Süleyman, bu bahadır Türkün hatırasma hürmet göstermekle orduyu hosnud edeceğıni düşündüğünden mübarek bir yetim gib limanda boynunu büküp duran kadirgayı hazırlattı, donattı ve onunla adadan aynldı. [Arkası varl (1) Bu gazel, Bursalı Veliyeddinzade Ahmed Pasanındır. ğalmakta olması Malıye Vekâletinin nazarı dikkatini celbederek tetkikat icra ettirılmiş ve bunun tahsildarlann mıntakalarım muntazaman dolaşma malarile vazifelerinden ayrıldıkları sırada haleflerine tam devir muamelesi yapmadıklanndan ileri geldiği görülerek bu hususta muvazenei umumiye tahsildarları gibi hareket edilmesi alâkadarlara bildirilmiştir. Hatay gezintisi Yakında Antakyaya bir Kahvenin camlarını kırmış îtalyan seyahat tertib edilecek biri sarhoştebaasmdan Covani admda olarak sağa sola sataşmış ve Gümrük vergisinden alınacak Belediye hisseleri Gümrük vergisine munzam yüzde on Belediye hisselerinin tevziinde beledi yeler nüfusların azlık veya çokluğile mütenasib az veya çok hisse alacakları kanun iktızasından bulunmakla bunun 935 yılı nüfus sayımında tesbit olunan nüfus miktarı üzerinden almması ve bu hususta mukayeseli bir cetvelin hazırlanarak gönderilmesi Maliye Vekâ letinden alâkadarlara bildirilmiştir. Bakırköyünde açılacak arteziyen kuyuları Bakırköyünün su ihtiyacının temini için Belediye tarafından burada arte ziyen kuyuları açılmasma karar verilmişti. Bu kuyularm Hazinedar çiftliği arazisi üzerinde açılması takarrür et (Merhum Tunalı Hilmi ilk Hatay miştir. Yakında ameliyata başlanacak; davasında çalışmış, 1926 Hasa harearteziyen kuyuları açıldıktan sonra da ayni mıntkaya terkos verilmesi husu bâtmda da Dörtyoldan binbir me şakkatle Gâvur dağlarım geçerek sunda tedbirler alınacaktır. Hasa mücahidlerine iltihak ve onları Ekmek narkı değiştirilmedi teşçi etmişti. Hatay davasının muvafNark komisyonu dün Belediyede fakiyetle halli şüphesiz onun ruhunu toplanmış; buğday fiatlarında bir te da şadetmiştir. Bu vesile ile Tunalı mevvüç görülemediğinden bu haftanın Hilmiyi anmak üzere 1926 da şimdiki ekmek ve francala fiatlarınm değişti rilmesine lüzum görülmemiştir. Yeni Adana saylavı Tayfura yolladığı bir nark gelecek hafta tesbit olunacaktır. restnini dercediyoruz.) HALKEVtNDE Beyoğlu Halkevinin köylülere yardımı Beyoğlu Halkevinin Köycülük şubesi azalarmdan beş kişilik bir heyet evvelki gün Kemerburgaz nahiyesine giderek 18 çocuğa elbise, ayakkabı. ço rab ve saire dağıtmıştır. Ayni gün, bütün memlekette millî Hatay zaferi münasebetile yapılmakta olan miting ve tezahürler orada da yapılmış, köylülere yeni zaferin mana ve şümulü izah olunmuştur. Hatay davamızın kazanılmasi üzerine Aydın, Bilecik, Kule, Osmanıye, Nazilli, Sarıköy, Iğdır, Hakâri, Bulvadin, Melâzkird, Mersin, Konya, Kozan, Diyar bekir, Edirne, İliç, Çubuk kaza ve vilâyetlerden İstanbuldaki Hatay Ergin lik Cemiyetine tebrik telgraflan gelmiştir. Cenevrede teferruata aid meseleler halledildikten sonra şehrimizdeki HatayLlar Antakyaya bir gezinti tertib edecek" lerdir. Bu gezintinin mart içinde yapıl ması muhtemeldir. Bundan sonra M. Hitler bolşevizme bu sırada Sirkecide bir kahvenin camı hücum etmiş ve Almanyanm Ispanyanm nı kırmış ve cürmü meşhud mahkeme akıbetine uğramaması için bolşevizmden sine verilmiştir. sakınmağa mecbur olduğunu söylemiştir. Kahveci davasından vazgeçmişse de Bu sözler bir gün Almanyanın Sovyet âmme namma yapılan muhakemesi so Rusya ile birleşerek dünyaya meydan onunda Covani bir gün hapse mahkum kuyacağını Fransız Sovyet ittifakına seolmuştur. beb olarak gösterenlerin iddialannm doğDÇNİZ tŞLERi ru olmadığını isbat için söylenmistir. M. Hitler silâhları bırakmak mesele Yeni vapur tarifeleri sinde her devlet kendi müdafaasının Öİ" Akay, Şirketi Hayriye ve Halic va çüsünü kendisinin tayin etmek hakkı olpurlarınm yeni ücret tarifelerini tesbit duğunu söylemekle iktifa etmiştir. edecek olan komisyon yarın Deniz Ti Alman devlet reisinin sözlerindeki en caret müdürlüğünde toplanacaktır. Bu komisyona iştirak edecek olan îktısad rr.üsbet dilek Almanyanın eski müstenv Vekâleti Tarifeler Bürosu azaları şeh lekelerinin iadesini istemiş olmasıdır. Bu rimize gelmişlenMr. sözler Almanyantn başka devletlerin ve Evvelce haber vermiş olduğumuz gi bahusus zayıf devletlerin müstemlekelebi, komisyon, her üç vapur idaresinin lerinde gözü olmadığını isbat etmiş ve ücretlerinde münasib miktarda tenzi diğer taraftan kendisinin eski müstemlelât yapacaktır. Şimdiye kadar, Akay, kelerini başkalarının elinde bırakmıyacaŞirketi Hayriye ve Halic vapurlarmm ğını anlatmıştır. kazanc ve masrafları üzerinde yapıl Avrupa sulhuna aid en mühim sözleri makta olan tetkikler, böyle bir tenzi Almanyanın Holanda ile Belçikanın bilâta kolaylıkla imkân bulunabileceğini taraflıklarını ve tamamiyetlerini teminat göstermiştİF. altına almağa hazır bulunduğunu bu Yeni posta vapurları için devletlere bildirmiş olduğunu haber vemüzakereler ren cümlesidir. Kabotaj hatlarımıza ikinci parti olaHulâsa M. Hitler îspanya, Holanda rak ısmarlanacak yeni posta vapurları ve Belçika dahil olduğu halde Avrupaiçin Alman şantiyesi mümessillerile nın garb tarafının emniyeti için İngil Denizyolları idaresi arasmdaki müza tereyi ve Fransayı tatmin edecek her kerelere devam olunmaktadır. şeyi yapmış ve bir de müstemlekelerin Şimdiye kadar cereyan eden konuş maîar neticesinde fennî şartların kısmı den vazgeçemiyeceğini, bunları istedi azamı tesbit olunmuştur. Buradaki mü ğini kat'î olarak haber vermiştir. zakereler bitince varılan neticeleri İk Muharrem Feyzi TOGAY tısad Vekâleti mütehassısları gözden geçirecek, bundan sonra ihale ve mu Bir ihtiyar düşerek öldü kaveleler yapılacaktır. Maliye Vekili iyileşti On beş gündenberi rahatsız bulunan Maliye Vekili Fuad Ağralı dün şehirde bir gezinti yapmıştır. Tamamile iyile şen Maliye Vekili önümüzdeki hafta zarfında Ankaraya dönecektir. kendisine mülâki olan muharririmize: « Cenevredeki vaziyeti ve nasıl netice verdiğini biliyorsunuz. Hariciye Vekilimiz geldiği zaman her halde sizlere çok şeyler söyliyecektir. Ben bu akşam Ankaraya gideceğim» demiştir. îstanbul Hataylı gencler cemiyeti azalarından bir kafile bu akşam Ankaraya hareket eden Numan Menemencioğlunu uğurlamışlar ve bir buket takdim ederek, Cenevrede sarfettikleri mesaiden dolayı kendisine teşekkürler etmişlerdir. Büyükderede Çayırbaşı mahallesin « de 60 yaşında Arab Şükrü Taştepe mevkiinde karısile odun kütüğü çıkarmakta iken yüksekten aşağı düşjnüş ve a kabinde ölmüştür. Yeni evrakı nakdiye İstanbul Darbhanesinin yalnız kıy metli evrak, pul ve madenî meskukât basabilmesi ve kâğıd para için hususî teşkilâta malik bulunmaması yüzün den yeni kâğıd paraların basılması işini Türkiye Merkez Bankası üzerine almıştır. Halihazırda bu paralardan 50 ve 1000 liralıkları Londrada bir matbaada basılacaktır. CEMtYETLERDE Esnaf Bürosunda bir istifa Numan Menemencioğlu Cenevreden geldi Hatay millî davasım müdafaa için Cenevreye giden heyetimiz azasından Hariciye umumî kâtibi Numan Mene mencioğlu dün sabahki ekspresle Cenevreden şehrimize gelmiştir. Hariciye umumî kâtibi Istasyonda dostları, ailesi erkânı, îlsviçre sefiri ile gazeteciler tarafından karşılanmıştır. Numan Menemencioğlu Istasyonda Cumhuriyet Nushası 5 Kuruştnr j Türkiye Bu defa Sütçüler cemiyeti ikinci reisliğine seçilen Ferhan, reislerden mürekkeb olan Müşterek Esnaf Bürosu merkez heyetinden çekilmiştir. Esnaf cemiyetleri reisleri Ferhanın yerine Dokumacılar cemiyeti reisi Yahya Yılmazı seçmişlerdir. Dokumacılar cemiyetinin Müşterek Bürodan ayrıldığı hakkmda yapılan neşriyat doğru değildir. şeraiti I ^ İD Hariç W» Senelik 1400 Kr Altı aytık 750 Ûç aylık 400 Bir aylık 150 1700 Kr. 1450 800 yoktur
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle