07 Kasım 2025 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE DÖRT 2 Şııbat 1968 CUMHURtYET Güzel şiirler yazmış ve şimdi susmuş bîr şair Feridun Fazıl Tulbentçi adını, onu tanımadan birkaç yıl önce bol bol duymuş, dergılerde şiirlerini okumuştum. «Evvelkiler ve Bızim Kuşak» adlı bu seriye, simdi sadece tarihi kitaplar, makaleler, incelemeler yazan bir şöhreti de dahil etmemin sebebi. Tülbentçi'nin 1932 den başlıyarak on yıla yakın bir zaraan, çeşitli dergılerde, çoğunlukla Varhk, Ağaç, Olus, Gündüz ve Yücel gibi dergilerde, zamanına gore guzel şiirler yayınlamış olmasıdır. Bugün elliye yakın tarihi eseri, iki binden fazla tarihî makalesi bulunan Feridun Fazıl Tulbentçi, önce cSabahtan Bir Saat Evvel» adlı siir kitabını yavınlamış, daha sonra «Mütarekeden Sonrakiler» adlı bir de Antoloıi tertiplemistir. Bu seriye onu almamış. ondan bahsetmemis olsaydım 1932 1933' lerde yayın hayatına başlayan bizim kusağın, gününe göre çevresini etkilemis, güzel şiirler yazmış fakat simdi susmus olan bir çairini atlamıs olurdum. Onun tarihi eserlerıni zevkle okuyan çok genis bir kütle, belki bir zamanlar Feridun Fazıl'ın jair olduğunu duvmarmş, şiirlerini görmemis olabilirler. Ama edebiyat tarihleri, antolojiler ondan muhakkak bahsedeceklerdir. 1934 yılında birçokları gibi onu da Ankara'cfa Istanbul Pastahanesinde tanıdım. Samet Ağaoğlu. Ahmet Muhip Dranas, rahmetli Sadrı Ertem ve Nahit Sırrı bir masanın etrafında topluca oturmuşlar, edebiyattan, siyayasetten, günluk konulardan bahsediyorlardı. Ben de yanlarında genç bir siir amatörü olarak onları dinliyor, ancak bir sey sorulduğu zaman konuşuyordum. Feridun Fazıl Tulbentçi Feridun Fazıl, buyuk bır yakınlık ve ilgı gostererek, Ankara'ya nıçin geldigımi, ne kadar kalacağımı. bir arzum olup olmadığını sordu. O zamanlar Maarif Vekâletinde görülecel* bir işim vardı. Onu takibediyordum. Kendısine teşekkür ettim, bir müskilim oiursa, kendisinden ricada bulunabıleceğimı söyletfım. Feridun Fazıl Tulbentçi o zamanlar Matbaat Umum Müdürlügü'nün iç matbuat bölümünde çalısıyordu. Zeki, çalışkan, hareketli bir insandı. Bulunduğu dairenin en çetin, en yorucu işlerini o görüyor, bu arada şiirler, çeşitli türlerde yazılar yazıyordu. Gayet kuvvetli bir hafızası ve hiç aksamayan bir dikkati olduğu için Matbuat Umum Müdürlügünde sevilen ve sayılan bir eleman haline gelmişti. Bir yıl evvel çıkardığı «Mütarekeden Sonrakiler» adlı şıir antolojisi genç sairler arasında o zamana göre hâdise yaratmış. Antolojiye gjrenler, girmiyenler, lehinde, aleyhinde konuşmalar yapmışlar, makaleler yazmıslardı. Feridun Fazıl Tulbentçi. Varlık Mecmuası'ndan sonra yayın hayatına baslıyan Necip Fazıl Kısakürek'in çıkardığı Ağaç Mecmuası'nda şiirler neşrediyor ve Kısakürek'le birlikte derginin hazırlanmasında yardımcı ' oluyordu. Bu yerden seni de alacak rüzgâr. Vücudunu simsiyab mantona «ar; Senin rüyalarını kim bileeek. Tannmn ışıklar verdi|i diyar, Bütün günahlan bizden silecek. Bo gece yavasca uykudan nyan, Kentini, evini. barkını bırak. Kimseler olmasın sesinî dayan, Denizden, ynrdundan her şeyden nzak. Karanlık çökflnce senslz bu soya, Ayrılmaı geceler belki gündüzden. O kadar baaretim sonsoz uykuya. Usandım yıllarca giden bu düzden. Günlerim gtçerktn, seni daglarda, Gözlerim yollara dalmıs beklerim. Daglara çıkmısım bu genç çaglarda, Ümidim, hevfsim ve çiçeklerim. Hayalim, yüzlerce büyür korknda. Isıklar yol olur önünde nnrdan, Kâbuslar küçülür kalır nyknda, Biz neler bekleriz, neler vaSmurdan. Meyvalar dallarda yansın kuraktan, Içinden kurtulnp dar çemberlerin Geliyor bir yagmur sesi uzakian, ömrü nxun olıun yol verenlerin. 1939 yılından sonra şııri tamamen bırakıp kendıni tarih yazarlığına ve tarih sevgısıne kaptıran Ferıdun Fazıl Tulbentçi, açık ve güzel Türkçesiyle bırdenbıre sevilen bır Babıâlı adamı Gürültüler doluyor Eyvah, sabah oluyor, Gel, gitme uzaklara. ömrümüz bir niyazdır Artık nnümüz yazdır Geceler bembeyazdır Gel, gitme uzaklara. ömrümüz bir bahardır, Geceler bir diyardır tcinde her sey vardır, Gel, *itme uzaklara. Nehirler deniz arar, Kıslarımız gün arar, Geeeler gündüx arar, Gel. çitme uıaklara. Bugün ayrı dün birdik, Sonsnz âlerne çirdik: Bevar eünler geçirdik Gel. gitme uzaklara. Yazan: BAKI SUHA EDIBOGLU sonra yanıldıklarını anlamışlardır. Tulbentçi, Babıâli'ye yerleştikten sonra kendinı büsbütün tarih ve tarihi roman yazarlığına bağlamıs, çeşitli tefrıkaları. bırer birer kitap haline gelmistır. Onun Türk:esindeki sadelik ve güzelliğin. hiç suphe?iz, gençliğinde edebî bir terbıyeden geçmis olmasına ve radyoculuk yönüyle mılyonlara hitabedebilme ^ tarz ve tekniğine vakıf olmasına bağlamak lâzımdır. On yıl kadar Babıâli'rîe çalıştıktan sonra ki, bu arada Radyolarımızda kahramanlık konuşmaları yapıyordu ondaki Radyoculuk askı ateşinı kaybetmemiş olduğu için, kendisine yapılan bır teklif ve rıca üzerine Istanbul Radyosunda Musavırlık almış, 1964 te TRT kurulduktan sonra da yıne Istanbul Radyosunda çok önemli bir bölüm olan Eğıtim Yayınlan Şube.Müdurlüğu'ne getirilmiştır. Tulbentçi'nm şairlik yıllarını hatırlatmak ve gelecek kuşaklar arasında inceieme yapacak olanlara bir belge vermek üzere onun yine 1936 yılında Ağaç Dergisinde yayınlanan cBeyaz Gunler» adlı şiirini buraya aktarıyorum : Geceler bembcyazdır Ay vurur saçaklara. Geçen her mevsim vazdır Gel, gitme uzaklara. Pınarların susuzdur Geceler uykusuzdur Bu yollar korkusuzdur Gel, gitme uzaklara. Karanlık kaybolnyor Yarın BEDRI RAHMİ EYÜBOĞLU BULMACA r ~ ~e~l 2 3 4 1234 56789 1 1 1 u • 6 FERİDUN FAZIL TULBENTÇİ olmus, Ankara Radyosu'na her gün yazdığı «Geçmişte Bugün» adlı konusmalarıvla hemen biriki ay içinde yurt ölçusünde büyük bir isim yapmış ve dinleyicıler tarafından çok tutulan bu radyo konuşmalannı senelerce sürdurmüstür. Daha sonra Ankara'dan göç ederek lstanbul'a gelen ve Vatan Gazetesi'nde çalısmaya baslayan Feridun Fazıl Tulbentçi, Ankara Radyosu'ndaki konuşmalannı da bırakmış, onun yerine baskalarının hazırladığı bu türdeki tarih konuşmaları hiçbir rağbet ve ilgi görmediği için kısa bir zaman sonra programlardan kaldırılmıştır. Tülbentçı'nin her gun beşer dakikaya sığdırdığı bu nefis konuşmaları, radyocu olmayan bazı idareciler, baskaları tarafıntfan da kolaylıkla yürütülebilecek basit bır iş zannetmişler, fakat radyo konuşmaları tarz ve uslubundan anlamadıkları ve belki de Feridun'un purüzsüz ve guzet Türkçesinin tadına varamadıkları için, neden 8 9: SOLDAN SAĞA: •d ma soz, çocuk yemeğinin yarısı. adı, radan olmıyan gemileri büs9 Bir renk, hükümet taralın bütün guç durumda bırakan bır dan bildirilen şeylere eskiden böy tabiat hâdisesi. 7 Karnını dole denılirdi. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 yuracak harekaYUKARIDAN AŞAÛIYA: ti yapmamak 8 1 «Sinirli tabiatta erkek eş» «Pek kısa zakarşılığı iki söz. 2 Su ve saman için kalbun yardırm ile ternizlenerek. 3 geçırme «Uzakta bulunan meydan» anlamı muamelesi yapna iki söz. 4 Binalara yıldırıra çarpmasını önliyen araç. 5 No9 (cBurnunım ta, çevrilince Paristen geçen akar üstunde alay isu belirir (söylendiği gibi yazı!*ıt mılınacanıD şa reu yapan* ıı nuştır), bir edat. 6 Bir erkek halledllmis »ekll ki söz). 3İ + I 2 1 lrI/ 1 Ve tanışma Masamıza orta boylu, esmer, güzel gözlü, yakısıklı, iyi giyinmi? bir genç ysklaştı. Ve Sadri Ertem'e bir şeyler söyledikten sonra bir sandalye çekip oturdu. Biriki dakika sonra rahmetli Nahit Sırrı, o kendıne mahsus konuşması ile bızı bırbırimıze tanıştırtfı : Meşhur şairlerimizden Feridun Fazıl beyi tanımıyor musunuz? Ben çekingen, mahcup bir eda ile : Hayır efendim, henüz tanıicülüm olursa, kendısınden rıcada okuyorum, dedim. «Ağaç» taki şiirî 193S yılında Ağaç Dergisi'nde çıkan su «Onlar Hayata BÖyle Doğmuşlardl» adlı şiiri, Tülbentçi'nin o gunlere göre, çok begenilen ve sevilen bir parçası olarak karsılanmıs, ilerisi için kendısjne büyük ümitler bağlanmıştı. Yolları yataklanna aldı sel, Kınl örtülere büründü daflar. Güneşle beraber nfaklardan gel. İSTANBUL M 25 Acılıs. Drocram 08.30 Kur'anı Kerlm. BCiklam»ıl vc vorumu Ofi 50 Saz eserleri 07.00 Kove haberler 07.05 Gunavdın 07.30 Haberler ve hava dununu 07 45 Istanbulda bueün 07.50 tlânlar ve hafif mıizik 08 00 Hafif Batl müzlSi 08.15 Beraber ve solo sarkılar 08 45 Arn soloları 09 00 Turkuler eecidl 09 15 Keman »loları 09.30 Ovun havaları 09.40 Ev icin 10.00 Ar» haberler 10 05 Humba ve Ca Ca1»r 10 20 M Kovancıdnn » r k ı l a r 10.40 Ark»sı v»rın 11 (X) Sabah kor.seri 11 45 Saz eserleri 12.00 Ara haberler. İ14nl»r 12 10 SUvBundan turkuler 12 25 Kücuk orkestra 12 40 A.Samt Tokerden sarkılar 13.00 Haberler ve R.G de bucün 13.15 M. Tooerden sarkılar 1S.S0 Reklâm Droeramları 14.00 Movi Çocuklar orkeıtnaı M.15 M.Parstan sarkılar 14.30 Ork«tra altı 14 45 Turkuler 13.00 Ara haberler 15.05 E. Konaardan sarkılar 15 20 Caz müzifi 1«.OO Okul radvost) 17.00 Ara haberler 17.05 Kadınlar fulı 17 30 Kov odası 17 50 Beklâm Droeramiarı 18.00 Haberler ve hava durumu 10.3S Hafif Batı müziei 20.00 Tflrk hn'V mürl*i konseri 20.40 Od» müzltl 21.00 24 ««atın olavları. ilânlar 21.10 SMutludan sarkılar 21.30 Mercekdekf böcek 21.43 San «ololnrı 23.00 Rekl*m Dro?ramları 22 00 Plâklar arasında 23 55 Öjetler. oroeram. kauanıs İSTANBt'L tL RADYOSU Acılıs ve nroeram Diskotefiımizden Kucük konaer Gençlere müıık Senfonik müzlk H«fıf müzlk Ak««m korıMıi Genclerle beraber Oda muziSl Liedler ve Ozanlar Hafif rnüzik Gece konseri Caz müziâl Hafif Batı muziei 01 00 Proeram ve kaDanu Disi Bond MODESTY BLAISE ( E$EkXECl7 1 «Herhangi bir olayı utanılacak hareket telâlcki eden» mânasına iki söz. 2 «Düzene Konulmuş şekUde nobetlese» anlamına bir soz ve bir edat. 3 PBra getiren iratlardan, din kaynaklarma da>>anan inanç. 4 HUkümeti ldare eden heyet içinden bıri, hazin nağmeü Anadolu şarkısı. 5 Manasız ve yanlış bır düşünceyi savunmakta ısrar göstermek ( iki söz). 6 Tersi işleri herkesin görmediği eli ile yapandır, bir gdz rengi. 7 tkı şeyin birbirine nisbet edilmiş ha11, kısa sahne temsülerinden. 8 «Hayattaki yaratıgı yaşatan organın mahlazası» mânasma kar "Jjm a • • T] z[T| ıa T •2, TX 3 DÜNKÜ BULMACANIN HALLEDİLM1S ŞEKLİ NASIL HALLEDİLECEK Vukarıdaki rakamlı bulmacada *adcee 4 tane anahUr (ipucu) ve 8 taııe soouc vardır. Boş kalan (2 karenin içine 1 den 9 a kadar uyguo birer rakam koyarak ve loplaıua. çarpma. çıkartma, bölme isaretlenne dikkat ederek toldan saga ve yukarıdan •sağrya bulmacada göstırilen son<'"lan bulunns. Bira? vaktiniıi alır ama, bos. vaktinizi busca geçirmij olarsuDUZ. i W1LL1AM SAROYAN DÜNYADA BİR GÜN Çvr n T A R I K D U R S U N t le : dın. 30 DGLEDBISOHRA K. İI Tiffany Jones TIFFANY JONES ANKARA Acılıs. oroeram Kur anı Kerim. acıklaması ve vorumu Saz eserleri Kove haberler Gunavdın Haberler ve hava durumu Sabah mozısı Ankarada bueun H. Gökmen ve S. Derandan sarkılar Turkuler sccidi Cocuk ve eelisımi Sabah konseri Arka»ı varın Ara haberler. ilânlar Okul radvocu Hatif muzik S. Özdensesten sarkılar Konser saatl Ara haberler ilânlar N.tnnaotan turkuler Kıbrıs aaati Beraber ve solo sarkılar Haberler ve R.G de bueün Hafif müzik Rekl&m proeramlan M. Eıdaldan turkuler N. Ersözden sarkılar Albıımlerden secmeler Ara haberler. ilânlar Okul radvosu H.sazeriden turkuler F. KoıinOSludnn sarkılar Plâklar arasında Ara haberler. ilinlar Yurttan sesler Kdv odası Reklâm Droeramları Haberler ve hava durumu Turkuler Uvkudan önce 06 50 07.00 07 05 07.30 07.45 08.00 08.10 DENIZ KUVVETLERİ K0MUTANLIG1 Seyir ve Hidrografi Dairesi B?şkanlığından bildirilmîştir DENİZCİLEKE VE HAVAClLARA 7 SAYILI 6İLBİRİ 12 ilâ 20 Şubat 1968 tarihlerinde 09.00 »• 17.00 » a t leri erasır.rîa aşağidaki noktaları birleştiren saha içinde Seyretrhe dcmirleme, avlanma ve bu «ahanın 10.000 metreye kadar olan yüksekliği can ve mal emniyeti bakımından tehliktlidir. KARADENİZ İSTANBVL BOĞAZ1 ÖN"ERİ K 8 ve K 9 SAHALAR1 1 inci noktn : E. 5832 No. lu Şile fenerlnden 008 derece ve 17.5 mil mesafede enlcmi 41 derece 28 dakika Kuzey, Boylamı 29 derece 40 daklka Doğu 2 nci nokla : Enlemi 41 derece 50 dakika Kuzey Boylamı 29 derece 40 dakika Doğu olan nokt». 3 üncünokta : Enlemi 41 derece 50 dakika Kuzey Boylamı 30 derece 58 dakika Doğu. üncünokta : Enlemi 41 derece 28 dakika Kuzey Boylamı 30 derece 58 dakıka Doju. ENtZCtLERE VE HAVAClLARA ÖNEMLE DUYVKÜLUtt. Türkşe Almanca, Heuser Sevket'in G mcı baskı BÜYÜK LÜGATI TL. sı 135 KtTAPÇrLARA •o 22 İFKONTO YAPILACAKTIR. TESLİM YERİ T SULTANHAMAM CADDESİ 23 TEL: 27 80 51 İlâncıhk: 4801/1036 08.40 09 00 09 20 09.35 09.55 10.00 11.00 11.05 11 25 11.55 12.00 12 15 12.30 13.00 13 15 13.30 14 00 14.15 14.3.İ 14 55 15.00 16.00 18.35 18.55 17.00 17.30 17.50 19.00 19.13 19.50 19 55 20 05 50 25 20 .10 21 00 21.10 Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektörlügünden Üniversitemize şoför almacaktır. İsteklüerde •ranılan şartlar: 1. En az ilkokul mezunu olmak, 2. Ağır vasıta şoför ehliyeti ile her türlü vasıta kullanabilme elhivetine sahip olmak, 3. Askerliğini yapmış olmak, 4. En az beş yıllık tecrübesi bulunmak. îsteklilerin 8 Şubat 1968 günü saat 17.00 ye kadar müraCâtt etmeleri ve 12 Şubat 1968 pazartesi günü saat 10.00 da y»pılacak imtihan için Atelyeler Müdürlüğüncia «hliyet ve bon«•rvisleriyle hazır bulunm»l»rı rlca olunur. (Buuı; 11004 A. 766 1046) Y. Özelden sarkılar Traflk Dlnlevlel I«tek1erl 24 saatin olavları. ilânlar G A ce konseri 22.05 TBMM «aatl 22 45 Hoberler 23 0O HKftanın bestecltl 23.45 Geee varısına doSru 23 55 Öîeıler. cronam. k«Danıs Tabiat v* İnun t KAYIP Kuruçay Nüfus MemurluSunelan .slmış oldugtım ve içerısinde Askerlik durumum bulunan Nüfus kâğıdımı zayi ettim. Hukumtuzdur. 1926 Doğumlu ÎBRAHİM DERUN Cumhurlyet 106 (B«ains 10I1S/1087) • Bu pantolonlsrın cebi yoktur.> dedi yaslı ka«Ver ben tasırım senin için.» «Yok. hayır.» • İyi ya. sen elinde tut öyleyse. Şu feftaliden neler de cıkar böyle değil mi?. Karşılık vermedi. Kadmı tanıyordu ama anneannesi olup olmadıSım pek çıkaramıyordu. Birileriydi. Ama kim. Bütün görünüsüyle. ölçüleriyle, biçimiyle tıpattptı. Niçin böyleydi, neden böyleydi. • Bu çekırdegi ek» dedi kadın. «Ek bunu, bir ağa cın olur. Bır şeftah ağacın. Yaz geldi mi dallannı şef tali basar. Çıkarsın afaca. oturursun dalın birine, şeftali yersin güzel güzel.» Hiç bir sey demedi. Eve vardıklarında kadın anbardan bir kürek aldı, birlikte geniş, o büyük gvluda şeftali çekirdeğıni ekecek, ağacın yetişip bü>üyeceği güzel bir yer arandılar. Kadın. diplerde bir yerde durdu, sordu: <Burası olur mu?> • Hayır» dedi, orta yere doğru yürüdü. thtiyarcık buralan zerzevat bahçesi yapmış. domatesler. biberler, soğanlar. turplar, mârullar, şunlar bunlar yetiştiriyordu. Kadın elindeki küreği yUmuşak toprağa daldırdı. • Işte böyle ekeceksin çekirdeği toprağa..» dedi. •Taze toprağa açıp koyacaksın çekirdeği. sonra yine toprakla ustünü örteceksin. Zaman geçecek: günesler, doğacakiar. batacaklar: yağmurlar yağacak, rüz gârlar esecek, tâ k: çekirdeğin içındeki tohum uyanıncaya kadar. Tohum uyanacak. ondan sonra ağaç olmaya yöneltecek kendini. Ağaç, bir »eftali a£acı. bir dolu şeftaliler yetiştiren, her biri kendi tohumunun ürünü şeftaliler veren bir ağaç.> Çukura çekirdeği bıraktı, sonra üstünü kara toprakla örttü. Sonra gitti, domates fidelerinden birinden bir ufacık dal kopardı, bunu çekirdeğin ekildiği topraeın yüzüne soktu. işaretledi. • Bu. Yeprat Moscatian'ın kendi ektıği çekirdekten yetisecek sefta'.i ağacınm ycrini belleten işarettir» dedi. Bir yerlerden bir keman sesine benzer bir ses ge liyordu. Kendiliğinden doğruldu, kolunu uzattl. eli telefonun dinlemecini aldı. Langley'in sesi: «Yep, siz misiniz. uyandırmadım ya inşallah?» di ye sordu. «En iyi çozüm yoluna kendiliğinden vardık. Zamlock'un sekreteri az önce telefon etti, Zamlock çok önemli bir iş için Boston'a gitmis. Bana inanmazsanız, telefon edip sorun isterseniz..» «Size niçin inanmıyacakmışım?» «Yâni, demek istiyorum ki.. Onunla bugün bulaçacağımızdan emindim fakat ben pek olsun istemiyor dum açıkçası. Siz ise direniyordunuz. tam onda karşı karşıya gelelim diyordunuz. Bir çatışma olabilirdi. Neyse, Zamlock şimdi uçağına binmiş gidiyordur bile.» • Mesele yok o halde..» <Artık önümüzdeki hafta içinde buluşur. görüçürüz.» «Öyl» olsun..» «İyi bir hafta sonu dilerim gize..» •Sağolun!» «Ben hafta sonunu bütünüyle evde gecirmeye ka. rarhyım. Maçları televizyondan izleyeceğim. Hangi takımı tutuyorsunuz?» « •Dodgersieri. En güvendigim takım o.» «Dalga geçmiyorsunuz ya?» •Hayır.» • Bire karşı yirmi bahse girerim ki hiç birşey yapamıyacaklar.» «Ben yüz dolarına girerim, «Dodgers»ler kazanacaklar.» «Yüz dolâr mı?» «Evet.» «Paramzı almak istemem, Yep.« •Bense ievine sevine alınm sizinkini. Niçüı alma yacakmışsınız ki? Bahse girmiyor muyuz?» • Şayet «Dodgers»ler maçı alırlarsa bana bir yüzluk vereceksiniz öyle mi? Eğer bu dediğiniz olursa, ben, bir binlik kaybetmeye hazırım. Ne dersiniz?» «Kabul ediyorum.» «Tamam. Bahls bahistir. Oldu. Görüşürüz yine.. Telefonu kapadı. Saatine baktı, onu çeyrek geçiyordu. Bu kadar uzun bir silre nssıl olup da uyuyabıldiğini pek akh kesmedi. Bir yandan da Zamlockun eitmis oima«ından otiirü memnunluk duymuyor değıldi. Bugün, bütün günü bojtu. Hemen yataktan çıkmamalı diye düşündü. Rosey nasıl olsa onu öğleden sonra bekliyordu, acelesi yoktu. Daha bir yarım saat. ya da bir saat falan yatabilirdi. Sonra kalkar, ye ni güne başlardı. En bnemlisi dinlenmek, gücunü kuv vetıni toplamak, güne dipdiri başlamaktı. Düşünde gördüğü o çekirdeğıni ektıği şeftali ağa cını hatırladı. Aylar sonra o evden çıkmışlar, başka bir yere taşmmışlardı. Ekilen çekirdekten hiç bir se» soluk gelmemişti, kimseler bir gün o avluda bir şeftali ağact yetiştiğinin sözünü etmemisti ona, yıllar sonra da hiç beklemediği bir an o eski, gecmif olayı düşünde görüvermişti ijte. Giyindikten sonra cebındekilerini bir bir taydı. bır parası yoktu. Dunım tatsızdı yâni. Eski dostlarından «Karadeniz Lokantası»ndaki Archie Sailor'a telefon etü. • İki ricam var Archie» dedi. «Önce, na&'sın onu söyle?«Demir gibi.» dedi Archie. •Bugünkü maçlar için bahisleri kim tutuyor?» «Kime oynuyorsun?» •Dodger»»lere.» «Ne kadaıına girmek niyetindeain? Bin mi, iki bin mı. üç bin mi?» • Pek bahse girişeceğimden de emin değilim ya, neyse. Yalmz böyle buşey olursa kıme başvuracağımı senden ofrenmek istemiştım.» Archie, tek tanıdığı. Doğu Altmış Üçüncü bol gedeki bir bahisçinın telefon numarasını vardi ona. • Adı Koca Sam'dir.» dedi. Ben birazdan telefon eder, isteğini ona iletirim. Sonra da sana telefon ederim.» Dediğini de yaptı. biraz sonra yine aradı: «Tamamdır. oldu» dedi. «Teşekkürler. Acaba Dugün akşama doğru çocukları senin lokantaya yemeğe getırebilir miyunî Saat yediye dogru falan. ne dersin?» «Nerde oturmak ıstersıniz?» «Yukarda Pencere kenarında.» «Tamamdır.» dedi Archie. Sonra ermemce ekledi: «Anneleri ile aran iyidir ya. hani son dffa New York'ta sana soylediğim jçlbı davranıyorsun ona değil mi?» «Evet. öyle yapıyorum Archie » «En iyisıni yapıyorsun tabii. Samimtyet. Kırgmlıktan kızginlıktan her zaman daha İyidir.» «Tabiı öyle!» «Çocuklar mut!u olur, anneleri rnutlu olur, sen de çekişip durmazsın öyle hayatını yaş«rk''n. Bu dünyada en güzel şey ne bilır misın? Herkesi sevmek!» «Çocuklar daha küçüktüler, alamadımdı onlan. Bundan ötürü üzgunürn biraz. Fakat şimdi büyüdültr tabii. Maşallah ikisi de iyiler.» Archie: «Ben 1906larda New York'a gelclığımde on altı yaşlarında, çıçeğı burnunda'bir dehkanlıcıktım. Babam bana göz kulak olduydu o zamanlar. Sen doğmadan önceleri tanırdım bababı Sen de tıpkı ona benzersin Bütün konuşmasj ailesı Ü7Srineydl; her Itarısından, üç küçük çocuğund«ia, bir de memleketten söz eder dururdu.» «Evet. ben de hatırlıyorum Archie.» «Şansı yaver gitseydi. o da büyük X>\r ya?ar o'.abilirdi: her zaman derim sana bunu, öyle degü mi?» «Evet, söylersin.» «Niçin ama biliyor musun?» Biraa herhalde.» «Ben, n'olursa olsun güzel ışıni hep sürdürmeni istiyorum. Eline geçen fırsatlan heba etme sakın.» «İSim! sürdürüyorum.» «Ama hiç canını sıkmadan vap emi.» «Peki.» «O Bum'a söyier misin. »elirken benim parayı da getıriversin?» «Yoksa bahıs mi kazandın sen de?» «Bu kocamıs yaşırnda bile şanslıyım, an ftftık..» deöi Archie tlk iki maçta «Yanks» leri tuttum. Yarınki mscta da «Dodgen» leri tutuyo rum» «Kaç parasına oynuyorsun?» «Cok değü canım. Her bahıs ıçın btr yüslıigüne.» (Arkatı varj Pek
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear