18 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 14 Şubat 1937 Hurr Tarihf tefrika : 32 Yazan : M. Turhan Tan { Şehir ve Memîeket Haberleri j Siyasî icmal Hava lodostan poyraza çevirdi Dün yağmur, gecede kar yağdı Evvelki gece başhyan şiddetli lodos fırtınası limanı altüst etmiştir. Rüzgânn daha gündüzden başladığını ve barometronun da süratle düştüğünü görenler bir fırtınanın başlamak üzere olduğunu anlıyarak limandaki bütün küçük merakibi vaziyetten haberdar etmişlerdir. Bu suretle tedbir almmış ve fırtınaya maruz yerlerdeki küçük vasıtalar bir zarar görmemişlerdir. Fırtınanın ve sulann tesirile limanda bağlı bulunan Amerikan şilebi demirini tanyarak arkasında bulunan Felemenk vapurunun üzerine düşmüştür. Fakat iki vapur çarpışmadan Amerikan vapuru manevra yaparak, kaza, hafif bir sür tünmeye inhisar etmiş ve yetişen romorkörler Amerikan vapurunu çekmişlerdir. Lodos fırtınası dün öğleye doğru ha fiflemiş fakat fırtmayı şiddetli bir yağmur takib etmiştir. Hava akşama doğru da poyraza dönmüş ve kar yağmağa başlamıştır. Hurrem gözyaşları içinde Kanuninin huzurunda Mahıdevranın kendisini bu perişan hale getirdiğinden şikâyette bulundu Fakat kadın çıkarken bir şey hatırlamış gibi davrandı, «gel bre alık» diye geri çağırdı. Sert ve pek sert bir ihtarda bulundu: Demin, Hurreme, «Hurrem kız» dediğin kulağıma çarptı. bir dahi buhaltı edersen dilini koparınm. Hurrem, kadın efendidir. Ona göre davran, yanına vannca da eteğini öpmeden konuşma. Anladın, değil mi?.. Haydi yürü. Beş on dakika sonra kırmızı Rusyalı fettan halayık eşiğin önünde» göründü. Ne kılığını düzeltmişti, ne saçma başına düzen vermişti. Yüzündeki tırmıklardan sızan kanlan da yıkamadığı için semavî bir çarpışma sonunda berelenmiş, kızıl çizgilerle bezenmiş aya benziyordu. Fakat bu ay ağhyordu da. Odaya girer girmez bir elini en yakın bulunduğu duvara dayamış, bir elini kalbıne basmış, hıçkı rıksız bir ağlayışla gözyaşı dökmeğe başlamıştı. Kurumuş kanlan sile sile dökü len yaşlar, o beyaz çehreye soluk mü rekkeble yazılmış hazin bir arzuhal bi çimi veriyordu. Süleyman, felâketini takrir, uğradığı hakaretin tamirini rica için en yiiksek kâtibler kaleminden dahi çık ması imkânsız böyle beliğ bir arzıhal sunan gözdesini kucaklamamak, göğsüne bastırmamak ve yaman bir belâgatle derin bir mazlumiyet hikâye eden o seyyal incilerden yapılma satırlan dilile, damağile okumaya koşmamak için büyük bir iç zahmeti çekti, yerlere kapanmak istiyen iradesini üzüle üzüle zorladı: Gel bakalım Hurrem, dedi beri gel. Anasmm ve henüz huzurda bulunan davetçi kadının yanında bir âşık gibi değil, bir Padişah gibi konuşmak istiyordu. Fakat sevgilisinin yüzüne baktıkça, hele o sessiz gözyaşlannı gördükçe yüreği şahlanıyor, iradesi sarsılıyor ve benlığınde lâvlannı püskürmeğe müheyya bir yanar dağ tekevvün etmeğe başlıyordu. Hurremin dağınık saçları gibi onun da beyın höcereleri darmadağın olmak üzereydi ve kızın yüzündeki kızıl izlerin her biri yüreğinde kanıyan bir eş yaratıyordu. Bununla beraber nefsini, hayrete değer, bir ısrarla zorladı, metin ve mekin görünmekte devam ettı, üç beş adım ıler liyerek karşısında divar duran sevgılisinin yoluk saçlarını oksamadı, yırtık yüzünü öpmedi, ağlıyan gözlerini silmedi, gamlı bir sekinete bürünerek sordu: Ne oldu, neler oldu, seni bu hale kim kodu? Hurrem, derin ve çok dervı bir bakışla efendisini süzdü, eliVin te^sfte gözlerini sildi: Ne olacak efem, dedi, aşkın cezasını çektim. Meğer size kul olmak, size gönül vermek suçmuş. Hele sizden iltifat görmek masum bir kıza ölüm getirirmiş. Bunu dün bilmiyordum, bugün öğ rendim. Söğülerek öğrendım, döğülerek öğrendım. Kaderımde efendimi dünya gözile bir daha görmek olmasaydı çok tan geberip gitmiş olacaktım. Size kulluğumu suç sayanlar yanlışlıkla canımı bağışladılar. Niyetleri beni döve döve öldürmekti. Nasılsa işi yarım bıraktılar, beni yarı ölüye çevirmeği yeter buldu lar. îşte olan, biten bu!.. Hurrem bu nutku on saattenberi kelime kelime hazırlamıştı, ayna önünde okuya okuya ezber etmişti. Lâkin yüre ğinden taz doğmuş bir feryad gibi tabiî olarak söylüyordu, dinliyenlere heyecan veriyordu. Süleyman, yumruklannı sıkarak, dişlerini dudaklarına geçirerek için den yükselip gelmekte olan feveranı hapse çalışıyordu. Kızın sustuğunu görünce sorusunun cevabsız kalan kısmını tekrarladı: Kim yaptı bu işi? Mahidevran! Ya sen, eli kolu bağh kurban gibi durdun mu, ona haddini bildirmedin mi? Hurrem, güzelliğinin en şuh silâhmı 1 kulland , dudaklannı kendine gerçekten bir sihirbaz kudreti veren biçimde büktü: Ben bir halayığım, o bir Haseki. Üstelik oğlunuzun da anası, nasıl olur da ona dil uzatınm. el kaldırmm, kendimi tutmayıp ta Mahidevrana karşılık ver seydim efendimi de gücendirmiş olmaz mıydım?.. Süleyman, hükmünü ihsas etmemek istiyen bir hâkim gibi davrandı, Hurreme cevab vermedi, sahneyi korkak bir hay retle temaşaya dalan halayığa döndü: Git, dedi, MahidevTanı çağır. Fakat yanımda kimler bulu'nduğunu zinhar söyleme. Şimdi yapacağı işi kararlaştırmak için kafasını yoruyor ve yorula yorula odada dolaşıyordu. Aşkmı silleliyen, aşkını tırmahyan, aşkma gözyaşı döktüren Ma hıdevranı, islediği suça uygun düşecek biçimde cezalandırmak istiyordu. Macerayı duyar duvmaz hatınna ilk gelen yol, bu yolsuz kadını zenci kölelere döğdürtmek ve onun çıplak sırtına inecek kam çılann sesile Hurreme bir tarziye tera nesi dinletmek olmuştu. Lâkin yıllarca seVİD oksadıe;ı ve bu suretle kıymetlendir diği bir vücudü kölelerin gözü önünde açmak içine buiantı getirdiğinden o şekli beğenmedi, baska bir ceza tarzı aramıva koyuldu. Hurremin acıklı hali, hele aelavısı ve felâketini yana yakıla anla tısı, bütün benlieini atesli bir kızgınhğa sürüklemis olmakla beraber tertib edeceği cezanın, mahkum kadına şerefsizlik getirmesini istemivordu. Çünkü mücrim; oalunun, vann tahta çıkması çok muhtemel bir şehzadenin anasıvdı. Onu şeref^izlendirmek oâlunu da kirletirdi. Bu sebeble muztarib bir asabiyetle zihnini zorluyordu. Hurremle beraber kendi vic danını da memnun edecek bir hal sureti arıyordu. Bir aralık gözünün önüne oğlu Mustafa geldi. Bu tecelüde cocuk, anasına şefaat eder gibi yalvaran bir sima taşı yordu ve o halile Padişaha hiç tatma dısı, daha doğrusu tartmadığı bir duygu aşıhyordu: Evlâd sevgisi!.. Birinci Muradın oğlu Saveci Beyı öldürdüğü gündenberi Osman oğullan saraymda evlâd muhabbeti, çekinilecek, ihtiraz olunacak bir âfet gibi telâkki olunuyordu. Kardeş katilliği kanun haline konulduktan sonra evlâd sevgisi dahi kayda, sarta bağlandı. Padi<=ahlar, kardeşleri kadar evlâdlanndan da kuşkulanıyorlardı. Yavuz, babasına karşı silâh çekmekle ve onu tahtın dan, hayatmdan mahrum etmekle bu kuşkunun boş olmadığını isbat ettiğinden Süleyman, evlâd sevgisini hesablı ve ihtiyatlı olarak yaşatmayı şiar edinmişti. Ölen çocuklannı yaşıyanlardan daha çok severdi. Mustafayı ise kendi yerine geçmeğe namzed olduğu için hiç sevmezdi. [Arkası var~\ Haliçteki fabrika ve havuzlar ıslah edilecek İktısad Vekili dün Havuz ve Fabrikalarda esaslı surette tetkikatta bulundu H. ! Almanya Ingiltere ahirde dünya komünizmine, fakat hakikatte Sovyetlere karşı müşterek mücadele için Japonya ile Almanya arasında hazırlandığı iddia edilen ittifak muahedesini imzala mak üzere Berline dönmüş olan Almanyanın Londra büyük elçisi M. von Ribbentrop üç aydanberi resmî vazifesinin başına gidememişti. M. Ribbentrop Alman Japon ittifakınm mekanizmasını kurmak işini bitir dikten sonra Ingiltere ile mühim müzakere ve teaıaslarda bulunmak gibi yeni ve çok mühim bir vazife ile Londraya döndü ve İngiltere Hariciye Nezaıetile ilk teması yaptı. Fakat bu temasta In giltere Hariciye Nezaretini M. Eden değil, Mührühas Lordu unvanile kabinede bulunan Lord Halifax temsil etti. Nazır Eden, istirahat etmek için Fransanın cenubuna gitmiştir. Bu gidiş çok manalı sayılıyor. Almanya ile başlaması çoktanberi beklenen müzakerelerde, İngilterenin nasıl bir hattı hareket takib edeceği hakkında Nazırlar arasında çıkan fikir jhtilâfmın bu bekle nilmiyen seyahate sebeb olduğu tahmin edilmektedir. İngiliz kabinesi bu işte iki hatta üç zümreye ayrılmış görünüyor. Başvekil M. Baldvin gelecek mayısta yeni Kralın tac giyme merasimınden sonra hükumetin başmdan çekileceğinden çok uzun sürecek haricî büyük ve şü mullü meselelerin kat'î surette hallini kendi üzerine almaktan çekiniyor. Kabinede diğer bir zümre, Almanyanın yarısından çoğu İngiliz İmparatorluğunun elinde bulunan eski müstemleke lerinin iadesi ve Almanyaya ham mad de ve kredi işlerinde yardım ederek bu memleketi dünyanın iktısadî cihetten de en kuvvetli bir devleti haline getirecek geniş müsaadçlerin temini hususunda acele edilmemesi taraftan bulunuyor. Bunların arasında M. Eden'in dahi bulundu ğu tahmin edilmektedir. Diğer bir zümre Almanya ile derhal temas ve müzakerelerde bulunarak bu devletle mevcud bütün meselelerin ken disini memnun edecek surette halledil mesini istiyor. Bu zümrenin basında da Lord Halifax yer almıştır. M. Eden kabinede kendi noktai nazarını ıstediği şekilde kabul ettiremedığinden memnuni yetsizlik hissetmiş ve birdenbire seyahate çıkmıştır. Bunun için M. Hitler'in sağ eli bulunan diplomat, îngiltere Hariciye Nezaretile yaptığı ilk temasta Lord Halifax ile görüşmüştür. Bu görüşmenin başlıca mevzuu Almanyanm eski müstemlekele ri olmuştur. Yeni Almanya İngiltere ile her türlü müzakerelerde daima çok ihrivatlı hareket ettiğinden bu defa dahi M. Ribbentrop eski müstemlekelerin bilâkid ve şart ve derhal iadesini isteyip İngiltereden muhtemel menfi bir cevab almak ve iki büyük devletin arasmın a çılmasına sebeb olmamak için eski müstemlekelerin Almanya için iktısadî nok tadan elzem olduğunu ve bunlann tekrar Almanyanm eline geçmesi İngiliz împaratorluğu için askerî noktadan hiçbir tehlike teşkil edemiyeceğini izah etmekle iktifa etmiştir. Mumaileyh garbî Avrupanın emniyeti için yeni bir Lokarno muahedesine iştirak edebilmesine ne gibi elngeller bu lunduğunu da anlatmıştır. Bu müzakerelerin inkişafı derin bir alâka ile bekleniyor. ŞEHİR tŞLERl Bakaya vergiler Belediye, zamanında tahsil edilemi yen ve tahsilleri icab ettirilen kavanin ve nizamatın da hâlen mevkii mer'iyetten düşmesi üzerine bakaya olarak kalmış olan vergi ve resimlerin de kısa bir zamanda tahsil edilmesi için muhase beye emir vermiştir. Muhasebe bu bakaya hakkında bir liste hazırlamıştır. Temizlik işlerine ayrı bir müdür tayin edilecek Şimdiye kadar Belediye Fen heyetine bağlı bulunan makine ve sanayi şubesile temizlik işleri müdürlüğü bir zatın uhdesinde bulunmakta idi. Faaliyeti fazla olan bu iki şubenin, bir kişi uhdesinde bulunması Belediye riyasetince mahzurlu görülmüş ve bu şubelerin ayrı ayrı şahıslar tarafından idare edilmesi takarrür etmiştir. Bu maksadla Temizlik şubesine bir müdür tayin edilmek üzere bu seneki bütçeye tahsisat konulmuştur. Fakat bütçe hazirandan itibaren tatbik edilecektir. Belediye riyaseti o vakte kadar dahi bu iki şubenin ayni müdür uhde sinde kalmasını muvafık görmediğin den Temizlik İşlerinin ya Fen heyeti müdürlüğü tarafından ve yahut mua vini tarafından tedvir edilmesini mu vafık görmüştür. Şehrimizde bulunan İktısad Vekili Celâl Bayar dün de tetkiklerine devam etmiştir. İktısad Vekilimiz saat 11 de Deniz Ticaret Müdürlüğüne gelmiş ve bir müddet Deniz Ticaret müdürile görüşmüştür. Celâl Bayar bundan sonra şehrimizde bulunan Vekâlet Başmüşaviri von der Porten'le görüşmüş ve limana aid yapbğı tetkikat üzerinde izahat almıştır. Tahlisiye Umum Müdürü Necmettin de bir aralık Vekile mülâki olmuş ve yeni tahlisiye tesisatı ile fenerler hakkında izahat vermiştir. Celâl Bayar bundan sonra Deniz Ticaret Müdürlüğü motörile yanında baş müşavir von der Porten olduğu halde Halicde fabrika ve havuzlara gitmiştir. İktısad Vekili Havuzlar İdaresinde uzun müddet kalmış, Müdür Cemil ve von der Porten'den evvelce havuzlar ve fabri kaların ıslah ve tevsii hakkında yapılmış olan proje üzerinde esaslı izahat almıştır. Vekâlerin ehemmiyet verdiği bu proje üzerinde müdür ve başmüşavirle birlikte tetkikat yapan Celâl Bayar, projede ıslah ve tevsii icab ettiği gösterilen yerleri birer birer gezmiştir. Havuzları, fabri kalan, eski deniz fabrikalan ve Seyri sefain fabrikalannı gezen îktısad Vekili bundan sonra eskiden îstanbulun en mühim kızaklanndan biri olan Taşıvalde kızağmı görmüştür. Öğrendiğimize göre İktısad Vekâleti Halicdeki fabrika ve havuzlann ıslahına kat'î olarak karar vermiştir.. Esasen bu Halicde havuzlanan gemiler gün büyük bir geminin bütün tamiratı esasiyesini, teferruatını yeniden yapabile cek ve yeniden 100 tona kadar küçük gemiler inşa edebilecek kudrette olan İktısad Vekâleti fabrika ve havuzları, kolayhkla büyük gemiler inşa edebilecek bir hale gelebilecektir. Hükumet bu hususta icab eden tahsisah verecektir. Ha licdeki fabrika ve havuzlar şimdi Van gölünde isletilecek vapurları muvaffaki yetle inşa etmektedir. Celâl Bayar yarm Liman Umum Müdürlüğüne giderek orada limanın yeni alacağı şekil ve inşaat hakkında görüşe cektir. Vekil, limanda tetkikat yapan Ingiliz mühendislerile de konuşacaktır. Ortamektebler için yeni bina yapılacak 42 günde 100 hırsız yakalandı Bu işe 6 milyon liralık Çalınan eşyanm da bir çoğu bulundu tahsisat veriliyor Şehrimizde bulunan Maarif ilk tedrisat umum müdürü Ismail Hakkı, ilfoşekleblerde, hem verim bakımından tedrisat işlerini, hem de bina meselelerini tetkik etmektedir. Malum olduğu üzere birçok ilkmek tebler, binasızlık yüzünden çift tedrisat yapmak mecburiyetindedirler. Bir kısmı da sıhhat bakımından o kadar elverişli oimıyan binalarda tedrisat yapmak mecburiyetinde bulunuyorlar. Ortamekteb lerden de birçoğu, sıhhî ve idarî bakım dan müsaid oimıyan binalarda bulunmaktadırlar. Bilhassa bu ders yılı başında yeniden açılan altı ortamektebin, halen işgal etmekte oldukları binalar mekteb olmağa elverişli olmadıklan için, bura larda birçok zaruretler içinde tedrisat yapılmaktadır. Diğer taraftan bu binalardaki oda adedinin az olması, mekteblerde ders vesaitine oda tahsis edilememesi, lâboratuar kurulamaması zaruretini de intac ettir miştir. Terbiyevî noktai nazardan da bu binaların tedrisata elverişli olmadığı da görülmüştür. Şimdiye kadar gerek Vekâlet teftiş heyeti reisi Cevad, gerekse orta tedrisat umum müdürü ve gerekse bundan bir müddet evvel şehrimizdeki mektebleri teftiş eden müsteşar Rıdvan Nafiz, yaptıkları tetkikat esnasmda bütün bu mahzurları tesbit ederek keyfiyeti Vekâlete bildirmişlerdir. Bunun üzerine Vekâlet işi esasından halletmeğe ve bu seneki bütçeye münakale suretile fevkalâde tahsisat koyma ğa karar vermiştir. Temin edildiğine göre yakmda bu hır susta bir kanun lâyihası da Millet Meclisine verilecektir. Alınacak tahsisatla derhal ortamekteb ihtiyacı için bina inşasına baslanacaktır. İnşa edilmesi ta savvur edilen binaların adedi fazla ol duğundan bir senede ikmali mümkün değildir. Bu binalar için altı milyon liralık bir tahsisata lüzum vardır. Bu paranın ancak bir kısmı bu sene verilebilecektir; mütebaki kısmı da dört sene içinde ikmal edilecektir. İlk tedrisat mektebleri için de bu seneki vilâyet maarif bütçesine, sırf inşaat için 100 bin liralık bir tahsisat konul mustur. 1 kanunusani 1937 den 12 şubat 937 tarihine kadar İstanbulda 100 hırsız yakalanmıştır. Bunlardan dört tanesi çocuk, 4 tanesi de kadındır. 2 kânunusanide Fmdıklı ve civarında 8 ev soyan Abdullah, şoför Muhittinin evine cam kırmak suretile girip mücevher ve altın para çalan Abdullah ve Aksa rayda 19 ev soyan Bürhanla Hüsamettin yakalanmıştır. 3 kânunusanide Muzaffer ve Hasan admda iki hırsız, ayın beşinde dört, altısında bir, yedisinde sabıkalı Panayot, Alâeddin, Kemal, İhsan, Enver, Ali adında altı hırsız yakalanmıştır. 9 kânunusanide sabıkalı Muammer ve Beyoğlunda Şükriyenin apartımanına pencereden girerek mühim miktarda halı çalan Artin, Niko, Moris derdest edil mişlerdir. 11 kânunusanide Ismail, Kâzım, Süseyya, 12 kânunusanide Şevket Tavşantaşında Mühendis apartımaninda hırsız lık yaparken yakalanmıştır. Ayın 14 ünde Arnavudköyünde meb'us Eyüb Sab rinin evini soyan, Taksimde Nur apartı manından 1000 liralık mücevher çalan sabıkalı Şevki yakalanmıştır. 12 kânu nusanide Defterdarda Tahsin, Üsküdarda Nasib, Kumkapıda Agob admdaki sabıkahlar yakalanmışlardır. 17 kânu nusanide Istanbulu haraca kesip her daireden palto çalan Mehmed Şevket ve Uyas admda iki genc yakalanmıştır. Ayın 18 inde bir hırsızlık vak'ası ol muş, 19 unda Hüseyin ve Veysel adında iki tavuk hırsızı Beyoğlunda da bir bakkal dükkânmı soyan Artin admda, 12 yaşlarmda bir çocuk derdest edilmiştir. Kânunusaninin 20 sinde Nadire adında bir kadın, Samatyada suç üstü, 22 sinde Hüseyin, Muharrem, Mehmed, Mustafa, Şevket, Halid, Hacı, Meh med, Neriman ve Zehra adında iki kadın hırsız yakayı ele vermiştir. 24 kânunusanide 9 sabıkalı, 25 inde Bakırköyünde, Rarnazan, şehrin di ğer yerlerinde de Refet, Muzaffer, Hayım, Tahir, ve 13 yaşlannda İbrahim adındaki hırsızlar yakalanmıştır. 26 kânunusanide Sarıyerde Şükrü ile Galatada Cüce Fatma, 28 kânunusanide de Petro, Hüsnü ile Hasköyde bir kö mür deposunu soymağa teşebbüs eden Mehmed, Osman, îsmail adında üç sabıkalı yakalanmıştır. 29 kânunusanide bir hırsızlık vak'ası olmuştur. 1 şubatta iki, 3 şubatta iki, 4 şubatta iki, 5 şubatta iki çocuk, 6 şubatta üç, 9 şubatta dört, 10 şubatta 1,11 şubatta biri kadın olmak üzere dört hırsız, 12 şubatta da dokuz hırsız yakalanmıştır. Medreseler kiraya verilmiyecek Belediye, Evkaf idaresi tarafından kendisine devredilen medreseleri, bu seneden itibaren kiraya vermiyecek ve tamir ettirerek muhafaza edecektir. Bunun için Emlâk müdürlüğüne, medreseleri, her hangi bir iş için olursa olsun isticar etmiş oldukların kuntratlarının tecdid edilmemesini bildirmiştir. Belediyenin dikeceği ağaclar Belediyenin, şehrin münasib görülen yerlerinin teşçiri için bir program yaptığını yazmıştık. Belediye teşçir faali yeti için, imar plânmın tatbik sahası na konulmasmı beklemeden şimdiden bazı semtlere ağaç dikmeğe karar vermiştir. Bu maksadla Büyükderedeki Vilâyet fidanlığile Yenibahçedeki Evkaf fidanlığında bir milyona yakın fidan yetiştirilmiştir. Bu fidanlar, dikilmek üzere mahallerine sevkedilmeğe baş lanmıştır. Muharrem Feyzî TOGAY SAGLIK ÎŞLERİ Sıhhat müdürlüğünün nazari dikkatine MÜTEFERRİK Kızıhrmakta seyrüsefer tetkikatı Hükumet, Kızüırmakta sejTüsefer yapılabilmesini temin için tetkikat icra ettirmektedir. Kız Muallim Mektebinde dün bir müsamere verildi Beşiktaş Yıldız caddesinde 31 numarada Şefika imzasile aldığımız mektubda deniliyor ki: «Kocam şubatın dokuzunda verem den öldü. Beşiktaş Belediye doktoru muayeneyi yapıp defm ruhsatını ver dikten sonra evin derhal dezenfekte edileceğini söyledi. Mükerreren vaki müracaatlerimize rağmen beş gündür bu iş yapılmamış vaziyettedir. Evde sekiz, on yaşlarmda çocuklar ve hatta zatülcenbden yatan ve her an bu zehirli mikroblarm tahri batına müstaid on iki yaşmda yavru cak ta var. Veremle mücadele böyle idare edilirse hükumet ve cemiyet nekadar yardım ederse etsin bu afetin önüne geçilemez Çapa Ktz Muallim. mektebindeverilen müsamereden bir manzara zannındayım. Çapa kız muallim mektebi talebeleri lî danslanmız zevkle seyredilmiştir. Alâkadar makamın nazari dikkatini tarafından, dün mekteb binasmda, taleMüteakıben, genc muallimler, mekte celbe sayın gazetenizin tavassutunu be velilerine bir müsamere verilmiştir. bin ingilizce muallimi tarafından adapte saygı ile dilerim.» Müsamereye saat 15 te İstiklâl marşile edilen ve müziki de Konservatuar mualİNHİSARLARDA başlanmıştır. Bundan sonra üç talebe ta limlerinden Fuad tarafından hazırlanan rafından «Atatürke hitab» isimli man «Zengin Hala» isminde bir operet oy Yenice ikramiyeleri çekiliyor zume ve mekteb marşı okunarak alkışlan namışlar, müteaddid defa alkışlanmış Yenice sigaralarına konulan ikremi mıştır. Talebe tarafından muvaffakiyetle lardır. yelerin keşidesi yarm noter önünde yatertib olanan Kızılay tablosu, çoban tabMüsamereye bugün, Kızılay Kurumu pılacaktır. İnhisarlar idaresi badema losu, ve oynanan Türkistan dansı ile mil menfaatine olarak devam edilecektir. ikramiyeli sigara satmıyacaktır. Toplantı yapılamadı Şark Demirj'olları şirketi heyeti u mumiyesi tasfiye kararı vermek üzere dün fevkalâde olarak toplantı yapa caktı. Fakat toplantının yapılabilmesi için şirket nizamnamesi mucibince lâ zım olan yüzde 70 hisse temin edilemediğinden toplantı yapılamamıştır. Sıhhiye Vekili Ankaraya gıttı İki gündenberi şehrimizde bulunan Sıhhiye Vekili Refik Saydam dün ak şamki ekspresle Ankaraya dönmüştür. DENİZ tŞLERÎ Karaya oturan vapurun vaziyeti Evvelki gün Çanakkalede karaya oturan Füruzan vapurunun kurtarılma ameliyesine dün sabahtan itibaren başlanmıştır. Gemi Kurtarma şirketinin Alemdar tahlisiyesi kaza mahallinde ilk tedbirleri almaktadır. îcab ederse geminin yükü boşaltılacak, ondan sonra çekilmesine baslanacaktır. Cumhuriyet Nüshası S Kuruıtar JTürkiye Senelik 1400 Kr Altı ayhk 750 Üç ayhk 400 Bir aylık 150 şeraitii ^ D Hariç W" 2700 Kr. 1450 800 yoktur
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle