Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
0, kitaplarıyla yaşayacakL. 24 Ocak 1993 günü bombalı bir suikast sonucu yitirdigimiz Uğur Mumcu, gazete sayfalannda kalan binlerce yazısından bir bölümünü sayılan 24 'e ulaşan kitaplannda toplamıştı. Mumcu artık Cumhuriyet, laiklik ve demokrasi düşmanlarına karşı kitaplarıyla da halkının yayında olacak. Sakıncalı Piyade "Sakıncalı Piyade" Uğur Mumcu'nun yayımlanan ilk kitabıydı. Bir mizah şaheseri olan kitabın önsözünü Aziz Nesin yazmıştı. Ncsin'in önsözünü sunuyoruz sizlere. AZİZ NESİN 1lerin dert görmesin Uğur Mumcu! "Sakıncalı Piyade'yi yazdığın için eline sağlık, ağzına sağlık.canınasağlık .. Kendi yazdıklarıma gülemem. Ama senin yazılarını gülerek okudum. "Acı acı gülmek" deyimi vardır ya, işte öyle acı acı güldüm. Bir yazında anlattığın olayin sonunda, tıpkı halkınıızın ağzıyla "Güler misin, ağlar mısın?" diyorsun. Yazılarını okurken, içimde, gülmekle ağlamak arası bir burukluk duydum. Üstelik, otuz yd önceleri, askeri mahkemeler ve sıklyönetim mahkemeleri önünde yargılanışlarımı da anımsadım. Ilemen hemen aynı şeylerdi başımıza gelenler. Yalnız, arada otuz yıllık zorunlu bir takvim ilerlemesi olduğu için, bizi yargılayanlar çok daha serttiler, katıydılar. Örneğin, sıkıyönetim mahkemesinde bir sanığı bir avukatın savunabilmesi için, buna sıkıyönetim komutanının izin vermesi gerekirdi. Sıkıyönetim Komutanlarına avukat beğendirmek zordu. Bu yüzden avukat lar, sıkıyönetim sanıklarının avukatlığını almak istemezlerdi. Seksen yaşındaki babam, avukat yazıhanelerini kapı kapı dolaşıp beni savunacak avukatı boşuboşuna aramıştı. O gün bugün, gönüllü bile olsalar, siyasal davalarımda avukat tutmak istemem. Scusakıncab • piyade E başından geçmiş olayları, bütün doğruluğuyla, her okuyanı inandıracak biçimde yazmışsın. Alabildiğine yalınlıkla ve söyleşi havasında yazdığın için kolaylık ve •«•ahatlıkla okunan bu anlatılanlarda hem olağanlık, hem de olağanüstülük var. Olağandır; çünkii bu olaylar ya da benzerleri herkesin başına gelmiştir, gelmeyenlerin başına da gelebilir. Olağanüstüdür; çiinkü bunlar mantık dışı, akıl dışı, saçmalık sınırlarını bile aşan zırtapozluklardır. Daha da kötüsü, bu zırtapozlukları, koşullanmış kafalar Türkiye'nin yararına sanarak yapmışlardır. Yaşamın katı gerçeği, bütün uydurmaların sinırını aşar. Insanoğlu öyle katı gerçckler yaşar ki, bunlan yaşamadan ııydurmanın olanağı yoktur. İşte bu yüzden yaşanmış kimi olaylar, anlatınca kimsenin inanmayacağı denli gerçekten daha gerçektirler. Oysa ül örneğin, "Bir hukuk doçentinin ishal oluşu, Anayasa Mahkemesi İçtihat Kararlarına geçti." denilse bu bir giilmecedir ama, soyutlur ve geneldir; bu yüzden de etkin olmaz. Ama, adıyla sanıyla bildirilen bir hukuk doçentinin, askeri mahkemenin huzurunda, kendini, ishal olduğu için, gizli örgiitün toplantısinı dikkatle izleyemediğini, çünkü sık sık helaya gitmek zorundakaldığınısöylereksavunmayakalkışı, sonra da savunmanın Resmî Gazete'de yayınlanışı, gülmecenin en somut örneğidir. Anlatılan olayı okurken, bir güldürü sahnesi seyreder gibi biz de yaşar ve o güldürüye katılırız. Bence, "Sakıncalı Piyade'nin gülmece olarak başarısı, yaşanmış olaylardaki gülmeceyi somııtlaştırmış olmasıdır. Bu bakımdan "Sakıncalı Piyade", yakın geçmişimizin en yağlıkara lekesi olan 12 Mart'ın ıcığını cıcığını çıkaran belgesel biryapıttır. Halkımız ötedenberi gülmeceyi, işine yarar bir aygıt olarak kullanmıştır. Nasıl açar denilen aygıtla kilit açılıyorsa, nasıl bıçak denilen aygıtla ekmek kesiliyorsa, gülmece denilen aygıtla da halkımız çıkmazlanna çıkar yol bulmakta, karmaşık çıkmazlarına çıkar yol bulmakta, karmaşık sorunlarını çözümlemektedir. Kısacası gülmece, üretim toplumlarının ve üretmen sınıfların içine yarayan bir aygıttır. "Sakıncalı Piyade" nasıl mı işimize yarayacak? Onıın yararları pekçok... Ama en başta, faşizme özenenleri yıldırması, umutsuzluğa düşünnesidir. Çünkü, faşist özençlilere, dikta heveslileri, ellerine geçen f ırsatlarda nice zart zurt ederlerseetsinler, sonunda, "Sakıncalı Piyade"de olduğu gibi, alay edileceklerini, maskara olacaklarını, ister istemez anlayacaklar, korkacaklardır. Faşizme geçit yok! Bu geçidi tıkayacak en iyi engel, faşizmin alay konusu hırtlıklarını ortaya koymaktır. Bizi acılı acılı güldürdün, düşündürdün, sağol Uğur Mumcu! • Aradan geçen otuz yılda, hiç olmazsa, cellâtlar da gülümsemesini öğrenS A Y F A 4 mişler. Gülümsemek, bu bir insanlık belirtisidir! Başımızdan öyle olaylar geçer ki, o durumlarda "Anlatsan, kimse inanmaz!" deriz. 12 Mart sonrası, pek çok namuslu aydının, yurtseverlerimizin başından "Anlatban, kimse inanmaz" denilccek olağanüstü olaylar geçti. Sen, anlatsan kimsenin inanmayacağı kemizin insanlan, 62 yaşımın aklımın erdiği y arım yüzyılı içinde sürekli olarak, anlatılsa kimsenin inanmayacağı, inanamayacağı olayları yaşamışlar, yaşamaktadırlar. Uğur Mumcu'nun "Sakıncalı Piyade"sinde gülmece, yaşamın kendi gerçeğinde varolunca daha somutlaşarak ortaya çıkıyor; daha da etkili oluyor. Sakıncalı Pıyaüı. CUMHURİYET KİTAP SAYI 154